İsviçre bankacılığını sorgulama zamanı

26 Eylül 2011

İsviçre Bankaları, uzun yıllar kara para aklayıcılarının sakin ve güvenilir limanı olmuştu. “Bankacılık sırrı” prensibinin esas alındığını söyleyerek uzun yıllar numaralı hesapların kullanılmasıyla, yalnız kişilerin, diktatörlerin, terör örgütlerinin, kaçakçıların değil, devletlerin de el altından yürüttüğü ve karşılığının örtülü ödeneklerden ödendiği operasyonlarının da kotarılma merkezi oldular. Önce, İsviçre halkının bu operasyonlara karşı çıkması ve bazı kantonlarda numaralı hesapların yasaklaması; daha sonra da, ABD ve AB’nin İsviçre Hükümeti’ne baskı yaparak, numaralı hesaplarla ilgili bilgilerin vergi otoritelerine verilmesini zorunlu tutması neticesinde, “İsviçre Bankacılığı” büyük darbe yemişti.
Bugünlerde, en büyük İsviçre bankası olan UBS’nin Londra şubesinde çalışan genç bir uzmanın Banka’yı ve müşterilerini 2 milyar dolar zarara uğratması, “İsviçre Bankacılığı”nın yeniden sorgulanmasına neden oluyor. Anlaşılan, İsviçre bankaları bu kez defa, kısa sürede kolay ve çok para kazanma ve kazandırma operasyonlarında uzmanlaşmaya başlamış. Tecrübesiz bir uzmanın yaptığı “hedging” operasyonu, sadece UBS’i ve “İsviçre Bankacılığı”nı değil, son aylarda güvenilir liman olma

Yazının Devamı

Körfez ülkeleri paralarını nereye yatırıyor?

21 Eylül 2011

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Sudan’dan oluşan Körfez ülkeleri zannedildiği gibi paralarını ülkemize yeterli ölçüde getirmiyorlar ve ülkemizle ticaret yapmıyorlar.
Avrupa Komisyonu ve Dünya Bankası verilerine göre, Körfez ülkeleri 2003-2008 yılları arasında yatırımlarını oransal olarak aşağıdaki ülkelerde yaptılar:



Görüldüğü gibi ABD ve Avrupa, Arap sermayesinden ve yatırımlarından en büyük payı alıyor.
Arap ülkelerinin son iki yılda yaptığı büyük yatırımlara bir göz atarsak aşağıdaki 4 yatırımın öne çıktığını görüyoruz:

Yazının Devamı

Milliyet’te durum

20 Eylül 2011

Gazetem Milliyet para saiki düşünülmeden satıldı. Devir teslim töreninde Aydın Doğan’ın “Milliyet’i gözüm arkada kalmayacak kişilere teslim ettim” demesi hepimizin içinin ferahlamasına yetti. Ortakların başlangıçta birbirlerine gösterdikleri yakınlık, saygı ve işbirliği eğilimi umut verici oldu. Milliyet’in ne yönetiminin ne kadrosunun ne de yazarlarının değiştirilmesi düşünülmedi bile. Eskiye sünger çekilip yeni bir sayfa açıldı.

Sorun nasıl başladı?
Yeni ortaklıkta sahiplik de, sağlanması gereken maddi kaynak da, yetki de yarı yarıya idi. Ortaklardan Demirören grubu sermaye koymuş, Doğan grubuna peşinatı ödemiş; Karacan da sahip olduğu şirket v.s. gibi varlıklarını karşılık olarak göstermişti.
Milliyet ve Vatan’ın kısa bir süre içinde yeni binasına taşınması, ücretler ve diğer yükümlülüklerin aksaklık olmadan karşılanması gerekiyordu. Bu yeniden yapılanma aşamasında ciddi harcamalar yapılması kaçınılmazdı. Demirören bu harcamalar için gereken kaynağı nakit olarak koymaya hazırdı. İşte tam bu sırada, Karacanlar’ın sermaye karşılığı olarak gösterdiği mal varlığının büyük bölümünün hacizli olduğu ve çoğu varlıklar üzerinde Ali Karacan’a ait dişe dokunur bir hisse

