ABANT’IN MEVSiMi GEÇMEZ

18 Ekim 2014

Abant, şehrin kalabalığından sıkılanlar için iyi bir alternatif. Göl civarında yürüyüşler yapıp, doğal ürünler tüketebileceğiniz mekânlarda inanılmaz lezzetler tadabilirsiniz...

Nice şehirler biliyorum, her birinin özellikleri farklı, kendine özgü güzellikleri var. Ama not defterlerinin tozlu sayfalarında unutulmaya mahkûm, kupkuru tarih, coğrafya bilgilerinden ibaret. Öyle yerler var ki, sürekli çağrışımlarla yerlerini belleğinizde her daim canlı tutmayı başarır. İşte bunun en iyi örneği Abant’tır.
Abant çaredir, bozkır ortasındaki Ankara’da bulunan insanlar için ve de İstanbul’un kalabalığının hırpaladığı canlara nefes vermek yani teneffüs yaptırmak için.
Kışın karlarla kaplı ormanları, buz tutmuş gölü, yazın serinliği, ilkbaharda uyanışı, sonbaharda göldeki nilüferleri, sarıya dönüşmüş kendini bırakan yaprakları ve her tarafı kaplayan bedava protein kaynağı Kanlıca mantarları ile.

GÖL İYİ KORUNUYOR
Abant’ın dokusu hiçbir zaman bozulmuyor, çok iyi koruma altında, pırıl pırıl her taraf. Ama akü ile çalışan bir iki küçük tekne canlılık katar. Göldeki nilüferler, alabalıklar, yörede tingo olarak anılan Hollanda sazanları renk katıyor. Tingolar o kadar büyümüşler ki,

Yazının Devamı

ASCININ ALAYLISI MI, MEKTEPLiSi Mi?

11 Ekim 2014

Aşçılık, dünyadaki en zor mesleklerden biridir. Bu meslek erbaplarının nasıl yetişmesi gerektiği yıllardır gündemden düşmez. Alaylı mı, okullu mu? Hangisi daha başarılı, hep tartışma konusudur

Türk Dil Kurumu ‘aşçı’ olarak resmileştirse de, bu mesleği icra edenlerin ismi ‘ahçı’dan türemiştir.
Dünyadaki en zor mesleklerden biridir aşçılık. Toplardamar hastalıklarından şikayetçi olanların önemli bölümü aşçılardır.
Ayakta çalışarak icra edilen bu mesleğin ilerleyen yıllarda bel, diz, ayak ve bacaklarda yarattığı marazlar; aşçıların “Ahh” diye sızlanmalarına neden olur. Böylesine zor ama zevkli bir mesleği seçenlerin nasıl yetişmesi gerektiği yıllardır gündemden düşmez.
Alaylı mı, okullu mu? Hangisi daha başarılı, hep tartışma konusudur.
Ömrümün büyük kısmı yeme-içme hayatının içinde geçtiğinden, sektördeki sorunlarla da haşır neşir oldum. Türkiye’de aşçılık okullarının açılmasını dilimden düşürmedim. Eski İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Yalçın Manav da, aşçılık mesleğine ilgi uyandıranların baş mimarıdır.

Yazının Devamı

TAZE BALIGI NASIL ANLARIZ?

4 Ekim 2014

Balık mevsimi açıldı... Peki balık alırken nelere dikkat etmeliyiz? Hilelere karşı nasıl tedbir alabiliriz? Taze balığı anlamanın püf noktaları neler? Bilgilerimizi tazelemekte yarar var...

“İnsanın iyisi sözünden, balığın iyisi gözünden anlaşılır” sözü boşuna söylenmemiş...
Taze balık kontrolüne ilk önce gözden başlamalı. Gözleri donuk olmamalı, çakmak çakmak size bakar gibi canlı olmalı.
Derisiyle parmak testi yapmak ikinci aşamadır. Parmağınızı bastırdığınızda balığın derisi hızla geri geliyorsa taze olduğu anlaşılır, ağır ağır yerine geliyorsa balık bayattır.
Pulları üzerinden dökülmemiş olmalıdır. Yüzgeçlerinin yıpranmamış, kırılmamış olması da diğer önemli bir faktördür. Solungaçları nemli ve kırmızı olmalıdır. Büyük balıklarda maliyet yüksek olduğu için ziyan etmek istemeyen ve iyi niyetli olmayan satıcılar özel boyalarla solungaçları boyayabiliyor!

BALIK BAŞTAN KOKAR

Yazının Devamı

EINSTEIN AŞÇISINA NE DEDi?

27 Eylül 2014

Dünyaca ünlü kimya profesörü Robert Wolke, yeme-içme dünyasıyla ilgili çıkardığı kitabı ile merak konusu olan sorulara yanıt veriyor

Besinler ve yemek pişirmeye dair son dönemlerde yaşanan ilgi patlamasıyla birlikte, yediklerimizin doğası ve etkileşimlerini belirleyen kimyasal ve fiziksel ilkeleri anlama isteği de artıyor.
Uzun yıllardır yakından takip ettiğim yazar Robert L. Wolke, Washington Post gazetesinde; ‘Yiyecek 101’ isimli köşesinde yazdığı makalelerden sonra, aşçılığın merak konusu olan sorularına yanıt vermek için çok önemli konulara el attı.
Einstein gibi bir bilim adamının ismini kullanarak ‘Einstein Aşçısına Ne Dedi?’ adlı kitabı kaleme aldı.
Türkçe’ye de çevrilen kitabın yankıları hala sürmekte... Kimya profesörü olan Robert Wolke yeme içme dünyasıyla oldukça ilgili. FDA’da (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) alınan her kararda insan sağlığını etkileyen olumsuz bir konu olduğunda üstüne gidiyor. Bu yüzden de başı dertten kurtulmuyor.

