Bazı boşanma nedenleri, hakimin süresiz nafakaya karar vermesine yol açar. Hatta kimi nedenler, tazminat ödenmesi ile bile sonuçlanabilir. Burada kilit: Kusurluluk.
İhsan Amca dedi ki, süresiz nafaka konusunda epey yazı yazdın, bizleri aydınlattın. Ama nafaka neden ödenir? Boşanılınca! Biraz da boşanma nedenlerinden yaz da, hangi nedenlerle boşanınca süresiz nafakaya karar verilsin, onları bilelim.
Tamam İhsan Amca, memnuniyetle.
Eşe eşlik etmemek
Mesela sana, kocanın eşini sosyal ortamlarda yalnız bırakmasının boşanma sebebi olduğunu söylesem, inanır mısın? Evet, gerçekten de, erkeğin eşine aile toplantısı, düğün gibi özel günlerde ve sosyal ortamlarda eşlik etmediği, onu yalnız bıraktığının ortaya çıktığı bir davada mahkeme, erkeğin eşine bu yolla duygusal ve sosyal şiddet uyguladığına karar vermiştir.
Demek ki neymiş? Eşler birbirlerini sosyal ortamlarda yalnız bırakmamalı, birbirine eşlik etmeliler. Aksi takdirde bu bir duygusal ve sosyal şiddet olarak kabul ediliyor ve doğal olarak da eş tam kusurlu sayılıyor. Süresiz nafakanın yanında maddi ve manevi tazminat dahi söz konusu olabilir.
‘Bekâr’ misafir etmek
Süresiz nafaka konusundaki tartışmalara yönelik çözüm önerilerimize bu yazımızda da devam ediyoruz. Önceki yazımızda bu konuda düzenlenen sempozyum ve çalıştay sonrası raporlar hazırlandığını, ancak bu raporlar ışığında TBMM’ye verilmiş bir kanun teklifi olmadığını paylaşmıştık.
Öte yandan MHP’nin bu konuda bir kanun teklifi sunacağını ve teklifin içeriğine yönelik bilgileri içeren haberi de Milliyet’te okumuştuk. Konuyla ilgili önerileri tartışmaya devam ediyoruz.
Dayanışma nafakası bittikten sonra zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelen kişileri tıpkı mahkûmlar ve engelliler, şehit çocukları ve gazilerde olduğu gibi, belirli bir oranda öncelikle çalıştırma zorunluluğu getirilmelidir.
Belirli oranda nafaka alacaklısı çalıştırma zorunluluğu Sosyal Devlet ilkesinin de bir gereğidir.
Bir fon kurulabilir
Süreli dayanışma sigortası bitmesine rağmen, nafaka alacaklısı iş de bulamamışsa, temel ihtiyaçlarını çalışarak gidermesi mümkün değilse, işsizlik fonu gibi, bir fon veya sigorta kurulmalı ve zorunlu ihtiyaçları karşılayacak kadar düzenli ödemeler yapılmalı.
Nafaka hukuku ve uygulaması ile ilgili çözülmesi gereken sorun sadece süresizlik değil. Boşanma davasının açılması ile birlikte
Binlerce kişi nafakaya mahkûm yaşıyor. Süresiz nafaka kalkmalı mı? Yeni düzenleme nasıl olmalı? Yoksulluk nafakası mı doğru, dayanışma nafakası mı? Bu gibi konularda çözüm önerilerimiz var... Bugün ve yarın bunları tartışacağız
Süresiz nafaka ile ilgili nasıl bir düzenleme olmalı? Bu konuda geçen sene Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi İstanbul’da bir sempozyum, Adalet Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da Ankara’da bir çalıştay gerçekleştirdi.
Her iki etkinliğin önemi, sadece hukukçuların kendi aralarında yaptıkları bir faaliyet olmaması, sorunun doğrudan muhataplarının, sivil toplum kuruluşlarının, hakimlerin, avukatların katılımı ile yapılmış olmasıydı. Her iki etkinlikte de raporlar hazırlandı, ancak henüz bu raporlardan yararlanılarak TBMM’ye verilmiş bir kanun teklifi yok!
