Serpil Yılmaz

Mısır Turizm Konsolosu Nehad Gamal Eldin’den nisan başında “Tahrir Meydanı” daveti aldığımda, şaka gibi gelmişti...
Bayan Eldin’in şakası yoktu; TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ile birlikte sektörün önde gelen patronlarını Kahire’de ağırladı.
Önceki gün de Eldin’le yemek yedik; Mısır’daki olaylar, beklentiler, iki ülkenin turizmi, Türkiye’nin “domino taşı” olma spekülasyonu üzerine geniş bir sohbet yaptık.

Sondan başlayacağım...
Eldin “Başbakanınızı, belediye başkanlarınızı seçimle değiştirebilirsiniz, biz Mübarek ve onun atadığı valilere mahkûmduk. Yolsuzluk yapıldığı, devlet mallarının bedavaya gittiği biliniyordu. Şimdi hapiste olan Mübarek’in oğulları özelleştirmelerden komisyon alıyorlardı. Medya bunları görmüyordu, yolsuzlukları yazan bir gazeteyi de kendi yakınlarına satın aldırdı. Son 5 yıl çok kötüydü. Nüfusun yüzde 40’ının günlük geliri 1 dolar civarında. Son seçimlerde hile yaptılar. Sosyal medyada Mübarek’in adamlarının oy pusulalarını doldururken çekilmiş görüntüleri paylaşılıyor” diyor.

Stralsund
Gelir vergileri açıklandığı gün, 2009 yılına göre 20 basamak birden çıkarak 2010’da Türkiye’nin 43’üncü, İzmir’in birinci sırasındaki vergi rekortmeni Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, Almanya’nın “Volkswerft Stralsund” tersanesinden satın aldığı, 2500 konteyner taşıma gücüne sahip, Türkiye’nin en büyük konteyner gemisini Batı Afrika’ya gönderdi.
Lucien Arkas “Akdeniz’in ticaret hacmi için uygun bir gemi değil” dediği ve “Gülbeniz A” adını verdiği gemide, yalnızca 15 kişi istihdam ediliyor.
Denizcilik sektörünün krizle boğuştuğu bir yılda bile yüzde 20 büyüme sağlayan Arkas’ın keyfine diyecek yok.
Arkas, küresel ekonomik krizden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen gemi inşa sanayinin içinde bulunduğu durumu lehine çevirirken, bildik bir yöntemi uyguluyor: Alırken kâr ediyor!

Bir gemi fiyatına iki gemi

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in “8 ay sonra görevim bitiyor. Profesyonel hayatı olan bir insanın daha uzun süre bu işi yapması mümkün değil” sözlerini yansıttıktan sonra, bugünkü yazıma girmek istiyorum.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) 40 bin genç ve çocuğa ulaşırken, bütçesinin de son 7 yılda 19 kat artarak; 120 milyon liradan, 2.3 milyar liraya yükselmesini iyiye gidiş olarak yorumlayabilir miyiz?
İhtiyaçların artması karşısında, daha çok olanağın seferber edilmesinin kötü bir tarafı yok. Ancak her büyümenin de olumlu bir gelişmeye işaret etmediğini söylemeliyiz.
Bu soru, Boyner Holding, Peryön ve UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu) işbirliği ile 2009 yılında başlatılan ve “Yetiştirme yurtlarında yetişmiş 18-24 yaş arası, en az lise mezunu genç kadınları güçlendirmeyi ve istihdama katmayı” hedefleyen “Nar Taneleri” projesi için düzenlenen toplantı sırasında belirdi...
Sponsor kurumların temsilcileri, akademisyenler, mentorler, SCHEK Genel Müdürü İsmail Barış’ın katılımı ve Boyner’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, devletin “güçlü kollarına” tutunmaya çalışarak, suyun üzerinde kalmaya çalışan çocukların hikâyesini dinledik.

Deniz

Bundan 15 yıl önce Türkiye beyaz eşya sektörüne “Üç yıl garanti” kavramını getiren İtalyan markası Indesit Company, sektörde bir yenilik daha yaparak CEO’luk koltuğuna bir kadını oturttu. Türkiye pazarına 1995 yılında giren Indesit Türkiye, aynı yıl bünyesine katılan İnsan Kaynakları Yöneticisi olarak katılan Neriman Ülsever’i Ocak ayı itibariyle CEO olarak atadı.
Ülsever, “Türkiye bizim için stratejik bir pazar, Avrupa’da yıllık yüzde 1-1.5 oranlarında büyümelerden söz edilirken, Türkiye yüzde 8-9 oranlarında büyüme oranı ile cazip bir pazar” diyor.
Buzdolabı, derin dondurucu, davlumbaz, bulaşık makinası ve ocak-fırın gibi beyaz eşya üreten Manisa’daki fabrikanın yılda 350 milyon euro ciro yaptığını kaydeden Ülsever, her yıl kurulan evliliklerin yanı sıra artan boşanmalar ve yaygınlaşan çekirdek aile modeli ve bekar evleri nedeniyle beyaz eşya sektörünün bu büyümeden pay aldığını belirtiyor.
Türkiye pazarının yabancı firmalar için cazibesini arttıran bir başka unsur olarak da 2004 yılında dünyanın önde gelen şirketlerinin CEO’larından oluşan “Yatırım Danışma Konseyi” nin kurulmasını sıralıyor.

