Şirket

14 Aralık 2009

Mick Farren’ın 2004 yılı sonunda piyasaya çıkan kitabının adı “Secrets of The Company-CIA (Şirketin Sırları).” Kitapta, Amerikan Gizli Örgütü CIA’in dünya çapında giriştiği çeşitli faaliyetlerden bir demet sunuluyor ve bunların gerçek olduğu söyleniyor. İddialarda çok somut deliller olmasa da suikastlardan LSD ve hipnoz deneylerine, uyuşturucu karşılığı silah ticaretinden göstermelik terörle savaş operasyonlarına kadar çeşitli sır konular var.
Bir çocukluk arkadaşım, Boston MIT’yi çok üst derecede bitirdikten sonra General Dynamics’in Türkiye’deki F16 projesinin üst düzey yöneticiliğine atanmıştı. Sonrasında, yine üst düzey görevler ve iyi bir evlilik yaptı. Nasıl olduğunu anlayamadığım bir biçimde bu arkadaşım, Amerika’daki evsizler (homeless) arasına katıldı. Sokaklarda yatıyor, bir bavulla yaşıyor, koruma evlerinde yemek buluyor. Kendisi ile görüştüğümde ABD’deki bir ameliyatı sırasında beyninin yıkandığını iddia etmişti.

Kontrolün boyutu
Kitapta, Amerika’daki evsizlerin birçoğunun MKULTRA, MKNAOMI ve ORD projelerine kurban gitmiş olabileceğinden söz ediliyor. Bu nedenle bu kitap çok ilgimi çekti. 1953’te başlayan MKULTRA beyin yıkama projesi 1963’te tamamen iptal

Yazının Devamı

İsviçre intihar etti

7 Aralık 2009

İsviçre, on yıl öncesine kadar iki dünya savaşında da işgal edilmemiş, yasaları güven veren, insan kalitesi yüksek olan, güçlü ekonomiye sahip bir ülkeydi. Bu ülkede saat, çikolata, peynir gibi dünyaca meşhur malların üretimi var. Hatta, otomotiv ve uçak sanayi bile bulunuyordu. Kış turizminden büyük gelir elde ediyorlardı. En büyük gelirleri ise bankacılık sektöründendi. Son yıllarda, çikolataları rekabeti kaybetti. Saatlerinin aynı kalitede taklitleri yapıldı. Peynirde, rekabeti azaldı. Global ısınma dağlardaki kar seviyesini azalttı, kış turizmi düştü. Otomotiv sanayi tamamen çöktü. Hepsinden önemlisi, ülkenin en büyük gücü sayılan bankacılık, emeklemeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda, en büyük iki İsviçre bankası Swiss Bank Corporation ve Union Bank of Switzerland, “UBS” adı altında birleşmişti. Ancak, son global ekonomik kriz sonucu “UBS” de iflas ettirilmese bile, mali zorluklarla karşı karşıya. Banka, büyük sermaye ihtiyacı içinde.

Son yıllarda neler oldu?
İsviçre bankaları, numaralı hesap açıyor ve hesaplardaki bilgileri hiç kimseye vermiyor; birçok ülkenin altını da İsviçre Milli Bankası’nda saklanıyordu. Önce, yine bir referandumla, numaralı hesap uygulaması

