Değerli Okurlarım Merhaba, bu hafta karşınızda sevgili Hakan ACAR ile yaptığım keyifli röportaj ile çıkıyorum. Özellikle son dönemlerde COVID-19 ile birlikte çok daha gündemde olan ‘’Yalın Yaklaşım’’ konusunda değerli bilgilerin yer aldığı çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik sevgili Hakan ACAR ile, hem onu ve çalışmalarını yakından tanımak hem de bu kavramlara biraz daha yakından bakmak adına ‘’Yalın Yapmak Mı Yalın Olmak Mı?’’ konusuna gelin hep birlikte bakalım.
Ümit ÜNKER: Hakan bey, merhabalar. Okuyucularımız için bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
Hakan ACAR: Memnuniyetle. Enerjik, hayata tutkuyla bağlı olan, samimi, kocaman gülümsemesiyle bulunduğu ortamı neşelendiren, iyiliği benimsemiş tüm canlıların saygıyı hak ettiğini düşünen, öğretmeyi ve öğrenmeyi ilkesi haline getirmiş olan, paylaşımcı ruhlu, Ebru’nun hayat arkadaşı, Dila ve Asilhan’ın babası, uçak mühendisi ve yerküredeki 7.856.958.650+ insandan biriyim. Biraz değişik bir giriş oldu J Sadece unvanlarımızdan ibaret olmadığımızı ve bizi biz yapan özelliklerimizin de farkında olmamız gerektiğinin mesajını vermek istedim.
Ümit ÜNKER: Harika gerçekten 😊
Hakan ACAR: Profesyonel hayata gelelim. İTÜ Uçak Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra iş hayatıma 2003’te Rözmaş Chuo Otomotiv Yay San. A.Ş.’de başladım. En büyük şansım, erken yaşlarda Japonlarla tanışmamdı. Hayat felsefemin de yeniden oluşmasına katkı sunan ilk iş yerim, aynı zamanda gelişim okulum oldu. Değer odaklı olmayı ve disiplinli yaklaşımı, hayatımın tüm evrelerinde uygulayabileceğimi burada öğrendim. Nobunaga başta olmak üzere tüm Japon mentörlerime, yöneticilerime bana kattıkları için minnettarım.
Rözmaş’da öğrendiklerimi hayat heybeme koyarak, farklı organizasyonları ve kültürleri görmek amacıyla sırasıyla 2005’de yalın dönüşüm çalışmalarına yeni başlayan Uzel Otomotiv Sistemleri A.Ş’de ve 2007’de ise Stoeger Silah Sanayi A.Ş’de üst düzey yönetici olarak, İtalyanlarla birlikte yalın dönüşüm faaliyetleri gerçekleştirdik.
2009 yılında Uzel Otomotiv Sistemleri A.Ş. ile yollarımız tekrar kesişti. Uzel bu sefer zor zamanlardan geçiyordu…
Büyük bir kriz nasıl yönetilir, finansal operasyonlar nasıl yürütülür? sorularının cevaplarını sadece kitaplardan okuyarak öğrenmek, pek mümkün değil. Kriz çemberinin ortasında olduğunuzu düşünün. Dışarıdan çok destek almadan, çıkmayı nasıl başarırsınız?
Uzel’deyken kriz yönetimini yaşayarak, uygulayarak öğrendim. Evet, hayatımın en zorlu dönemleriydi lakin kriz denizindeki fırsat dalgalarını görebilmeyi öğrenmek gibi birçok değerli kazanım elde ettim. Bulunduğunuz kurumlarda elde ettiğiniz kazanımları hayatınız boyunca uygulamanız mümkün.
Hayat heybem, bilgi ve deneyimle dolmaya devam ettikçe kendi işimi kurma isteğim de arttı ve 2012 yılında Vialpha Mühendislik Dış Ticaret Ltd.Şti.’yi kurarak, girişimcilik yolunda ilerlemeye başladım. Zorlu olmasının yanı sıra farklı, öğretici ve başarılar getiren bir deneyim oldu.
2016 yılından bu yana da Friterm Termik Cihazlar San. A.Ş.’de kariyerime Yalın Dönüşüm Koordinatörü olarak devam ediyorum; yalın dönüşüm, operasyonel mükemmellik, tedarik zinciri yönetimi alanlarında çalışmalar yaparak, değer üretmeye devam etmekteyiz.