Indesit’in ihracat üssü
Türkiye’de Indesit ve Hotpoint (İngiliz

Yatırımcı Kerem Yavuzarslan, eskiden gemilerin yük boşalttığı kanalın çevresindekonuşlanan Londra finans merkezi Canary Warf’ta fırsat kolluyor.

Londra
Ağaoğlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu’nun Londra’daki gayrimenkul projesini araştırırken beni harekete geçiren cümleyi bir işadamı kurmuştu: “Londra’da bina yapacak arsa bulmak çok zor. Böyle bir arsanın Ağaoğlu’na teklif edilmesi büyük şans.”
Evet... Ağaoğlu’na bu arsayı kim teklif etmişti?
Bu sorunun yanıtını bulmak için Ağaoğlu’nun otel, rezidans ve ofis alanlarından oluşan 3.600 metrekare üzerinde 77 bin metrekarelik inşaat alanı bulunan, Londra’nın Maslak’ı diyebileceğim Canary Wharf‘e gitmem yeterli oldu.
Citi, JP Morgan, Barkley gibi finans kurumlarının merkezlerinin bulunduğu ve 500 metre yarı çapında 95 bin kişinin çalıştığı Canary Warf bölgesini mesken edinen, Katrin Properties (KPL) şirketinin sahibi Kerem Yavuzarslan ile buluştum.

Londra
Türk iş adamları Londra’dan rüzgâr gibi geçti. DEİK Türk-İngiliz İş Konseyi’nin (TİİK) düzenlediği “Türkiye ile Büyüme” (Grow with Turkey) konferansı, İngiliz ve Türk siyaset ve iş dünyasından yüksek düzeyli katılım ve ilgi ile sona ererken, İngiltere gündemi devam eden az sayıdaki iş adamından biri Ağaoğlu Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu’ydu.
The Landmark Otel’in lobisinde 24 yaşındaki oğlu Alican Ağaoğlu ile, İngiltere’deki ikinci gayrimenkul projesine doğru yol alan Ali Ağaoğlu, Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ile görüşmeye hazırlanıyordu.

Belediye Başkanı’na gitti
Ağaoğlu Londra’da yapmayı plandığı ikinci rezidans, otel, ofis katları konseptini; Türkiye’deki “My World” projeleri ile karşılaştırıyor, “Burada aynısını yapacağız. İşimiz yaşam merkezleri inşa etmek” diyor. Yani havuzu, spor salonu, kafesi, oteli, çarşısı ile şehrin içinde küçük adacıklar yaratmak...

Londra
Londra’da son 24 saat içinde olup, biten “Türkiye İle Büyüme” (Grow with Turkey) konferansı, Ruslar’ın matruşka bebeklerini andırıyordu.
Ortada büyük gövdeyi andıran “Konferansı”, iç içe geçen toplantılar serisi izledi. DEİK Türk-İngiliz İş Konseyi’nin (TİİK) düzenlediği konferansa yoğun ilgi vardı.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CEO’lar ile iki ayrı görüşmeye katılmasının yanı sıra Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Londra finans kesimi ile yaptığı yuvarlak masa toplantısı, bu organizasyonun alt etkinlikleri arasında yer aldı.
Bloomberg TV, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Kraliçe 2. Elizabeth ile görüşmek için Londra’da bulunan Başbakan Erdoğan’ı, yalnızca İngiltere’deki CEO’lar ile de buluşturdu.
“İstanbul finans merkezi” vizyonunun paylaşıldığı buluşmada Erdoğan’a, “Merkez Bankası Başkanı iyiydi, değişmesi sorun yaratır mı?” mealinden bir soru geldi. Erdoğan’ın verdiği, “Ekonomi politikasını iktidar belirliyor, Bu değişim önemli değil” yanıtını aktaran kaynaklar, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı” iddiasını çelişkili bulduklarını söylediler.

LONDRA
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in elinden Chatham House ödülünü almak için geldiği toplantının üzerinden 6 ay geçti ve biz yine aynı “girişimci” ekiple Londra’dayız.
İngiltere’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri ve etkin politikacılarının katılımı ile gerçekleşen Chatham House’daki ödül töreninin görkemi, aslında bugünün işaretlerini veriyordu. DEİK Türk-İngiliz İş Konseyi’nin (TBBC) düzenlediği bir günlük “Türkiye İle Büyüme” (Grow with Turkey) konferansı, beraberinde 4 “bakan” ile Londra’da bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kraliçe 2. Elizabeth ve İngiltere Başbakanı David Cameron buluşması ile de pekiştiriliyor.
Konferans, yalnızca “sunumların” gerçekleşeceği bir buluşmanın ötesine geçiyor, iş ortaklıkları için zemin yaratıyor. Enerji, teknoloji, alt yapı ve finans alanlarında yoğunlaşan yuvarlak masa toplantılarına da ev sahipliği yapacak konferansın arasına yerleştirilen “CEO Forum” da Erdoğan ve Cameron iş dünyasına seslenecek.
Geçtiğimiz günler de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Londra’da iş ve siyaset çevreleri ile temasa geçtiğini hatırlatayım.

Şimşek: Harika ilişkiler