Kadın kuruluşları hem sosyal, hem de ekonomik bir olgu olarak kadının ekonomiye katılması için uğraş veriyorlar. Bu kuruluşlardan GAP - Girişimci Destekleme Merkezlerine (GİDEM) bakmak istiyorum. Avrupa Konseyinden fonlanan ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu ile birlikte hareket eden GİDEM, bölgedeki 45 kadına verdiği yaklaşık 40 milyar liralık kaynakla, iş yerleri açılmasına destek oldu. Ayrıca Adıyaman, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantepte kadın istihdamına yönelik saha çalışması yaptı. Bölgede kadın istihdamının il bazında yol haritası çıkıyor.Sekreteryasını Diyarbakır GİDEMin yürüttüğü ve bölgedeki ticaret ve sanayi odalarının da içinde olduğu 15 kadar sivil toplum kuruluşu (STK), 24 Haziranda biraraya gelerek, "Güneydoğu Anadolu Kadın Girişimcilik Danışma Kurulu" kurdu.Kurulun ilk uygulaması, bu hafta Dicle Üniversitesinde eğitim gören üçüncü sınıf öğrencisi 16 genç kızın, Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) üyelerinin iş yerlerinde staja gönderilmesi olacak. Tarladaki ve evdeki kadını girişimci yapmanın zorluğunu tadan GİDEM, bu proje ile üniversiteli kızlara şans tanıyacak.KAGİDER üyesi Ümit Boyner, Suzan Sabancı, Selma Akdoğan, Nur Ger gibi her bir patron,
Birinciye verilecek ödülün tutarı 100 milyar lira. Koç Holdingin Nakkaştepedeki merkezinde gazete yazar ve yöneticileriyle öğle yemeğinde bir araya gelen VKV Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel, "Ölümünden önce benim için baba olan Vehbi Beye sonradan baktığımda, olağanüstü bir insandı. Keskin zekâ, iyi bir dinleyici, gözlemci, analist, araştırmacı kişiliğinin yanı sıra, Türk halkını fevkalede iyi tanırdı" diyor. Eğitim, kültür ve sağlık alanlarında çalışan VKV, her yıl bu disiplinlerden birine Vehbi Bey adına ödül koyuyor. İlki 2002de kültür alanında Topkapı Sarayına, ikincisi geçen yıl eğitim alanında Anne Çocuk Eğitim Vakfına verildi.Vehbi Koçun 1945 - 1948 arasında yaptığı ABD seyahatlerinde 100 - 200 yıllık vakıfları tanıdığını ve bunları örnek aldığını belirten Arsel, "Henüz 1960da babam Türkiyenin en önemli açığının eğitim olduğunu söylemişti" hatırlatmasını yapıyor. Vehbi Bey daha sonraki yıllarda nüfus planlaması ve çevre konularına da duyarlılık gösterip bu alanlarda faaliyet gösteren Türkiye Aile Planlaması Vakfı ve TEMAnın kurulmasına önderlik etmişti.Vehbi Koçun sosyal mesaisi; 1969da kurup, 1996da vefatına kadar başında olduğu VKVde ifadesini buldu. 800 milyon
Tüpraşta ihaleyi kazanan Alman - Rus şirketi Efremov Kautschuk GmbHnin asıl sahibi, Rusya Federasyonu Özerk Cumhuriyeti Tataristanın petrol şirketi Tatneft. Tatneft Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Tataristan Başbakanı Rustav Minnihanov. (Minnihanov Antalyada Kiriş World Tatil Köyünde tatilini geçiriyor.)Taftneti ilginç kılan, Roger Tamraz ve Tamoil ile ortaklığı iddiaları.2000de Efremov Synhetic Rubber Enterprisei satın alan Tatneft, Efremov Kautshuk Ltdin yüzde 51 hissesini ele geçiriyor."Tatneft Offshore" olarak da adlandırılan ve vergi cenneti Virgin Adalarında kurulmuş, adresi bir posta kutusu olan Renix Finance Corp şirketi, (Rekabet Kurumunun bir üyesi itirazında bu şirketin incelenmesi isteniyor) Efremov Kautschuk Ltdin geri kalan yüzde 49 hissesinin sahibi.105.000 euro toplam sermayesi olan Eframov Kautschuk, petrol/petrokimya ürünleri dağıtımı yapıyor. Şirketin Almanyadaki adresi tek katlı bir köy evi. Mahallede ticari kuruluşa izin verilmediğinden kapısında tabeleda olmayan evde bir Alman vatandaşı oturuyor.Mısır doğumlu, Lübnan asıllı Amerikan vatandaşı Tamrazın (Tamarazyan) Lübnanda bir bankayı 200 milyon dolar dolandırmaktantan İnterpol tarafından arandığı iddia
