Yavuz Kocaömer

Kısa bir süre önce, Uluslararası Paralimpik Komitesi bültenlerinde, Güney Kore Milli Paralimpik Komitesi ile Kanada Paralimpik Komitesi’nin bir işbirliği anlaşmasını okuduk. Ve aklımıza bu ülkenin Paralimpik Komitesi ile olan işbirliğimiz geldi.

2008 senesinde, Pekin Paralimpik Oyunları sırasında başlayan temaslarımız ve dostluğumuz, o zamanki Komite Başkanı Miss Hyang-Sook Jang ile önemli gelişmeler kaydetti. Daha sonra göreve gelen tekerlekli sandalyeli Dr. Seok-Yong Yoon zamanında 2010 senesinde, bir işbirliği anlaşması imzaladık. Temaslar devam ederken, birlikte Türkiye’de, Güney Kore’de ve Hollanda’da, Dünya’da ilk defa organize edilen Uluslararası Paralimpik Gençlik Kampları’na katıldık ve organize ettik.

Daha sonra İstanbul’da ziyaretimize Bayan Na Kyung-Won ile Bay Kim Sung-il geldi. Amaç, Bayan Na Kyung-Won’un uluslararası Paralimpik Komitesi Yönetim Kurulu’na girmesi ile ilgili destek sağlamak idi. “Türkler ve Koreli’ler Dosttur” sözünü birçok Koreli meslektaşımızdan duyduğumuz için ve de tarihi bildiğimiz için, elimizden gelen olanakları kullanarak, dost ve sözümüzün geçeceği ülkelerin desteğini alarak Bayan Na Kyung-Won’un IPC Yönetim Kurulu’na seçilmesinde

2016 Rio Paralimpik Oyunları’na yaklaşık 1,5 senelik bir zaman kaldı. Özellikle, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nda son aylarda yaşanan huzursuzluklar ve federasyonun görevlerini yerine getirmeyişi, muhakkak ki bu Paralimpik Oyunları’na katılacak olan sporcu sayımızı ve alınacak dereceleri de etkileyecek.

2012 Londra Paralimpik Oyunları’na 47 sporcu ile katılan bu federasyonumuz, umarız önümüzdeki yıl da en azından bu sporcu sayısına ulaşır. Ancak, yaşananlar fazla ümitli olmamıza engel oluyor.

Kısa bir süre önce Atıcılık Bölümü Başkanı Nevzat Yamaç’ın istifa etmesiyle, Paralimpik Oyunları’nda önemli branşlarımızdan bir tanesi olan bu dalda, başarı, yerine gelecek olan arkadaşlarımızın, konuyla ilgili çalışmalarına bağlı.

Aynı şey tekerlekli sandalye basketbolu için de geçerli. Ferdi sporlardaki malzeme eksiklikleri bir yandan, kulüp sporlarındaki harcırahların bir kısmının hala ödenmemiş olması diğer yandan bizleri endişeye sevk ediyor.

22 Mart’ta yapılacak olan Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Olağanüstü Genel Kurulunda seçilecek olan yönetimin işi oldukça zor. Hemen peşinden Türkiye’nin seçim havasına girmesi dolayısıyla, yeni bir federasyonla, Gençlik ve

Almanya’da bugünlerde Alman Engelliler Spor Federasyonu ile bir sivil toplum örgütü arasında imzalanan protokole göre, yeni bir uygulama başladı. Federasyon engelli çocukların yüzme sporu dolayısıyla gelişmelerini sağlamak amacında. Bilindiği gibi yüzme, uzmanlar arasında en önemli rehabilitasyon çalışmalarından biri olarak görülüyor ve vücudun gelişmesine katkıda bulunuyor. Bu programın amacı, engelli ve engelsiz çocukları birlikte yüzme sporu konusunda heveslendirmek ve bu arada engelli çocukları da böylece rehabilitasyon bakımından koruma altına almak.

5 ile 15 yaş arasındaki engelli çocuklar, aileleri tarafından, program çerçevesinde bir eğitime tabi tutuluyor. Hiçbir ücret ödemeden bir yüzme pasaportu denen, içerisinde çeşitli hareketlerin yapılmasını öngören kitapçıklar dağıtılıyor. Yalnız havuzlarda değil, evlerinde de bu pasaportlarda yazan hareketleri anne ve babalarının gözetiminde yapmak zorundalar.

