Oğlunuz Varsa…

30 Eylül 2015

Baştan uyarıyorum, bu taraflı bir yazı… Ne de olsa Amerikalı Duggar ailesi gibi seri üretime geçemedik, hepi topu bir oğlumuz var. Onu da deneme, yanılma ve mecburen akıllanma gibi feci bilimsel yöntemlerle büyütmeye çalışıyoruz. Kızlar konusunda fikirlerim sadece gördüklerim ve duyduklarımdan ibaret. Kız çocuk nedir? Mmmmm, pembe giydirirsin, milyon tane toka takarsın, ha bir de bıcır-bıcır konuşurlar. Ne o? Beğenemediniz mi? E o zaman bir zahmet kız anneleri kızlarını yazsın da biz de okuyalım, öğrenelim. Herkes bildiği konuda konuşsun kardeşim. O kadar! İşte BebekveBen’in okurlarına yepyeni hizmeti: Oğlanlı yaşam rehberi…

Oğlunuz Varsa…

Sizce oğlan annesi olmanın en güzel yönleri ne? ve kız anneleri… Sizin de kız çocuk üzerine değerlendirmelerinizi bekliyorum.

Sevgiler,

Tanla
Blog>> BebekveBen.com
Facebook>> Bebek ve BenTwitter>> @Bebek_ve_Ben Pinterest>> bebekvebenGoogle+>> bebekveben

Yazının Devamı

Antibakteriyel El Temizleme Jellerindeki Tehlike

22 Eylül 2015

Çocuğuzla beraber sokaktasınız, elleriniz kirlendi ve o anda lavaboya erişiminiz yok. Bu durumda antibakteriyel el temizleme jelleri (hand sanitizer) çok pratik oluyor değil mi? Antibakteriyel el temizleyiciler son dönemde özellikle umumi tuvaletlerde, okullarda, hastanelerde ve doktor ofislerinde sıkça kullanılıyor. Çantaya atılıp kolayca taşınabildiği için hijyenine düşkün anneler için de bulunmaz nimet oluyor. Şimdi bir de parfümlüleri ve rengarenkleri var.

Bu temizleyicilerin kullanımı basit: Çantanıza koyduğunuz ufak şişeden bir-iki damla ellere sıkıp, kuruyana kadar ellerinizi birbirine sürtüyorsunuz. Hastalıklara yol açan bakterilerin %99,99’undan anında kurtuluyorsunuz. Güzel değil mi? Okul, hastane gibi kalabalık ortamlara sıkça giriyorsanız, toplu taşıma araçlarını sıkça kullanıyorsanız ve kış mevsimi yaklaşıp, grip gibi salgın hastalıklar başladığında antibakteriyel el temizleyiciler faydalı gözüküyor. 2009 senesinde domuz gribi gündemdeyken Türkiye piyasasında yükselen bu ürün şimdi her yerde satılıyor. Kimi anneler okula giden çocukların çantalarına bir adet koyuyor. Ancak işin bir de diğer yüzü var. Antibakteriyel el temizleme jelleri amacına uygun olarak

Yazının Devamı

Montessori Çocuk Odası Nasıl Kurulur?

4 Eylül 2015

Montessori eğitimine ilgi duyuyor ve bebeğinize/çocuğunuza Montessori’yle uyumlu bir oda dekore etmek istiyorsanız okumanız gereken yazıya ulaştınız. Montessori felsefesi ülkemizde hızla yayılan, ebeveynlerin merak ettiği ve bir o kadar da yanlış anlaşılan bir eğitim metodu. Ülkemizde Montessori eğitiminin sadece gelir durumu iyi olan ailelere yönelik olacağı izlenimi yaratılıyor. Bu hatalı yaklaşımın uzantısı olarak Montessori odaklı çocuk odası her yerde bulunmayan-pahalı eşyalarla donatılmış, son derece katı dekorasyon kuralları olan bir yaşam alanı olarak yansıtılmaya çalışılıyor. Oysa Montessori çocuk odası hemen her ailenin çocuklarına sunabileceği unsurlar içeriyor. Bu yazımda Montessori odaklı çocuk odalarında önem verilmesi gereken temel unsurlardan üçü üzerinde duracağım: Erişilebilirlik, sadelik ve ilgi alanları…

Erişilebilirlik

Maria Montessori diyor ki, “Çocuğa kendi başına kullanabileceği bir ortam vermeliyiz: Kendi küçük lavabosu, kendi açabileceği çekmeceler, kendi kullanabileceği gündelik eşyalar, kendi katlayıp-yayabileceği sevimli bir battaniyenin altında uyuyayacağı küçük bir yatak… Ona, içinde yaşayabileceği ve oynayabileceği bir ortam vermeliyiz; sonra da

Yazının Devamı

Kadınlar Parklarda Emzirsin mi?

