Zeynep Teyze’nin akrabası bir tanıdığa havale ile borç verir. Ancak dekonta paranın sebebini yazmaz. Parayı geri isteyince karşı taraf borcu inkar eder.
Burada ciddi bir hata yapılmış. Yargıtay, havale sebebi yazılmamışsa, ödemenin borç değil, borcun geri ödemesi için yapıldığını kabul ediyor.
Bu sefer İhsan Amca, eşi Zeynep Teyze ile birlikte geldi. Çok iyi oldu. Ben de İhsan Amca emekliye ayrıldıktan sonra Zeynep Teyze ile hiç görüşmemiştim.
Zeynep Teyze geldi ama, maalesef hukuki bir sorun ile geldi. Neyse ki, bu hukuki sorun kendisinin şahsi sorunu değil, uzun yıllar Almanya’da yaşayıp, sonradan Türkiye’de ticarete başlamış bir akrabası, daha doğrusu amcası ile ilgili.
Efendim, Zeynep Teyze’nin bu “gurbetçi” amcası Türkiye’ye dönüş yapınca, boş durmayıp bir şeyler yapmaya heveslenir. Ticaretle uğraşan birisi ile tanışıp dost olur.
Bu tanıştığı kişiyle samimiyeti ilerletince, Zeynep Teyze’nin “gurbetçi” amcasına, işlerin çok iyi olduğunu, tam para kazanma zamanı olduğunu, ama maalesef sermayesinin işleri büyütmesine
İhsan Amca dedi ki, “Hocam ben çocukluğumu bahçeli müstakil evde geçirdim. Kışın sobayla ısınırdık. Odun - kömür masrafı yüzünden her odaya soba kurulmazdı. Soba salona kurulur, diğer odaların kapısı açık bırakılarak, o odaların da ısınması sağlanırdı. Evimizi ne kadar ve ne zaman ısıtacağımıza, yani maliyete biz karar verirdik.”
Doğru İhsan Amca. Ama şimdi de kombili evlerde durum farklı değil. Evinizin kombisi varsa, ne zaman ve ne kadar ısıtacağınıza siz karar veriyorsunuz.
Gerçi yeni inşaatlarda pek uygulanmıyor. Merkezi kalorifer sistemi varsa, kaloriferin ne zaman ne kadar yakılacağına yönetim, onun yetki devriyle kapıcı karar veriyor.
Peki maliyet? Merkezi kalorifer sistemlerinde evlerin büyüklüğüne, arsa payına göre ısınma parası ödenir.
Evin konumu önemli
Evin konumuna, evde oturanların gerçekte evde mi tatilde mi olup olmadıklarına, gündüz çalıştıkları için eve sadece akşam gelip ısınmadan yararlanıp yararlanmadıklarına bakılmaz. Evde olmasa bile, merkezi kalorifer sisteminde ısınma maliyetine eşit katılma zorunluluğu var!
İşte bu adil değil İhsan Amca! Neden mi? Evi satın alırken fiyatlar evin konumuna göre değişir. Cephe çok önemli. Güney cephe evler çabuk ısınır ve kışın
Her an görünmez bir kaza yaşanabiliyor. Bir yol çalışması yapılmış, rögar kapağı açık kalmış. İhsan Amca’nın akrabası da bu yüzden kaza yapmış. Bakın sonra neler olmuş...
Yaz geldi, yol çalışmaları arttı. Neredeyse büyük küçük bütün şehirlerde yol bakım çalışmaları, asfalt yenilemeleri aldı başını gidiyor.
Ömrümün neredeyse 10 yılını Avrupa’da geçirdim. Orada da sık sık yol yapım ve asfalt yenileme çalışmaları yapılır.
Bizdekiler ile oradakiler arasındaki en önemli fark, trafiğin yoğun olduğu yerlerde çalışmaların 24 saat kesintisiz sürmesidir. Günde üç vardiya çalışılır. Böylelikle, günde 1 vardiya çalışılarak örneğin 30 günde bitirilecek bir yol bakım çalışması 10 günde bitirilir. Tabii ki işçi ücretleri bakımından gece vardiyalarının ücreti daha yüksek olduğundan, iş gerçi 10 günde bitirilir ama ihale maliyeti biraz fazla olur.