Ancak geçen hafta 19 Mart 2019 günkü Milliyet Gazetesi’nde Önder Yılmaz imzalı habere göre, MHP bir kanun teklifi sunacak. Haber, kanun teklifinin içeriğinin nasıl olacağı hususunda bilgiler de içeriyor.
‘Süresiz’ istisna...
Öncelikle boşanan eşe ödenecek nafakanın adı bence değişmeli ve “dayanışma nafakası” olmalı. Çünkü burada esas olan, boşanma ile diğer eşin yoksulluğunun giderilmesi
Boşanma oranları yıldan yıla artıyor. Nafaka, evliliğin süresine, çocuk olup olmadığına bakılmaksızın süresiz bağlanabiliyor. Süresiz nafaka adil mi? Bu konuda 7 ‘gri’ noktayı inceleyelim...
1 - Evliliğin süresine bakılmıyor
Süresiz nafakanın adil olmadığı, hakkaniyete uymadığı örneklerin sayısı daha fazla. Öyle süresiz nafaka kararları var ki, adalet duygusunu zedeler.
Süresiz nafaka bağlanması için evliliğin ne kadar sürdüğünün bir önemi yok. Eski Medeni Kanun zamanında, evlilik ne kadar sürmüş olursa olsun, nafaka 1 yıl ile sınırlı iken şimdi tam tersi olmuş, evlilik ne kadar sürmüş olursa olsun, nafaka süresiz hale getirilmiştir.
Şimdiki TMK md 175, 1 gün de evli kalsa, süresiz nafaka bağlanmasına olanak veriyor. 1 gün evli kalan kişi, hemen evlenmeden önceki haline geri dönüp eşinden ayrı yaşamaya başlamışsa, nasıl yoksulluğa düşmüş olabilir ki!
O, düne kadar hangi maddi koşullara sahipse, 1 günlük evlilikten sonra da aynı maddi koşullara sahiptir, yoksulluğa düşme söz konusu olamaz. 1 gün önce neyse, 1 gün sonra da o’dur. Böyle birisine ömür boyu nakafa ödemek adil midir!
2 - Fiilen birlik kurulmadıysa...
Öyle bazı evlilikler vardır ki, taraflar hiç birliktelik yaşamamışlardır. Hen
Türkiye’de süresiz ne borç, ne de suç ve ceza var. İstisnası ise ‘süresiz nafaka’. Kadın, boşanmak zorunda kaldığında, en güçlü şekilde korunmalı. Ama bu koruma, boşandığı eşi ile süresiz bir maddi ilişki içinde mi olmalı, bu yazı dizimizde tartışalım...
Nafakanın süresizliği sosyal sorumluluğumuz gereği benim 14 defa yazdığım, gazetem Milliyet’in ise son 6 ayda yaklaşık 12 kere haber yaptığı bir konu.
Nafaka aslında ne bir ceza, ne de tazminattır. Ama hukuk sistemimizde her şeyin bir zamanaşımı süresi vardır. Özel borçlar en uzun 10, vergi borçları 5 yılda zamanaşımına uğrar. Sadece borçlar mı? En ağır suçlar için bile, mesela müebbet hapis cezasını gerektiren suçlar bile 45 yıllık dava açma süresine tabi. Süresiz ne bir borç ne de suç ve ceza var. İstisnası, “süresiz nafakadır”!
Temelinde “dayanışma” olan süresiz nafaka borcu, kadın veya koca ölünceye kadar devam ettiğinden, nerdeyse bir “cezaya” dönüşüyor. Kötüye kullanıma elverişli, intikam amacıyla, bilhassa yeniden evlenen eski eşi cezalandırma niyetiyle ısrar edilen süresiz nafaka, cezadır.
2018 yılında gerek İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi gerekse Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı
Bazen borçlular icra takibini haksız yere durdurmak için itirazda bulunur. Haksız itiraz tespit edilirse alacaklı yüzde 20 tazminat isteyebilir.
İhsan Amca sürekli duyduğu ama tam olarak ne olduğunu anlayamadığı “kötü niyet tazminatı”nın ne olduğunu merak ediyormuş.
