1943de Fransız hegemonyasına son verip, bağımsızlığını alan Lübnanda mezhep ve din çatışmalarını kalkan yapan siyaset tükenmedi. 1975 - 1990 yılları arasında süren iç savaşın bugüne bıraktığı izler; yıkık dökük evler, yollar, otomobiller ile sınırlı değil. 17 mezhep ve dinin yaşadığı Lübnan nüfusunun yüzde 40ı Hristiyan, kalanı Müslüman. Kişi başına gelir 4500 dolar seviyelerinde. Kalkınmaya, demokrasiye, özgürlüğe, tam bağımsızlığa ihtiyacı var.Beyrutta seçim sandıkları yeni toplandı. Cumhurbaşkanı Emil Lahut, ABDnin muhalefetine rağmen, Suriyenin desteği ile Anayasa değişikliğine giderek 6 yıllık göreve süresine, 3 yıl eklemeyi başardı!..Lahut seçim kampanyasında kendisini destekleyen, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esadın posterlerini kullanmış. 1995 yılında Lübnan Cumhurbaşkanı Hrawi de görev süresini uzatmak için Anayasa değişikliğine giderken, dönemin Suriye Devlet Başkanı Hafız Esadın desteğini almıştı.Türkiyenin Lübnan Büyükelçisi Cemalettin Kart,Türkel Fuarcılıkın 7 - 10 Eylül tarihleri arasında düzenlediği "Beyrut Moda Fuarı" açılışında yaptığımız görüşmede, seçim sonuçlarını protesto eden 4 bakanın istifa ettiğini anlatıyor. İstifa edenlerden 3ü İlerici Sosyalist Parti
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 13 Eylülde İstanbulda düzenlenecek "Türkiye ve ABde Kadınlar: Ortak Bir Anlayışa Doğru" konulu sempozyum öncesinde, yarın bir araya gelmemizi öneriyor.Eczacıbaşı davet öncesi, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatmagül Berktay editörlüğünde hazırlanan "Türkiyede ve ABde Kadınların Konumu: Kazanımlar, Sorunlar, Umutlar" başlıklı çalışmayı da göndermiş.Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Sekreteryasını üstlenen KA-DER ile Eczacıbaşının desteklediği sempozyum öncesi sunulan rapor; ataerkil pratiklerin Doğulu, daha çok da İslam damgasıyla yorumlanmasını eleştiriyor.Rapor; Batının Doğulu kadına bakışında Çinli kadının ayaklarının bağlanarak sakat bırakılması, kadın sünneti, Hindistandaki sati geleneğinin etkisini hatırlatıyor. Ve dönüyor Batının cinsel ayrımcılık tarihine..."Doğulu kadınların "erkeğe mutlak itaati" imgesini veri kabul eden birçok Batılı; ataerkilliğin en önemli göstergelerinden biri olan, kadınların kocalarının mülkü olarak kabul edilmesinin en çarpıcı örneklerinden birinin, İngilteredeki "karı satışı" (wife selling) geleneği olduğunu muhtemelen bilmez. Thomas Hardynin
Azerbaycanla dil, kültür, din, tarihsel yakınlıkları; Adana kebap yerken bana anlattığı gibi, Ankarada Devlet Bakanı Kürşad Tüzmene, AKP Grup Başkan Vekili Haluk İpeke, TOBB, DEİK, TİM gibi iş dünyasının önde gelen sivil toplum örgütlerinin yöneticilerine de vurguluyor. Erentok, bir yıl önce kurdukları Azerbaycan - Türkiye İşadamları Derneği (ATİB) Başkanı olarak, Türk sermayesini, yatırım olanaklarından yararlanmak üzere Azerbaycana çağırıyor. Ermenistanın Azerbaycanın Yukarı Karabağ bölgesini işgali nedeniyle, Türkiye Ermenistan ile diplomatik bağını kesti ve sınırlarını kapadı. ABden tarih almayı siyasi vizyonu haline getiren AKP hükümeti, belki de sorunu kemikleştirmemek için, Azerbaycan ile mesafeli.Tayip Erdoğan, Başbakan olarak Azerbaycana gitmedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyevin cenazesine katılmak üzere Baküye gitti. Babasının ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçilen İlham Aliyev, eşi Mihriban kızı Leyla Aliyev ile ülkemize geldi.Komşu ülkelerle ticaret hacmini arttırma hedefinin peşinden Türkiyenin sınırlarında turlayan Tüzmen, henüz Azerbaycana gitmedi.Erentok, Tüzmenden ekim ayında ülkelerine gelme sözü aldıklarını söylüyor.1993te iktidara gelen ve 1996ya kadar
