Kredi kartlarına ortak limit

19 Aralık 2011

Ekonomi yönetimi, dünyada olmayan bir uygulamaya imza atmak üzere. Yapılmak istenilen, kişilerin kredi kartı limitlerinin yıllık gelirlerinin belli bir oranına göre (örneğin, yıllık gelirin
% 50’si) belirlenmesi. Üstelik, değil yıllık, aylık üst limitler de olacak.
Muhtemelen, bu uygulamanın ekonomi politikasının bir aracı gibi sonuç vereceği de düşünülüyor. Böylelikle, kredi kartı ile yapılan alışverişler çok azalacak; kredi kullanamama nedeniyle ortaya çıkacak olan talep düşüklüğü ekonominin aşırı büyümesini engelleyecek; yani ekonomi soğutulacak.
Bu uygulama gereksiz çünkü:
- Piyasa ekonomilerinde, “alınan risk” mikro değil makro tedbirlerle denetlenir. Yani, kişilere değil bankalara üst limitler getirilebilir. Bir taraftan da bankalara kişilerle ilgili krediler konusunda yapacakları değerlendirmeleri çok daha rahat ve sağlıklı sonuçlandırabilecekleri olanaklar sağlanır.
- Ülkemizde çok ciddi bir kayıt dışı ekonomi var. Özellikle, düşük gelirlilerin gelirleri resmi olarak belirlenemiyor. Sadece bahşişle çalışılan işler bile var. Dolayısıyla, insanların gelirlerini esas alarak kredi limitlerinin sağlıklı olarak belirlenmesi neredeyse olanaksız.

Yazının Devamı

Savaş verileri

13 Aralık 2011

Matthew White’ın “The Great Big Book of Horrible Things” isimli kitabı, tarihçilerin tarihteki her türlü bela için Türkleri ve Müslümanları suçlamasına
son veriyor.
White, 30 bilinen din savaşından 9’unda Hıristiyanların Hıristiyanlarla, 3’ünde Hıristiyanların Yahudilerle, 3’ünde Hıristiyanların Amerika’nın doğu bölümündekilerle savaştıklarını anlatıyor. Müslümanların Hıristiyanlarla yaptıkları 3, kendi aralarında yaptıkları 2, Çinlilerle yaptıkları 2, Hintlilerle yaptıkları 1 savaş var. Yahudilerin, Hıristiyanların dışında Paganlarla yaptığı 2 savaş daha bulunuyor.

Kitlesel katliam
Yazar, 15 milyon Kızılderilinin Avrupalılarca soykırıma uğratılmasından başka, 5.5 milyon Yahudi’nin Hitler tarafından, 4 milyon 200 bin Ukraynalının Stalin tarafından, 1.5 milyon Bangladeşlinin Pakistan tarafından soykırıma veya katliama uğratıldığını söylüyor.
Türklerin, 1. Dünya Savaşı sırasında 972 bin Ermeniyi öldürdüklerini, Ermenilerin de 10 binlerce Müslüman’ı kestiklerini anlatıyor. Yazara göre, bazı tarihçilerin ölen Ermeni sayısını abartması, göç eden Ermenilerin de öldürülmüş gibi gösterilmesinden kaynaklanıyor.

Yazının Devamı

Kim kaç kişiyi öldürdü...

12 Aralık 2011

Dünyada yaşanan en ölümcül olay 2. Dünya Savaşı oldu. Bu savaşta, 66 milyon kişinin öldüğü hesaplanıyor. O dönemdeki Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ülkemizi savaşa sokmamakla yaklaşık 4 milyon Türk vatandaşının hayatını kurtarmış oldu. İstiklal Savaşımız sırasında Türklerin ve Yunanlıların toplam zayiatının 400 bin kişi olduğu düşünülürse, bu savaşa girilmemekle kurtarılan insan sayısı anlaşılabilir.
İnsanlık tarihinin en büyük insan kıyımlarının ikincisi, Cengiz Han’ın 13. yüzyılda gerçekleştirdiği 40 milyon kişiye varan karşılıklı kıyımdır. Yine, Çin’e komünizmi getiren Mao Zedong’un 1949-1976 yılları arasında 40 milyon vatandaşının ölümüne neden olduğu biliniyor.

