Gemi personelinin çalışma koşullarını; Gemi Adamları, Eğitimi, Sertifikalandırılması ve Vardiya Tutma Esasları Uluslararası Sözleşmesi (STCW) belirliyor. 1978de düzenlenen STCWyi, Türkiye 1989da tanıdı.Uluslararası sözleşmelerin, iç hukukumuzda kanun hükmünü kazanabilmesi için, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın imzası ile Bakanlar Kurulundan geçmesi gerekiyor. STCW, 14 yıllık gecikmeyle, 29.10.2003 yılında çıkan Bakanlar Kurulu kararı ile kanun niteliğine büründü. Burada dikkat çekilen nokta; kanunun geçmişe dönük olarak kabul edilmesi. Sözleşmenin yürürlük tarihi 1989a çekiliyor.Geçtiğimiz gün, 2003te örgütlenen Tüm Denizciler Derneği yöneticileri ziyaretime geldi. Haziran ayından bu yana dertlerini kamuoyuna anlatmaya çalışan dernek yöneticileri, takip ettiğim kadarı ile Hürriyette Yalçın Bayerin, NTVde Celal Pirin haber konusu olmuşlardı.Dernek yöneticilerinin iddialarına göre, 40 bin gemi zabitinin işsizliği ile sonuçlanan yasal düzenlemeler, STCWye aykırı.STCW ile iç hukukumuzda yapılan düzenlemenin çeliştiği temel nokta; alaylı - okullu ayrımını pekiştiriyor.STCW güverte zabitlerini ikiye ayırıyor:500 gros tondan büyük gemilerde görev yapanlar ve 500 gros tondan küçük olup, yakın kıyısal sefer yapan gemilerde görev alanlar. Bizde ise, "500 - 3000 gros ton arası gemiler" diye bir sınıf ortaya çıkıyor. Bu durumda 7 yıl önce uluslararası gemilerde sefere çıkabilen gemi zabitleri, neredeyse Beşiktaş - Üsküdar hattındaki takalardan öte geçemeyecek.Güverte, vardiya zabitleri, Denizcilik Müsteşarlığının yetkilendirdiği, 2 bin dolar karşılığında, Ekol Denizcilik ile Yüksek Denizcilik Eğitim ve Danışmanlık Hizmetlerinin verdiği 4 aylık kurslara katılıyorlar. Ancak buradan "sınırlı vardiya zabiti" belgesiyle mezun olanlar, mesleklerini dünya denizlerinde yapabilmek için İngilterede eğitime gidiyorlar. Tabii 6 aylık eğitim faturası da 12 bin dolara çıkıyor.Dünyada 50 bin gemi adamı açığı var. Dünya denizlerinde çalışan 200 bin Filipinlinin ülkesine kazandırdığı döviz 2.5 milyar doları buluyor. Türkiyenin uluslararası sularda çalışan gemi personelinin sayısı ise yalnızca 1200.İşten el çektirilen zabitler, denizlerde mors alfabesinin kullandıldığı dönemden kalma bir sorunu yaşıyorlar. Bu dönemde, 1600 gros ton üzeri gemilerde uluslararası sulara açılıyorlardı. Elektroniğin gelişmesi ile yeni eğitimler alıp, adapte olmalı beklenirken, iş alanları sınırlandırılıyor.Dernek yöneticileri, hem hukukçu hem de mühendis kimliği ile sektör sorunlarını bilen Denizcilik Müsteşarı İsmet Yılmaza (Aynı zamanda 1997de zabitlik eğitimi veren hocaları) sorunlarını anlatıyorlar.Yılmaz, "17 Martta, 1997 ve 2002 gemi adamları çalışma koşullarının görüşüleceği komisyona gidin" yanıtını veriyor. Komisyon kararları halen açıklanmış değil.Gemi adamları tehdit altında olduklarını, resmi makamlardan "I.M.Onun kara listesine geçersek, haklarınızı unutun" mesajı aldıklarını da belirtiyorlar.Türkiye, uluslararası denizcilik standartlarını belirleyen I.M.Onun beyaz listesine ancak 2004 Mayısında girebildi. Denizcikten "sektör" olarak söz etmeye başlayabiliriz! syilmaz@milliyet.com.tr Yapılan hukuki düzenlemelerle son 7 yılda, 40 bin gemi adamı işsiz bıraktırıldı. Bu konuyu irdeleyelim...