1. Dünya Savaşı sonrası Amerika

26 Ocak 2015

Birinci Dünya Savaşı bittiğinde, Amerikalı bankerlerin savaşı kazanan ülkelerden, özellikle de İngiltere ve Fransa’dan çok büyük alacakları vardı. Bu alacaklar, savaşta yenilmiş devletlerin galip devletlere ödeyecekleri savaş tazminatlarıyla, karşılanacaktı. Para, yenik ülkelerce galiplere ödenecek; galipler de Amerika’ya geri ödeme yapacaklardı. Yani, Amerikalı bankerler yenik devletlerin ödeme gücünü de sürdürmek, zorundaydılar. 1914 yılına girilirken, dünyanın çeşitli ülkelerine 3.7 milyar dolar borcu olan Amerika; 1918’e gelindiğinde, diğer ülkelerden 3.8 milyar dolar alacaklı hale gelmişti.
Amerika’da 1917 yılında çıkarılan, “casusluk yasası” çok ağır hükümler içeriyordu. Yasaklananlar arasında, ‘Savaş’ı eleştirmek de bulunuyordu. Dünya Sanayi Çalışanları Birliği (IWW) lideri Bill Haywood, “Yöneten sınıf savaşları çıkartıyor, yönetilen sınıf ise, savaşıyor ve ölüyor” dediği için 10 yıl hapse atıldı. Daha sonra, Başkan Wilson’ın izni ile “IWW” tamamen kapatıldı.
Almanya ve Almanlarla ilgili her türlü konuda da, yasaklar getirilmişti. Birçok okulda, Alman kökenli Amerikalı öğrenciler, derse başlamadan önce, Amerika’ya bağlılık yemini ettiriliyorlardı. Orkestralar,

Yazının Devamı

ABD’nin dünya imparatorluğu

20 Ocak 2015

1878’e kadar Avrupa devletleri, kurdukları koloniler sayesinde, dünyadaki kara parçalarının % 67’sini kontrol ediyorlardı. 1890 yılında, Afrika’nın % 90’ı Avrupalıların eline geçmişti. 1914’e gelindiğinde, tüm dünyanın % 84’ü Avrupa imparatorlukları tarafından kontrol edilmekteydi. ABD’nin dünya imparatorluğu olma isteği, 19. yüzyılın son yıllarında başladı; Birinci Dünya Savaşı ile pekişti. Savaş’a kadar Amerikan ekonomisi “400” adıyla anılan aristokrat aileler tarafından kontrol ediliyorlardı. Bunlar arasında J.P. Morgan, John D. Rockefeller ve William Randolph Hearst vardı. Bütün zamanların en iyi filmi kabul edilen “Citizen Kane” filmi, Hearst hakkındadır.

Emperyalizm olmadan...
1929 Wall Street krizinden önce, Wall Street’te 1893’te yine bir kriz yaşanmış (Kara Cuma) ve işsizlik % 20’ye dayanmıştı. Kriz sırasında, George Pullman’s Palace Car Campany, ABD’deki demiryolu ulaşımını tamamen durdurdu. Bu sırada ayaklanan işçilerden düzinelercesi, devlet güçleri tarafından öldürüldü.
Amerika’nın başka bir güç gösterisi de Filipinler’de yaşandı. Filipin Adaları, Çin’e giden gemiler için bir uğrak noktasıydı ve İspanyollar tarafından kontrol ediliyordu. Mayıs 1898’de,

Yazının Devamı

Savaş şirketler için bulunmaz fırsattı

19 Ocak 2015

İkinci Dünya Savaşı, Amerikan şirketleri için bulunmaz bir fırsat yarattı. 1940’da toplam 6.4 milyar dolar kâr eden şirketlerin, 1944 kârı, 10.8 milyar dolara yükseldi. Bu dönemde, savaş nedeniyle işçi ücretleri dondurulmuştu. Sadece 1944 yılında, 1 milyondan fazla işçi grev yaptıysa da; işçi ücretleri yükseltilmedi. Savaş halinin büyük şirketlere iyi kârlar bıraktığı anlaşılınca da, savaş geleneği sürdürüldü. Bu gelenek, hâlâ devam ediyor.

