Mısır Turizm Konsolosu Nehad Gamal Eldin’den nisan başında “Tahrir Meydanı” daveti aldığımda, şaka gibi gelmişti...
Bayan Eldin’in şakası yoktu; TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ile birlikte sektörün önde gelen patronlarını Kahire’de ağırladı.
Önceki gün de Eldin’le yemek yedik; Mısır’daki olaylar, beklentiler, iki ülkenin turizmi, Türkiye’nin “domino taşı” olma spekülasyonu üzerine geniş bir sohbet yaptık.
Sondan başlayacağım...
Eldin “Başbakanınızı, belediye başkanlarınızı seçimle değiştirebilirsiniz, biz Mübarek ve onun atadığı valilere mahkûmduk. Yolsuzluk yapıldığı, devlet mallarının bedavaya gittiği biliniyordu. Şimdi hapiste olan Mübarek’in oğulları özelleştirmelerden komisyon alıyorlardı. Medya bunları görmüyordu, yolsuzlukları yazan bir gazeteyi de kendi yakınlarına satın aldırdı. Son 5 yıl çok kötüydü. Nüfusun yüzde 40’ının günlük geliri 1 dolar civarında. Son seçimlerde hile yaptılar. Sosyal medyada Mübarek’in adamlarının oy pusulalarını doldururken çekilmiş görüntüleri paylaşılıyor” diyor.
Ruhlarını etkiledi
Eldin, 11 Şubat 2011’de 30 yıllık Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in devrilmesiyle sonuçlanan süreci şöyle anlatıyor:
“28 Ocak en kanlı gündü; farklı şehirlerde 400 kişi öldü. Cuma namazının kılındığı gün, milyonlar Tahrir Meydanı’na toplandı. Ben de oğluma gitmesini söyledim. Eğer başına bir şey gelseydi, kendimi affetmezdim. Kızım da katıldı. Meydan’da toplanan gençler eğitimli, gelir düzeyi iyi ailelerin çocuklarıydı” diyor.
Aktivistler meydanlara tam “hazırlıkla” çıkmış. Ele geçirildiklerinde aramaları için hepsine ulaşabilecekleri bir telefon numarası dağıtılmış. Böylece yakalandıklarından insan hakları örgütlerinin haberi olması sağlanmış. Gaz bombaları atıldığı zaman yüzlerini yıkayabilecekleri kolalı içecekler dağıtılmış.
“18 günde her şey oldu, bitti. Artık Mısır Mübarek’in değil, halkın ülkesi. ‘Tahrir uzak değil, yine gideriz’ diyoruz. Devrim ruhlarımızı etkiledi. İnsanlar evlerini boyuyor, sokakları temizliyor, trafikte bile daha dikkat ediyor. Kamusal etik kriterler oluşuyor, insanlar ‘Rüşvet vermeyeceğim’ diyor. Televizyonlarda ‘Ben de değiştim’ kampanyaları yayınlanıyor” diyen Eldin, bir halkın dirilişini anlatıyor.
Başkanlık seçimi ateşledi
Eldin, Kuzey Afrika’da “domino etkisi” yaratan halk ayaklamalarını anlamaya çalışanların sıklıkla yönelttikleri “Fitili ne/kim ateşledi?” sorusuna yanıt veriyor:
“10 milyon nüfusuyla Tunus başardıysa, 83 milyon nüfusuyla Mısır da başarır diye düşündük. Oğlunun başkanlığını garantilemek için Mübarek’in kendi adamlarını parlamenter olarak seçtirmesi bardağı taşırdı...”
Mısır, eylül ayında demokratik seçimlere girmeye hazırlanıyor. Eldin, turistlere “Tahrir Meydanı’nı görebilirsiniz” çağrısı yapıyor.
Mısır’ın terörle baş etmek konusunda tecrübeleri eskiye uzanıyor. 2000-2002 yıllarında Hollywood yapımı The Mummy ve The Mummy Retorns filmleri, Michael Jackson gibi dünya starların piramitlerde çekilen klipleri, Agahta Christie’nin “Nil’de Ölüm” romanı gibi eserler Mısır’ın cazibesini arttırıyordu.
İngilizler kaçmamış
Mısır’ı geçen yılın ocak-mart aylarında 15 bin 570 turist ziyaret ederken, bu yılın aynı döneminde sayı 7937’e gerilemiş. Yalnızca geçtiğimiz mart ayında Mısır’a 2 binin üzerinde turist gitmiş.
Yılda ağırladığı 15 milyon turistten, 11.3 milyar dolar gelir sağlayan Mısır için turizm, Süveyş Kanalı’ndaki ticaretten sonra ülkenin ikinci gelir kalemi...
2 milyon kişi bu sektörde çalışıyor. Yılda 5 milyon kişinin yurtdışına çıktığı Türkiye’den Mısır’a geçen yıl 64 bin turist gitmişti.
Eldin, ülkelerin terör karşısındaki reflekslerini ölçümlemek açısından ilginç bir gözlem paylaşıyor. Mısır’da olaylar başladığı günlerde İngiliz, Fransız turistlerin ülkeyi terk etmemişler. Önemli bir tarih ve kültür turu fırsatı bulmuşlar, kaçırırlar mı?!