TRT, radyo alanındaki yeniliklerine devam ediyor. Dört yeni radyo ile dinleyicilerin karşısına çıkıyor. Bunlardan biri 6 Mayıs’ta yayın hayatına başlayan Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya ve Mersin’de dinleyicilerine seslenen, internet üzerinden de 24 saat kesintisiz Türk Sanat Müziği yayını yapan Ankara’da 107.8 frekansındaki TRT Nağme Radyosu... TRT’nin dev arşivinden yararlanarak dinleyicilerine özel eserler ve yeni kayıtlar sunan radyonun asıl amacı büyük şehirlerdeki Türk Sanat Müziği boşluğunu doldurmak. TRT’nin çiçeği burnundaki diğer radyosu ise sadece Ankara’ya seslenen, kent radyosu anlayışıyla kurulan 105.6 frekanslı Ankara Radyosu. Bu radyo da kültür sanat, yaşam, müzik, magazin, tarih, ekonomi ve sporla kente ilişkin her türlü bilgiyi dinleyicilere sunuyor. Ankara’nın hava ve trafik durumuyla, su ve enerji bilgileri de güncellenerek dinleyicilere aktarılıyor. Sohbete dinleyiciyi katan ve her düşünceye açık olan radyo, 17 saat yayın yapıyor. Bu iki yeni radyonun heyecanını TRT Radyo Dairesi Başkanı Şenol Göka’nın ağzından dinledik. Diğer iki yeni radyo, TRT Türkü ve TRT Avrupa FM de TRT’nin web sitesinden ve uydudan yayın yapıyor.
Dinleyiciler TRT’nin tematik radyolarını nasıl buldu?
Dinleyiciler de bunu bekliyormuş. Kent radyolarını yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Radyo araştırmalarının sonuçlarına baktığımızda, dinleyicilerin bu yöne, tematik radyolara yöneldiğini düşünüyorum. TRT’nin kamu yayıncısı olarak böyle bir görevi üstlenmesi gerektiğini düşündük.
Önceliğiniz büyük şehirler miydi?
Öncelikle büyük şehirlerden, daha çok Türk Sanat Müziği ağırlıklı olarak başladık. Teknik alt yapıyla ilgili imkânların genişlemesiyle birlikte daha çok kırsala hitap eden Türk Halk Müziği radyosu da bu radyoların ardından geldi.
Ankara Radyosu’nun amacı nedir?
Kent radyosu anlayışıyla, genel araştırmalardan yola çıktık. Özellikle büyük kentlerde dinleyici profilinin değiştiği, belli alanlara doğru yöneldiği ve bazı alanlarda boşluk olduğu görülüyor. Kültürün gelecek kuşaklara aktarılması için kamuya önemli görev düşüyor.
TRT kamusal bir görev yerine getirdiğinden kanaat önderliği görevini de üstlenmiş oluyor. Böyle bir kaygıyla ortaya çıkmış bir radyo.
Bazı özel radyolar ‘konuşma’ radyosu olarak sesini duyurdu. Ankara Radyosu daha farklı bir pencereden mi dinleyicileriyle buluşuyor?
Hepimizin birçok alanda ortak paylaştığımız yaşadığımız bir günlük hayatımız var. Hepimizin hayatını tek tek ilgilendiren günlük sohbet ihtiyacımız var. Ağırlıklı olarak gazetecilerin takip ettiği gündemin dışında “Oğlana ne olacak? Kızın istediği ne?” gibi hayatımızda başka kaygılar da taşıyoruz. Kent radyosu da bu örnekle birlikte içeriğini ağırlıklı olarak günlük hayattan alıyor. Sohbetlerin olduğu konuşma radyosu diyebiliriz.
Sohbetin içinden müzik geçiyor mu?
Gerektiğinde çok az müzik olacak. Sohbet ederken nasıl müzik dinleme ihtiyacı hissetmiyorsak, bu radyoda da öyle olacak. Bir komşuya gitttinizde sohbet nasıl olur? Dallanıp budaklanır, uzar gider... Bu radyoda sınır yok. Sohbet ihtiyacını gidermek üzere bir araya gelmiş insanların sohbetleri olacak ve muhabbeti nereye kadar götürürlerse oraya kadar gidecek...
Peki sınır yoksa programcılar arası geçişleri nasıl düzenlediniz?
Ayrı ayrı programlar şeklinde düşünmüyor ve uygulamıyoruz. Farklı bir şey yapıyoruz. Sadece çalışma planımız ve hatalara yer vermeme açısından kalıbımız var.
Bu çalışma düzeni, bir günü programlama şeklinde. Programda sohbetin devam etmesi gerekiyorsa, devam ediyor. Kesin olarak bir sınırlama yok. Şu anda 6 programcı var. İhtiyaca göre bir başkası katılabilecek. Dışarıdan bize sohbet etmek üzere gelen programcılar var.
Peki TRT Nağme hakkında bilgi verebilir misiniz?
Özellikle şehirde yaşayan insanların ihtiyacı olan Türk Sanat Müziği boşluğunun doldurulması amacıyla kuruldu. TRT’nin kendi içinde birçok önemli sanatçıyı barındırmasıyla, bu işi yıllardır yapıyor olmasının getirdiği önemli bir birikimi, geniş arşivi ve araştırmacı potansiyeli var.
Kendi arşivimizi akılcı ve amaca dönük kullanmak için oluşturulmuş bir radyo. Türk Sanat Müziği’nin içinde sadece müzik yok, meşk vardır, sohbetle birlikte. Özellikle güftecisi bestecisiyle, hem bizim sanatçılarımızı hem de birikimlerimizi değerlendiriyoruz.
“Reyting derdimiz yok, ulaşma hedefimiz var!”
Bu iki radyoyu TRT’nin açılımlarından biri olarak değerlendirebilir miyiz?
Sadece açılım demek yetmeyecektir, önemli bir açılım bu. Bu amaçla TRT’nin sanatçısı ve arşivi de değerlendirilecek.
Sizce TRT’nin radyoları arasında rekabet artacak mı?
Elbette olacak. Bu güzel bir şey. Rakip olsun, karşı olmasın. Reyting derdimiz yok, ama her yere ulaşmak gibi bir hedefimiz var.