Yavuz Kocaömer

Ülkemizde engellilerin, özellikle bedensel engellilerin spor yapmasına uygun salonlar çok da fazla değil. Yeni yapılan salonlarda bile, o illerde bir gün engellilerin de o salonlarda spor yapabileceği pek kimsenin aklına gelmiyor. Biz bunları yazdıkça ilgililer kızıyor. Amaç kimseyi kızdırmak değil. Ülkemizde son yıllarda büyük ivme kazanan engelliler sporuna daha çok dikkat çekmek ve bir gün ülkemizde Paralimpik Oyunları yapılacaksa bunların alt yapısını sağlamak için yetkilileri uyarmak.
1999 yılında ilk defa zamanın Cumhurbaşkanı, Spor Bakanı, İstanbul Valisi tarafından açılan İstanbul Bahçelievler’deki o zamanki adıyla Özürlüler Spor Salonu’nun açılışından bir süre sonra gittiğimizde, tuvaletlerin alaturka olduğunu gördük. Yani adı “Engelliler Spor Salonu” olan bu tesis de tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşayan bir sporcumuz ihtiyaçlarını tuvalette nasıl giderecekti, onu düşünen bile olmamış.
Daha sonra yine bu sütunlarda bu konuyu dile getirmemizin sonucu, o zamanki İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Tamer Taşpınar derhal gerekli önlemleri alarak salonun bu bölümünü de tekerlekli sandalyeli sporcularımıza uygun hale getirmişti. Böyle mi olmalıydı?
Hele son dönemde

Görme Engelliler Spor Federasyonu’na bağlı olarak spor yapan gençlerimiz, 2012 Londra Paralimpik Oyunları’na şu anda 24 sporcu ile katılma hakkını kazanmış bulunmaktalar.
2000’de bu satırların yazarı tarafından ısrarla sürdürülen görüşmeler sonucu, 4’e ayrılan o tarihlerdeki Engelliler Spor Federasyonu’ndan biri olan Görme Engelliler Spor Federasyonu uzun yıllar Mesut Dedeoğlu’nun başkanlığında bugünkü başarıların temelini attı.

Abdullah Çetin
2006 yılından beri yönetim kurulunda bulunan Abdullah Çetin ise 2009-2011 arasında sürdürdüğü federasyon başkan vekilliğinden sonra, 28 Mayıs 2011’de Mesut Dedeoğlu’nun 2011 genel seçimlerinde aday olması ile başkanlığa seçildi. Aynı zamanda Uluslararası Görme Engelliler Spor Federasyonu (İBSA) Genel Sekreteri olan Abdullah Çetin, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nde de yönetim kurulu üyesi. Başında olduğu federasyon için her türlü olanağı kullanan, federasyona bağlı sporculara bir takım avantajlar sağlamak için uğraşıp didinen bir arkadaşımız.
Görme Engelliler Spor Federasyonu yine ilke imza atarak 2012 Londra Paralimpik Oyunları’na hem Goal-Ball hem de Futsal’da takım halinde katılmayı da başardılar. Engelliler sporuna

Geçtiğimiz hafta Görme Engelliler Futsal Takımımız’ın da 2012 Londra Paralimpik Oyunları’na katılma şansını yakalaması ile oyunlara katılacak görme ve bedensel engelli sporcu sayımız 67‘ye ulaştı. Bunlardan 24‘ü görme,43‘ü bedensel engelli. Bu sonuçlar yıllardır yapılan çalışmaların bir ürünüdür.
2000 yılında Sidney’de yapılan Paralimpik Oyunları’na 1 sporcu ile katıldığımız düşünülürse, 12 sene sonra ortaya çıkan rakam gurur vericidir. Bunun yanı sıra, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları tarihimizde ilk defa, hem de 3 ayrı branşta takım sporlarında katılma hakkını elde etmiş bulunuyoruz. Bunlar; tekerlekli sandalye basketbol, goalball ve futsal spor dalları.

1948-1990
Öte yandan, ülkemizde Engelliler Spor Federasyonu’nun 1990’da kurulduğunu, örneğin Almanya’da ise 1948 yılında kurulduğunu da unutmamamız gerekir. Aradaki farkın süratle kapanması, genç Türk nüfusunun ve onları eğiten, yönlendiren antrenörler ve federasyonların başarısıdır. Haziran ayında yapılacak bir iki yarışma ile 67 rakamına ilavelerin olabileceğini düşünüyoruz.

