Değerli okurlarım merhaba,
Bugün oldukça ilgi çekici bir konu ile karşınızdayım. ‘’İlişki Koçluğu’’ Covid 19 pandemisi ile birlikte daha da önemli hale gelen ilişkilerin sürdürülebilir ve ‘’iyi olma durumu’’ (well-being) halini inceleyen, bu alanda uluslararası çalışmalar yapan İlişki Koçu Hande AHISKALI. Kendisi hem bireysel hem de kurumsal alanda birçok kişi ile çalışıyor. Sizler için kendisine merak edilenleri sordum. Röportajı keyifle okumanız ümidiyle…
Hande Hanım merhaba, On iki yıldır profesyonel koçluk yapıyorsunuz. Sohbete başlamadan önce okuyucularımızın sizi kısaca tanımasını isterim.
Merhaba Ümit Bey, öncelikle değerli köşenizde bana yer verdiğiniz için çok teşekkürler. Evet, on iki yıl önce koçluk mesleğiyle tanıştım. Keşke daha önce tanışsaymışım dediğim bir yıl olmuştu. Kurumsal şirket, aile şirketi ve devlet sektöründe uzun yıllar çalıştım. Çalışırken de koçluk hep devam etti. Koçluk eğitimleri, kişisel gelişim eğitimleri
Değerli okurlarım merhaba, ulusal ve uluslararası birçok markaya verdiğim eğitimlerimde en çok ilgi gören bölümlerden biri de ‘’Zamanın Yönetimi’’ konusu. Bu konuda binlerce içerik bulabileceğinize eminim ancak sizlerle her yerde bulamayacağınıza emin olduğum ‘’Dijital İletişimde Psikolojik Zaman Yönetimi’’ ni paylaşmak istiyorum.
Bu önemli konuyu sizinle 2 noktada inceleyeceğiz
Yapılan bir deneyde, bazı öğretim görevlilerine, konuşma yapmaları için başka bir binaya gitmeleri gerektiği söylendi. Bazılarına oraya gitmeden önce bol vakitleri olduğu, diğerlerine ise geç kaldıkları, hatta insanların daha şimdiden onları beklemeye başladığı söylendi. Diğer binaya giderken, yolda, yerde yatan, paçavralar içinde darmadağınık görünümlü bir insanla karşılaştılar. Daha vakitleri olduğu söylenen konuşmacıların çoğu yardım etmek için durdu. Ancak, geç kaldıkları söylenenlerin çoğu, yerde yatan adamın yanından geçti gitti. İronik bir biçimde (ve kazara değil), öğretim
Değerli Okurlarım Merhaba, bildiğiniz gibi sizlerle kendi alanlarında fark yaratmış, başarılı ve iyi sonuçlar almış kişileri tanıtmaya gayret ediyorum. Bu seferde Başarılı bir kadın girişimci olan sevgili Dilek ÇAKIR’ın hikayesini ve kendisi ile yaptığım özel röportajı paylaşıyorum.
Sevgili Dilek seni daha yakından tanıyabilir miyiz? Dilek ÇAKIR Kimdir?
İşletme ve elektronik eğitimi aldım ,çalışma hayatıma 2000 yılında Star TV ‘de başladum, Metro Group ve Sanofi Avantis genel müdürlükte devam ettim. Yaklaşık sekiz yıldır Trakyanın Lüleburgaz ilçesinde yaşıyorum, bilgi ve tecrübelerimi birleştirip Trakyada ilkleri gerçekleştirmek için kolları sıvadım ve kadın girişimci olarak Filika Medyayı kurdum. Projelerimde sosyal temalı konuları ele alıp kültür, sanat, spor alanlarında faaliyetler gösteriyoruz. Gerçekleştirmiş olduğum projeler hem Trakya hem Türkiye de ilk’ler oldu. İş hayatı ve toplumsal duyarlılık alanlarındaki başarılarımdan dolayı bir çok ödüller aldım.
Gayet güzel, gönülden tebrik ve takdir ediyorum. Bize bazı
Hatırlar mısınız? Eskiden bayramlar gelmeden neredeyse 1 ay evvel içimizi tarifsiz bir mutluluk kaplardı. Bayramda neler yapacağımız, neler alacağımız ve kimlere gideceğimizi planlamaya öncesinden başlardık. En güzeli de bu duygusal hazırlık aşamasıydı sanırım. İnsanda garip bir serotonin salgılanmasını sağlardı. Çoğunlukla planlar şu şekildeydi, ilk gün erkenden büyüklere gidilir, elleri öpülür, geleceğimizi bildikleri için de o harika yemekleri, börekleri hazırlarlardı. İçine sevgi ve mutluluk katılmış yemekler yenildikten sonra bir süre sohbet edilir daha sonra da ailece yapmak için hazırladığımız şeyleri yapardık. Ne güzel zamanlardı sizce de, öyle değil mi?
Yakın zamanlarda yavaş yavaş gidemediğimiz, göremediğimiz sevdiklerimizi görüntülü görüşme sayesinde görmeye ve hasret gidermeye başladık. Bu çoğu zaman whatsapp ya da facebook üzerinden gerçekleştirilebildi bazılarımız ise bunu skype aracılığı ile yaptık. Aslında yavaş yavaşda olsa biz online görüşmelere alışmıştık.
