CHP belediye başkan adaylarını taksit taksit açıkladı, açıklıyor. Şimdi sırada İstanbul’un 39 ilçesi (Beylikdüzü belli) ile İzmir büyükşehir ve ilçeleri var. O nedenle de çok sayıda aday adayı arasında aday loto tahminleri tam gaz devam ediyor. Dolayısıyla da parti içindeki hareketlilik, daha doğrusu pazarlık ve göze girme yarışı had safhada. Çünkü adaylık mazbatası Parti Meclisi’nde oylama veya anket ya da temayül yoklaması falan değil doğrudan Kılıçdaroğlu’nun iki dudağı arasında. Ki bunu özellikle Ankara ve İstanbul büyükşehir adayları tercihlerinde gördük. Kılıçdaroğlu o isimleri istedi ve oldu. Üstelik de İstanbul’daki anketlerde Muharrem İnce isminin açık ara önde çıkmasına rağmen... Evet şimdilerde İnce, büyükşehir adayı İmamoğlu’na verdiği destekle kırgınlık, kızgınlık olmadığı havasında ama sandık sonucuna odaklı başka hesapların olduğu da çok net. Örneğin; dün konuştuğum partinin önde gelen bir isminin buna dönük öngörüsü şöyleydi:
“İnce, haklı olarak siyasetten kopmak istemiyor. O nedenle de İmamoğlu’na destekle 1 Nisan odaklı hamle yapıyor. Buna göre İmamoğlu kazanırsa çorbada benim de tuzum var, her şeye rağmen küsmedim, kırılmadım ve adayımızı destekleyerek partimin kararının yanında durdum ya da İmamoğlu kaybederse ne yapayım arkadaş eğer anketlerde çıkan sonuçlara itibar edilseydi veya ön seçim yapılıp kim çıkarsa onun etrafında kenetlenilseydi böyle olmazdı diyecek...”
Peki ya bu hafta veya sonrasında açıklanması beklenen ilçe başkan adaylarının durumu? Oralarda da çok fazla aday adayı var ve anketler yapıldı, bazılarında hala da yapılıyor? Aynı kaynak tespitlere devam ediyor:
“Yönetim yanlış bir karar verdi ve zaman yok gerekçesiyle ‘önseçim yaptırma-yacağım’ dedi. Oysa Seçim Kanunu’nda yerel yönetimler gibi tarihi beş sene evvelden bilinen seçimler için değil erken seçim için de ön seçim kuralları düzenlenmiştir. Ve oy verme gününe 35 gün kala ön seçim yapılıp ilan edilebilir. Dolayısıyla bu gayri ciddi bir durum... Kaldı ki yaptırtmak istemedi tamam yapmıyorsun peki o zaman kararını ver adayları belirle. Kararını böyle üç ay erteleyip de bu haftaki parti meclisinde, öbür haftaki parti meclisinde dediğin zaman teşkilatın içinde kavga çıkar. Şimdi olan da bu.
Genel Başkan partinin yöneticileriyle konuşarak aday seçmiyor, dışarıdaki adamlarla temas edip kendine göre birtakım metotlarla aday belirlemeye çalışıyor ve seçince de teşkilat ayağa kalkıyor. Çok sayıda aday çıkmasının sebebi de acemice karar verilecek olması. Herkes bir şekilde genel başkana ulaşarak etkilemek, gözüne girmek için yarışıyor. Beşiktaş’ta 19 aday, Kadıköy’de 12, Bakırköy’de 16 tane aday adayı var. En kazanılmayacak yerde bile 7 tane aday adayı var.”
Aday zenginliği diye de yorumlanıyor ama?
“Her şey diyorlar ama bu tamamen idarenin zaafı. Öyle ki eski ilçe başkanı da yeni ilçe başkanı da aday. Böyle şey olur mu? Ayrıca bu mevcut belediye başkanının oradaki başarısızlığını gösteren bir tablodur. Başarılı bir belediye başkanının karşısına kolay kolay aday adayı çıkar mı? Şimdi eğer 15-20 aday adayı varsa mevcut belediye başkanının şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım. Ki bugüne kadar da bu yoğunlukta aday hiç olmamıştır.”
Özetle; Kılıçdaroğlu “ince” ve zor hesap sürecinde kritik virajda. Çünkü hem teşkilatta, hem seçmeninde kırgınlık, küskünlük yaratmamak için en doğru kararı vermek durumunda. Yoksa fatura toptan kendisine kesilecek...