Montessori eğitimine ilgi duyuyor ve bebeğinize/çocuğunuza Montessori’yle uyumlu bir oda dekore etmek istiyorsanız okumanız gereken yazıya ulaştınız. Montessori felsefesi ülkemizde hızla yayılan, ebeveynlerin merak ettiği ve bir o kadar da yanlış anlaşılan bir eğitim metodu. Ülkemizde Montessori eğitiminin sadece gelir durumu iyi olan ailelere yönelik olacağı izlenimi yaratılıyor. Bu hatalı yaklaşımın uzantısı olarak Montessori odaklı çocuk odası her yerde bulunmayan-pahalı eşyalarla donatılmış, son derece katı dekorasyon kuralları olan bir yaşam alanı olarak yansıtılmaya çalışılıyor. Oysa Montessori çocuk odası hemen her ailenin çocuklarına sunabileceği unsurlar içeriyor. Bu yazımda Montessori odaklı çocuk odalarında önem verilmesi gereken temel unsurlardan üçü üzerinde duracağım: Erişilebilirlik, sadelik ve ilgi alanları…
Erişilebilirlik
Maria Montessori diyor ki, “Çocuğa kendi başına kullanabileceği bir ortam vermeliyiz: Kendi küçük lavabosu, kendi açabileceği çekmeceler, kendi kullanabileceği gündelik eşyalar, kendi katlayıp-yayabileceği sevimli bir battaniyenin altında uyuyayacağı küçük bir yatak… Ona, içinde yaşayabileceği ve oynayabileceği bir ortam vermeliyiz; sonra da onun kendi ellerini bütün gün kullanmasını gözlemeli, akşam kendi başına kıyafetlerini değiştirmesini ve kendi başına yatağına uzanmasını sabırla beklemeliyiz.“
Montessori‘nin temel amaçlarından biri çocuğun kendi kendine yetmesi, ihtiyaçlarını kendi başına görmesi. Bu nedenle Montessori’ye uygun bir çocuk odasında eşyaların çocuk tarafından rahatlıkla erişilip, ebeveynlerden bağımsız olarak kullanılabilmesi önemli.
Erişilebilirlik kavramını biraz daha açarsak… Çocuğun kullandığı eşyalar, kolayca ulaşabileceği yükseklikte dizilmiş/yerleştirilmiş olmalı.
Yatak… Çocuk ebeveynlerden yardım almadan yatağına çıkabilmeli, kendi örtüsünü üzerine örtebilmeli, sabah uyanınca -beceriksizce de olsa- kendi yatağını toplayabilmeli. Sosyal medyadaki bazı tartışmalarda Montessori yatağının mutlaka yer yatağı olması gerektiği, başka türlü bir yatakta uyunursa Montessori olmayacağı gibi iddialar görüyorum. Bu doğru değil. Çocuğun yaşına göre kendi başına tırmanabileceği yükseklikte herhangi bir yatak olabilir. Burada maksat çocuğu illa yer yatağında yatırmak değil, çocuğun bağımsız bir şekilde kendi yatağına erişebilmesine imkan vermek. Bir başka deyişle, yüksek ve parmaklıklı bir yatakla çocuğun odadaki eşyalara erişimini ve özgürlük duygularını kısıtlamamak hedefleniyor. Bunun nasıl yorumlanacağı size kalmış. Çocuğun erişimi kısıtlanmadığı sürece dilerseniz alçak bir yatak kurarsınız, dilerseniz yer yatağı…
Giysiler… Çocuğun elbiseleri gardıropunda erişebileceği yüksekliğe asılmalı ya da erişilebilir çekmecelere yerleştirilmeli. Çocuğun günlük giysilerini asabilmesi için kapının arkasına ya da duvarda uygun bir yere alçak bir askı takılabilir.
Kitaplar… Çocuğun kitapları onun göz hizasında ve altında, eliyle kolayca erişebileceği raflara yerleştirilmeli.
Banyo… Her evde çocuğa özel bir banyo olmayabilir ya da aile bütçesi lavabo/tuvaletin alçak versiyonlarını yaptırmaya uygun olmayabilir. Ancak çocuğun lavaboya rahatça erişebilmesi için ufak-güvenli bir merdiven, tuvalete kendi başına oturabilmesi için tuvalet aparatı konulmalı. Daha ufak çocuklar için erişebileceği yerde lazımlık bulundurulmalı. Çocuğun havlusu erişebileceği yükseklikte asılmalı ve kirli giysilerini atabileceği kendine ait bir kirli sepeti olmalı.
