Yatırımcı Kerem Yavuzarslan, eskiden gemilerin yük boşalttığı kanalın çevresinde
konuşlanan Londra finans merkezi Canary Warf’ta fırsat kolluyor.
Londra
Ağaoğlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu’nun Londra’daki gayrimenkul projesini araştırırken beni harekete geçiren cümleyi bir işadamı kurmuştu: “Londra’da bina yapacak arsa bulmak çok zor. Böyle bir arsanın Ağaoğlu’na teklif edilmesi büyük şans.”
Evet... Ağaoğlu’na bu arsayı kim teklif etmişti?
Bu sorunun yanıtını bulmak için Ağaoğlu’nun otel, rezidans ve ofis alanlarından oluşan 3.600 metrekare üzerinde 77 bin metrekarelik inşaat alanı bulunan, Londra’nın Maslak’ı diyebileceğim Canary Wharf‘e gitmem yeterli oldu.
Citi, JP Morgan, Barkley gibi finans kurumlarının merkezlerinin bulunduğu ve 500 metre yarı çapında 95 bin kişinin çalıştığı Canary Warf bölgesini mesken edinen, Katrin Properties (KPL) şirketinin sahibi Kerem Yavuzarslan ile buluştum.
Yavuzarslan tekstil, inşaat ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteriyor. Canary Warf bölgesinde 150 kiracısı bulunan ve eski yapıları satın alıp, 3-4 katlı yeni binalar inşa eden Yavuzarslan, arsanın hikayesini anlattı.
Batık İrlanda malları
Ağaoğlu’na arsayı Antalya’da inşaatçılık yapan ve Londra’da arsa alımı için üç yıl önce Tayla Costruction şirketini kuran Hayri Ayken pazarladı. Ayken’in sattığı hisseler Yavuzarslan’a aitti.
Ayken bu arsayı Canary Warf’da çok sayıda gayrimenkul yatırım projesi geliştiren Ballymore’un hisselerine el koyan National Asset Management Agency’den (NAMA - Ulusal Varlık Yönetimi Ajansı) satın almıştı. NAMA’yı İngiltere, İskoçya, Galler ile birlikte Birleşik Krallığa bağlı 4 ülkeden biri olan Kuzey İrlanda’nın TMSF’si olarak nitelendirebiliriz.
Küresel finans krizinde Ballymore’un kredi borçlarını taşıyan batık İrlanda bankası NAMA’ya geçmişti.
Ballymore’a maliyeti 30 milyon sterlinl olarak gösterilen arsa, NAMA tarafından 13.5 milyon sterline Ayken’e satıldı. Yavuzarslan bu aşamadan sonra Ayken ile ortak oldu. NAMA arsa değerinin yüzde 5’ini peşin alıyor, kalan bedelin ödenmesi için de 18 ay vade veriyordu.
Ortaklar vade bitmeden arsayı değerlendirecek finansman olanaklarını araştırırken, bu projeyi yapabilecek bir firma arayışına girdiler ve Ağaoğlu’nu buldular. Ağaoğlu’nun inşaata başlamak için önünde 15 ayı bulunuyor.
Ağaoğlu’nun ilk sorusu “Kazmayı ne zaman vurabiliriz?” oldu. Aldığı yanıt “En kısa sürede” olunca da süreç işlemeye başladı. Zira Ballymore tüm planları çıkarmıştı.
Ağaoğlu parayı verip, yatırımın tümünü üstlendi. Projeyi kendi ekibi ile güncelleyerek 30-60-80 metrekarelik daireler planlayan ve metrekaresini 8 ile 10 bin pound arasında satacağını söyleyen Ağaoğlu, ”My World konseptini Londra’ya getiriyoruz” demişti.