Yazının Devamı

Değişime ayak uyduramayan zayıflar

12 Eylül 2011

Ekonomilerin bel kemiği imalat sektörüdür. Ülkelerin gücü, imalat sektörlerinin büyüklüğü, bu sektörün yarattığı katma değer ve bu katma değerin gelecekteki devamlılığı ile ölçülür. Bu nedenle ülkeler, imalat sektörlerinin büyümesi, bu büyümenin sürdürülebilmesi ve sektördeki verimliliğin arttırılması için çalışırlar. Günümüzün rekabet şartları, bir ülkenin imalat sektörünün yalnız kendi ülkesi içinde değil, küresel anlamdaki gücünü de korumasını ve büyütmesini gerektiriyor. Bu nedenle ülkeler, sadece büyümek değil, diğer ülkelerle de yarışmak zorundalar.
Aşağıdaki grafik, Birleşmiş Milletler Teşkilatı verilerinden yola çıkılarak Booz & Company tarafından hazırlanmış:



Grafik, yıllar içinde imalat sektörünce üretilen malın değerinden kullanılan hammaddenin değeri düşüldükten sonraki değerin (katma değer) toplamını gösteriyor.
Dünyadaki imalat sektörünün katma değerinin bugünkü büyüklüğü 9 trilyon dolar civarında. 2009 yılı sonunda bu büyüklük 8 trilyon dolar civarında idi. Grafikte görüldüğü gibi imalat sanayinin büyümesi, en büyük ölçüde Çin’de başarılmış. Onu, dünyadaki diğer ülkeler ve ABD takip ediyor. İngiltere, Almanya ve ABD’deki imalat sektörünün son

Yazının Devamı

Pazarlamanın yeni kuralları

6 Eylül 2011

Teknoloji geliştikçe, pazarlama kuralları ve sistemleri de değişiyor. İnternet sitelerini kullanarak geliştirilen pazarlama metotları, günümüzün klasik pazarlama metotlarının neredeyse tümünü değiştirdi.
Sosyal paylaşım ve iletişim sitelerinde reklam vererek veya bu siteleri yönlendirerek gerçekleştirilen pazarlama taktikleri, taşınabilen tablet bilgisayarın günlük hayatımıza girmesiyle tam bir patlama yaptı.
Artık, anında yapılabilen (online-real time) video haberleşmesi ve iletişim kolaylıkları sayesinde piyasaya ve alıcılara kolayca ulaşılabiliyor. Hele, bu olanakların cep telefonları ile bütünleşmesi, pazarlama sistem ve kurallarının yeniden yazılmasını gerektiriyor.
İşte bu ihtiyaca cevap vermek üzere, Davit Meerman Scoot, “Tanıtım ve Pazarlamanın Yeni Kuralları(The New Rules of Marketing & PR)” isimli bir kitabının geniş ölçüde değiştirilmiş üçüncü baskısını piyasaya sürdü.

Klasik reklamcılık ölüyor mu?
Klasik pazarlama kurallarının başında “reklam” gelir. Reklam olmadan, kitlelere ulaşılamayacağı bilinir. Oysa, artık satıcılar alıcılarla doğrudan ilişkiye girip mallarını pazarlayabiliyorlar. Şirketlerin bu amaca yönelik olarak geliştirdikleri “call

Yazının Devamı

Hiç yaşamamış fakat çok etkili

5 Eylül 2011

Hiç yaşamadığı halde insanları en çok etkileyen karakterlerin başında, Marlboro sigaralarının reklam yıldızı ‘Marlboro Men’ geliyor. ‘Marlboro Man’i, ‘Big Brother’, ‘Noel Baba’, ‘Frankenstein’s Monster’ gibi hayali karakterler takip ediyor. Hayali karakterler sıralamasında, Don Kişot 17’inci, Miki Fare 18’inci, Robinson Crusoe 22’nci, Tarzan 49’uncu, Sam Amca 61’inci sırada.