Yazının Devamı

Sağlıkta sorunlar daha da büyüyecek

5 Aralık 2009

İlaç sanayiinde sistem şöyle işliyor: İlaç şirketleri ya ilacı olduğu gibi ithal ediyor ya da Türkiye’de üretiyorlar. Türkiye’de ürettikleri ilaçların bir kısmının hammaddesini de ithal ediyorlar. İlaç üretiminin ayrıca, işlenme, kutulama, tanıtım, kullanım süresinin geçmesi gibi masrafları var. İlaç şirketleri, ürettikleri ilacı, ecza depolarına satıp, karşılığında para veya senet alıyorlar. Küçük ilaç firmaları bu senetleri kırdırarak, işlerini döndürmeye çalışıyor. Eczaneler, ilaçlarını ecza depolarından almak durumundalar. Ecza deposu, ilaç şirketinden aldığı ilacın fiyatının üzerine, kendi kâr marjını koyup, ilacı eczacıya satıyor. Eczacının ilacı müşteriye sattığı fiyat, ilaç kutusunun üzerinde yazan fiyattır ve içinde eczacının, ecza deposunun ve ilaç şirketinin kâr marjını barındırır. Dolayısıyla, ilaç fiyatları yükseldikçe, bu grupların kârları artıyor; fiyatlar düştükçe de kâr miktarları düşüyor. Ayrıca, fiyatı ucuz fakat etkili ilaçlar da, çok satıldıkları takdirde kâr bırakabiliyorlar. İlaç şirketleri, satılmayan ilaçlarını daha rahat satabilmek için eczanelere verilen kâr marjını yükseltebiliyor veya eczanelere mal fazlası verebiliyorlar. Eczacılar da, bu nedenle,

Yazının Devamı

Amerika’da neler öğrendim

1 Aralık 2009

İlk kez 1975 yılında Amerika’ya gittim. ABD Merkez Bankası Federal Reserve’de çalışan ve staj gören, Türkiye’den doğrudan bu iş için gitmiş ilk Türk ben oldum. O yıllarda ABD, Avrupa ülkelerinden yaklaşık 100 yıl önde giden bir ülkeydi. Bir yıldan fazla ABD’de kaldıktan sonra, Londra’ya geldiğimde, İngiltere gözüme o denli az gelişmiş göründü ki, Türkiye’ye geldim zannettim. O yıllardan beri çok sık ABD’ye gittim. Son on yıldan beri, neredeyse zamanımın beşte birini orada harcıyorum. Bakın, orada öğrendiğim şeylerden bazıları neler:
- Devletin yaptığı hemen her şeyin özel sektör tarafından yapılabileceğini; ama özel sektörün yaptığı her işte mutlaka rakiplerinin bulunması gerektiğini öğrendim. (Örneğin, bizde olduğu gibi Türk Telekom’un rakibi olmadığı halde özel sektöre satılması, ABD’de mümkün olmazdı.)
- Özel sektörün verdiği hizmetin, devletin vereceğinden daha ucuz ve sağlıklı olduğunu gördüm. Çünkü devlet, özel sektörü rahatlıkla denetleyebiliyor ve böylelikle, her servisin bir şikâyet mercii olabiliyor. Devletin, servis sağladığı durumda, “devletin devlete şikâyeti” olamayacağı için, teoride bulunsa bile uygulamada bir şikâyet organı da olamıyor.
- Yargı sistemi çok

Yazının Devamı

İş dünyasının kurallarına devam

30 Kasım 2009

Richard Templer’ın İş Hayatının Kuralları(The Rules of Work) isimli kitabı, yalnız ABD’de değil, tüm dünyada en çok satan(international best seller) kitaplardan birisi oldu. Kitap, “kimsenin söylemediği gerçekler” üzerine kurgulanmış ve iş hayatında başarılı olma adına “hap gibi” hazırlanmış bir yapıt.
Önceki yazımda, anlaşılması ve uygulanması çok açık ve kolay “başarı kuralları”ndan bir demeti özetlemiştim. Bugün, bu ilginç konuya devam ediyorum:
-Her zaman güler yüzlü olun.
- İyi konuşmayı ve yazmayı öğrenin.
- Takım oyuncusu olun ama takımdaki rolünüzü belirleyin.
- Dinlemeyi bilin.
- Rakiplerinizin davranışlarını neyin yönlendirdiğini araştırın.