27 milyon Hintli ölüme terk edildi
Yukarıdaki rakamlar iç savaş veya genel savaş sırasında verilen zayiatı gösteriyor. Ama, bunların çok daha ötesinde hiç bir savaş olmadan aç bırakılarak ölmesine göz yumulan 27 milyon Hintlinin kaybı, insanlık tarihinin dördüncü büyük kıyımı olarak yerini alıyor. Ölümler, İngilizlerin Hindistan’ı sömürge olarak kullandıkları 1769-70, 1876-79, 1896-1900 yılları arasında toplam 11 yıl içinde oldu. İngilizler, Hindistan halkına ürettirdikleri hububatın tümüne el koyup, halka

Yazının Devamı

Altı merkez bankasının anlaşması ne anlama geliyor?

6 Aralık 2011

ABD (FED), Avrupa (ECB), İngiltere, Kanada, Japonya ve İsviçre Merkez Bankaları aralarında bir “Swap Ağı” kurdular. Bu anlaşma, 6 Merkez Bankası’nın kısa vadeli olarak ve belli tutarlarda birbirlerine kredi vermesi anlamına geliyor. Her bir merkez bankası kendi bastığı para cinsinden, diğer bir merkez bankasına kredi verip; karşılığında kredi verdiği merkez bankasının parası ile kredi alacak. Vadesi bittiğinde kredi yenilenebilecek.


Likidite etkisi sınırlı
Yapılan “Swap Anlaşması” sanıldığının ve gazetelerde yer aldığının aksine piyasaya likidite sağlamak amaçlı değil. Amaç, sadece geçici parasal dalgalanmaları ortadan kaldırmak ve ticaret hacmi büyük ve parası uluslararası ticarette kabul gören 6 ülke arasında daha rahat bir ödeme kolaylığı sağlamak. 6 büyük Merkez Bankası piyasalara ortak müdahale edebileceği için 6 para biriminin birbirine karşı olan değeri de -ilave para basılmadığı takdirde- aşırı dalgalanma göstermeyecek. Öte yandan, merkez bankalarından her biri, diğer merkez bankalarının hesaplarında bulunan ve kendi parası cinsinden tutulan döviz rezervlerini de kullanabileceği için piyasaya bir miktar likidite de sağlanmış olacak. Örneğin ECB, FED veya Japon

Yazının Devamı

Avrupa Birliği bitti bitiyor yeni Avrupa Birliği geliyor

5 Aralık 2011

Almanya Başbakanı Merkel’in ve Fransa Başkanı Sarkozy’nin açıklamaları, Avrupa Birliği(AB)’nin ve Euro Bölgesi’nin artık eski şartlarla devam etmeyeceğini gösteriyor. Kısacası, “Yeni Avrupa Birliği’nin kuralları” belirlenmeye başladı.
* Sarkozy-Merkel görüşmeleri sonrasında, Merkel’in taleplerinin çok ciddi yapısal değişiklikler içerdiği anlaşıldı. Merkel, Euro kullanan her ülkenin bütçesinin yapılması ve harcamaların belirlenmesinin, oluşturulacak bir “Bütçe Düzenleme ve Denetleme Kurumu”na bırakılmasını istiyor. Böylece Almanya, ciddi biçimde diğer Euro bölgesi ülkelerinin ekonomilerini özellikle de Yunanistan, Portekiz gibi küçük ülkelerin ekonomilerini- kontrol edebilecek. Merkel’e göre amaç, Euro kullanan ülkelerin tümünde aynı mali disiplini sağlamak. Merkel’in gizli amacı ise, AB’deki borç krizini fırsat bilerek Euro’yu tamamen bir “Alman Parası”na dönüştürmek.
* Sarkozy, AB üyesi tüm ülkelerin daha sıkı bir mali disipline tabi olmaları gerektiğini; her Euro kullanan ülkenin milli bütçesini diğer ülkelerin gözetimine açmasını; tüm AB üyesi ülkeler üzerinde daha otomatik ve ciddi yaptırımlar üzerinde anlaşılmasını; aksi taktirde Euro’nun sonunun geleceğini açıkladı.