Ümit ÜNKER: Gayet güzel. Peki, ‘’Yalın Yapmak Mı Yalın Olmak Mı?’’ eğitiminizle gençlere erken yaşlarda yalın bakış açısını aşılamaya devam ediyorsunuz. Yalın Dönüşüm’den biz de biraz bahsedelim…
Hakan ACAR: Evet. Öğrendiklerimi öğretme motivasyonum, bana aynı zamanda güçlü bir enerji veriyor. Kariyer planlama, kişisel gelişim konularının yanı sıra yalın düşünmeyi baz alan etkinlikler yapmaya da gayret ediyorum. Yalın dönüşüm çalışmalarını Japonlar, İtalyanlar ve Türkler ile gerçekleştirmiş birisi olarak şunu net olarak söyleyebilirim:Kurumların yalın olması, insanların yalın olmasına bağlıdır.
Yalın dönüşümü konuşurken ilk olarak yalın felsefeyi ve yalın düşünmeyi ele almak gerekli. Yalın felsefe, öncelikle insana saygıyı savunur. Çalışanların ve müşterilerin saygı temelinde iletişim kurması, insani anlamda önem taşırken, süreçlerin de sağlıklı yürümesi için gerekli olan bir faktördür. Yalın felsefe, sürekli iyileştirmeye odaklanır. Tam da bu noktada Kaizen dediğimiz süreç iyileştirme metolodojisi devreye giriyor. Kaizen kelimesini ameliyat edersek, kai’nin değişim, zen’in daha iyi demek olduğunu görürüz. Kaizen’i, yapılan iyileştirmelerle daha iyiye ulaşma olarak özetleyebiliriz. Kaizen ile bağlantılı olan bir kavramdan bahsetmek istiyorum: Hansei. Özeleştiri ve hesap verebilirlik olarak tanımlayabiliriz. Hansei, bir problemi analiz ederken, objektif olunması gerektiğini savunur. Örneğin, süreçlerde meydana gelen sorunları incelerken, Acaba burada ne gibi bir hata yaptım?, Neden gözümden kaçtı, neden böyle davrandım? soruları ile baş başa kalarak, bu tarz durumların bir daha yaşanmaması istenir.
Gelelim yalın düşünmeye… Yalın kelimesinin anlamına kitaplardan veya internet aramalarından baktığımızda uzun uzun tanımlarla karşılaşabiliyoruz. Halbuki sadelik yanıtı, bu anlamı karşılıyor. Taiichi Ohno’nun dediği gibi: “Yalın olmak, gereksinim duyulmayan her şeyden kurtulmaktır.”
Yalın düşünme, 5 temel ilkeye hizmet ediyor:
Değer, yalın düşünmenin en önemli noktası. Müşterinin ödediği paraya karşılık, aldığı faydaya değer diyoruz. Müşteriler, israfa para ödemez. İsrafın maliyeti, firmadan çıkar. Bu ilkelerin hepsine eğitimlerimizde değiniyoruz, çeşitli kitaplardan da detaylı bilgiler edinilebilir lakin burada asıl vermek istediğim mesaj, yalının felsefesini ve düşünce biçimini özümse(t)mek.
Yalının İngilizcedeki karşılığı Lean kelimesidir. Lean’in anlamlarından biri, yağsız et demektir. Fazla yağın vücudumuza zararları olduğu gibi israfların da süreçlere, kurumlara zararı vardır.
İsraflardan arınmak, en büyük amacımız. Burada iki önemli faktör var: İsrafları görebilmek ve bu israfların kök nedenlerini ortadan kaldırmak. (Balık kılçığı, pareto analizi, kök neden analizi)
Bizler yalın araçları ve teknikleri (5S, Altı Sigma, SMED, TPM vs.) ne kadar çok uygularsak uygulayalım, bu çalışmaları gerçekleştirecek olanlar, yalınlaşmaya neden gidildiğini anlamazlarsa ve yalının bir teknik olduğunu düşünürlerse, istenilen sonuçlar sağlanamayacağı gibi standartlaşma da olmayacaktır.
Yalın düşünme, bir hayat tarzıdır.