Yazının Devamı

İş dünyasının kuralları

24 Kasım 2009

Richard Templer’ın İş Hayatının Kuralları (The Rules of Work) isimli kitabı, yalnız ABD’de değil, tüm dünyada en çok satan (international best seller) kitaplardan biri oldu. Kitap, “kimsenin söylemediği gerçekler” üzerine kurgulanmış ve iş hayatında başarılı olma adına, “hap gibi” hazırlanmış bir yapıt.
Kitaptaki, anlaşılması ve uygulanması çok açık ve kolay “başarı kuralları”ndan bir demeti aşağıda özetliyorum:
- Yaptığınız işin yalnız bir üstünüz değil, iki üstünüz tarafından bilinmesini sağlayın.
- Günlük işinizin tümünü öğlene kadar bitirin. Öğleden sonranızı, ilişkilerinizi geliştirmek için kullanın.
- Patronunuzun sizden olan beklentilerini fazla yüksek tutmayın ki, beklenenden fazlasını verdiğinizi görebilsinler.
- Başkalarından farklı olduğunuzu ve daha çok şey bildiğinizi gösterin. Önerileriniz, her zaman ilginç ve gündem belirleyici olmalı.
- Üstlerinize, işinizle bütünleşmiş, dikkatli, hazırlanmış, gündemi bilen, takipçi ve tetikte olduğunuzu gösterin.

Yazının Devamı

Piyasalar ne olacak?

23 Kasım 2009

Yılbaşı nedeniyle, tüm mali kuruluşlar pozisyonlarını kapatıyor. Yılsonu itibariyle hesap görülecek. Bu nedenle, kârların realize edilmesi, mali kuruluşların kendi parası üzerinden hesap vermesi gerekiyor. Fon yöneticilerinin başarıları da kâr gerçekleşmelerine göre belirlenecek. Bu arada, Ukrayna’daki borç ödeyememe durumu gibi olağan piyasa gelişmeleri de, her zaman olabileceği gibi ve kaçınılmaz olarak endeksleri geçici anlamda etkiliyor.
Yine, her yılsonunda olduğu gibi bu yıl da merkez bankaları, ekonomi yönetimleri ve hükümetlerin maliye ve para politikası hedeflerindeki başarı oranları ile gerçekleştirdikleri temel reformlar, karşılaştırmalı bir biçimde ortaya çıkacak. Ülkelerin global krizden ne kadar etkilendikleri ve 2010 yılındaki ekonomik beklentileri ile olası büyüme oranları da yılsonunda şekillenecek.
Her yıl karşılaşılan, geleneksel yılsonu operasyonları, global kriz nedeniyle bu yıl çok daha önemli. Sonuç olarak, aralık ayının ortalarına hatta sonuna kadar, para politikası tedbirleri durağanlaşıyor, borsalar düşüyor veya yükselemiyor, mal ve enerji fiyatlarında da fazla hareketlilik olmuyor.

Yılbaşı sonrası piyasalar
Merkez Bankamızın faiz düşüşlerinin

Yazının Devamı

İşlerimi nereden yöneteceğim?

17 Kasım 2009

İMKB’de de büyük ölçüde yatırım yapan, gelişmekte olan piyasaların büyük yatırımcısı Amerikan Templeton’un Başkanı J. Mark Mobius, Amerikan vatandaşı olarak doğduğu halde, babasının vatandaşlık bağını kullanarak Alman vatandaşı oldu. Ancak, ikametgâhı, Hong Kong ve Singapur.
- Dolar milyarderi Amerikalı John Dorrence, İrlanda vatandaşlığına geçti. İkametgâhı, Bahama Adaları’nda.
- Dolar milyarderi Amerikalı Kenneth Dart, Belize vatandaşı oldu ve Cayman Adaları’ndan işlerini yürütüyor.
- Son yıllarda, dünya milyarderleri arasında, esas ikametlerini ve posta adreslerini bir gemide gösterme modası yayıldı. Böylece, gemide bir daire sahibi olup dünyayı dolaşıyor ve geminin bağlı ülke vatandaşlığına geçebiliyorsunuz. Bu yola başvuran zenginlerin isimleri gizli tutuluyor ama aralarında 3 Türk işadamı da var.
- Bu listeyi binlerce işadamı için genişletebiliriz.

İşadamları neden bu yola gidiyorlar?
- En önemli neden, vergiyi mümkün olduğunca az ödemek ama bunu yaparken de “kayıt dışı” kalmamak ve izah edilemeyen servet sahibi olmamak.

Yazının Devamı