11 Ağustos 2015

Bugünkü yazımızı konuk yazarımız İffet abla kaleme alıyor…
Her sabah kahvemi yudumlarken yazılarını şevkle takip ettiğim Ömür hanım kızım dünkü makalesinde yine fevkalade önemli sosyal ve kültürel bir tespit yapmış. Efendim, Dünya Emzirme Haftası münasebetiyle bir takım kendini bilmez, şovenistler “Analar istedikleri yerde emzirsinler!” diye çığırmışlar. Bak, bak, bak! Ömür hanım kızım da “Kadınlar parklarda, sokaklarda cinsellik objesi memelerini herkesin gözüne soka soka emzirmesinler! İçimiz fena oluyor, libidomuz yerlerde sürünüyor, cinsellikten soğuyoruz, tüm erkeklerimiz de eminim benimle aynı fikirdedir.” demiş. Ne de hoş demiş…
Bu bana aslan parçası oğlum Hulusi’yi emzirdiğim, bir türlü sonu gelmeyesice o kutsal günleri hatırlattı. Bir keresinde, hiç unutmam, sene 1963, aylardan Ağustos, Karamürsel’de denize nazır, 2 katlı bir müstakil evde oturuyoruz. Hava nasıl sıcak, çok afedersiniz mabadımız sedirlere yapışıyor. O zamanlar Hulusi 3 haftalık mı ne? Bir akşamüstü sağ ayağını böğrüme böğrüme teptirmeye başladı, anladım ki acıkmış körolmayasıca… O gün rahmetli annemle, babam misafirliğe geldikleri için mecburen gözlerden

Yazının Devamı

Çocuk Doktoru Seçerken Nelere Dikkat Ettim

4 Ağustos 2015

Çocuk gelişimi konusunda ebeveynlerin birinci referans noktası her zaman tıp uzmanları olmalı. Bir çocuk büyürken onu düzenli olarak görecek, sağlık durumunu takip edecek iyi bir çocuk doktoru (pediatrist, pediatri uzmanı) seçmek şart. Bu çocuk doktoru hem çocuğunuzun rutin muayenelerini yapacak, hem de bir hastalık durumu olduğunda başvuracağınız ilk kişi olacak.

Mesleğini layıkıyla yapan pek çok doktor, hemşire ve sağlık personeli var. Çocuğunuzu muayeneye götürdüğünüzde doktorunuz size yeterince zaman ayırıyor, sorularınızı ilgiyle yanıtlıyor, acil durumlarda kendisine telefonla ulaşabiliyorsanız doktorunuzla aranızda bir güven ilişkisi kuruluyor. Çocuğunuzu büyütürken böyle tıp uzmanlarına denk geldiyseniz şanslısınız. Ancak doktorlar da sonuçta birer insan. Tüm doktorların aynı özen, ilgi ve bilgi seviyesinde olmadığını biliyoruz. Her birinin farklı kişilik özellikleri var ve karakterleri mesleklerine yansıyabiliyor. Bazı doktorlar maalesef ailelerin çocuk gelişimi konusundaki sorularını doyurucu bir şekilde yanıtlamıyor. En basidinden rutin muayenelerinde çocuğun boyunu/kilosunu/baş çevresini ölçerken ailelere bu rakamları bildirmiyor. Bazı doktorlara telefonla ulaşılamıyor.

Yazının Devamı

Emzirmeyle İlgili Doğru Bildiğin 12 Yanlış

16 Temmuz 2015

Sosyal medyadaki yazışmalarda ve bana ulaşan okur sorularında emzirme problemleri o kadar sık gündeme geliyor ki… Emzirme konusunda annelerin ve anne adaylarının düşünmeden kabul ettiği ve ezbere uyguladığı pek çok “doğru bilinen yanlış” var. Daha önce “Emzirmek ya da Emzirmemek: İşte Bütün Mesele” başlıklı yazımda bu konuya değinmiştim. Bu yazımda emzirme hakkında oldukça yaygın, ancak bir o kadar da hatalı uygulamaları ve bunların nasıl çözüleceğini bir kere daha ele almaya karar verdim. Bakalım senin yaşadığın emzirme sorunlarına da değinmiş miyim?