İçinde bulunduğumuz pandemi
Değerli Okurlarım Merhaba, bu hafta karşınızda sevgili Hakan ACAR ile yaptığım keyifli röportaj ile çıkıyorum. Özellikle son dönemlerde COVID-19 ile birlikte çok daha gündemde olan ‘’Yalın Yaklaşım’’ konusunda değerli bilgilerin yer aldığı çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik sevgili Hakan ACAR ile, hem onu ve çalışmalarını yakından tanımak hem de bu kavramlara biraz daha yakından bakmak adına ‘’Yalın Yapmak Mı Yalın Olmak Mı?’’ konusuna gelin hep birlikte bakalım.
Ümit ÜNKER: Hakan bey, merhabalar. Okuyucularımız için bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
Hakan ACAR: Memnuniyetle. Enerjik, hayata tutkuyla bağlı olan, samimi, kocaman gülümsemesiyle bulunduğu ortamı neşelendiren, iyiliği benimsemiş tüm canlıların saygıyı hak ettiğini düşünen, öğretmeyi ve öğrenmeyi ilkesi haline getirmiş olan, paylaşımcı ruhlu, Ebru’nun hayat arkadaşı, Dila ve Asilhan’ın babası, uçak mühendisi ve yerküredeki 7.856.958.650+ insandan biriyim. Biraz değişik bir giriş oldu J Sadece unvanlarımızdan ibaret
Değerli okurlarım merhaba;
Her hafta olduğu gibi bu haftada köşemde kendi alanında fark yaratan, fark edilen kişileri sizlerle buluşturmaya devam ediyorum. Bu haftaki ismimiz ana haberlerden tanıdığımız İbrahim KONAR. Gelin hep birlikte kendisini daha yakından tanıyalım ve far yarattığı birçok konuyu kendisinden dinleyelim.
İbrahim hoş geldin, seni tanıyabilir miyiz? İbrahim KONAR kimdir?
Merhabalar, öncelikle bu röportaj için size ve Milliyet ailesine çok teşekkür ederim.
Ben aslında Neşet Ertaş sevdalısı, türkü tutkunu, arkadaş canlısı, esnaf çocuğu, haberci, engelliler için bir nefer ve her fırsatta hayvanlarla fotoğraf çekilmek isteyen biriyim… Bu kadar cevapla bitirsek olmaz mı?
-Olmaz tabii ki 😊 Haberlerde sen hiç tek soruyla röportajı bitiriyor musun? Hayır… O yüzden seni daha detaylı şekilde tanıyalımJ
Peki… 😊 Ben 1986 Kahramanmaraş doğumluyum. İlkokul ikinci sınıftan itibaren eniştemin yanında berberlik yaptım, hem de 12 yıl boyunca… Ustalık belgem bile var… Çocukluğumu ve gençliğimi yaşayamadım desem yeridir. O çocuk halimle
Değerli okurlarım, bildiğiniz gibi sizlerle kendi alanında fark yaratmış başarılı isimleri paylaşıyorum. Bugün sizlerle sektörün yakından tanıdığı bir ismi tanıştırmak istiyorum Merck Türkiye Genel Müdürü Şehram ZAYER. Şehram Bey çok deneyimli, başarılarla dolu bir kariyere sahip ve uzun yıllar boyunca edindiği değerli bilgileri ile altın tavsiyelerini sunduğu bir kitabın da yazarı. Bu kitap aynı zamanda Finansal okuryazarlık alanında da eşsiz bilgiler sunuyor. Türkiye’de son dönemlerde oldukça popüler olan girişimcilik alanında ‘’Girişimciye Mektup’’ ismiyle bir eser kazandırdı bizlere. Kesinlikle bu eseri okumanızı tavsiye ediyorum sizlere. Gelin şimdi hep beraber Şehram Beyi daha yakından tanıyalım.
Şehram Bey Merhaba;
Merhabalar Ümit Bey
Okurlarımızın sizi yakından tanımasını isterim bize biraz kendinizi tanıyabilir miyiz?
Ben Şehram ZAYER, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Profesyonel iş yaşamına 1995 yılında BDO Denet firmasında denetim ve danışmanlık alanında başladım, uzun yıllar sağlık sektöründe yöneticilik yaptım.
“Etik” (ethics) ahlaktan daha farklı bir kavramdır. Türkçe’ye daha ziyade ahlak felsefesi ya da ahlak bilimi olarak çevrilmektedir (Ahlak felsefesi, insan yaşamındaki değerler, ilkeler ve yargıları inceleyen felsefe dalıdır). Etik, bir olgu olan ahlaktan farklı olarak, bu olgunun araştırılmasını ve böylece ahlaki açıdan insanlar için nelerin doğru ve nelerin yanlış olduğuna dair ilkelerin belirlenmesini irdeler.
Kant’ın Ödev ahlakında (Deontoloji) iş ahlakı söz konusu olduğunda sorulması gereken sorulardan biri de ‘’İş ahlakı işletmenin çıkarları için mi? Yoksa toplumun çıkarları için mi gereklidir?’’ sorusudur. İşletmenin çıkarlarına uygun olduğu için iş ahlakına uymak gerçekten ahlaki bir şey midir?
Bu sorulara anlamlı cevap verebilmek için deontoloji ve teleoloji kavramlarına bakmak gerekir. Kant’ın ahlakında esas olan mutluluk ya da fayda değil, mutluluğu hak etmek ve doğru olmaktır. Burada ahlaki olmak için başka koşulların yerine gelmesinin beklenmemesi gerektiğini vurgular Kant. Ahlaki davranış her koşulda ve