Gizli buluşmalar
1944 Ekim’inde, İngiliz Başbakanı Churchill ile Sovyetler Birliği Başkanı Stalin, Moskova’da gizli olarak buluştu ve bölgeyi paylaştılar. Bu buluşma, Amerikan Başkanı Roosevelt’ten habersiz yapılmıştı. Anlaşmaya göre Romanya’nın yüzde 90’ı, Macaristan ve Bulgaristan’ın yüzde 75’i, Yugoslavya’nın yüzde50’si Sovyetler’e bırakılıyor; Yunanistan’ın yüzde 90’nına İngilizler el koyuyordu. Singapur, Hindistan ve Ortadoğu ile Yakın Doğu’daki tüm eski İngiliz sömürgeleri ise, İngiltere’ye geri veriliyordu. Anlaşmada, Polonya’dan hiç bahsedilmemişti.
Bu buluşmadan hemen hemen iki ay sonra bu kez Roosevelt, Churchill’e haber vermeden, Stalin’le görüştü ve Çin’deki 2 milyon Japon askerinin buradan temizlenmesi karşılığında,

Yazının Devamı

Almanya’yı Amerika değil, Rusya bitirdi

13 Ocak 2015

Amerikalılar, Almanya’nın kendileriyle savaşa gireceklerini beklemiyorlardı. Almanya’nın Amerika ile savaşma kararı, İkinci Dünya Savaşı’ndaki gerçek kaosun başlamasına neden oldu. Japonlar altı ay içinde dünyadaki toplam kara büyüklüğünün altıda birini, işgal etmişlerdi. Japonya’nın işgal ettiği ülkeler arasında; Tayland, Malezya, Java, Borneo, Filipinler, Hong Kong, Endonezya ve Burma vardı. İngilizler, Singapur’u savunmak için, İngiltere Adası’nı savunmak üzere hazırladıkları ordudan daha büyüğünü, kullandılar. Ancak, İngiliz ordusunun hemen hemen tamamı sömürgelerden toplanmıştı. Sonuçta, çoğu Avustralyalı olmak üzere 80 bin İngiliz askeri Japonlar tarafından esir alındı. 40 bin Hint kökenli İngiliz askeri de hiç savaşmadan Japonlar tarafına geçip, İngilizlere karşı savaştılar.
Atom bombası üretiliyor
Eylül 1942’de, Amerika, 1939’da başlanmış bulunan atom bombası üretimine hız verdi. “Manhattan Projesi” askerlere devredildi. Chicago Üniversitesi spor salonunda, zincirleme reaksiyonlu ilk atom pili yapıldı. Daha sonra, projeye Amerikan çöllerinde devam edildi.
Almanların, Amerika’dan önce atom bombası üreteceğinden korkuluyordu. Oysa Hitler, yine yanlış karar vermiş;

Yazının Devamı

2. Dünya Savaşı ‘geliyorum’ demişti

12 Ocak 2015

Birinci Dünya Savaşı’nın aksine, İkinci Dünya Savaşı, yavaş yavaş ve geleceğini haber verecek biçimde, başladı. 1931-1939 yılları arasında, şimdi olduğu gibi, bir çok devlet ve kişi gelişmeleri göz ardı etmişti.
Savaşın ilk belirtisi, Japonya’nın 1931 yılında, Çin’e bağlı Mançurya’yı işgale başlamasıydı. Almanya, Hitler’in liderliğinde Birinci Dünya Savaşı’nın öcünü almak üzere, gittikte artan ölçüde bir savaş sanayi geliştiriyordu. İtalyan faşist Mussolini, 1935 Ekim’inde Habeşistan’ı işgal ettiğinde, ne Amerika, ne İngiltere, ne de Fransa bu işgali protesto ettiler. Bu davranış, başta Hitler olmak üzere tüm işgalci niyetleri cesaretlendirdi.

Franco desteklendi
1936 Temmuz’unda, General Franco’nun İspanya’da darbe yapıp faşist bir rejim kurması sırasında, Amerikalıların Franco’yu desteklemesi, bu cesareti daha da arttırdı. ABD’nin aksine, Sovyet lideri Stalin, cumhuriyetçilere yardım ederken; başta Ford, General Motors ve Firestone olmak üzere, Amerikan mal ve silah üreticileri, faşistlere yardım ettiler. Texaco petrol şirketi, hem Franco’ya hem de daha sonra Hitler’e kredili petrol sattı.
1939 ilkbaharı geldiğinde, Franco, 100 bin cumhuriyetçi koruma ve

