Brexit sonrası

1 Temmuz 2016

Brexit referandumu ben dahil pek çok kişiyi şaşırtarak Britanya’nın AB’den çıkma kararıyla sonuçlandı. Geçtiğimiz hafta içinde piyasalardaki tepkiye baktığımızda ilk günlerde görülen panik dalgasının beklenenden daha kısa ömürlü olabileceğini görüyoruz. Biz iktisatçılar için asıl önemli olan ise işin ekonomik boyutu. Brexit’in önce Britanya, sonra da global olarak büyüme ve enflasyon rakamlarını nasıl etkileyeceği önemli. Yapılan ön çalışmalar Britanya ekonomisinin bu karar sonucu yüzde 1.5 ile 3 arasında daralacağını söylüyor. Bu beklenti, AB’den çıkışın mekaniğinin nasıl olacağının tam olarak bilinmediği belirsizlik ortamıyla birleşince yabancı yatırımların düşmesi ve sterlinin değer kaybetmesini beraberinde getiriyor. Sterlindeki değer kaybı ise enflasyona öncü işaret. İşte İngiltere Merkez Bankası’nı (BOE) böyle bir zorluk bekliyor:

Bir yandan daralması beklenen bir ekonomi, öte yandan yükselmesi beklenen bir enflasyon. Büyümeyi desteklemek için faizi düşürseler, bu sefer sterlindeki değer kaybı daha da büyüyecek ve enflasyonist baskı artacak. Enflasyonu kontrol için faiz artırsalar, bu sefer de resesyon daha da derinleşecek. Bununla birlikte, mevcut enflasyon rakamının şu anda

Yazının Devamı

Bize hava hoş

24 Haziran 2016

Başından beri Brexit referandumundan beklentim AB’de kalma yönünde oldu. Çünkü AB’den çıkma durumunda Britanya halkının ödeyeceği fatura çok büyük. Ancak karar ne olursa olsun uzun vadede Türkiye’yi pek etkilemez

Haftalardır gündemi meşgul eden “Brexit” referandumu nihayet dün yapıldı. 1973 yılında Avrupa Birliği’ne (AB) giren Britanya (yani İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’dan oluşan adalar grubu) bu referandum ile AB’de kalma ya da çıkma kararını aldı. Bu satırlar yazıldığı sırada sonuç henüz belli olmamıştı. Benim başından beri bu referandumdan beklentim kalma kararının çıkması yönünde oldu. Çünkü pek çok değişik ağızdan dile getirildiği gibi AB’den çıkma durumunda bu kararı verecek olan Britanya halkının ödeyeceği fatura çok büyük.

Ödenecek bu ağır bedel karşılığı ne kazanılacağı ise belli değil. Biz iktisatta insanların rasyonel olduğu varsayımını yaparız. Kişi (ya da bir ülke) eğer içinde bulunduğu mevcut durumu değiştirme kararı verecekse bunu ancak yeni alternatifin kendisine daha çok fayda getireceğine ikna olduğu zaman yapar. Britanya’nın AB’den çıkma durumunda ekonomisinin ciddi bir darbe yiyeceği dünyanın dört bir tarafından pek çok saygın iktisatçı

Yazının Devamı

Fed zikzak yapıyor

17 Haziran 2016

ABD Merkez Bankası Fed’in dünkü toplantısı sonrası aralıktan bu yana sergilediği gelgitler bir kere daha teyit edildi. Fed aralıkta ilk faiz artırımına giderken kendinden emin bir tablo çizmiş ve 2016 yılı içinde dört faiz artırımı sinyalini vermişti. Ocak toplantısında resim değişti. Karşımıza güvercin bir Fed çıktı. Mart toplantısına 2016 için beklenen faiz artırımları ikiye düştü. Nisan toplantısına geldiğimizde bu sefer tekrar şahinleşen bir Fed gördük. Politika metninde belirsizliklere yapılan vurgular azaltılmış, ekonomiye olan güven vurgulanmıştı. Nitekim dün akşamki basın toplantısı sonrası başkan Yellen de nisan toplantısı sonrası politika metnine haziranda bir faiz artırımı olabileceğine dair ipuçlarının özellikle konulmuş olduğunu belirtti.