Hangisi avantajlı?
Trafik yoğunluğunun olduğu yerlerde gece gündüz üç vardiya çalışarak işi üçte biri sürede erken bitirmenin maliyeti ile genel ekonomik maliyeti hesaplanır ve hangisi daha avantajlı ise o kabul edilir.
Bunun için hesaplar yapılır, bakım çalışması yapılacak yoldan günde kaç aracın geçtiği, bir aracın geçişinin ne kadar sürdüğü, bu süre
Bir ülkede adil hukuk sistemi ne kadar önemliyse adil bir vergi düzeni de o kadar önemli. Vergide adalet yoksa yargıda adalet olmaz. Hatta vergi olmazsa mahkemeler çalışamaz
Bundan 500 yıl önce vergi çeşidi bu kadar çok değildi. Mesela özel tüketim ya da TRT bandrolü kimsenin aklına gelmezdi.
Bugün de 50 yıl sonra nasıl vergiler gelecek, kimse bilmiyor. Ama verginin tasviri 500 yıldır değişmedi. Fransa Kralı 14. Louis’nin Maliye Makanı Jean - Baptiste Colbert daha o zaman, ‘vergi alma sanatının canlı kazdan en az bağırtarak en fazla tüyü yolma işi’ olduğunu söylemiş.
Hal böyle olunca da kimse “tüylerinin” yolunmasını istemiyor. Ama diğer “kazların” da kendisi gibi eşit şekilde yolunduğunu görünce, en azından teselli olarak fazla bağırmıyor. Ya yolunan tüylerinin bir şekilde kendisine geri verildiğini görürse, “acısı” diniyor, çok şikâyetçi olmuyor.
Kamuya kaynak sağlar
Bir defasında vergi oranları en yüksek olan İskandinav ülkelerinde yapılan bir anketi okumuştum. Vatandaşlara soruyorlar, vergi oranlarının düşürülmesini ister misiniz?
Ankete katılanların yüzde 50’den fazlası ‘hayır’ cevabını veriyor, çünkü hem adil bir vergi sistemine sahip olduklarını düşünüyorlar, hem de ödedikleri ver
Yıl boyu iple çektiğiniz tatilinizde, odanızda birtakım ‘davetsiz misafirlerle’ karşılaşırsanız, paranızın iadesini talep edebilirsiniz. Ancak bu misafirlerin tahammülü aşacak kadar kalabalık olması gerek!
İhsan Amca aradı. Tatile çıkacaklarmış. 5 yıldızlı bir otelde bir hafta. Her şey dahil. Ama diyor, eşimin hamam böceği fobisi var. Hamam böceğini görünce, “fare görmüş” gibi zıplar, eli ayağı titrer. Bir defasında, yazın yine bir oteldeyken, banyoda hamam böcekleri ortaya çıkmış, İhsan Amca’nın eşi paniğe kapılıp ıslak zeminde kaymış ve düşmüş. Allah’tan, düşlerken eli ile destek alıp düşme hızını da yavaşlatarak, herhangi bir kırık, incinme olmadan badireyi atlatmış.
Otel yönetimi onlara daha üst katlardan daha güzel bir oda vermiş, özür olarak da akşam özel yemek çıkarmış. Ama İhsan Amca’nın eşi bu olayı hiç unutmamış, üzerinde konuşmak bir kenara hatırlamak bile istemiyormuş.
İhsan Amca soruyor, otel odasında hamam böceği veya başka haşereler olması normal midir? Otel müşterisine karşı kim sorumludur?
