Ekonomi yönetimi, dünyada olmayan bir uygulamaya imza atmak üzere. Yapılmak istenilen, kişilerin kredi kartı limitlerinin yıllık gelirlerinin belli bir oranına göre (örneğin, yıllık gelirin
% 50’si) belirlenmesi. Üstelik, değil yıllık, aylık üst limitler de olacak.
Muhtemelen, bu uygulamanın ekonomi politikasının bir aracı gibi sonuç vereceği de düşünülüyor. Böylelikle, kredi kartı ile yapılan alışverişler çok azalacak; kredi kullanamama nedeniyle ortaya çıkacak olan talep düşüklüğü ekonominin aşırı büyümesini engelleyecek; yani ekonomi soğutulacak.
Bu uygulama gereksiz çünkü:
- Piyasa ekonomilerinde, “alınan risk” mikro değil makro tedbirlerle denetlenir. Yani, kişilere değil bankalara üst limitler getirilebilir. Bir taraftan da bankalara kişilerle ilgili krediler konusunda yapacakları değerlendirmeleri çok daha rahat ve sağlıklı sonuçlandırabilecekleri olanaklar sağlanır.
- Ülkemizde çok ciddi bir kayıt dışı ekonomi var. Özellikle, düşük gelirlilerin gelirleri resmi olarak belirlenemiyor. Sadece bahşişle çalışılan işler bile var. Dolayısıyla, insanların gelirlerini esas alarak kredi limitlerinin sağlıklı olarak belirlenmesi neredeyse olanaksız.
Gelişmiş ülke uygulaması
Gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarda bu sorun, her kişiye bir “kredi limiti” değil; “kredi notu” verilmesiyle çözülmüş. Kredi notunun belirlenmesinde, “ödeme gücü” esas alınıyor.
Yalnız kredi kartı borcunuzu değil, kiranızı, elektrik-su-hava gazı faturanızı ve diğer borçlarınızı zamanında ödeyip ödemediğinize göre size bir not verilir. Notunuz düşmediği sürece bir sorununuz yoktur. Üstelik bu notu teyit eden 3 ayrı kuruluş vardır. Bankalar, kişilere asgari limitlerle kredi kartı verirler. Borçlarını zamanında ödeyen herkes kredi kartı için limit artırımı ister. Prensip olarak, limit artırımı bankalarca doğrudan yapılmaz. Bu artan limitle de borçlarını tamamen ve zamanında ödeyebildiğini gösteren kişinin notu düşmez. Not düşmedikçe, limit artışları karşılanır. Notun düşmesi halinde bütün bankalar ve diğer kuruluşlar haberdar edilir. Böylece, yalnız kişilere ilave limit verilmesinin değil, kredi kartı verilmesinin de önüne geçilmiş olunur.
Yapılması gereken
Bir şey yapılmak isteniliyorsa, uluslararası sistemin dışına çıkmadan yapılmalıdır. Aksi takdirde, bankalarımız uluslararası bankalarla rekabet edemezler; yabancılara kredi kartı veremezler. Aylık limit uygulaması ise, tamamen gereksizdir; esnekliği yok eder. Eğer, mutlaka kredi kartları aracılığı ile tüketiminin azaltılması isteniliyorsa, 3-12 aya varan “kredi kartına taksit” uygulaması gözden geçirilmelidir.
Öte yandan, kredi kartı sayılmayan ama aynı sonuçlar veren benzeri uygulamaların da devreye girebileceği unutulmamalıdır.