Küçükken rahmetli anneannem beni karşısına alır yapmamam gereken şeyleri dakikalarca anlatırdı. Sonra ben yine onun anlattıklarının tersini yaptığımda kızar ve en sonunda ‘Yeter artık. Dilimde tüy bitti sana şunları anlatmaktan. Bir türlü anlamıyorsun’ derdi.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’la 19 Eylül 2011’de makamındaki görüşmemizde ve Paralimpik Oyunları’nın önemini anlattıktan sonra, kendileri aynı akşam Haber Türk’te çıktıkları canlı yayında bir soru üzerine şöyle demişti: “2020 İstanbul Olimpiyat Oyunları’na değil, 2020 İstanbul Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na adayız. Bir düzeltme yapmak istiyorum, Paralimpik Oyunları olmadan Olimpiyat Oyunları organize edilemez”.
Hemen telefona sarılıp basın danışmanını arayıp “Bakanımı yanaklarından öp, sağ olsun” demiştim. Daha sonraki birkaç söyleşisinde de aynı deyimi kullandı. Çünkü bu bütün dünyanın olimpiyata aday ülkelerin spor bakanlarının, başbakanlarının, cumhurbaşkanlarının kullandığı bir deyim. Ancak son 1,5-2 aydır yine sevgili Suat Kılıç konuşmalarında, söyleşilerinde sadece “2020 İstanbul Olimpiyat Oyunları”demeye devam ediyor.
Tayfun Talipoğlu
2 Şubat 2012’de bir televizyon kanalına çıkan Tayfun Talipoğlu, Diyarbakırlı bir görme engelli paralimpik oyunlarına katılma hakkını kazanmış sporcumuzu anlatırken, devamlı ‘Olimpiyat Oyunları’ dedi. Tayfun Talipoğlu gibi engellilere ve engelliler sporuna her zaman ilgi gösteren bir kardeşimizin bile hala engellilerin yarıştığı oyunların adının ‘Paralimpik Oyunları’ olduğunu bilmemesi mümkün mü? Tabii ki değil. Ama alışkanlıklardan da vazgeçmek zor. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.
Artık gerçekten 2020 İstanbul Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na adaylığımızı ciddiye alıyorsak konuşmalarımızı da ona göre düzenlemek zorundayız.