Hemen söyleyeyim İhsan Amca. Bir defa, sürekli kullanım halindeki şehir otellerinde hamam böceği gibi haşerelere pek rastlanmaz. Onlar otel idaresinin istikrarlı kontrolündedir ve
İşverenler, çalışanların kendi aralarında kurduğu WhatsApp grubu için 3. kişi konumunda. Bu sebeple çalışanların WhatsApp grubu paylaşımları kişisel veri niteliğinde ve işverene karşı hukuki korunma altında
İhsan Amca, sen daha iyi hatırlarsın. Eskiden okulda, işyerinde, mahallede küçük bir arkadaş grubu kurulur ve bu grup kendi arasında toplu hareket ederdi.
Grupların en önemli kuralı, grup içinde konuşulanın grup içinde kalmasıydı.
Teknoloji gelişti. Artık bireyler bir araya gelmeden de grup kurup birbiriyle iletişime geçebiliyor, karşılıklı fikir açıklayıp, ortak karar alabiliyor.
WhatsApp, facebook bu tür grupları kurmak için en yaygın platformlar. Senin de dahil olduğun WhatsApp grubu var mı bilmiyorum İhsan Amca ama bu kapalı gruplar içinde yapılan paylaşımları Yargıtay kişisel veri olarak kabul ediyor ve korunması gerektiğini düşünüyor.
Artık hemen her işyerinde çalışanların kendi aralarında haberleştikleri WhatsApp grupları var.
Müdür dahil mi?
Eğer bu gruba işveren veya işveren vekili saydığımız müdürler de dahil değilse, sadece çalışanların kendi aralarında kurdukları bir iletişim gurubu ise, işveren hukuken farklı bir statüye geçiyor.
Göbek adınızı çok sevip resmi belgelere bile yazıyorsanız, çocuklarınıza miras olarak bir ‘dava’ bırakacağınızı da bilmeniz gerek!
Canlıların idari veya mahkeme kararı ile adlarının değiştirildiğini biliyorduk da, ölülerin de adı değişir mi, yaşayarak öğrendik.
Şaşırtıcı gelmesin, adının değişmesi için mahkemeye başvuran elbette ölmüş bir kişi değil. O zaman ölmüş bir kişinin o öldükten sonra adının değiştirilmesini kim isteyebilir? Kim mahkemeye başvurup, ölülerin adlarının değişmesi için dava açar?
Evet İhsan Amca, var böyle bir olay.
Hemen anlatayım.
Kadıköy nüfusuna kayıtlı “Yakup Kemal” Bey, 12.05.1988 tarihinde vefat eder. “Yakup Kemal” Bey’in nüfus sicilindeki kayıtlı adı aslında sadece “Yakup”tur. Ama O, “Kemal” ismini çok sevdiğinden, her zaman isminin “Yakup” olarak değil, “Yakup Kemal” olarak kullanmıştır. İsmin bu şekilde kullanımı sadece söylemde değil, sadece toplumda, sohbetlerde ismin ne sorusuna verilen bir cevap değildir.
İdare farketti
Bu öyle bir hal almıştır ki, aslında “Yakup” Bey dahi, ek isminin resmi adı olduğuna kendisi dahi inanır olmuştur.
Ey Adalet! Sen yoksan “mülk” de yok. Sen gecikirsen, zulüm var.
Orhan Gazi’nin de dediği gibi, “Adaletin en kötüsü, geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür.”
İnsan bedenen sağlıklı olsa bile, adaletin olmadığı yerde önce ruh sağlığı, sonra beden sağlığı bozulur. Her şeyin başı ve sonu işleyen bir adalet sistemi.
Adaletin güven verdiği bir sistemde, “senin ilini ve töreni kim bozabilir!”
İhsan Amca, merak ediyorsan söyleyeyim, Adalet Bakanlığı adil ve güvenilir bir yargı sistemi için uzun süredir çalışmaktaydı.
Kendisi de meslekten avukat olan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, inisiyatifi ele aldı, yargı sisteminin bütün bileşenleri ile birlikte bir Yargı Reformu Stratejisi hazırlandı.
Belgede neler var?
Bu arada zaten biliyorsundur, 2009 ve 2015 yıllarındakinden sonra yargı reformu ile ilgili hazırlanan bu üçüncü çalışma.