Yakında sezonun en iddialı dizisi ‘Kösem Sultan’ yayına girecek ama Kösem Sultan rolünde oynayacak Beren Saat’in role uygunluğunu değil, vatansever bir sanatçılığa uygunluğunu tartışıyoruz bugünlerde.
Hani o, “Sanatçılar toplumun önündeki insanlardır, örnek olmalılar, memleket meseleleriyle ilgilenmeliler…”le başlayan tiradı bilirsiniz. “Memlekette şunlar oluyor, neden bunlarla ilgili iki satır yazmıyorsun” isyanını da.
E tamam, yazınca da böyle oluyor işte. Istediğimiz gibi konuşmazlarsa hemen linçe başlıyoruz. Daha önce ne demiş, şimdi ne demek istemiş, acaba haklı olduğu bir taraf olabilir mi diye bakmadan hemen linç etmek istiyoruz. Bergüzar Korel’in, Memet Ali Alabora ya da Yavuz Bingöl’ün başına gelen şey benzer değil mi?
Sanatçılar insan değil mi?
Kimileri “Sanatçı muhaliftir, ne olursa olsun iktidar yanlısı olamaz” diyor.
Kimileri ise “Sanatçı topluma mal olmuştur takım tutmaz, parti tutmaz herkesin tarafında olur” diyor.
Nasıl ki bakkal, doktor, avukat, mühendis ya da işçi tuttuğu takımı da, siyasi görüşü de açıklayabiliyorsa sanatçı da açıklar.
Eskiden anneler babalar televizyon karşısındayken onların seçtiği programlar izlenirdi. Çocuklar sadece gündüz saatlerinde kumandanın sahibiydiler. Daha sonra hayatın merkezi çocuklar oldu. Tercihleri de onlar belirliyordu.
Bunu bilen televizyoncular da dizilerin içine çocuk seyirciyi çekmek için çocuk karakterler ve onlara uygun ‘çocuksu’ hikayeler koymaya özen gösterirdi.
Her şey gibi bu durum da değişti. Şimdi 7 - 8 yaşındaki çocuklar bile aşk hikayeleri izliyorlar. Özellikle reklamlar gibi parlak görüntüler, rengarenk köstümler, bol müzikli klipleriyle ‘Kiraz Mevsimi’, ‘Çilek Kokusu’ ve ‘Kiralık Aşk’ gibi diziler onların favorisi.
Yetişkinken bile aşkı özgürce yaşayamayan bir kuşağın el kadar çocukları şimdi aşka belenmiş bir televizyonun karar vericileri oldu. Sahte aşıklar, aşk üçgenleri, atarlı giderli sevgililerin hikayelerini izleyen bu çocukların geleceği nasıl olacak merak ediyorum.
Televizyon onbinlerce insan için ekmek kapısı. Bakkal nasıl dükkanını kapatmıyorsa diziler de, diğer televizyon programları da yayınlanacak. Ama bu böyle diye sorumluluktan da kaçamayız. Türkiye ABD’den sonra dünyada en çok televizyon seyreden ikinci ülkeyse, reytingleri diziler alıyorsa bu sorumluluk onlara düşer. Dizi yapımcıları da ülkenin gündemine katkı yapmak zorundalar.
Şu an yeni bölümün senaryosunu yazan senarist arkadaşlara çağrımdır.
Lütfen, senaryonuza uygun bir şekilde şiddeti eleştiren, barış ve kardeşlik mesajı içeren sahneler koyunuz. Beren Saat’e tepki için ‘Aşk - ı Memnu’ köşküne protestoya gidenler varsa, mesajınız belki haber bültenlerinden daha etkili olabilir…
Seyircinin sorumluluğu ne?
