Nur Banu Molla’nın programı ‘Hayatın Ta Kendisi’, Best FM’de dinleyicileriyle buluşuyor. Nur Banu Molla, Arkeolog ve Gazeteci. Samsun’da başladığı radyo mecarasına birçok radyoda devam etti. Spikerlik ve seslendirmeler yaptı. Bir dönem ara verdiği mesleğine, Boğaz’da bir teknede balık ekmek sattıktan sonra yeniden döndü. Kendisini Best FM’de, yine haberin merkezinde buldu. Ardından ‘Hayatın Ta Kendisi’yle tanıştı... Molla’nın programına, birçok gazetede yayın yönetmenliği yapmış, eski gazetecilerden Ergun Kaftancı da eşlik ediyor, güldürürken eğlendiriyor, eğlendirirken bilgilendiriyor. Molla programını şöyle özetliyor: “Bazı konularda, fikirlerimiz taban tabana zıt. Ama, yine de karşılıklı konuşabiliyoruz. Bir gün bir uyku uzmanı ile karabasanı konuşuyor, bir gün de dalgıç konuk edip İstanbul Boğazı’nın dibinde neler olduğunu sorguluyoruz. Arkeolog çağırıp Indiana Jones oluyoruz, bir başka gün, ağır ceza mahkemelerinde yetişkinler gibi yargılanan küçücük çocukların haklarını arayabiliyoruz! Türkçeye fena halde duyarlıyız, gevezeyiz, dostuz, dede torunuz, Kavuklu ile Pişekârız, Karagöz ile Hacivatız...” Nur Banu Molla ile ‘Hayatın Ta Kendisi’ cumartesi günü saat 09.00’da Best FM’de...
Radyo sizi hangi dönemde yakalandı?
Arkeoloji öğrencisiyken gazeteci olmayı kafama taktığım için, Günaydın gazetesinin kapısına gittim. Israr ettim, başladım. Muhabirliğin ardından okul bitti, evlilik ve çocuklar derken... Samsun’da yakalandım!
Radyo aklınızın kıyısında köşesinde gizleniyor muydu?
Hayalim yoktu, hep haberci ve gazeteci olmak istiyordum. İnsanların duygularıyla sesini örtüştürmesi hoş bir marifettir!
“O da deli yaşasın!”
Sizce hayatın ta kendisi ne?
Aşk olabilir, para olabilir. Bir dinleyi-cimizin söylediği gibi sadece rakı, kavun, beyaz peynir olabilir. Her şey olabilir.
Programdaki iddianız nedir?
Türkçeyi en iyi kullanan programız. TRT ayarındayız. Ergun Kaftancı Türk Dili Edebiyatı bölümü mezunudur. O hep yanımdadır. Okan Bayülgen’in Hakkı Devrim’i gibidir.
Fikir alıyorum. İletişimimiz çok güzel, o da deli aynı zamanda! O yaşta cumartesi sabahı geliyor ve keyifle program yapıyor. Çünkü normal değil, yaşasın!
“Rengârenk biriyim!”
Türkçeye sahip çıkanlar genelde daha ciddi ve daha kurallı gibi düşünülür...
Türkçeye sahip çıkarsan, dilini düzgün konuşursan seni dümdüz ciddi biri gibi düşünüyorlar. Hayır, efendim ben rengârenk biriyim!
Hazırlık sürecinde neler oluyor?
Kendi halinde bırakmıyorum, bir disiplini var. Haber bültenlerinde yer veremediğim haberleri, programda cımbızlıyorum, orası benim oyun bahçem...
Kelimelere ses vermek mi, can vermek mi, hangisi terazide ağır basıyor?
Söz uçuyor yazı kalıyor! Yazmak çok kıymetli. Hem duygu donanımı hem mühendislik harikasıdır.
Dinleyicilerle aranız nasıl?
Best FM’in deli gibi dinleyicileri var. Her şeyi takip ediyorlar. Radyoda büyümüşüm, artık dinleyicilerim “Banu Abla” diyor bana.