Marlboro Men
Hiç yaşamamış olsa da, son 200 yılın en çok can almış karakteri ‘Marlboro Man’. Marlboro sigarasının bu reklamı, geçtiğimiz yüzyılda milyonlarca kişiyi ‘Marlboro Ülkesi’ne davet etti ve davete icabet eden binlerce kişinin ölümüne neden oldu. ‘Marlboro Men’ reklamı hâlâ, gelmiş geçmiş insanları en çok etkileyen reklam olarak kabul ediliyor.
İlk ‘Marlboro Man’ reklamı 1955 yılında medyada boy gösterdi ve iki yıl içinde Marlboro sigarasının satışını dörde katladı. 1972 yılına gelindiğinde Marlboro, dünyada en çok satılan sigara idi. 2000 yılında, ABD’de satılan sigaraların yüzde 35’i Marlboro ve Marlboro hâlâ dünyanın en çok satan sigara markası.
Halen, dünya nüfusunun yüzde 20 ila yüzde 30’u sigara içiyor. Son 50 yılda sigara tiryakilerinin ülke nüfuslarına oranı düşmüş olsa da, sigara

Yazının Devamı

Bank of America

30 Ağustos 2011

Geçtiğimiz yıllarda, Fleet Bank, Countrywide Financial ve Merrill Lynch’i satın alarak, “varlıklar” esas alındığında ABD’nin en büyük bankası haline gelen Bank of America yine kaynak ihtiyacı içinde. Ocak 2009’da ABD Hükümeti’nin, Banka’nın 118 milyar dolarlık potansiyel zararlarına garanti vermesi ve 25 milyar dolarlık bir taze kaynak sağlamasının ardından, bir kaç gün önce Warren Buffett’a 5 milyar dolarlık hisse senedi satıldı.
Bank of America, Meksika’lı bir göçmen olan Amadeo Peter Giannini tarafından 1904 yılında “Bank of Italy” adıyla kurulmuştu. 1949 yılında vefat eden Giannini, 1929 yılında akrabaları ile bir ortaklık yaparak Banka’nın adını “Bank of America”ya çevirdi. Uzun süre sadece ABD’nin “Batı” bölgesinde çalışmasına izin verilen Bank of America, eyalet dışı banka kurma yasağının kalkmasıyla 1980 yılından itibaren, ABD’nin “Doğu” bölgesinde de faaliyet göstermeye başladı.
John Steinbeck’in Gazap Üzümleri romanında, “Batının Bankası” adıyla anılan Banka, “Bank of America” idi. California Eyaleti’nin tarımsal alanda harikalar yaratması, Bank of America’nın çiftçilere verdiği krediler sayesinde oldu. San Francisco’daki “Golden Gate” köprüsünün finansmanı da bu

Yazının Devamı

Üniversiteler arası rekabet

29 Ağustos 2011

Bu yıl üniversiteler ve yüksek okullar bir tanıtım yarışına girdiler. Amaç, hem en iyi öğrencileri çekebilmek hem de öğretim kurumlarını tanıtmaktı. Biz de bu sayede, hem üniversitelerimizin ulaştığı başarıları öğrendik; hem de öğretim üyelerinden, ders konularına kadar eğitim sistemimiz hakkında detaylı bilgi elde ettik. Öğrenciler de daha sağlıklı seçim yapabildi.
Ülkemizde, yalnız üniversitelerde değil, orta öğretimde de “mesleki eğitim” önem kazanmaya başladı. Küreselleşen dünyada ihtisaslaşmanın önemi gittikçe artıyor. İhtisaslaşmaya giden yolun en önemle aşaması ise “mesleki eğitim”. Artık, “mesleki eğitim” veren üniversitelerin yüzbinlerce çözüm ortağı var. İş dünyası, bu sayede daha üniversite sırasında çalışanlarını seçip; onlara eğitim verebiliyor. Bu sayede, öğrencilerin neredeyse % 85’i daha üniversiteyi bitirmeden iş sahibi oluyor.

Yeni bir aşama
Kitaptan ve öğretmenden elde edilen bilgiye, yazılı ve görsel medya araçlarından elde edilen bilgi de eklendi. Artık, uzaktan eğitimin, “e-üniversite”nin, okul öncesi eğitimin, teknoparkların eğitim sistemi içinde büyük önemi var.
Ancak, şimdi öğrencilerin yakın çevrelerinden, arkadaşlarından, katıldıkları

Yazının Devamı