Amerikalılar, Almanya’nın kendileriyle savaşa gireceklerini beklemiyorlardı. Almanya’nın Amerika ile savaşma kararı, İkinci Dünya Savaşı’ndaki gerçek kaosun başlamasına neden oldu. Japonlar altı ay içinde dünyadaki toplam kara büyüklüğünün altıda birini, işgal etmişlerdi. Japonya’nın işgal ettiği ülkeler arasında; Tayland, Malezya, Java, Borneo, Filipinler, Hong Kong, Endonezya ve Burma vardı. İngilizler, Singapur’u savunmak için, İngiltere Adası’nı savunmak üzere hazırladıkları ordudan daha büyüğünü, kullandılar. Ancak, İngiliz ordusunun hemen hemen tamamı sömürgelerden toplanmıştı. Sonuçta, çoğu Avustralyalı olmak üzere 80 bin İngiliz askeri Japonlar tarafından esir alındı. 40 bin Hint kökenli İngiliz askeri de hiç savaşmadan Japonlar tarafına geçip, İngilizlere karşı savaştılar.
Atom bombası üretiliyor
Eylül 1942’de, Amerika, 1939’da başlanmış bulunan atom bombası üretimine hız verdi. “Manhattan Projesi” askerlere devredildi. Chicago Üniversitesi spor salonunda, zincirleme reaksiyonlu ilk atom pili yapıldı. Daha sonra, projeye Amerikan çöllerinde devam edildi.
Almanların, Amerika’dan önce atom bombası üreteceğinden korkuluyordu. Oysa Hitler, yine yanlış karar vermiş; atom bombası üretimini durdurmuş; roket üretimine ağırlık vermişti.
Hitler’i bitiren Stalin oldu
Herkes, İkinci Dünya Savaşı’nı Amerikalıların kazandığını zanneder. Oysa, savaşı, ölümleri pahasına ülkelerini savunan Ruslar kazandılar. Almanlar Rusya’yı işgal ederek, Bakü petrollerine ulaşmak istiyorlardı. Bu yoldaki tek engel
Leningrad idi. Esasında, Almanlar Türkleri savaşa sokarak, daha kısa yoldan Bakü’ye ulaşmak istemişlerdi. Ama İnönü’nün dirayetli politikası sayesinde Türkiye’yi savaşın içine çekemediler; Rusya üzerinden Kafkas petrollerine ulaşmayı denediler.
Almanlar Leningrad’ı hiçbir zaman alamadılar. Sovyetler, Leningrad savunması sırasında, 1 milyondan fazla vatandaşını kaybetti. Hermitage Müzesi’ndeki değerli eserler kuşatmadan önce Ural Dağları’na taşındı.
Stalin’in katı diktatörlüğü sırasında 10 milyon Sovyet vatandaşı Ural Dağları’nın doğusuna Orta Asya, Kazakistan ve Sibirya’ya taşınarak, bu bölgelerde büyük bir sanayi devrimi gerçekleştirilmişti. 1920-1930 yılları arasında yaşanan bu “tarihin en büyük zorunlu göçü” nedeniyle, Almanlar, Rusya’da yakıp yıkacak fazla sanayi tesisi bulamadılar.
Savaş öncesi, Sovyetler Birliği, Almanlardan bile fazla silah üretebilen bir toplum haline gelmişti. Alman “Panzer” tanklarından daha üstün olan, Rus T-34 tanklarının sayısı 40 bini aşıyordu. Almanlarınkinden üstün, 5 binin üzerinde İlyuşin uçağı üretilmişti.
Savaş sırasında Sovyet halkı, ellerindeki her şeyi devletine verdi ve kanlarının son damlasına kadar savaştı. 1942 sonuna gelindiğinde, Amerikalılar da yardım olarak, Sovyetler’e 400 bin kamyon, 52 bin cip, 7 bin tank, 18 bin uçaksavar, 8 bin tren vagonu ve tonlarca erzak vermiş bulunuyorlardı.