RİSK OLASILIKTIR

Yazının Devamı

KARADENiZ’iN SUYU ISINMIŞ

20 Eylül 2014

“Eylülün gelmesine rağmen neden hâlâ palamut yok?” diye merak ediyordum. Karadeniz’in suyu daha soğumamış ki palamut yağlansın, büyüsün...

Geçen hafta sonu Karadeniz sahillerinde dolaştım. İlk işim Ordu’da teleferikle Boztepe’ye çıkıp, oksijen depolamak oldu. Muhteşem manzara, yorgunluğumu alıverdi.
Yine de en sevindiğim konu; denizin üzerinde yapılan hummalı havaalanı çalışmasıydı.
Samsun Havaalanı’ndan otomobille 1.5 saatte geliniyor Ordu’ya. Otobüsle ise; 2.5 saat sürüyor yolculuk. Havaalanı inşaatının bitmesine az kalmış.
Elbette kalorileri yakmak için Karadeniz’in hafif dalgalı sularına attım kendimi. Serinleyeceğim yerde ısındım!
Karadeniz’in suyu çok ısınmış. Ben de neden Ankara’ya eylül ortalarında palamut gelmiyor diye merak ediyordum. Deniz soğumamış ki palamut yağlansın, büyüsün, takoz şeklinde kesilecek kıvama gelsin.

Yazının Devamı

BODRUM’UN SON DEMLERi

13 Eylül 2014

Yazın son günlerinde gidebildim Bodrum’a ama geçen yıllara göre daha yoğun olduğunu gözlemledim. Sanırım Palmarina’nın bir hayli etkisi olmuş Bodrum’a. Yeni mekanlar da denedim. İşte onlar...

ASPAT KOYU MÜTHİŞ...

Temiz deniz ve doğa arayanlara, kafa dinlemek isteyenlere, tatilde lüks aramayanlara biçilmiş kaftan Aspat Beach Resort. Makul fiyatlarla Bodrum’un içinde cennet olduğunu anlıyorum. Adeta nehir ile deniz, size huzur vermek için birleşmiş. Kano ile gezinti yapabiliyorsunuz. Rüzgâr sörfü için de ideal.



EVCİL HAYVAN SERBEST

Yazının Devamı

YENi KABiNE BALIKCI CIKTI

6 Eylül 2014

Hükümet kuruldu; Biz de Ankara’daki yeme-içmeyi inceledik. Yeni kabine üyeleri balığa ilgili...

Her hükümet kurulduğunda Ankara’da neler oluyor, yeme içme hayatında ne gibi değişiklikler var, merak edilir. Önceki seçim gecesinde de Ak Parti Genel Merkezi’nden balıkçıya verilen siparişlerden, kurmaylarının balıkla daha yakın olduğu görüldü. Son yıllarda Ankara’da Park Caddesi, Tepe Prime ve Çukurambar gibi yerlerde bir hayli mekan açıldı. Filistin Caddesi dinamikliğini sürekli koruyor.

DAVUTOĞLU YEMEK SEÇMEZ
Yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu, yemek konusunda pek seçici değil ama balık yemeyi de ihmal etmez. Komşum olan Davutoğlu, Dışişleri Bakanı iken sabahlara kadar çalıştığından yemeğe vakit ayıramıyordu desek yanılmayız.
Taşkent yöresinde yemek yerken çocukluğunu hatırlayıp gözleri dolan Davutoğlu, 1996 yılında Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da açtığım restoranın müdavimiydi.
Osmanlı Mutfağı konseptinde yaptığım yemeklere oldukça ilgili, İslam Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Davutoğlu’nun o zamanki tevazulu duruşu hiç değişmedi.

Yazının Devamı

DENiZLERiMiZiN LEZZET HARiTASI

30 Ağustos 2014

Denizlerimizin sahip olduğu ayrıcalıklar, türlerin en iyilerinin üremesini sağlar. Çok şanslıyız; dünyanın en lezzetli lüferi, lagosu, kalamarı, barbunyası, mercanı, kalkanı bizde yetişir

İskandinav ülkeleri ve Güney Amerika’daki ‘Humboldt Akıntısı’nın soğuk suyu bizim denizlerimizi andırıyor ama suyun soğuk olması, balıkların yağlı olmasına neden oluyor.

SAROS KÖRFEZİ AYRICALIKLI
Saros Körfezi, Türkiye’nin en zengin balık yataklarına sahiptir. Ürkek ve aceleci halleriyle gelip giden uskumru sürüleri, kırma taşlık kıyılarda karagözler, eşkinalar, mercanlar, sinaritler, trançalar, nazlı nazlı dolanıp durur.
Tatilciler; “Soyumun yürümesi için beni sakın vurmayın!” diye adeta yalvarırlar.
Saros’u dünyanın en temiz ikinci denizi ilan etmişti Kaptan Kusto...

Yazının Devamı