İhsan Amca, “kötü niyet tazminatı” deyince, “icra inkâr tazminatı”nı da aklımıza getirmeliyiz. İkisi birbirini tamamlar, birisi borçluyu, diğeri alacaklıyı korur.
Hukuk düzeni herkesin iyi niyetli olduğundan hareket eder. İyi niyetten yoksunluk hallerinden bazılarını ise tazminat ve cezalarla muhatap eder.
İcra ve İflas Kanunu’muz, alacaklı olduğunu iddia eden herkese, icra daireleri aracılığıyla ödeme emri gönderilmesini talep etme yetkisi veriyor. Ödeme emri borçluya gönderiliyor. Burada elimizde, alacaklı olduğumuzu gösteren bir mahkeme kararı, ilam veya ilam gücündeki diğer belgeler olmadığından, bu şekildeki alacak takibine teknik olarak ilamsız takip yolu denir.
İlamsız takipte ödeme emrini alan borçlunun 7 günde (çek, senet takibe konulmuşsa 5 gün) takibe itiraz etme hakkı vardır. İtiraz ederse, takip durur.
Borçlu olmadığını, ya da ödeme emrinde yazılan miktar kadar borçlu olmadığını düşünen borçlu itiraz eder.
Olmaz olmaz demeyin, İhsan Amca’nın başına gelen sizin de başına gelebilir.
İhsan Amca, üç yıldır emeklilik hayatı yaşayan tonton bir amcamız.Geçenlerde icra müdürlüğünden bir ödeme emri alır: Türkiye’nin en büyük bankalarından birine faiziyle birlikte 579 bin euro ödemesi yazılıdır.
İhsan Amca şaşırır kalır. Şimdiye kadar ne kendisi, ne de eşi Zeynep Teyze ve çocukları bu bankadan kredi çekmemiş. Diğer bankalardan çektikleri krediler de zaten ödenmiş. Euro ile hiç işleri olmamış!
İhsan Amca’ya tabii ki yardımcı olacağız. Hemen ödeme emrini gönderen icra müdürlüğüne gidip icra takip dosyasını incelettik. Bankayla da iletişime geçip, avukatla da görüştük.
Meseleyi anladık ve sorduk: İhsan Amca, senin Selim diye bir amcan var mı? İhsan Amca şaşırdı: “Evet, var! Ama yıllardır görmeyiz, 30 sene kadar önce Almanya’ya taşınmıştı, bir daha gelmedi. Orada bir Alman ile evlendiğini, bir kızı olduğunu biliyoruz, ama bu güne kadar ne onlar bizi aradı, ne de biz onları. Hatta birkaç kere Türkiye’ye tatile bile gelmişler ama hiç görüşmedik! Geçen sene öldüğünü duymuştum ama Almanya’da defnedildiğinden cenazesine gidememiştim.”
Evet İhsan Amca, önce başın sağ olsun, Selim Amca geçen sene
Soyadı değişikliğinde erkeğin eşinin ve ergin olmayan çocuklarının da soy ismi düzeltilir. Böyle bir olayda birlikte yaşadığı kadının soyadını alan adamın resmi nikahlı eşi durumu banka hesabı açtırırken öğrenir .
Kanun yapmak kolay değildir. Bazen herkesi şaşırtan ummadık sonuçları olur.
Sizin de çevrenizde vardır, ad veya soyadı nüfusa kaydedilirken hatalı kaydedilmiştir. Bazen de düzeltme işareti, imla işaretlerinin hatalı veya hiç kullanılmamasından dolayı isim ve soy isimde anlam kayması olur.
- Adınız ne?
- Ümüt!
- “Ümit” olmayacak mıydı o?
İsim ve soy isimlerdeki bu hataların nedeni hep klasik cevaptadır: “Babam Ümit demiş ama nüfus müdürü yanlış yazmış”!
“Nüfus müdürlerinin hatalı yazdığı!” isim ve soy isimleri için, mahkeme kararı olmadan değiştirme olanağı getirildi.