Çin’deki durum
2004 Atina Paralimpik Oyunları bittiği anda, Çin’de, 2008 Pekin Paralimpik Oyunları’na aday sporcu sayısı, yani barajları

Bu yıl Türkiye’deki faaliyetlerinin 100’ncü yılını kutlayan BP, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi sponsorluğuna ek olarak, Milli Paralimpik Takımı’nda yer alan 8 sporcuya da sponsor oldu.
Geçtiğimiz haftalarda Antalya’da yapılan bayiler toplantısı sırasında, 2012 Londra Paralimpik Oyunları’na katılacak sporcularımızdan Suat Öner (Atletizm), Çiğdem Dede (Halter), Beytullah Eroğlu (Yüzme), Kübra Öçsoy (Masa Tenisi), Nergiz Altıntaş (Masa Tenisi), Özlem Baykız (Yüzme), Semih Deniz (Atletizm) ve Doğan Hancı (Okçuluk) ilgili federasyonların seçimi sonucunda, BP’den geçtiğimiz ocak ayından başlamak üzere yıl sonuna kadar her ay önemli miktarda destek alacaklar.
Amaç, 2012 Londra Paralimpik Oyunları’na hazırlanma ve kendini geliştirme çerçevesinde destek sağlamak. Özellikle engelliler ve engelli sporları konusunda duyarlı olan BP Türkiye Akaryakıt Direktörü Richard Harding “100’ncü yılımızı kutlarken, Milli Paralimpik sporcularına sağlayacağımız destek bizi en az Türkiye’deki 100’ncü yılımızı kutlamak kadar heyecanlandırıyor. Bu işbirliği tüm çalışanlarımızla, bayilerimizle ve müşterilerimizle BP ailesi olarak hepimizi gururlandıran çok önem verdiğimiz bir girişim” sözleri ile

Almanya’da toplam 19 adet Olimpiyat Hazırlama Merkezi bulunuyor. Bu merkezlerde Olimpiyatlar’a ve Paralimpik Oyunları’na hazırlanan sporcular, bir kısmı yatılı olarak, ilgili sporlarda antrenman yapıyorlar, fizik tedavi ve tıp merkezleri ve psikologlar kendilerine destek oluyor. Frankfurt’ta kurulu merkez, 19 merkezin içinde, ilk üçte yer alıyor.
Geçtiğimiz hafta Hessen Eyaleti’nin başkenti olan Wiesbaden’de Olimpiyat Merkezi’nin 25’inci yılı bir akşam yemeği ile kutlandı. Hessen Eyaleti Başbakanı Volker Bouffier’in yaptığı konuşma, spor ile ilgili birçok devlet adamına örnek olacak nitelikteydi. 160 davetlinin bulunduğu salonda, Hessen eyaletinde (Başbakan daha önce spordan da sorumlu olan İçişleri Bakanı idi) sporun nasıl geliştiği, sporda en önemli faktörün spor kulüpleri olduğunu, bunların desteklenerek bu eyaletten nasıl şampiyonlar çıkarıldığını anlattı. Salonda bulunan Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’ndan madalya almış sporcular tanıtıldı. Olimpiyat Komitesi ile Paralimpik Komitesi’nin nasıl el ele çalıştığı vurgulandı. “Olimpik ve Paralimpik Oyunlar eşit değildir” diyen TMOK Başkanına böyle toplantılara katılarak bir şeyler öğrenmesini tavsiye ederiz.
Frankfurt