“Türkiye yasta, yürekler dağlanıyor, halk ayakta…” dense de reytinglere bakılırsa diziler hâlâ ilgi görmeye devam ediyor. Bu hem iyi hem kötü. İyi çünkü hayat devam ediyor, insanların sinirlerini sakinleştirmesi, ilgisini dağıtması lazım. Kötü, çünkü ülkemiz bu kadar kritik günler yaşarken herkesin dizilere dalıp olan biteni iyi takip etmesi, gerçeği görmeye çalışması lazım. Seyircinin sorumluluğu bu ikisini dengede tutmak. Hani bir reklam var ya, ‘televizyonunuz sizi uyutm
Yaz başında hangi diziler tutar diye hepimiz birçok tahminde bulunduk. Bu yazın farklı trendlerine uyan diziler içinde bazıları kazandı, bazıları kaybetti. Sezon başlarken artık kimin gideceği kimin kalacağı üç aşağı beş yukarı belli oldu.
Sahte evlilik, yalancı aşk trendi
‘Sahte evlilik’ akımının başarılı temsilcisi ‘Aşk Yeniden’in izinden giden ‘Kiralık Aşk’, yaz sezonunu açık ara önde bitirdi. Sezonda bile alınması çok zor reytingleriyle ipi göğüsledi. ‘Kiraz Mevsimi’yle başlayan romantik komedi akımının birçok temsilcisi vardı.
En amansız yarış oradaydı. Bu yarışı da ‘Çilek Kokusu’ kazandı. ‘İnadına Aşk’ da sezon sonuna doğru yarışta iddialı olmaya aday. ‘Adı Mutluluk’ yarışı kaybetti.
‘Mevsimlik dizi’ler trendi
Bu yaz, dizilerde romantik komedi mevsimi oldu. ‘Kırgın Çiçekler’le birlikte bu formattan ayrılan bir dizi var: ‘Şehrin Melekleri’. İstanbul’da artan suç oranlarından sonra emniyet tarafından kurulan özel birimin hikayesini anlatıyor.
Bu kadar romantik komedi arasında bir polisiyeyle yarışa katılmak stratejik olarak doğru. Aynı türde ve birbirinden ayırt edilmesi zor diziler arasında fark yaratmak giderek zorlaşıyor çünkü.
‘Şehrin Melekleri’nin dezavantajıysa bölüm hikayeleri anlatan dizileri tutturmanın zorluğu. Diğer bir polisiye olan ve 10’uncu sezonuna giren ‘Arka Sokaklar’ bunu başarabildi ama birçok dizi tutunamadı.
‘Şehrin Melekleri’nin belki de en dikkat çekici yanı oyuncu kadrosu. Cenk Ertan ve Ünal Silver dışında yeni ve genç yüzlerden oluşuyor. Yakışıklı erkekler ve güzel kızlarla vitrini parlak, modern bir İstanbul polisiyesi.
Pazartesi yayınlanan dizinin ‘Paramparça’ ve ‘Kırgın Çiçekler’ gibi güçlü rakipleri var. Eğer genç ve yeni yüzleriyle seyircinin dikkatini çekmeyi başarırsa sezonda tutunabilir. Her bölümde farklı bir polisiye hikaye anlatan dizinin kahramanlarının devam eden kendi hikayeleri de var tabii.
“Dizilerde hep birbirine benzer hikayeler anlatılıyor ve
‘Behzat Ç.’nin yazarı Emrah Serbes, Kanaltürk’te Candaş Tolga’nın programında dizinin devam hikayesinin hazır olduğunu ama bunu yayınlayacak kanal bulamayacağını söyledi.
Haksız değil, yayınlandığı 2010 – 2013 döneminde bile çok tartışma yaratmış, sürekli cezalar almıştı. Üstelik Türkiye’deki siyasi ortam da bu kadar gergin ve belirsiz değildi.
Bir dizi için tek mecra televizyon değil. Bugün özellikle genç izleyici çoğunlukla dizileri internetten izliyor. Bana göre, ‘Behzat Ç.’ için tek mecra internet. İnternet yayınında güncel siyaseti rahatça işleyebilir. Sadece siyasi sebeplerle değil, RTÜK’ün sınırlamaları açısından da internet tek mecra. İçki, sigara, küfür ve şiddet olmadan ‘Behzat Ç.’ gibi bir hikayeyi
anlatmak hiç gerçekçi olmaz.