Sadelik
Montessori’nin önem verdiği prensiplerden biri de çocuğun yaşam alanın sade bir şekilde düzenlenmesi. Günümüzde çocuk odalarının parlak renklerle ve akıllara ziyan detaylarla döşenmesi alışkanlık haline gelmiş durumda. “Ne kadar süslü, o kadar iyi!” gözüyle bakılıyor. Oysa görsel ve fiziksel dağınıklık çocukların gelişiminde olumlu etki yaratmıyor. Çocuklar sade ve organize bir şekilde döşenmiş ortamlarda daha sakin oluyor ve oyun yoluyla öğrenmeye odaklanıyor. Kısacası, çocuğun zevkinden çok annenin gösteriş duygularını tatmin eden fırfırlı yatak takımları, aşırı sayıda oyuncaklar, ihtişamlı yatak ve dolapları ortadan kaldırılmalı, yalın çizgilerle üretilmiş, yeterli sayıda eşyayla sade bir çocuk odası döşenmeli.
Oyuncaklar… Montessori felsefesinde oyuncakların karışık bir şekilde oyuncak kutularında durması benimsenmez. Çünkü bu kaos görüntüsü çocuğun dikkatini dağıtır ve oyuncaklara erişimini azaltır. Bunun yerine oyuncaklar, her bir grup oyuncak için özel bir alan ayrılmış alçak raflarda yerleşmeli. Örneğin yapbozlar bir yerde, arabalar bir yerde gibi… Oyuncakları gruplamak için plastik, kumaş ya da karton kutular ve tepsiler kullanılabilir.
Bir ipucu! Hepimiz çocuğumuzun ihtiyacından çok oyuncağı olduğundan, oyuncaklarıyla yeterince oynamadığından. pek çok oyuncağın bir kere oynandıktan sonra bir kenara attığından şikayetçiyiz öyle değil mi? Çözüm basit: Çocuğun yaşına göre küçük kalan oyuncakları akraba ve arkadaşlarınıza ya da ihtiyacı olan ailelere verin. Kalan oyuncakları da ikiye bölün. Yarısını büyük torbalara doldurarak çocuğun erişiminden kaldırın. Bırakın oyuncaklarının yarısıyla doya doya oynasın. Bir müddet sonra kaldırdığınız oyuncakları ortaya çıkarın ve ortadakileri kaldırın. Bu şekilde çocuğunuz yeni oyuncaklar bulmuş gibi sevinecek ve elindekilerle daha uzun süre oynayacaktır. Ayrıca çocuğa oyuncak seçimi yaparken tek yönlü olarak oynayabileceği, pahalı ve elektronik oyuncaklardan mümkün olduğunca kaçının. Bunun yerine görünüşü basit, fonksiyonları esnek, klasik ve hayal gücünü geliştiren oyuncaklara ağırlık verin. Örnek: tahta küpler, yapboz, misketler vb.
İlgi Alanları
Maria Montessori diyor ki, “Çocukları izleyin, onlar ne yapmaları, neleri geliştirmeleri ve hangi alanda uğraşmaları gerektiğini size gösterecektir. Bir nesne ile uğraşan çocukların amacı kesinlikle “öğrenmek” değildir, onlar iç dünyalarından gelen ihtiyaçlar doğrutusunda o nesneye ilgi gösterir. Bu ihtiyaçların mutlaka farkına varılmalı ve geliştirilmeleri sağlanmalıdır. “
Çocuğun odası kendi ilgili alanları göz önüne alınarak döşenmiş olmalı. Çocuğun değişikMontessori aktiviteleri arasında dilediğini seçebileceği basit ama fonksiyonel bir dekorasyon izlenmeli. Montessori yaklaşımında çocuk, oyun oynarken, yaşam alanındaki aktivitelerden birini, kendi başına seçer. Oyununu oynar/aktivitesini yapar. Oyun/aktivite tamamlandıysa, yeni bir aktiviteye geçmeden önce dağıttığı oyuncakları/materyalleri yerlerine yerleştirir. Bu düzen duygusu çocuğun aktivitelerden aldığı keyifi artırır.