Turizm Bakanlığı, 21 Mayıs - 2 Haziranda Moskovada bir dizi etkinlik düzenliyor. Bakan Erkan Mumcu Romanyadan Moskovaya uçacağı sırada geçirdiği rahatsızlıktan dolayı etkinliklere katılamadığından, ev sahipliğini Rusya Federasyonu Büyükelçisi Kurtuluş Taşkent ve Bakanlık Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel yaptı.İki ülke arasındaki ikili anlaşmalar gereği, "Rusya Kültür Festivali" de önümüzdeki aylarda Türkiyede düzenlenecek. Bakanlığın Moskovadaki kültür elçisi Filiz Köse, Rusya pazarında Türkiyenin tanıtımı için 5 milyon doların üzerinde kaynak ayrıldığını vurguluyor. Festivale Rusya 250 bin dolar fonla sponsor olurken, Moskovada faaliyet gösteren Türk firmaları da destek veriyor.Etkinliğin gözdeleri, Anadolu Ateşi grubunun dansları, Konyadan gelen semazenlerin gösterisi ve tabii Tarkan konseri... Bilet fiyatları 20 dolar ile 100 dolar arasında değişen Tarkan konserinin müşterisi çok. Tarkanın Moskovada en az 7 bin kişiye konser vermesi bekleniyor. Anadolu Ateşi de aynı sayıda izleyiciye ulaştı. Semazenleri izlemeye gelenlerin 2 bin civarında olduğu söylendi.Bu yıl Rusyadan Türkiyeye gelen ziyaretçi sayısının, geçen yıla göre yüzde 25 artarak 1 milyon 700 bine
Ankara, Konya, İstanbul ve Çanakkalede ziyaretlerde bulunuyorlar. Türkmenlerin İstanbul durağında Floryadaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesislerinde çarşamba günü verilen yemeğe katıldım.Gelenlerin hepsi, bugün Amerikan ordusunun işkence yaptığı Ebu Gıreyb, (Türkmenlerin ifadesi ile Ebu Garip) hapishanesinde, 7 ile 20 yıl arasında hapis yatmış, türlü işkenceler görmüş Türkmen önderler...Tek tek vücutlarındaki işkence izlerini gördüm. Irakın devrik Başkanı Saddam Hüseyinin etnik grupları, "Araplaştırma" politikasının bir sonucu olarak uyguladığı zulmün canlı temsilcileri.Dernek üyelerinden Celil Sabuncuoğlu Floryadaki yemekte yerinden kalkıp yanıma geliyor ve kollarında sıra sıra izi kalmış sigara yanıklarını gösteriyor. Ebu Gıreybde Saddamın kuzeni Barzani Tıkıritin yürüttüğü işkencenin izleri. İki erkek kardeşi de sokakta kurşunlanmış, yine Saddam döneminde. Kurşun parasını babasından almışlar...Acılı hikayeler istif istif. Aralarında Saddama karşı Türkmen direnişinin simgesi haline gelen Nihat Akkoyunlu da var. Akkoyunlu, 1980de Ebu Gıreybde siyasi tutukluyken yapılan oylamada, Saddama karşı çıkan tek tutuklu. Karşılığı 20 yıl hapis cezası.Başkanları Yaşar Cengiz ile
