"Biz hikayeyi ürüne doğru değil, dinleyiciye/tüketiciye doğru tasarlarız. Kahramanımız dinleyici/tüketici, muhteşem çözümümüz ürünümüz ve kahramanımızın yol göstericisi bilge de biziz... En iyi tanıtımlar, sunumlar, iknalar güçlü hikayeler ile olur. Güçlü bir hikaye de iyi tasarlanmış bir kurgu ile..."
Hikaye, bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılmasıdır. Türk Dil Kurumuna (TDK) göre insan yaşamından gerçeğe uygun kesitler sunan, bunu yer ve zaman göstererek yapan yazı türüdür. Olmuş ya da olabilmesi mümkün olayları anlatan kısa yazılardır. Hikaye, kurgusunda hayattan bir kesit anlatıldığı için olay, kişi, yer ve zaman öğeleri üzerine kurulan, yaşanmış ya da yaşanabilir olayları anlatan edebi eser olarak kabul edilir. Hikayeler çok öncelere dayanır. Yazı dilinin var olmasından önce doğa olaylarını anlatmak, yaşamın kendisini anlatmak, dünyanın sırlarını açıklamak ve yaşanan olaylardan anlam çıkarmak gereksinimlerinden
Değerli okurlarım merhaba, bu hafta köşemde sizi Nedim Kaan ŞAHİNLİ ve Esma Sinem ŞAHİNLİ çifti ile tanıştırmak istiyorum. Bu iki çift Türkiye’den dünyanın birçok ülkesinde uluslararası çapta oldukça önemli projelere imza atıyorlar. Kendileri ile tanıştıktan sonra çoğu insan içinde potansiyel fırsatlar barındıran çalışmalarını ve bu iki azimli insanı sizlere tanıtmak istedim. Gelin bu iki Girişimciyi ve yaptıkları işleri daha yakından tanıyalım.
Nedim Bey, Sinem Hanım Merhaba, sizi uluslararası yaptığınız önemli projeleriniz ile tanıyorum. Tam olarak bize neler yaptığınızı anlatır mısınız? Sizi daha yakından tanıyalım.
Merhabalar, kendimizi kısacası tanıtmak gerekirse ben Esma Sinem ŞAHİNLİ, Uzun yılardır Eğitim Sektörü içinde bulundum. Özel Ders sistemleri kuran genç bir girişimci olarak Alman, Fransız gibi birçok özel yabancı liseler, seçkin ailelerin çocukları ile her yaş grubundan eğitim planlamaları yaptım. Bu alanda oldukça fazla deneyime sahibim. Eşim Nedim Kaan ŞAHİNLİ ile evlendikten sonra uluslararası arenada
Merhaba Değerli Okurlarım, bu hafta da sizlerle kendi alanında oldukça başarılı bir iş insanını ve ilham verici çalışmalarını tanıtacağım. Bugün Emre BAŞKAN bizlerle. Kendisine Bay Konfor Alanı diyenler de oluyor. Ancak, benim görebildiğim kadarıyla kendisi insanların ve kurumların bu alanın dışına çıkma sürecine destek oluyor. Hoş geldiniz Emre Bey!
Merhabalar Ümit Bey! Sizlerle ve Milliyet okurlarıyla beraber olmak benim için büyük mutluluk.
Çok teşekkürler. Bizler de aynı duyguları paylaşıyoruz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Evli ve bir çocuk babasıyım. Hayatı konfor alanımın dışına çıkarak, yeni şeyler tecrübe ederek, bu şekilde konfor alanımı genişleterek yaşamaya özen gösteriyorum.
İş hayatıma gelince kurumsal kariyerimi Anadolu Grubu’nda yaşadım. Başta Holding bünyesinde İç Denetim, Mali Kontrol, İş Geliştirme ve İnsan Kaynakları gibi fonksiyonlarda çalışma şansı yakaladım. Bunu takip eden süreçte ise Anadolu Efes’te önce satış, sonra da pazarlama alanlarında farklı pozisyonlarda görev aldım. Benim için
Değerli okurlarım takip edenler bilirler birçok yazı ve faydalı bilgileri paylaşmanın yanında kendi alanında fark yaratan, başarılı kişilere de köşemde yer vermeye özen gösteriyorum. 2021 yılının ilk röportajını Gayrimenkul sektöründe alanında deneyimli ve çok başarılı sevgili Uğur FER ile gerçekleştirdim. Antalya merkezli bu marka Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük fiziki ofisine sahip ve 200 kişiye yaklaşan sayıda uzmana istihdam oluşturuyor.
Gelin hep birlikte Uğur FER’i yakından tanıyalım.
Sizi yakından tanımak isteriz bize kendinizi tanıtabilir misiniz?
Tabi, çok teşekkürler bu güzel röportaj için. Ben Uğur FER, 1970 Antalya doğumluyum esnaf bir ailenin çocuğuyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Antalya’da bitirdim. Okuduğum yıllarda yazın babamın yanında esnaf kahvesinde çalışıyordum. Yani küçük yaşlardan beri çalışma hayatının içerisindeyim. Kazanmış olduğum üniversiteye o an ki hayat koşullarından kaynaklı olarak gidemedim ve genç yaşta hizmet sektöründe çalışmaya başladım. 1994 de ki
Uzun zamandır çıkmak istediğiniz bir tatil var ve bunun için gerekli finansa sahip, değil misiniz?