Can’ın yuvasında bu uygulamayı sıkça gözlüyorum. Çocukların hepsi bireysel oyunları bittikten sonra oyuncaklarını kendi topluyor. Oyuncaklar/materyaller toplanmadan kimse okuldan ayrılmıyor. Grup aktivitesi yapıldığı zamanlardaysa dikkat dağılmasının önlenmesi için oyuncakların/materyallerin üzeri örtülerle kapatılıyor. Çocuk yuvada bu düzene alıştıysa evde de aynı düzeni sürdürmeye çalışmak en güzeli. Ancak evde kimi zaman her aktiviteden sonra oyuncakları toplamanın zor olduğunu biliyorum. Eğer her aktiviteden sonra ilgili oyuncağın yerine konması sağlanamıyorsa en azından gün sonunda tüm oyuncakların çocuk tarafından yerlerine kaldırılması sağlanabilir.
Montessori ev aktivitelerinin bir kısmı yerde, bir kısmı masa/sandalyede gerçekleştirilir. Odanın içinde yer oyunları için yeterli alan bırakmanın yanısıra, çocuğun değişik aktiviteleri üzerinde gerçekleştirebileceği, boyuna uygun küçük bir masa ve sandalye konulabilir.
Okul öncesi çocuklar için değişik ilgileri teşvik edebilecek dekorasyon önerileri şöyle: (Elbette bunların hepsini aynı anda yapmak zorunda değilsiniz. Çocuğun ilgi alanlarına göre birkaç tanesi seçilebilir.)
- Hobi: Boya kalemleri, makas, tutkal, kağıtlar, suluboya, kırpık kumaş parçaları vs…
- Müzik: Çocuğun gönlünce seçeceği müzikleri dinlemesi için basit bir radyo ya da cd çalar kullanılabilir. Minik bir piyano, flüt, gitar gibi müzik aletleriyle müzik köşesi zenginleştirilebilir.
- Role bürünme: Ailenin günlük hayatta yaptığı yemek pişirme, ev temizliği gibi aktivitelere yaşına göre çocukların da dahil edilebileceğini her zaman söylüyorum. Çocuk odasına da gündelik hayat becerilerini yansıtacak “role bürünme oyuncakları” konulabilir. Aşağıdaki fotoğrafta minik bir mutfak ve süpürgeler görülüyor. Buradaki süpürge işlevsel bir süpürge olabilir. Mutfağın da illa böyle özel bir mutfak olmasına gerek yok. Basit bir masa ve evcilik takımları, hatta aile mutfağından aşırılacak kap-kacak da :) iş görür.
- Sanat: Ufaklığın yaptığı resimler ya da sevdiği objelere ait tablolar çocuğun göz hizasında duvara asılabilir. Bu tabloların illa mağazalardan alınan pahalı tablolar olmasına gerek yok. Basit bir çerçevenin içine çocuk magazini dergilerinden keseceğiniz renkli resimleri koyarak çok şirin bir dekorasyon yapabilirsiniz. Çocuğun parmak boyasıyla yaptığı renkli el izleri bile çerçevelenebilir ve odanıza hoş bir kimlik katabilir. Duvara ufak bir pano, kara tahta ya da beyaz tahta monte edilebilir. Pano beyaz tahta olarak seçilip, resimler mıknatısla yapıştırılabilir ve boşluklar da yazı yazmak için kullanılabilir.
- Doğa: Odada bir doğa köşesi yapılarak çocuğunuzun kaktüs ya da başka bir ufak çiçek yetiştirmesine izin verilebilir. Bu hem çocuğunuzun doğa ilgisini canlı tutar, hem de sorumluluk duygusunu geliştirir. Doğa köşesinde sokaktan topladığı taşlar, yapraklar, tohumlar, deniz kabukları vb. ilginç malzemeler sergilenebilir.
Bu yazımda Montessori’ye uygun çocuk odasında dikkat edeceğimiz 3 temel konuyu aktardım:Erişilebilirlik, sadelik ve ilgi alanları… Elbette bu 3 prensibin dışında başka dikkat edilecek noktalar da olabilir. “Önemli olanın şekilcilik değil, işin felsefesi” olduğunu hatırlatarak, yazımı fazla uzatmamak için onları da ileride ele almayı planlıyorum.
Son olarak, bebek ve çocuk odası dekore ederken güvenlik her zaman göz önünde bulundurulmalı. Bu konuda Bebek İçin Güvenli Bir Ev Yaratmak, Bu Bebek Odasındaki 10 Yanlışı Bulun, ve Bebek Mobilyası Alırken Bunlara Dikkat Edin! başlıklı yazılarıma göz atabilirsiniz.