Gemi personelinin çalışma koşullarını; Gemi Adamları, Eğitimi, Sertifikalandırılması ve Vardiya Tutma Esasları Uluslararası Sözleşmesi (STCW) belirliyor. 1978de düzenlenen STCWyi, Türkiye 1989da tanıdı.Uluslararası sözleşmelerin, iç hukukumuzda kanun hükmünü kazanabilmesi için, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın imzası ile Bakanlar Kurulundan geçmesi gerekiyor. STCW, 14 yıllık gecikmeyle, 29.10.2003 yılında çıkan Bakanlar Kurulu kararı ile kanun niteliğine büründü. Burada dikkat çekilen nokta; kanunun geçmişe dönük olarak kabul edilmesi. Sözleşmenin yürürlük tarihi 1989a çekiliyor.Geçtiğimiz gün, 2003te örgütlenen Tüm Denizciler Derneği yöneticileri ziyaretime geldi. Haziran ayından bu yana dertlerini kamuoyuna anlatmaya çalışan dernek yöneticileri, takip ettiğim kadarı ile Hürriyette Yalçın Bayerin, NTVde Celal Pirin haber konusu olmuşlardı.Dernek yöneticilerinin iddialarına göre, 40 bin gemi zabitinin işsizliği ile sonuçlanan yasal düzenlemeler, STCWye aykırı.STCW ile iç hukukumuzda yapılan düzenlemenin çeliştiği temel nokta; alaylı - okullu ayrımını pekiştiriyor.STCW güverte zabitlerini ikiye ayırıyor:500 gros tondan büyük gemilerde görev yapanlar ve 500 gros tondan küçük olup, yakın
Ancak güneyi terketmek hemen çok mümkün olmayacak. Fethiyede, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ile sohbet etme fırsatı buldum.Konu çok sıcaktı. Daha iki gün önce Fethiyenin kültür ve tarih varlığı olarak parlayan, 1923 yılında terkedilen Rum köyü Kayaköyü gezmiştim. Köyde tek bir açıklayıcı bilgiye rastlamadım. Turistlerin biletle gezdiği virane kileseden başka sosyal dokuya ait hiç bir eser günümüze kadar gelememiş. Bir zamanlar 15 ile 30 bin kişi arasında kişinin yaşadığı söylenen bu köyden geriye delik deşik dört duvar evler kalmış. Burası hep virane bir köy olarak mı kalacak, sorularıyla doluydum.Bakanlık geçtiğimiz gün; Çekül ve Mimarlar Odası yetkilileri ile Kayaköyü masaya yatırdı.Kayaköy, halen Maliye Bakanlığının bünyeside kamu arazisi konumunda. İlk atılacak adım, arazinin tasarrufunun Kültür ve Turizm Bakanlığına devrini sağlamak. Güney sahillerinden döndüm, masamın üzerinde mektuplarınız, raporlarınız, yayınlarınız, davetiyeleriniz birikmiş; bunları okuyacağım... Bakanlık, 90 hektar alana kurulu ve 800 - 1000 arasında konutun yer aldığı Kayaköye tahsis çıkartmayı düşünüyor. Bakanlık Kayaköyü sivil toplum örgütlerinin görüşlerini alacak projelendirecek.İlgililere,