Bu çalışmaları gerçekleştirmek, öncelikle zihniyetlerin dönüşümüne bağlıdır. Yalın ne demek? Yalın düşünme bize ne kazandırır? gibi sorular, cevap bulursa ve kişiler yalın düşünmeyi özümserse, süreçler de yalınlaşmaya başlar. Dönüşümler önce beyinde başlar, insanda olana bireysel bir süreç diyebiliriz lakin değişimler/değişiklikler hep beraber gerçekleştirilir.
James Womack ve Daniel T. Jones’in yazmış oldukları Yalın Düşünce kitabında şöyle yazıyor: “Büyük değişimler güçlü inanç sıçramalarını gerektirir.”
Yalın düşünmeyi hayatlara entegre etme konusunda kurumlardaki üst yönetime de büyük bir görev düşüyor. Sabırlı olma ve yalın düşünmeyi öğretme görevi. Yukarıda bahsettiğim kitaptaki şu söz de bunu özetliyor: “Bir konuda gerçekten ustalaşmak istiyorsanız, o konuyu öğretmeyi deneyin.”
Birkaç teknik uygulayarak hemen verimlilik beklenmesi, pek mümkün olmadığı gibi sağlıklı da değildir. Bunun bir yolculuk olduğu unutulmamalıdır. Hayat boyu sürecek olan ve sabır gerektiren bir yolculuk. Bambu ağacının yolculuğu gibi… Bambu ağacı dikildikten sonra 5 yıl içinde herhangi bir büyüme göstermiyor ama biz göremesek de kök kısmında büyük bir büyüme hazırlığı oluyor. 5 yılın sonunda gözle görülür büyüme gerçekleşiyor. Günde 40-45 cm’lik büyümeler oluyor. Doğanın öğretmenimiz olduğunu hep söylerim. Bambu ağacı da bize diyor ki: Sabret, hazırlığını yap, zamanı gelince kendini göster.
Ümit ÜNKER: Hakan Bey, mükemmel özetlediniz. İş haricinde kuvvetli bir sosyal yönünüz de var. Öğrencilere mentorluk veriyorsunuz, gönüllü etkinliklere katılıyorsunuz. Biraz bu çalışmalardan bahsedebilir miyiz?
Hakan ACAR: Elbette. 2013 yılında gerçekleştirdiğim Hindistan gezisi sonrasında gönüllü faaliyetlerde yer almanın insanın sorumluluk bilincini artırdığını fark ettim, ayrıca veren elin, alan elden üstün olduğu düşüncesini hayatımda uygulamaya başladım. Üniversitelere konuşma yapmaya gittim. Pırıl pırıl gençlerle tanıştım. Gelişmeye istekli olan bu öğrenci kardeşlerimle birlikte bir gençlik platformu oluşturduk: YouNG(You New Generation) Türkiye’nin farklı üniversitelerinden 300’e yakın öğrenci kardeşlerimiz birlikte hem gelişiyor hem geliştiriyor.
Aynı zamanda İTÜ Mezunları Derneği’nde 2000 yılından bu yana gönüllü mentorluk yapmaktayım. Azimli, öğrenme ve paylaşma tutkusu olan, nereye gittiğini bilen ve rotası, hedefleri olan gençlerimizin hep yanındayım…
2012 yılından bu yana Samsun Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcılığı görevimle birlikte TEMA, LOSEV gibi topluluklarda yer alarak gönüllü hizmet verme misyonumu da gerçekleştirmekteyim.
Ümit ÜNKER: Sevgili Hakan ACAR, harika bilgiler ve dolu dolu bir öz geçmiş ile bizlere değer kattın ve farkındalığımızı artırdın. Ben kendi adıma çok keyif aldım bu sohbetten. Özellikle ‘’Değer Odaklı Satış’’ kitabının yazarı olarak, değer konusunda uzun yıllar yaptığım derinlemesine çalışmalar ve değer kavramını yeniden tanımlama gayretimin, yalın yaklaşımda da derin yer bulması beni çok sevindirdi. Yalın Satış konusunda da bir gün mutlaka tekrar sohbet edelim. Başarılı çalışmalarının artarak devamını diliyorum. Sevgiler, saygılar…
Ümit ÜNKER
TEDi Eğitim ve Danışmanlık
Kurucu Genel Müdür
Yılın En İyi Eğitmeni Ödüllü Kıdemli Eğitmen ve Yazar