Ağustos ayının başında ise yapılacak son değerlendirmelerden sonra, en çalışkan ve başarılı engelli yüzücü adayları, Eylül’de yapılacak yüzme yarışlarına davet edilecek, böylece geleceğin milli sporcuları da yavaş yavaş havuzlarda gelişmeye başlayacak.

Programın

Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) 16 yıldır ülkemizde engelliler sporuna ve engelli insanlarımıza, ortez, protez, ameliyat, eğitim bursları, rehabilitasyon yardımları gibi konularda destek olmaya çalışan bir sivil toplum örgütüdür.

Ara sıra konularla ilgisi olmayanlar internet üzerinden, çoğu kez de yanlış isimlerle yazan insanlar var. Onlar bizi çok ilgilendirmiyor. TESYEV’in desteklerine bakacak olursak, bugüne kadar 908 adet spor sandalyesi dağıtmış. Yani, tekerlekli sandalye sporunda kurulan birçok kulübün, kurulması ve malzeme yönünden desteklenmesi konusunda faaliyet göstermiş. Bu sandalyelerin değeri ise yaklaşık 3 milyon 420 bin Türk Lirası.

Bunun dışında toplam 343 engelli spor kulübüne 2 milyon 275 bin Türk Liralık diğer malzemeleri dağıtmıştır. Yine aralarında sporcuların da bulunduğu burs yardımları 7 milyon 300 bin Türk Lirası’na ulaşmıştır. 1 milyon 846 bin Türk Lirası seviyesinde bilgisayar yardımının yanı sıra, rehabilitasyon yolu ile engelli insanlarımıza verdiği destek ise yaklaşık 5 milyon Türk Lira’sına yaklaşmaktadır.

Beşyüz bin Türk Lirası’na yaklaşan aynı yardımların dışında, hasta bezi, sesli program, işitme cihazı, odyo

Birkaç kez sütunlarımızda yazdık. 2009 yılından beri, Birleşmiş Milletlerin (ülkemizin de imzaladığı) aldığı bir kararla, engelli insanlarımız konusunda dahil etme yerine, paylaşma öne çıktı. Yani, aynı toplumda yaşadığımız engelli insanlarımızla yaşamı paylaşma.

Yine Almanya’dan örnek vereceğiz. 2014 yılından itibaren Almanya, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlıkları tarafından desteklenen projelerden bir tanesi de, sporun içinde ve spor vasıtasıyla paylaşma projesi. Buna göre, spor kulüplerine, engelli insanlarla spor sahalarında, spor kulüplerinde birlikte olmayı, tesislerden paylaşım sonucu spor yapmayı ön plana çıkarıyor.

Federal Alman Engelliler Spor Federasyonu ile Federal Alman Engelliler Spor Teşkilatı’ nın Gençlik Bölümü bu konuda, beden eğitimi öğretmenlerini, çocukların ve gençlerin, engelli ve engelsiz ayırt etmeden, birlikte spor yapmaları konusunda eğitiyor. Ve böylece de muhtelif spor kulüplerinde çeşitli branşlarda paylaşım artmaya başlıyor. Bunun sonucunda, engelli gençler daha çok spora yönlenirken, engelsiz gençlerle bir arada spor yaptıkları, yaşamı paylaştıkları yeni arkadaşlar kazanıyorlar.

Bizde ise, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bu konuda, bugüne

Wojtek Czyz, bir Alman sporcu. 15 Eylül 2001’de, Köln’de bir amatör takımda futbol oynarken, o zamana göre çok önemli sayılan bir meblağa, Fortuna Köln ile bir profesyonel sözleşme imzalıyor. Son hafta, amatör takımı ile oynadığı maçta, ilk devre tartıştığı karşı takımın kalecisi, ikinci devre kendisine uzatılan bir topa koşarken Wojtek’in dizine tabanını geçiriyor. Almanya gibi bir yerde, öğlenden sonra saat 16 civarında meydana gelen bu olay, ancak sabaha karşı 04 de, üçüncü olarak getirildiği hastanede ameliyat ediliyor ve son çare olarak sol bacağı dizinden kesiliyor.