Yazının Devamı

Ekonomi tarihi savaşlarla ilişkili

6 Ocak 2015

İkinci Dünya Savaşı’na katılan Japon askerleri, “Tanrı” olarak kabul ettikleri imparatorları için savaştılar. Japon askerleri için, düşmana teslim olmak büyük bir ayıptı ve bir askerin ölümü ailesine şeref kazandırırdı. Savaş sırasında uçaklarıyla birlikte Amerikan donanmasındaki gemilerin bacalarından içeriye girmeye çalışan Kamikaze pilotların sayısı 1900’e ulaşmış ve bu saldırılarda 390 Amerikan savaş gemisi yara almış veya batmıştı. Japonya’nın ekonomik mucizesindeki temel neden, kayıtsız şartsız ülke sevgisi olmuştur.
2. Dünya Savaşı sonrası...
İlk atom bombası atıldığında Hiroşima’da 300 bin sivil, 43 bin asker, 45 bin Koreli esir işçi buluyordu. Bombanın atılmasından sonraki beş ay içinde, yaklaşık 200.000 kişi öldü. Savaş bittiğinde, Avrupa’da 70 milyon, Sovyetler Birliği’nde 27 milyon kişi hayatını kaybetmişti. Biten savaş, sadece 470 bin vatandaşını yitirmiş olan Amerikan ekonomisinin hızla güçlenmesine yol açtı. Ekonomi yıllık %15 büyümeye başladı ve Amerika, dünyadaki mal ve servis üretiminin %50’sini üreten bir ülke haline geldi. Dünya altın rezervlerinin 2/3’ü ABD’de toplandı. Sonraki yılların en büyük kapitalist kuruluşları olan 7 milyar dolar bütçeli Dünya

Yazının Devamı

BASIN KONSEYİ 2014 RAPORU

5 Ocak 2015

Basın Konseyi, medya mensupları ve medya organları hakkında yapılan şikâyet başvurularını, Basın Meslek İlkeleri bağlamında değerlendiren ve bu şikâyetleri “yersiz bulma” kararı, ya da şikâyetler konusunda medya mensup ve organları için “uyarı” veya “kınama” kararı verebilen, tarafsız bir kuruluştur. Bu kararları alan “Basın Konseyi Yüksek Kurulu”nda, okuyucu temsilcileri de bulunuyor.
Basın Konseyi’nin aldığı kararlar, şikâyetçiler tarafından yargıda açılan davalarda, savları destekleyici unsurlardan biri olarak kullanılabilmektedir. Bu nedenle, Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun aldığı kararlar, önemli.

Basın özgürlüğü konusu
Basın Konseyi’nin diğer görevi, ülkemizdeki basın özgürlüğünü, iletişim özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü savunmaktır. Bu anlamda, gelişmiş ülkelerin bir çoğunda bulunan “Basın Konseyleri”ne benzer bir işlev görüyor.
“Demokrasi” son yıllarda dillerden düşmeyen bir söylem. “Çoğunluğun oyu” her şeyin üstünde tutuluyor. “Demokrasi”nin “çoğunluğun oyu” dışında vazgeçilmez ikinci ilkesi olan, “kuvvetler ayrığı ilkesi” neredeyse unutulmuş durumda. Yargıçların bile, çoğunluğun oyunu alanlar tarafından atanması savunuluyor.
“Çoğunluğunun oyu”nun bu

Yazının Devamı

2015 başlarken ekonomiye bakış

30 Aralık 2014

2015 yılında ABD ekonomisi büyümeye, dolar güçlü kalmaya devam edecek. ABD’deki büyümenin, gelişmekte olan ülkelerin çoğundan daha yüksek olması, % 2.5’i aşması bekleniyor. Amerikan Merkez Bankası (FED), yılın ikinci yarısında nihayet faizleri bir miktar artırabilecek. Faiz artırımının uzun vadelilerle başlaması ve kısa vadeli veya günlük faizlerde ciddi artırım yapılmaması tartışılıyor. Öte yandan, ABD ekonomisine sermaye girişindeki artışın hızlanması, uzun vadeli faizlerin de düşük tutulması yönünde bir baskı oluşturuyor. Her halükârda artışlar aşamalı olarak % 1’i aşmayacak.
ABD Doları değerinin yükselmesi gelişmekte olan ülkeleri negatif yönde etkilemeye devam edecek. Çünkü, petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynakları, ucuzlasa bile, dolarla satın alınıyor. Petrol üreten ülkeler ise, fiyat düşüşlerinden zarar görüyorlar. Petrol fiyatları 70 doları aşmazsa, petrol ihraç eden ülkelerin çoğu bütçe açığı verecekler ve borçlarını geri ödemekte zorlanacaklar.
Öte yandan, ABD Doları üzerinden alınan eski dış borçların değerlenen dolarla geri ödenmesi tüm ülkeleri zora sokuyor. Bu etkiden korunmak için ülkeler dolar yerine diğer para birimleriyle borçlanmayı seçebilirler. İşte

Yazının Devamı