Başkan cami istedi
Ağaoğlu, Canary Warf bölgesindeki arsa projeleri ile ilgili olarak, 30-31 Mart arasında düzenlenen “Turkey with Gown” konferansı için geldiği Londra’da görüşmeler yaptı. Canary Warf’ın bağlı olduğu Tower Hamlets belediyesinin Müslüman lideri Luftur Rahman ile görüştü. Rahman, Ağaoğlu’ndan cami yapmasını istedi. Rahman’ın bölgesinde Bangladeş seçmenleri yaşıyor ve dolayısıyla belediye meclis üyelerinin çoğunu da onlar oluşturuyor. İngiltere’de kimi apartman katlarında olmak üzere 1600 kadar cami-mescit olmasına karşılık, Bangladeş’in, Türkler ya da Pakistanlılar gibi mimarisi olan bir camisi bulunmuyor. Yerel yönetim, Ağaoğlu’nun projesine karşı, belediye vakfına maliyet fiyatlarıyla satılmak üzere 189 daire de istiyor. Bu daireler kamu görevlilerine satılacak. Bu noktada bir hatırlatma yapmayım: Türkiye’de imar plan değişikliği ile ortaya çıkan kent rantı müteahhidin kasasına girerken, İngiltere’de yerel halkın refahına aktarılıyor.
Kaddafi’nin oğlu istemişti
Docklands olarak da anılan eskiden gemilerin yük boşalttığı Canary Warf bölgesinin simetrisinde bulunan ve Excel Fuar alanının yer aldığı yeni bir bölge de, gökdelen imarına açılıyor. Yavuzarslan burada da 44 katlı, 352 dairelik bir projeyi de satışa çıkardı. Belediye gayrimenkul yatırımcılarının ilgisini çekmek için buradan 10 yıl süre ile vergi almayacağını ilan etti.
Libya’daki kalkışmadan önce Kaddafi’nin oğullarının da Londra’da gayrimenkul yatırımı yapmak için kendisi ile görüştüğünü belirten Yavuzarslan, görüşmemizin en kritik sözünü Canary Warf’tan ayrılırken söylüyor:
“Türkiye’deki müteahhitler kaynayan Afrika kazanından çıkıp, Londra’da ferah bir nefes alabilirler.”
Çok iyimser bir öneri gibi duruyor ama neden gerçek olmasın?
Neticede Nato’nun ayak bastığı Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki servetinin geleceği yer belli...
Türkiye ve Hong Kong ilgisi
Kerem Yavuzarslan, Canary Warf’ın en gözde bölgesinde Ağaoğlu’nun aldığı parselin dışında iki arsa pazarlıyor. Yine NAMA’nın satışa çıkardığı, üzerine 67 katlı rezidansın yapılacağı 1.600 metrekarelik bir arsa. 435 daire ve 203 odalı otel yapılacak.
Bu arsa ile yalnızca Ağaoğlu ilgilenmiyor. Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, MNG Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nazif Günal ve Tahsin Kaya’nın sahibi olduğu Kayalar İnşaat ile görüşmeler sürdürülüyor.
Yavuzarslan “İngiltere’nin birinci, Avrupa’nın ise ikinci yüksek katlı konutu olacak” dediği projeyi Hong Konglu yatırımcılara da pazarlıyor.
Yavuzarslan “Yatırımcı yalnızca hangi aşamada konutları satacağına karar verecek. Fiyat buna göre oluşacak. Bu projelere Singapur, Hong Kong ve Çin’den talep geliyor” bilgisini veriyor.
Şu anda arsada “City Pride ” adıyla çalışan bir bar bulunuyor. Yavuarslan, 435 dairelik rezidans projesinin mimarının dünyaca ünlü Lord Norman Foster olduğunun altını çiziyor.
İngiltere’deki British Museum’un büyük salonu ve ABD’nin New York kentindeki Heart şirketinin genel merkezi de Foster imzası taşıyan ikon binalardan yalnızca ikisi...
Yavuzarslan bu arsanın İngiltere’nin en pahalı toprağı olduğunun altını çiziyor.
Batan Glan Kerim şirketi, bu arsa için 32 milyon pound ödemişti. Aynı arsa yarı parasına el değiştirdi. Bir düşünün finansal krizden önce bu binalar yapılsaydı, ortaya çıkan maliyetle bu daireler kaça gidecekti!