Ancak Wojtek, sporu bırakmıyor, tek bacaklı ampute atlet olarak çalışmalarına başlıyor. Olaydan sadece 11 ay sonra, kendi kategorisinde 100 metrede ve uzun atlamada Almanya Şampiyonu oluyor. Ve ondan sonra defalarca Dünya rekoru kırarak, toplam 4 paralimpik altın madalyaya sahip oluyor. Şimdilerde Wojtek’in hedefi, bir yelkenli ile dünyayı dolaşmak ve bütün gideceği ülkelerde ampute sporu yapan gençlere destek olmak. Bunun içinde, teknesinin içinde protez imal edecek bir de atölye kurdu.

Bütün bunlar çok kısa bir süre önce Almanya’da piyasaya çıkan “Bacağımı nasıl kaybettim ve kendime nasıl geldim ?”

1- Tüm tesislerin engelli, engelsiz sporcu ve seyirci ayrımı yapmaksızın düzenlenmesi, ulaşılabilir, erişilebilir ve ihtiyaca cevap verebilir hale getirilmesi.

2- Tüm spor tesislerinin dışında, Milli Eğitim Bakanlığı’na ait okulların spor tesislerinde ve diğer kurumların bu amaçla kullanılan tüm spor tesislerinde aynı düzenlemenin yapılması ve denetlenmesi.

3- 81 ilde bulunan spor tesislerinin değerlendirilmesi amacı ile GSGM Tesisler Dairesi Başkanlığı, Engelli Spor Federasyonu ve Türkiye Futbol Federasyonu yetkililerinin oluşturduğu bir komisyon kurulmalıdır. Bu komisyonca alınan kararlar doğrultusunda İl Müdürlükleri ile işbirliği içerisinde tesisler hakkında bilgi edinilmelidir.

4- Spor tesislerinin engelli sporcu ve seyircilere uygun hale getirilmesi; 81 ilde bulunan tüm spor tesislerinin engelliler açısından kullanılabilmesi için gerekli olan çalışmaların ne olacağı ve maddi bilançosunun çıkarılarak rapor şeklinde hazırlanmalıdır.

5- Yurt genelinde bütün tesislerde engelli, engelsiz tüm kulüplerin ayrım yapılmaksızın antrenman ve maç yapma imkanları eşit hale getirilmelidir.

6- Federasyonlar, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK arsında yapılacak protokolle mevcut

TFF bünyesinde, belki de Dünya’da ilk örneği oluşturan 4 engelli spor başkanının da üye olarak katıldığı Engelliler Koordinasyon Kurulu kurulduktan sonra, engelli futbolunda, ülkemizde oldukça önemli gelişmeler sağlandı. İşitme engelliler için kadın futbolu oluşturulurken, Bedensel Engelliler Spor Federasyonun branşlarından ampute futbol liginin maçlarının televizyondan yayınlanmasını sağlamanın yanı sıra, görme engelliler spor federasyonun da 2 kategoride, yani hiç görmeyenler ile az görenler geçtiğimiz Nisan ayında başlatılmıştır.

Ligin ismi daha sonra “Sesi görenler” olarak değiştirilmiş ve sonrasında engelliler kurulu ile pazarlama departmanın işbirliği ile TURKCELL sponsorluğu hayata geçirilmiştir.

Turkcell Sesi Görenler Ligi, bu yıl ilk defa UEFA’dan büyük ödüle layık görülmüştür. Bu sene 3. kez düzenlenen KİSS (Knowledge İnformation Sharing Scenario) Pazarlama ödüllerinin “En İyi Sponsorluk Aktivasyonu” kategorisinde, Turkcell Sesi Görenler Ligi ile, Türkiye Futbol Federasyonu olmuştur.

Türkiye Futbol Federasyonu, engelli futbolunun gelişmesi için yılda 2 milyon TL’ye yakın bir kaynağı harcamaktadır. Bu kaynağın çok önemli bir bölümü 4 federasyona Lig ve Milli