1- Emzirecektim Ama Doğumdan Sonra Sütüm Gelmedi

Bebek doğunca anne göğsüne konur konmaz sütün gürül gürül gelmesi çok hoş, adeta mucizevi bir görünüm. Ancak bu durum genellikle filmlerde olur. İşin aslı senin bildiğin beyaz renkli anne sütünün gelmesi 2-3 günü bulacak. İlk birkaç günde memenden gelen sarı renkli sıvı bebeğin için yeterli ve çok kıymetli. Onun adı kolostrum. Eğer düzenli olarak emzirme denemesi yaparsan anne sütün de yakında gelecek. Yeni doğmuş bebeğinin midesi zaten bir misket kadar. Bu nedenle litrelerce anne sütü içmesine gerek yok. Sakın pes etme!

2- Sütüm Az Geliyor

Doğa tüm anneleri kendi yavrularına yetecek

Yazının Devamı

Bu Yazı da Çocuk İstemeyenlere Gelsin

7 Haziran 2015

Türkiye koşullarında evli bir çiftin çocuk yapmama hakkı yoktur. Hele bir “Biz çocuk düşünmüyoruz.” diye kamuya açık alanda ünleyin. Görün bakalım başınıza gelecekleri…

Analar, babalar, teyzeler, halalar, nineler, dedeler dört bir koldan Haçlı ordusu gibi bastırır. Önce ikna çabaları gelir. “Böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyoruz.” dersiniz, “Hadi len, bizim başımız kel miydi?” derler. “Çocuk yetiştirecek durumumuz yok.” dersiniz, “Tövbe de! Çarpılırsın. Hem Allah rızkını verir. O kısmetiyle gelir bir kere.” buyururlar. “Zamanım yok, kariyer yapmak istiyorum.” dersiniz, “Sen sus! Sanki sen bakacaksın. Biz bakacağız.” diye ağzınıza tıkarlar. Çocuk yetiştirmenin faydalarını, güzelliklerini, ulvi yanlarını günde beş vakit beyninize ekleştirirler. İşe yaramazsa gözlerinin kıyısında bir damla yaş “Bize torun/yeğen duygusunu tattırmayacaksın ha!” diye içinizi kıyım-kıyım kıyarak duygu sömürüsü yaparlar.

Bana torun vermeyeceksin demek. Alacağın olsun. Anne deme bir daha bana!

Sosyal çevrenizde de durum farklı değildir. En bir cool, her haftasonu beraber alemlere aktığınız, pizza-bira eşliğinde topluca Game of Thrones maratonu yaparken “Yaşam bu lan! Eşim, arkadaşlarım, ben… Değmeyin

Yazının Devamı

Prematüre Bebeklerin Gelişimi

3 Haziran 2015

Twitter takipçilerimden Pınar’ın bir sorusu var:

Prematüre doğan bebeğim şu anda 10 aylık. 1 dişi çıktı. Emeklemiyor. Yerde dönerek gidiyor. En geç kaç aylık yürüyor prematüre bebekler?

Merhabalar Pınar,

Prematüre doğmuş bir bebek annesi olarak merakını anlayabiliyorum. Öncelikle için rahat olsun. Bebeklerin hepsi çok özel ve gelişimleri kendine özgü. Bu nedenle gelişimlerinde milat olarak değerlendirilebilecek aşamalara ne zaman varacakları konusunda kesin birşey söylemek mümkün değil. Kimi bebek daha erken yürürken, kimisi daha geç yürür. Kimisi düz bir şekilde emeklerken, kimisi senin bebeğin gibi yerde dönerek ilerlemeyi tercih eder. Bunlar gayet normal.

Doktorlar genel eğilimlerden yola çıkarak bebek gelişiminin aşamalarını ortalama olarak tanımlamayı ve her bebeğin gelişimini bu ortalama değerlerle karşılaştırarak takip etmeyi tercih eder. Ortalama değerleri bilmek gelişimin daha rahat takip edilmesini sağlarken, gelişim bozukluklarını tespiti açısından da faydalı.

Bebek gelişiminde önemli olan, bebeğin ileriye doğru aşama göstermesi. Örneğin karın üstü yatarken gövdesinin üst kısmını kaldırması, emeklemesi, ayağa kalkması ve yürümesi hep ileriye doğru bir gelişimi ifade eder.

Yazının Devamı