Hayranları görevini yapacak mı?
‘Behzat Ç.’nin çok sayıda hayranı olduğunu biliyorum. Dört gözle yeni bölümlerin çekilmesini beklediklerini de. Bu seyirci de elini taşın altına koyacak. Çünkü internette yayınlanabilmesi için seyircinin ödeme yapması lazım.
Bunu ilk önce ‘Ulan İstanbul’ denedi. Onun da çok seveni vardı ama internetten izledikleri için reytingleri bütçeyi kurtarmaya yetmedi. İlk iki bölüm ücretsiz yayınlandı ve 2 milyondan fazla izlendi.
Sezon dizileri birer ikişer çekimler başlarken yaz dizileri içinde kim kalır kim gider tartışmaları başladı bile. Sezondaki yerini garantileyen, kış dizilerinin bile kıskanacağı reytingleri alan bir dizi var, ‘Kiralık Aşk’. Ortalama bir yaz dizisinin aldığı reytingin nerdeyse 2 - 3 katını alıyor. Peki ‘Kiralık Aşk’ neden bu kadar izleniyor?
Senaryo: Modern bir kül kedisi hikayesi var. Varoşta büyüyen yoksul kız ‘Defne’, abisini kurtarmak için zengin bir adam olan ‘Ömer’i gizlice aşık edip sahte bir evlilik yapma teklifini kabul etmek zorunda kalır. Yanında asistan olarak çalışmaya başlar.Yoksul kızın, şımarık ve zengin kadına karşı mücadelesini seviyoruz. Dizi izleyicisi her daim mağdurun yanındadır ve hep onun kazanmasını ister.
Senaryosu sade, kolay anlaşılır. Bir sürü karakter, iç içe geçmiş karmaşık yan hikayeler yok. Karakterler de yeni sürüm. Zenginler de yoksullar da hayattaki gibi. Aralarındaki fark kullandıkları markalar.
Oyuncular: Esas oğlan Barış Anduç ve esas kız Elçin Sangu bir çok dizi izleyicisi için yeni yüz sayılabilir. Ilk bölümde dikkat çekmek için riskli olsa da uzun vadede karaktere inandırma açısından bir avantaj oldu. Dizinin entrika tarafında, sahte evliliği
Bu sezon en çok konuşulan ve konuşulacağa benzeyen dizisi ‘Kösem Sultan’da ‘Safiye Sultan’ rolünü Hülya Avşar canlandıracak. Yapım şirketi TİM’S Prodüksiyon’un Avşar’a bazı şartlar öne sürdüğü basında yazıldı. Yarışmalarda jüri olmayacak, magazin haberlerine çıkmayacak, reklam filmlerinde oynamayacak vs. 30 yıldan fazla bir süredir birçok dizi ve sinema filminde başrol oynayan Avşar’ı şimdiye kadar herhangi bir karakterin adıyla anabildik mi? Hayır. Avşar her daim Avşar kızı oldu. Oynadığı hiçbir karakter onun markasının üzerine çıkamadı.
Seyirciyi karaktere inandırabilmek gerçekten çok zor. Inandırdınız mı işiniz de o ölçüde kolaylaşıyor. Açıkçası ben gerçekten çok merak ediyorum. Bunca yıl boyunca ismini marka haline getirmiş Hülya Avşar, gerçek kimliğini unutturup ‘Safiye Sultan’ olduğuna seyirciyi inandırabilecek mi? ‘Safiye Sultan’, 700 yıllık Osmanlı tarihindeki bunca sultanı yenip adını hafızalara kazıdı. Bakalım Hülya Avşar’a gücü yetebilecek mi?
KORE DİZİLERİ YEŞİLÇAM UYARLAMASI MI?