Ürün çeşitliliği, tanıtım, pazarlama etkinliği, kalite ve özellikle bir hafta tatil, uçak dahil 150 euroya kadar düşen "ucuz fiyat" sorunu...Yapılan uluslararası değerlendirmelere göre "Akdeniz çanağı" olarak tanımlanan; İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus, Mısır gibi ülkelerin içinde olduğu bölgede, Türkiye ucuzluk sıralamasında Tunus ve Mısırdan sonra üçüncü sırada. Ucuzluğu 100 kabul edersek, Tunus 70.4 ile birinci, Mısır 66.7 ile ikinci, Türkiye ise 59.9 ile üçüncülüğü alıyor.Silahtaroğlu, ucuz fiyatın aşılmasının önündeki en büyük engelin son iki yılda hızla gelişen "Her şey dahil" sistemi olduğunu söylüyor. "Her şey dahil" sistemini Akdeniz çanağındaki tesisleriyle, Türkiyeye yerleştiren Magic Lifeı izleyenlerin sayısı artıyor. Antalya bölgesindeki otellerde, "Her şey dahil" olmayan tesis sayısı yalnızca 4e kadar inmiş durumda."Her şey dahil" sisteminde asıl yıkıcı olan maliyet indirme savaşı. İş o noktaya gelmiş ki, tesisler kendi colalarını, gazozlarını üretir bir hal almış. Çoğunluğunda mali bir yana; hijyen ve güvenlik denetimleri hak getire...Bu sistemin diğer sakıncaları arasında, alkoliklere ve sınırlı bütçe ile tatil amaçlayanlara davetiye çıkarması da yer
Bu yıl Antalyaya 50 bin yatak kapasitesi eklendi. Turist sayısında 2003 yılına göre yüzde 20lere varan artış oldu. Bu durumda Antalyada kapasiteler, gelen turist sayısının üzerinde arttı.17 ilde açılan turistik arazi tahsisleri ile 39 bin yatak kapasitesi ortaya çıkacak. Tahsisli arazilerden en büyük payı 10 bin 969 yatak kapasitesi ile Mersin alacak, peşinden 263 bin yatak kapasitesine sahip Antalya gelecek. Kundu bölgesine, faaliyette olan Wow otel zincirinin Kremlin ve Topkapı, Venedik ve IC Hotels Green Palace 5 yıldızlı tatil köylerine ilaveten, seneye 15 bin yatak kapasitesi eklenecek.Sahil şeridinde yapılmakta olan 15 yeni tatil köyü tamamlandığında bu bölgenin adı Lara Beach olacak.Antalya 1 Ağustos günü yeni bir rekora imza attı. Bir günde Antalya havalimanı 532 uçak seferine ev sahipliği yaptı. Bu uçaklardan 46 bin turist indi.IC Hotels zincirinin Halkla İlişkiler Müdürü Sema Ögel, "Turistik tesis sahiplerinde bu yıla ilişkin beklenti o kadar yüksekti ki, yüzde 80 veya 90 oranında doluluk işletme sahiplerinde mutsuzluk yaratıyor" diyor.Antalyaya gelen turist sayısındaki artışın üzerinde seyreden kapasite artışı rekabet koşullarını zorluyor.Malum buralarda her şey dahil
Temmuz ayında hazırlanan bu raporda, 1982 Anayasası, ordunun ekonomik ve sosyal hayattaki rolü, sendikal ve kültürel haklar, cins ayrımcılığına dikkat çekildi.Avrupa Birliği ilk kez tarihinde aday ülkeler içinde Türkiye için farklı bir yol izleyerek, "Avrupa Türkiyeye ne kadar hazır?" sorusuna yanıt aradı ve Temmuz 2004te Türkiye Raporu hazırladı. Avrupa Birliği Ekonomik ve Sosyal Komitenin - AESK (European Economic and Social Commitee) bu raporu; ABnin 5 ana kurumu (Konsey, Komisyon, Avrupa Parlamentosu, Adalet Divanı ve AESK) içinde sivil toplum örgütlerinin temsil edildiği tek kurum olması nedeniyle önem taşıyor. Ancak AESKnın görüşlerine yer verilen bu çalışma süreci bir hayli sancılı geçti.28 Ocak 2004te AESKnın, iç tüzüğüne dayanarak "Aralık 2004 AB Konseyine yönelik AB - Türkiye ilişkileri üzerine" hazırladığı görüşe göre, "Avrupa Zirvesinin Türkiyenin 1993 Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdiği ve böylelikle gecikmeksizin üyelik müzakerelerine başlanacağı kararını verebilmesini samimiyetle ummaktadır" deniliyor. Avrupa Birliğinin 5 ana kurumundan biri olan Ekonomik ve Sosyal Komite (AESK), bundan önceki aday ülkelere yapılmayan bir uygulamaya sahne oldu.