Üzülmeyin çünkü şimdi size harika bir haberim var!
Düşünün, hayalini kurduğunuz tatile şimdi sahip olacaksınız. Bunu nasıl mı yapacaksınız? Çok basit tek tıkla sahip olabileceğiniz ‘’Size özel Tatil Krediniz ile’’’ siz bütçenizi düşünmeyin, sadece tatilinizi düşünün. Şimdi tatile çıkın, ödemesine 3 ay sonra başlayın üstelik 9 ay taksitli şekilde ödeyin…
Bu kulağa nasıl geliyor sizce?
Sinirbilim araştırmaları bize insanlar ödeme yaparken beyinlerindeki acı reseptörlerinin uyarıldığını gösteriyor. Bu nedenle ödeme yaparken hepimiz fiziki olarak acı çekeriz ve insanlar ödeme yaparken asla keyif almazlar. Yapılan ödeme ne kadar aşikar ise bu acı daha yükselir. Peşin ödeme daha acı verirken, ertelenmiş ödeme, taksitlendirme, şimdi al sonra öde ya da şimdi al 3 ay sonra öde gibi stratejik yaklaşımlar daha çok işe yarar. Buna ‘’Hiperbolik
Değerli okurlarım bu hafta sizlere ‘’Kadın Girişimciler’’ alanında bir Dünya rekortmenini tanıtacağım. İlgi ile takip ettiğim ve çalışma azmini takdir ile karşıladığım bu kişi sevgili Bahar YILDIRIM. Bahar bir Dünya Rekortmeni, evet yanlış duymadınız. Eğitim alanında en çok farklı üniversitede seminer veren iş kadını olarak tescilli Dünya Rekortmenliği var.
Bu başarılı girişimciyi hep birlikte daha yakından tanımak için kendisi ile gerçekleştirdiğim röportajımı aşağıda okuyabilirsiniz. Sizlerin de böylesine etkileyici başarılarınız varsa ve Milliyet’teki köşemde yer almak isterseniz lütfen umitunker@tediegitim.com mail adresimden bana ulaşın ve sizi milyonlarca kişi tanısın.
Hadi gelin şimdi değerli Bahar YILDIRIM’ı daha yakından tanıyalım.
EĞİTİMDE DÜNYA REKORTMENİ BAHAR YILDIRIM / En Çok Farklı Üniversitede Seminer Veren İş Kadını
Merhaba Bahar Hanım, nasılsınız?
Teşekkürler çok iyiyim, siz de öylesinizdir umarım.
Teşekkür ederim. Ben de gayet iyiyim. Öncelikle okuyucularımıza kendinizi tanıtabilir misiniz ?
Mert & Berk isimli 7 yaşında
Değerli okurlarım, sizler için sektörde ilk olan, kendi alanında fark yaratmış kişilerle görüşerek yaptıkları başarılı çalışmaları tanıtmaya gayret ediyorum biliyorsunuz. Bu hafta da çok ilgimi çeken bir oluşumu buluşturmak istedim sizlerle. Sevgili Ziya KIZILTAN ve Ömürden SEZGİN’in bence harika bir girişimleri var. Fikir ve olaya yaklaşımları yeni bir soluk ve fark yaratan cinsten. ‘’Türkiye’nin iş odaklı ilk dijital tanışma etkinliği’’ ismini verdikleri bu yepyeni ve heyecan verici projeyi gelin onlarla yaptığım keyifli röportaj ile birlikte dinleyelim.
Ziya Bey Hoş geldiniz;
Merhabalar Ümit Bey, hoş bulduk. Çok da mutlu olduk. Milliyet gibi Türkiye’nin en değerli gazetelerinden birine ve değerli köşenize bizi konuk aldınız için teşekkür ederiz.
Rica ederim, sizler ve değerli okurlarımız bizler için çok önemlisiniz. Milliyet olarak tüm konuklarımıza değer veriyoruz.
Türkiye’nin iş odaklı ilk dijital tanışma etkinliği fikri gerçekten harika, ama öncesinde kısaca sizi tanıyabilir mi okurlarımız
Onlarca yazıma gösterdiğiniz ilgi için milyonlarca teşekkür ederim. Yakından takip edenler biliyorlar ki iş dünyasına ve insan gelişimine özel köşe yazılarımın dışında alanında başarılı ve önemli insanlarla da röportajlar yapıyor ve sizlerin de onları yakından tanımasını sağlamayı amaçlıyorum. Bu röportajım Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu Endüstriyel Tasarımcı Ömer Faruk ALBAYRAK ile. Kendisine ‘’Hayatın Her Alanında İnsan Odaklı Tasarım’’ı sordum. Çok keyif aldığım röportajı aşağıda paylaşıyorum.
Ömer Bey Merhaba, nasılsınız?
Merhabalar, çok iyiyim sizler nasılsınız?
Ben de gayet iyiyim, özellikle bu pandemi sürecinde iyiyim demek dahi insana iyi geliyor.
Kesinlikle katılıyorum size.
Milliyet okurları adına sorularım olacak size öncelikle sizi tanımak isteriz.
Ben Ömer Faruk ALBAYRAK. Trabzonlu köklü bir aileden geliyorum. Samsun’da kurulan ve 1950’li yıllardan 2000’li yılların başına kadar Türkiye’nin en büyük saat ve gözlük mağazasının sahibi olan sevgili dedem