Gelgelelim dünkü toplantıda Fed’in tekrar güvercin konumuna geçtiğine şahit olduk. 2016 için faiz artırımı beklentileri bu sefer bire indi. Peki, ne oldu da toplantıdan bir hafta öncesine kadar “Faiz artırımları geliyor” mesajı veren Fed bir anda tekrar güvercinleşti? Başkan Yellen yapmış olduğu açıklamalarda Fed’in temkinli duruşuna gerekçe olarak işgücü piyasasından alınan karışık sinyalleri ve enflasyonun hâlâ hedefin altında

Yazının Devamı

Ne güvercin ne de şahin!

8 Haziran 2016

Fed Başkanı Yellen, hem düşük istihdam verisiyle ilgili endişesini paylaştı, hem de Amerikan ekonomisinin genel olarak olumlu çizgide bulunduğunu ikna edici tonda anlattı. Ancak Fed’in bu ay faiz artırma ihtimali oldukça zayıf

Önümüzdeki hafta ABD Merkez Bankası’nın (Fed) merakla beklenen haziran toplantısı var. Bu toplantıyı takiben basın toplantısı da olacağı için piyasaların gözündeki önemi daha da büyük. Peki Fed bu toplantıda ne yapar?
Geçtiğimiz cuma gününe kadar bu soruya vereceğim cevap daha farklıydı. Çünkü nisan toplantısı sonrası hem ABD içinde, hem de dışarıdan gelen veriler oldukça olumlu idi. İçeride sanayi üretimi olumlu, enflasyon belki hâlâ düşük ama rayında, dışarıda petrol fiyatları yükselirken Çin tarafından bir olumsuzluk yok, Brexit ihtimali düşük.
Tüm bunlar faiz artırımı ihtimalini güçlendiren gelişmelerdi. Nitekim mayıs ayı içerisinde Fed üyelerinden gelen sinyaller faiz artırımının yaklaştığına işaret ediyordu.
Gelgelelim geçtiğimiz hafta beklentilerden oldukça düşük gelen tarım dışı istihdam verisi bu tabloyu bir anda değiştirdi. Verinin ardından ‘ABD yeni bir resesyona mı gidiyor?’ söylentileri ve ‘Biz size söylemiştik’ diyen felaket habercileri

Yazının Devamı

Para politikasında maliyet kanalı

4 Haziran 2016

Geçtiğimiz hafta Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlediğimiz konferans çok verimli geçti. Konu Türkiye için oldukça kritik. Çünkü enflasyon-faiz ilişkisinin özü para politikasında maliyet kanalına dayanıyor.

Nedir maliyet kanalı? Maliyet kanalı para politikasının sadece talebi değil arzı da etkilediğini vurgulayan kanaldır. Geleneksel parasal aktarım mekanizması politika faizindeki bir artışın talebi azaltmak suretiyle uzun vadede enflasyonu düşüreceği prensibi üzerine kurulmuştur. Maliyet kanalı ise politika faizindeki aynı artışın bir taraftan da üretim maliyetlerini artırmak suretiyle arzı azaltacağını ve bu şekilde GSYH üzerinde daha büyük bir etki oluşacağını ileri sürer. Ancak maliyetlerdeki bu artış bir taraftan da enflasyonu yukarı iter. Peki, talep tarafından gelen etki enflasyonu azaltırken arz tarafından gelen etki enflasyonu artırırsa günün sonunda politika faizindeki artışın enflasyon üzerindeki net etkisi ne olur? Konferansta cevap bulmayı amaçladığımız soru bu idi.

Konferansın ana tema konuşmasını yapan dünyaca ünlü iktisatçı Lawrance Christiano önce mükemmel bir teorik çerçeve çizdi. Daha sonra yapılan çalışmalarda genel olarak

Yazının Devamı

İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına...

25 Mayıs 2016

Bir süredir Fed’in iletişim politikaları eleştiriliyor. Bir Fed üyesi çıkıp faizler artar derken, öbürünün çıkıp faizler artmaz demesi kafa karıştırıcı bulunuyor. Bu tür eleştirilere kısmen katılmakla birlikte önemli ölçüde ayrışıyorum. Önce Fed iletişimiyle ilgili bir fikrimi paylaşayım. Fed üyelerinin ara dönemlerde faizlerle ilgili alternatif görüş bildirmeleri bence bir sonraki adımın sinyalini vermekten ziyade “Fed çatısı altında her türlü görüşü tartışıyoruz” mesajını verme amacını güdüyor. Politika faiziyle ilgili sinyaller ise esas olarak Fed başkanından geliyor. Bu nedenle Fed’in bir sonraki hamlesini tahmin etmeye çalışırken ben sadece Yellen’a ve resmi politika metinine kulak veriyorum.