Yazının Devamı

Libya: 3 Yunanistan: 143

29 Kasım 2011

Yunanistan’ın kamu borcu Gayri Safi Milli Hasıla’sının % 143’ünü aştı. Kaddafi döneminde Libya’da bu oran sadece % 3 idi. Öte yandan, Libya’nın hiç dış borcu yok. Libya’da “kişi başına düşen milli gelir” 10.000 doları aşıyordu. Yani, aşağı yukarı bizimki kadardı. Bu bakımdan Libya, Suudi Arabistan hariç tüm Arap ülkelerinden iyi durumdaydı.
Kaddafi, eğitime çok önem vermişti. Libyalıların eğitim düzeyi, dünya ortalamasının ve Türkiye’nin çok üzerindeydi. Birleşik Milletler İnsan Gelişmişlik Endeksi’ne göre, Libya’daki eğitim düzeyi 76 puana ulaşmıştı. Ülkede, güçlü ve eğitimli bir orta sınıf oluşmuştu. Ülke, 1.170 km’ye ulaşan sahil şeridi sayesinde turizmde büyük bir patlama yapmaya hazırdı. Yapılan hesaplamalara göre, önümüzdeki 8 yıl içinde turizm sektöründe çalışacak kişilerin sayısı % 68 artacak, böylece en büyük sorun olan işsizlik düşmeye başlayacaktı.
Kaddafi yönetimi sırasında, 1.8 milyar litre(bbl) olan günlük petrol üretimi, iç savaş sırasında 350.000 bbl’ye düştü. Ülkeye yabancı şirketlerin girmesiyle gelecek yıldan itibaren petrol üretiminin günde 3.5 milyar bbl’ye çıkması bekleniyor.
Kaddafi’nin ekonomideki en büyük 3 hatası ülkeyi dışa açamamak, özel sektör

Yazının Devamı

Cari açık temel problem olmaya devam ediyor

28 Kasım 2011

* “Cari Dış Açık”la mücadele politikasının bir gereği olarak, bankaların Türk Lirası ve döviz kredilerinin düşmesi istenmişti; düşüyor. (Kredilerin düşürülme politikası, bana göre yanlıştı. Neyse ki, tüketici kredileri artıyor. Bedelli askerlik kredileri nedeniyle, daha da artacak.)
* Bankaların, Türk Lirası ve döviz mevduatında da düşme eğilimi gözleniyor.
* Türk Lirası, gelişmekte olan ülkeler paralarının ortalamasından daha fazla değer kaybetti. Son 1 aydaki değer kaybı farkı da göz önünde tutulursa, Türk Lirası ABD Doları karşısında toplam % 20 civarında değer kaybına ulaşmış görülüyor. Gelişmekte olan ülkeler paralarının ortalaması ise, dolar karşısında bu dönemde sadece
% 5 civarında
değer kaybetti.
* Türk Lirası’nın son 1 aydaki değer kaybı Brezilya Reali ve Rusya Rublesi’nin değer kaybından fazla oldu.
Bütün bu tedbir ve gelişmelere rağmen, “Cari Dış Açık” düşme eğilimine girmesine rağmen, Açık’ın ciddi ölçülerde düşürülebilmesi mümkün olmadı. Enerji fiyatlarındaki bir yükselme, tüm dengelerimizi alt üst edebilir. “Cari Dış Açık”daki gelişme aşağıdaki çizelgede açıkça görülüyor (Aylık milyon dolar olarak. Ç: Üç aylık dönemleri ifade ediyor).

Yazının Devamı

Avrupa ile ilgili beklentiler

22 Kasım 2011

Ekonomistler, Avrupa Birliği(AB)’ndeki kriz ile ilgili olarak şu ciddi beklentilere
yer veriyor.
a- Kriz, yaklaşık 3 yıl daha sürecek.
b- Portekiz ve İrlanda’nın önümüzdeki yıl borçlarını yeniden yapılandırma olasılığı var.
c- Kriz içindeki Avrupa ülkelerine borç vermiş olan büyük Avrupa bankalarına kendi devletlerinin sermaye koyması zorunluluğu var. Dolayısıyla, önümüzdeki yıl Avrupa’da bankaların özelleştirilmesi değil, devletleştirilmesi olgusu yaşanacak.

Ali Babacan ne diyor?

Yazının Devamı