ÜLKEMİZDE
karşıt fikirde olanların
kavgalarını seyrederken bazen gülüp, bazen şaşırarak insan çok şey
öğreniyor. Öğrenilenlerin en ilginci de Türk
aydınlarında (veya aydın geçinenlerde) var olan
sabit fikirler.
Örneğin bir
sağcının veya
solcunun, ölünceye kadar sağcı veya solcu kalmazsa çok
ayıplandığı nadir ülkelerden birinde yaşıyoruz. Daha da ilginci,
sağcı veya
solcu olanlar, öbür taraf
iyi bir şey söyleyip yapsa bile, buna
karşı çıkmayı doğal bir
görev sayıyorlar.
Solcu olup da her alanda yıllardır
liberalizmi savunuyor iseniz ve
muhafazakar bir iktidar
ekonomik yaşama birtakım serbestlikler getiriyorsa mutlaka
siyasal liberalizmden söz ederek
karşı çıkmak zorundasınız. Sağcı olup da, solcular tarafından çok
tutulan bir
sanat eserine gönülden vurgunsanız, bağrınıza taş basıp mutlaka
beğenmez görüneceksiniz.
Solcu iseniz sağcıların gazete ve dergilerinde yazı yazıp açık oturumlarına çıkmak,
sağcı kuruluşlarda konferans verip seminerlere katılmak ve hatta dinleyici olmak adeta
yasaktır. Sağcı iseniz solcularla samimi
ahbaplık kurmak, beraberce
yemek içmek ve hatta akraba olmak neredeyse günahtır.
* * *
SAĞCI olanların fırsat düştükçe
milliyetçilikten, solcu olanların ise
insan haklarından söz etmeleri zorunludur. Böylece
karşı tarafın milliyetçiliğine veya insan haklarına olan saygısına
gölge düşürüldüğü sanılır.
Solcular, sorumlu
mevkilere sağcıların gelmesinden hiç
hoşlanmazlar. Çünkü bu takdirde
ülkenin er geç
geriye gideceğine gözü kapalı inanmışlardır. Sağcılar ise sorumlu mevkilerde bulunan solcuların günün birinde memleketi mutlaka satacaklarına adeta iman etmişlerdir. Bu nedenle her iki taraf da sık sık kadro temizliğinden söz ederler.
* * *
SAĞCI iseniz, Türk - İslam kültüründen çok iyi anlar görünmek adettendir. Batı kültüründen hoşlansanız da bu kültürün bazı ürünlerinin milli örf ve adet ile aile yaşamına aykırı olduğunu sık sık ileri sürmek zorundasınız.
Solcu iseniz, örneğin divan edebiyatına hayran olsanız da, divan şairlerinin sultanlara ve saray erkanına hizmet edip yaltaklandıklarını, halktan hep uzak kaldıklarını, sık sık tekrar etmek şarttır. Bu arada bazı spor karşılaşmalarını, sinema filmlerini ve televizyon dizilerini, geniş kitleleri avutma ve sömürü gözlüğüyle yorumlamak solculuğun şanındandır.
* * *
HER iki grubun bağnazlık ve aşırılık yanında, diğer bazı ortak özellikleri de vardır. Örneğin hem sağcılar hem de solcular kendilerini, devletin ve ülkenin gerçek bekçisi sayıp halkın çıkarları üzerine titrerler. Ama bu çıkarların ne olduğunu yine hep kendilerine göre tanımladıklarından halk onları ciddiye almazsa aşırı alınganlık gösterirler.
Onlara göre bütün dünya Türklere karşı komplolar içindedir. Yabancılar bu kadar aleyhimize çalışmasa çoktan köşeyi dönmüş olacağımıza gönülden inanmışlardır. Hele dış güçlerle işbirliği halinde olan içimizdeki hainlere ait öyle hikayeler anlatmışlar ki, bu kadar geniş muhayyileye şapka çıkarmamak elden gelmez.
* * *
BU yazılanlara bakıp da sağcılığın ve solculuğun kınandığı sanılmasın. Tam tersine herkesin ayrı bir dünya görüşüne sahip olması hem son derece doğal, hem de çok yararlıdır. Ama karşıt fikirleri birtakım garip, anlamsız, mantıksız ve dipsiz suçlamalarla, hatta jurnalcilikle bastırmaya çalışanları da herhalde kimse ciddiye almak zorunda değildir.
Yazara E-Posta: E.Alkin@milliyet.com.tr