Üst bant 50 puan indi

Şimdi gelelim “kötü iletişim” konusuna. Kötü iletişim bence değişik ağızlardan farklı seslerin çıkmasından ziyade hangi adımın neden atılacağının gerekçelerinin piyasalara iyi anlatılamamasıdır. Yine Fed örneğine dönecek olursam eğer bir Fed üyesi çıkıp “Faizler artmalı çünkü eğer artmazsa enflasyon hedefimizin üzerine çıkabilir” derken diğer Fed üyesi ise “Faizler artmamalı çünkü global riskler enflasyonu aşağı çekiyor, hedefin altına ineriz” derse burada her iki

Yazının Devamı

Fed tutanakları faizde haziran olasılığını artırdı

20 Mayıs 2016

Çarşamba akşamı açıklanan, Fed’in nisan toplantısına ait tutanaklar benim toplantı sonrası düşüncelerimle oldukça tutarlı geldi. Hatırlanacak olursa, 29 Nisan’da yaptığım değerlendirmede Fed’in politika metninde yaptığı şahin revizyonların haziranda olası bir faiz artırımına kapı açtığını ifade etmiştim.
Tutanaklar Fed üyelerinin haziranda faiz artırımını ciddi şekilde değerlendirdiklerini gözler önüne serdi. Bu gelişmenin ardından daha önce haziranda faiz artırımı olasılığına yüzde 4 ihtimal veren piyasalar bu tahminlerini yüzde 34’lere yükseltti. Tutanaklarda Fed üyeleri ara dönemde gelecek veriye dikkat çekmişler. Şayet gelen veri ekonomik büyüme ve enflasyonda artışa işaret ederse, haziranda bir faiz artırımının uygun olacağını dile getirmişler.

Veri ne diyor?

O zaman nisan toplantısı sonrası dönemde gelen ABD verilerine bir göz atmakta fayda var. Sanayi üretimine baktığımızda, önceki iki ayda düşen endeksin nisan ayında yüzde 0.7 artış gösterdiğini görüyoruz. Ekonomik büyüme ayağında işler zaten uzunca bir süredir rayına oturmuş görünüyor. Dolayısıyla, bu cephede ani bir düşüş görülmediği sürece bence Fed kararı için haber teşkil etmez.
Kararı etkileyecek asıl

Yazının Devamı

Önümüzdeki dönemde faizler düşecek mi?

14 Mayıs 2016

Geçtiğimiz hafta açıklanan nisan ayı enflasyon rakamı senelik enflasyonu 6.6 seviyesine kadar geriletti. Şekilde kırmızı çizgi manşet enflasyonu gösteriyor. Mevcut rakam şüphesiz olumlu bir gelişme ve düşüşün esas olarak gıda kaynaklı olduğu anlaşılıyor.
Gıda fiyatları Merkez Bankası’nın direkt kontrolünde olmayan bir kategori. Özellikle işlenmemiş gıda fiyatları büyük ölçüde hava koşullarından etkileniyor ve büyük oynaklık gösteriyor. Yani Merkez’in faizleri artırmak ya da azaltmak suretiyle bu tür bir fiyatlamayı kontrol edebilmesi mümkün değil. Merkez’in kontrol edebildiği çekirdek enflasyon serisi aşağıdaki şekilde mavi çizgiyle gösterilmiş. Bu seri gıda ve alkolsüz içeceklere ilave olarak enerji fiyatlarının da hariç tutularak hesaplandığı enflasyonu gösteriyor. İki seri karşılaştırıldığında sene başından beri manşet enflasyonda ciddi bir düşüş olduğu halde çekirdekte benzer bir azalış olmadığını ve dolayısıyla, iki serinin ciddi şekilde ayrıştıklarını görüyoruz.
‘Merkez’ indirdi!
Uzun bir yol düşünün. Amacınız inişleri çıkışları olan bu yolda aracınızı hep sabit hızda götürmek olsun. Bunu yaparken yokuş yukarı çıkarken çok yavaşlamamak için önceden gaza basıp araca ivme

Yazının Devamı