En baştan başlayacak öykümüz. Coca - Colanın ailelerini hatırlayacağız...1964te, Behçet Türkmenin yüzde 10, Has ailesinin ise yüzde 90 hisseyle ortak olarak kurduğu İstanbul Meşrubat Sanayi A.Ş (İMSA) Coca - Colayı Türkiyeye getirdi. Marmara Bölgesinde üretim başladı.Harp Okulu mezunu, TSKnın çeşitli kademelerinde görev alan ve MİT tarihçesinde, Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (MAH/M.E.H) Başkanı olarak anılan Türkmen, Stockholm ve Bağdat Büyükelçiliği de yapmıştı. 1972 yılında öldü.Has ailesinin Coca - Cola tarihi ise Mercedesi Türkiyeye getiren ve Akbankın kurucu ortaklarından Kadir Has ile başlıyor. Coca - Cola 1968de ise İzmirin köklü ailelerinden Nevzat ve Erdoğan Özgörkey kardeşler ile Egeye ulaştı.Özgörkey ailesi yol ayrımına geldi, İzmir ve Antalyadaki fabrikalarını Coca Cola İçecek A.Şye devrederek, Türkiye çapında ortaklık kurdular.1998de Özgörkeylerin Coca - Cola İçecek içindeki hisselerinin yüzde 11.2si Erdoğan Özgörkey İçeceke, yüzde 8.8i ise Nevzat Beyin oğulları Armağan ve Cemal Özgörkeyin yönetiminde olduğu Etap İçeceke geçti.Etap İçecek, KKTCye sığınan işadamı Asil Nadirin Mersindeki tesislerini satın alarak Coca - Colanın meşrubat grubundaki Cappyi de
İthalatçı Birlikleri seçimleri, "yapısal itirazlar" nedeniyle geçen dönemde iki kez ertelendi. Ne var ki bundan iki ay önce Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon İthalatçıları Birliklerinin (TTKİB) seçim tarihini belirledi. DTM kararlılığını sergilemekte geç kalmadı, TTKİBnin seçimlerinden önce, EGS Dış Ticaret Genel Müdürü Sabahattin Gazanferi Genel Sekreter olarak atadı.Geçtiğimiz gün Finansal Forum gazetesinde konuyu ele alan Mine Şenkul "Acaba bu, bürokrasi ve özel sektörün yol ayrımı mı? Bugüne kadar gerek Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, gerek Dış Ticaret Müşteşarlığı, gerekse özel sektör dışarıya karşı tek vücut görüntüsü verdi" diyor.Yanıtını verelim...Evet yol ayrımı. Biraz daha ileri gidelim; hükümetin özel sektöre ilk golü. Özellikle de TOBB ile birlikte hareket eden bir görüntü veren hükümet ilk kez, ihracatçıların, sanayicilerin iradesini ıskaladı!TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, geçtiğimiz perşembe günü MÜSİADın yeni Başkanı Ömer Bolatı ziyaretinde İthalatçı Birliklerine bir isim takmıştı: "Ankaranın Zihni Sinir Projesi."Hisarcıklıoğlu bu ziyarette, "Baştan aşağı yanlış" olarak nitelediği proje hakkında en açık ifaleri kullandı:"Siyasiler ve
Kazıların başlangıcı 1863e kadar gidiyor; ama Troya Müzesi ve Troya Vakfı henüz kurulmadı. Siemens Türkün davetlisi olarak özel gösterim "Troy" filmini izledim geçen akşam. Homerosun İlyada ve Odisse destanından esinlenerek ortaya çıkartılan film, Troyayı dünya kamuoyuna yeniden getirdi. Brad Pitt, Orlando Bloom, Diana Kruger gibi ünlü sanatçıların antik çağa yolculuğuna bu kadar hazırlıksız mı yakalanmalıydık? Troya kazılarından çıkan bulguların bir kısmının bulunduğu İstanbul Arkeoloji Müzesi daha dün, 1995ten beri kapalı olan kapılarını açmaya karar verdi. İlgililere Troya Vakfı ve Müzesi sorulduğunda ise "Kurulma aşamasında" yanıtını alıyoruz. Troya kazılarının ikinci dönemi Amerikan Cincinaty Üniversitesi tarafından 1932 - 1938 yılları arasında gerçekleşmiş. Bu dönemde çıkan eserlerin bir kısmı Almanyada Berlin Müzesine hibe edilmiş. Rusların Almanyayı işgali sırasında ise eserler Rusyaya getirilmiş. Yeni Troya dönemine ait bulguların bir kısmı da Arkeoloji Müzesinin yanı sıra Çanakkaledeki müzede... Almanyadaki Tübingen Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Manfred Korfman yönetiminde, 1988 yılından beri, Çanakkale Boğazı ile Edremit Körfezi arasında kalan Hisarlık