CHP’de aday değil kadro tespiti

19 Ocak 2019

31 Mart’a dönük aday tespitinde gelgitler yaşayan CHP’nin sorunu aday adayı çokluğu mu yoksa yönetim zafiyeti mi? Yanıt elbette ikinci şık çünkü birincisi de doğrudan onunla bağlantılı... Yani sorulduğunda bazı yöneticilerin aday fazlalığını zenginlik ya da çok seslilik diye yorumlamaları hikâye. Gerçek neden birçok ismin bu süreci karambolde piyango bana da vurabilir hayaliyle Kılıçdaroğlu’nun gözüne girme yarışına dönüştürmesi. Özellikle de CHP’nin kaleleri olarak nitelendirilen yerler açısından. Dolayısıyla da daha baştan zaman yok gerekçesiyle ön seçim yolunu kapatan Kılıçdaroğlu “tek seçici” olarak yine de teşkilatın, sokağın nabzını tutsa ya da tutmak istese sorun olmayabilirdi. Ancak tam tersini yaptı, yapıyor ve kafasına koyduğu isimlere yol vermek uğruna parti içinde yeni küskünler, muhalifler yaratıyor. Bunun son örneği de İzmir’de yaşananlar. Çünkü o parti meclisi, bu parti meclisi diye İzmir adayını açıklamayan, açıklayamayan Kılıçdaroğlu şimdi Kocaoğlu’nun ben de varım tornistanıyla hepten labirentten çıkış arar hale geldi. Kafasındaki ismi tercih etse Kocaoğlu ne yapacak? İstemese de Kocaoğlu’nu seçmek zorunda kalsa, Kocaoğlu’nu destekleyen ilçe belediye başkanları

Yazının Devamı

Güvenli bölgede Trump’a ne kadar güvenilir?

17 Ocak 2019

Türkiye’nin Suriye’de tavrı çok net. Sınırımda terör yapılanmasına izin vermem diyor ve iç savaşın başlangıcından beri ısrarla savunduğu “güvenli bölge” teziyle Suriyelilerin kendi topraklarında huzur içinde yaşamalarını istiyor. Yani komşuda parçalanma değil, toprak bütünlüğünden yana ve kartlarını açık oynuyor. Ve bu konudaki kararlılığını da Fırat’ın batısında hem DAEŞ hem de YPG/PKK temizliğiyle gösterdi... Dolayısıyla, bugün Trump’ın Fırat’ın doğusu için dillendirdiği güvenli bölge formülü de zaten olacaktı. Ki o yolda son noktaya gelinmişti de. O nedenle, Trump’ın bu önerisini öncelikle Türkiye’nin kararlılığını gördü diye yorumlamak gerekir. Tabii samimiyeti ve Türkiye’nin olmazsa olmazı YPG/PKK’nın bölgeden temizlenmesi şartını ne kadar anladığıyla bağlantılı olmak kaydıyla. Çünkü her ne kadar kontrolün Türkiye’de olacağı belirtilse de Trump’ın ikircikli sabıkasının kabarıklığı nedeniyle ister istemez güvensizlik söz konusu. Özellikle de ABD’nin olası yeni bir tezgâh potansiyeli dikkate alındığında... Niyesini Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:

“Güvenli bölge denilen yaklaşık 32 km derinliğindeki yere baktığınızda içinde 4

Yazının Devamı

CHP’de ‘ince’ ve zor hesaplar

14 Ocak 2019

CHP belediye başkan adaylarını taksit taksit açıkladı, açıklıyor. Şimdi sırada İstanbul’un 39 ilçesi (Beylikdüzü belli) ile İzmir büyükşehir ve ilçeleri var. O nedenle de çok sayıda aday adayı arasında aday loto tahminleri tam gaz devam ediyor. Dolayısıyla da parti içindeki hareketlilik, daha doğrusu pazarlık ve göze girme yarışı had safhada. Çünkü adaylık mazbatası Parti Meclisi’nde oylama veya anket ya da temayül yoklaması falan değil doğrudan Kılıçdaroğlu’nun iki dudağı arasında. Ki bunu özellikle Ankara ve İstanbul büyükşehir adayları tercihlerinde gördük. Kılıçdaroğlu o isimleri istedi ve oldu. Üstelik de İstanbul’daki anketlerde Muharrem İnce isminin açık ara önde çıkmasına rağmen... Evet şimdilerde İnce, büyükşehir adayı İmamoğlu’na verdiği destekle kırgınlık, kızgınlık olmadığı havasında ama sandık sonucuna odaklı başka hesapların olduğu da çok net. Örneğin; dün konuştuğum partinin önde gelen bir isminin buna dönük öngörüsü şöyleydi:

“İnce, haklı olarak siyasetten kopmak istemiyor. O nedenle de İmamoğlu’na destekle 1 Nisan odaklı hamle yapıyor. Buna göre İmamoğlu kazanırsa çorbada benim de tuzum var, her şeye rağmen küsmedim, kırılmadım ve adayımızı destekleyerek partimin

Yazının Devamı

ABD yalnız YPG’yi değil PKK’yı da kolluyor

12 Ocak 2019

Türkiye-ABD ilişkilerinin bozul-masındaki başat neden, ABD’nin terör örgütü PYD/YPG veya PKK’yı silahlandırması, koruyup kollaması ve bir terör devletinin yolunu açması. Hani ABD arada bir YPG ile PKK birbirinden farklı gibisinden hava estiriyor ya, hepsi algı operasyonu. Daha doğrusu, CIA’nın kurguladığı kirli tezgâhın parçası. Çünkü Suriye’den Sincar’a gelen YPG’li PKK’lı terörist oluyor ya da tam tersi, Sincar’dan Suriye’ye geçen PKK’lı terörist YPG’li sayılıyor. Yani adam aynı adam, silah aynı silah ama harf değişiklikleriyle yersen durumu söz konusu...

Kaldı ki hadi ikisinin farklı olduğu yutturmacasını yedik diyelim ve ABD’nin terör listesine koyduğu PKK ile mücadele ettiğini varsayalım. Peki, bu ne kadar inandırıcı? Hiç... Özellikle de hem geçmişte PKK’ya gizliden yaptığı destekler hem de son dönemdeki oyalama taktikleri dikkate alındığında. Örneğin, ABD geçtiğimiz kasım ayında PKK’nın Kandil’deki lider kadrosunun başlarına milyon dolarlık ödüller koydu ve sonlarının geldiği havası estirdi. Ancak şu ana dek ABD’nin gölgesinde atıp tutan Kandil’deki terörist başlarının seslerinin kesilmesi dışında pek bir gelişme olmadı. Üstelikte CIA’nın kimin nerede olduğunu bilmesine

Yazının Devamı

Süleyman Şah her halükârda gidecek

10 Ocak 2019

ABD’nin PYD/YPG ve Suriye politikası tam anlamıyla yalandan burnu uzayan Pinokyo serisi gibi. Trump, Suriye’den çekiliyoruz, hatta başladık dedi, bir gün sonra ise “Hemen demedim, zamanı gelince” diye çark etti. Çekilme takvimi ve teröristlere verilen silahların akıbetinin konuşulması beklenirken de Dışişleri Bakanı Pompeo ve Trump’ın Güvenlik Danışmanı Bolton, YPG/PKK’Kürtlerle özdeşleştiren abuk sabuk açıklamalarla terör örgütüne sahip çıktı. Yani Menbiç’le başlayan teröristleri koruma amaçlı oyalama ve yutturmaca taktiği aynen devam ediyor. Tabii Türkiye’nin bölgedeki teröristleri temizleme kararlılığı da... Ki buna dönük tüm hazırlıklar da tamamlanmış durumda... Dahası, ısrarla en net uyarı mesajları verildi, veriliyor. Aynen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları öncesinde olduğu gibi. Dolayısıyla da masada ABD ile görüşmeler sürerken, sahada da Fırat’ın doğusuna yapılması beklenen harekâtın zamanlaması ve koordinatları hesaplanıyor. Bu noktada da olmazsa olmaz hamlelerin başında DAEŞ tehdidi nedeniyle geçici olarak taşınan Süleyman Şah Türbesi’nin eski yerine konuşlandırılması var. Niyesini emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:

“ABD ile teknik düzeyde

Yazının Devamı

İdlib’de CIA ve MOSSAD tezgâhı

7 Ocak 2019

İdlib’de DAEŞ türevi Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bünyesindeki muhalif gruplar arasındaki çatışmanın görünür nedeni malum. Nureddin Zengi Tugayı’na bağlı unsurların Menbiç bölgesine kaydırılmasını fırsat bilen HTŞ, daha fazla yer kapmak için saldırdı. Yani bu bir alan hakimiyeti çatışması. Tabii bunun bir de sütre gerisindeki nedeni var. Ve o da malum. Özellikle de Türkiye’nin ilgisinin Menbiç’e ve Fırat’ın doğusuna yoğunlaştığı zamanlaması dikkate alındığında. Dolayısıyla HTŞ’yi aşan, daha doğrusu onu yönlendirenlerle bağlantılı bir durum söz konusu. Şöyle ki; Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin’e göre; İdlib’deki bu çatışmayı tetikleyenler büyük olasılıkla CIA, MOSSAD ya da Suudi Arabistan gizli servisi. Nedenleri de şunlar:

“Bunlar istihbarat örgütlerinin yaptığı şeyler. ABD el altından bir taraftan bunu yaparken bir taraftan da Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı taarruzu zorlaştırmaya çalışıyor. Türkiye Fırat’ın batısına da bir yığınak yaptı biliyorsunuz, oraya da bir güç ayırdı. Şimdi de HTŞ saldırısıyla İdlib’le Afrin arasındaki irtibatı kesmeye çalışıyor ve böylece Türkiye’nin o bölgeye de kuvvet ayırmasını

Yazının Devamı

FETÖ’nün siyasi ayağını ABD biliyor

5 Ocak 2019

Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan gerilim doğrudan terör örgütleri PYD/PKK ve FETÖ’yle bağlantılı. Daha doğrusu, ABD’nin onlarla olan anlaşılmaz ilişkilerine odaklı. Çünkü lafa geldiğinde “teröre ve teröriste” karşı olduğunu söyleyen ABD samimi olsa sorunlar aşılacak. Ki bu defalarca test edilmiş bir durum. Dolayısıyla da FETÖ için gelen ve aralarında FBI yetkililerinin de bulunduğu ABD’li heyetin Ankara’daki temasları sonrası gelişecek Trump’ın tavrı merak konusu. Özellikle de Fetullah Gülen’in iade edilip edilmeyeceği tartışması dikkate alındığında. Çünkü ABD’yi ikna açısından FETÖ’yle ilgili yeni delillerin varlığı söz konusu ve temaslarda bunlar da değerlendirildi. Ancak tüm bunlara rağmen ABD’nin atacağı adımdan pek umutlanmamak gerekiyor. Niyesini MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş anlatıyor:

“Eğer ABD Fetullah’ı bu derece kapsamlı hem Türkiye’ye yönelik hem dünyadaki Afrika’sından bütün okullarının olduğu bölgelere kadar kullandıysa ki kullandığını görüyoruz. Dolayısıyla, ABD’nin elinde Fetullah’la ilgili, Türkiye’den daha fazla bilgi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ABD’de çok sayıda Fetullahçı lider kadrosu var, bunların faaliyetleriyle ilgili geniş bilgiye sahip. Ve

Yazının Devamı

Ya Trump silahları verin derse?

3 Ocak 2019

Eskisinden yeni yıla devredilen fluluklar arasında DAEŞ’le mücadele bahanesiyle ABD’nin terör örgütü PKK’nın uzantısı YPG’ye verdiği silahların akıbeti de var. Ki bu Türkiye-ABD ilişkilerinin yeniden şekillenmesinde son derece önemli bir etken. Çünkü Türkiye başından beri, ısrarla terör örgütü PYD/YPG yani PKK’ya verilen silahların geri alınması için uyardı. Ve bunu ABD’yle yaşanan güven bunalımını aşma açısından samimiyet testi olarak gördü. ABD ise Türkiye’nin bu hassasiyetini ya duymazdan geldi ya da “Yakından takip ediyoruz” sözleriyle oyalama, yutturmaca taktiği uyguladı. Trump’ın “DAEŞ bitti, Suriye’ den çekiliyoruz” kararından sonra an itibarıyla görüntü ise ABD’li komutanların, silahların YPG/PKK’da kalması yönünde Pentagon’a tavsiye verdiği şeklinde. Yani yine oyalama, yutturmaca havası söz konusu. Dolayısıyla da nihai karar ABD Başkanı Trump’tan gelecek. Tabii sonucu yine fluluklara gebe olarak. Niyesini emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:

“Trump silahları toplayın emrini vermez. ABD’li komutanlar da kalsın diyor zaten... Çünkü YPG/PKK bir noktada ‘ABD bizi yüzüstü bıraktı’ diyor, şimdi bir de silahlarını toplasa tamamen terör örgütünü elinden kaçıracak. Kime

Yazının Devamı