Gerçekten antrenörler kimin umurunda. Ama onlar araştırır, bulur yetiştirir ve büyük başarıları getirir. Başarı gelinceye kadar antrenör önemlidir. Başarıdan sonra ise sadece sporcu vardır. Antrenör yok sayılır. Ödüllendirmede değeri olmaz. Sponsorlar sadece sporcular için ortaya çıkar. Antrenör olmaz. Sanki o antrenörler bu işe yıllarını vermemişler. Sporcuyu bulup yetiştirmemişler. Başarılar antrenörsüz gelmiş. Onlara ne federasyonlar maddi açıdan kolaylık sağlar ne de sponsorlar. Sözleşmeleri bile yok.
1998 yılından beri milli takımların başında gönüllü olarak görev aldım. Sokak sokak sporcu aradım. Buldum, yetiştirdim ve ülkeme tarihinde ilk defa Avrupa Şampiyonluğu, ikinciliği ve üçüncülüğü kazandırdım. Sporcularım artık Dünya gündeminde izlenen sporcular oldu.
Türkiye’ de bu konuda bir gelirin olmaması nedeniyle, hiçbir antrenörün ilgi duymadığı bu kesime gönüllü olarak hizmet verdim. Milli takımlarda sadece benim sporcularım görev aldı. Neden? Çünkü 365 gün hiç bıkmadan, usanmadan gönlümüzü ortaya koymamızdan. Hiç kimse “Sporcuyu nasıl buldun ?”demedi. “Nasıl bir çalışma ortamı buldun?” demedi. “Tesislere geliş ve gidişlerinizi nasıl sağlıyorsunuz ?” demedi. Bu

6. Özel Sporcular Dünya Kayak Şampiyonası 27 Şubat - 4 Mart tarihleri arasında Erzurum Palandöken’de gerçekleştirilecek. 6.’sı düzenlenecek şampiyonaya, Türkiye ilk kez ev sahipliği yapıyor.
Avustralya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İsveç, İtalya, Japonya, Nijerya, Rusya ve İspanya’dan toplam 63 sporcu ve 42 idareci katılacak. Türkiye, Alp Disiplini’nde 9, Kuzey Disiplini’nde 5 sporcu olmak üzere toplam 10 sporcu ile katılacak.
İki yılda bir yapılan şampiyona ülkemizde gerçekleşecek. Konuyu bilenler ve anlayanlar için, Dünya’ da, Türkiye’ de engelliler sporuna bakışın yeni bir göstergesi olacak. Umudumuz, şampiyonanın kazasız geçmesi. Umarız bunun için gerekli önlemler, gerek Türkiye Özel Sporcular Federasyonu, gerekse Türkiye Kayak Federasyonu tarafından alınmıştır.
Ülkemizde engelli sporları ile ilgili bu tip Avrupa ve Dünya Şampiyonaları ne kadar çok organize edilirse ve devletimiz tarafından ne kadar desteklenirse, daha ileride başka Dünya Şampiyonları’nı, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nı ülkemize getirmekte destek olacağı kesindir.
Bir ülkede Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nın yapılabilmesi için tesisten önce, o ülkede yaşayan insanların çeşitli sporlara

Küçükken rahmetli anneannem beni karşısına alır yapmamam gereken şeyleri dakikalarca anlatırdı. Sonra ben yine onun anlattıklarının tersini yaptığımda kızar ve en sonunda ‘Yeter artık. Dilimde tüy bitti sana şunları anlatmaktan. Bir türlü anlamıyorsun’ derdi.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’la 19 Eylül 2011’de makamındaki görüşmemizde ve Paralimpik Oyunları’nın önemini anlattıktan sonra, kendileri aynı akşam Haber Türk’te çıktıkları canlı yayında bir soru üzerine şöyle demişti: “2020 İstanbul Olimpiyat Oyunları’na değil, 2020 İstanbul Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na adayız. Bir düzeltme yapmak istiyorum, Paralimpik Oyunları olmadan Olimpiyat Oyunları organize edilemez”.
Hemen telefona sarılıp basın danışmanını arayıp “Bakanımı yanaklarından öp, sağ olsun” demiştim. Daha sonraki birkaç söyleşisinde de aynı deyimi kullandı. Çünkü bu bütün dünyanın olimpiyata aday ülkelerin spor bakanlarının, başbakanlarının, cumhurbaşkanlarının kullandığı bir deyim. Ancak son 1,5-2 aydır yine sevgili Suat Kılıç konuşmalarında, söyleşilerinde sadece “2020 İstanbul Olimpiyat Oyunları”demeye devam ediyor.

Tayfun Talipoğlu
2 Şubat 2012’de bir televizyon kanalına çıkan Tayfun Talipoğlu,