Frekanslar arasında gezinirken bir an durup “Bu sesi nereden tanıyorum?” düşüncesi sizi sarıyorsa, radyoda program yapan Reyhan Karaca’ya denk gelmiş olabilirsiniz... Yıllardır radyodan şarkılarıyla sevenlerine ulaşan Karaca, bir seneyi aşkın süredir Dünya Radyo’dan farklı bir şekilde sesleniyor. Cumartesi günleri 12.00 - 14.00 saatleri arasında İstanbul 93.5 frekansından yayın yapan radyodan dinleyicilerini selamlayan Karaca, radyo programına ilk başladığında biraz endişelendiğini ama radyonun kanına girdiğini söyledi. Radyo programı yapmanın katkıları olduğunu anlatan Karaca, “Hayatımdaki en güzel günleri yaşıyorum. Artık daha düşünerek konuşuyorum. Radyo beni hitap ve diyaloglar açısından da geliştirdi. Radyocunun çenesi olmalı, kafası çok hızlı çalışmalı ki, 2 saat programı adam gibi yapabilsin. Burada radyocu arkadaşlarımdan çok şey öğreniyorum ve yeni ufuklar beni umutlandırıyor” diye konuştu. Karaca, uzun uzun yıllar birlikte olmak istediği dinleyicilerinden de olumlu tepkiler aldığını, rakip sanatçıların taraftarlarının kendisine radyodan daha kolay ulaştığını ve eleştirdiğini, fakat bu eleştirilere pek kulak asmadığını söyledi. Karaca, müzik dünyasına da gönderme yaparak, “Benim sesim özellikli bir ses ve radyoda da dinleyici bunu fark ediyor, müzik dünyasında herkesi birbirine benzetiyorum. Kendi sesinin rengi olan sanatçı az” diye konuştu. Karaca, hayatın ritmini yakalamak isteyenleri programına davet ediyor.
Radyoda program yapmak size neler kattı?
Radyoda söylediğin her şeyin karşılığı var, birçok lafı yutarak konuşurdum, artık düşünerek konuşuyorum. Radyo beni hitap ve diyaloglar açısından da geliştirdi. Programda sanatçıları ağırlıyorum. Televizyona çıkmayı tercih etmeyen birçok kişi canlı şarkı söylüyor. Konuklu programım yeni başladı ve konuğum programdan mutlu ayrılıyor. Dinleyiciyi radyoda tutmak çok önemli. Daha ben yeniyim ve burada radyocu arkadaşlarımdan birçok şey öğreniyorum.
Radyonun içinden de ‘müzik’ geçiyor ama farklı bir şey yapmak sizi endişelendirdi mi?
Başta biraz panikledim. Sesle birilerini yakalamak çok zor, radyoculuk çok zor bir iş. Radyo insanın kanına giriyor ve çıkması zor ... Radyocunun çenesi olmalı, kafa çok hızlı çalışmalı ki 2 saat olan programı adam gibi yapabilsin. Mesela Türkçe müzik dinlemiyorum, ama burada gündemi müzikleri takip ediyorum.
”Müzik dinlemiyorum” derken?
Albüm zamanı şarkı seçmek için çok müzik dinliyorum ve o yüzden dinlemekten sıkılıyorum.
Dinleyicilerin sizi sesinizden tanıdığı oluyor mu?
Sesimin özellikli bir rengi var ve beni sesimden tanırlar.
Programınızda neler yapıyorsunuz?
İlk başlarda günlük olayları tartışıyorduk, dinleyicilerden sorularıma gelen yanıtları okuyor, tepkileri ölçüyor ve isteklerini cevaplıyordum. Konuklarımız yayında canlı canlı şarkılarını söylüyor.
Gelen konuklarınıza zamanında size sorulmuş sorulardan hangisini özellikle sor muyorsunuz?
Herkesin sorduğu soruları sormuyorum. Mesela aile yaşantısını soruyorum. Benim en sinir olduğum sorudur, “Müzik hayatınıza nerede ve nasıl başladınız?” sorusu...
Onları ağırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Konuklarımız sadece sanatçılar değil, farklı mesleklerden de olabiliyor. Onları burada iyi ağırlamak, konuşmak ve konuşturabilmek çok önemli. Ben konuşturmayı iyi beceriyorum. Programda asla kimse kasılmıyor.
Programdaki şarkıları da siz mi hazırlıyorsunuz?
Genelde ben seçiyorum. 10 şarkı tespit ediyorum. Konuğumuz varsa öncelikle onun şarkılarını dinletiyoruz. Kendi şarkımı çalayım derdinde değilim. Kendi şarkımı çalmak aklıma bile gelmiyor...
Dinleyiciler radyocu Reyhan Karaca’yı nasıl buldu, tepkiler ne yönde?
Beni dinleyenler mutlu oluyor, tepkiler genelde iyi, ama sinir olanlar da var... Sanatçısınız ve göz önündesiniz, radyodan daha çabuk ulaşıyorlar. Rakiplerimin hayranları etkileyebiliyor. Ama buradaki başka bir kimlik, radyocu kimliği... Yapıcı eleştirilere katılıyorum, ama silici eleştirileri kaale almıyorum.
“Radyocular ‘Boynuz kulağı geçti’ diyor”
Siz hangi radyocuları dinliyor ve onlardan tüyolar alıyorsunuz?
Dinlediğim birkaç radyocu var, kendi radyomu övmeyeyim, ama bizim radyoyu seviyorum ve değişik buluyorum. Kelebek gibi rengarenk... Perişan FM’i çok beğeniyorum. Radyomun dışında Arzu Çağlan, Cem Ceminay, Füsun Alkan, Hopdedik Ayhan, Michael Kuyucu gibi duayen radyocuları takip ederek kendimi geliştiriyorum.
Radyoculardan herhangi bir eleştiri geldi mi?
Onlar çok iyi, ilk başladığımda bütün radyoculardan mesaj geldi. Bana “Şöyle yap, böyle yap” diye akıl da veriyorlardı. Son zamanlarda “Boynuz kulağı geçti, bizden iyi oldun” yorumları yapmaya başladılar.
Radyoculara buradan bir mesajınız var mı?
Korkun artık! Ben de artık bir radyocuyum, radyoların kraliçesi benim!
Televizyondan program teklifleri geliyor mu?
Geçen günlerde sit-com tarzı bir dizi teklifi geldi. Genelde nedense yemek programı teklifi geliyor, galiba yemek yapmayı iyi bildiğimden dolayı... Belli değil ama birine karar verebilirim.
Müzikle ilgili sürprizler var mı?
Yeni bir maxi single çalışmasındayım. Single’ın prodüktörü Şehrazat ve bana bir de şarkı verdi.