İsviçre, demokrasisi İsveç’ten geri bir ülke değil. İsviçre geçen senelerde Bern’deki hükümet binası önünde Kuran-ı Kerim ve İncil’i yakmak isteyen üç Hindu’yu daha eylemi yapmadan gözaltına aldı. Üç Hindu hakkında dini ayrımcılık, şiddete kışkırtmak ve azmettirmekten üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Fransa, İslamofobi nedeniyle en olmadık yasa tasarılarının hazırlandığı ülke. Buna karşın Strasbourg’da Kuran-ı Kerim yakan ve bu görüntüleri sosyal medya hesabında yayan bir kişi dini duygulara hakaret suçlamasıyla tutuklandı. Hakkında beş yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Türkiye’de Kuran-ı Kerim’i yakma görüntülerini internetten paylaşan kişi hakkında açılan davada istenen hapis cezası 4.5 yıl oldu. Yani Fransa’da istenen cezadan daha az bir ceza talep edildi.
İsveç’in Türk Büyükelçiliği önünde Kuran-ı Kerim yakma eylemi yapan faşisti polis korumasına alması “demokrasi” kılıfıyla
“27 Mayıs darbesine giden yolun taşlarını İsmet İnönü döşedi.”
“İnönü, 12 Mart Muhtırası’nın ardından kabineye bakan verdi, fiili darbeye destek oldu.”
Tırnak içerisindeki cümleler Türkiye’de yıllardır konuşulur, herkesin doğru ya da yanlış bir fikri vardır.
Buna karşın, çok az bilinen bir başka gerçek, 2. Cumhurbaşkanı ve “Milli Şef” İsmet İnönü’nün birden fazla askeri cuntanın hedefindeki kişi olduğudur.
Farklı gerekçelerle oluşan cunta yapılanmaları İsmet İnönü’ye karşı darbe yapmak için tüm Türkiye’de örgütlenmişti.
Hatta o günlerde Demokrat Parti Genel Başkanı sıfatıyla ana muhalefet lideri olan Celal Bayar ile de görüşmüşler ve kararlarını ona da bildirmişlerdi. Türkiye’deki ilk askeri darbeyi 1960’a kadar öteleyen gelişme 2. Dünya Savaşı’nın sürmesi ve ardından çok partili hayata geçilmesi oldu.
***
Yunanistan’da seçim tarihi henüz belli olmadı.
30 Nisan ile 7-14-21 Mayıs tarihleri üzerinde duruluyor ve en öne çıkan tarih 14 Mayıs’tı.
Atina’da çarşamba gününden beri başka hesaplar yapılmaya başlandı.
Yunanistan, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. tura kalırsa, Erdoğan’ın milliyetçi oyları almak için Atina ile gerilimi artırabileceği ve bu sırada da hükümeti oluşmamış bir Yunanistan’ın sorun yaşayabileceği senaryosu konuşuluyor.
Yunanlılar iki büyük hata yapıyorlar.
Birincisi, “Cehennem Haftası” senaryosu adı altında seçimlerin 2. turunun 21 Mayıs’ta yapılacağını yazmışlar.
Oysa Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura kalırsa sandık 28 Mayıs’ta kurulacak.
İkincisi, Erdoğan’ın milliyetçi oyları alması için Yunanistan ile gerilime ihtiyacı yok.
“Etrafınıza siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsanız elinizde bol yıldızlı, apoletli Ortadoğu üniformaları kalır.” Ocak 2023.
“Ordu, hepimizin üzerinde titremesi gereken bir kurumdur. Ordunun gücü silahından gelmez, ordunun gücü moral değerlerinden gelir. Moral değerleri iyiyse ordu güçlüdür, elbette.” Şubat 2011.
Tırnak içerisindeki cümleler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait.
İki cümle arasında 12 yıl ve 180 derecelik bir fark var. Bu farkın HDP’ye ve tabanına hoş görünme sevdasından kaynaklandığını iddia edenler var, bilmem, niyet okuyuculuğu yapmak da istemem açıkçası.
Ancak ordunun moral değerlerine önem verdiğini söyleyen ve devletin kurucusu olmakla övünen bir partinin genel başkanı, terör örgütünün propagandasına uyarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyinde kimyasal silah kullandığını ima eden CHP milletvekiline de “ TSK, Ortadoğu ordusu değil, sen ne saçmalıyorsun?” demeliydi.
Kemal Bey bunu yapmadığı gibi, Türk
Tarih 23 Ağustos 1973, yer Stockholm.
Normalmstorg semtindeki Kreditbanken şubesine sabah 10.03’te giren soyguncu Jan Erik Olssson o dakikada tıp dünyasında bir çığır açacağını bilmiyordu tahminen. Derdi, şubeden çalacağı 3 milyon kron para, kaçmasına yardım edecek bir spor otomobil ve cezaevindeki arkadaşı Clark Olofsson’u kurtarmaktı. Soyguncu elindeki üç rehine sayesinde istediği paranın yarısını aldı, arkadaşı cezaevinden getirildi ve kapıya da bir Mustang spor araba park edildi. Polis ne şube çevresindeki ablukayı kaldırdı ne de soyguncuların üç rehineden ikisini bırakma talebini kabul etti. Rehine eyleminin devam ettiği sürede soyguncular o dönem ilk başbakanlık dönemini yaşayan Olof Palme’yi telefonla aradılar, rehinelerle beraber ablukanın kaldırılmasını istediler. Palme, bu teklifi kabul etmedi ama rehinelerin yerine kendisinin geçebileceğini söyledi. Soyguncular daha sonra Degans Neyheter gazetesini arayıp konuştular. Ortaya çıkan tablo şuydu: Rehinelere zarar vermeyen soyguncular ve rehinelerin hayatını tehlikeye atan polis teşkilatı. Sonuçta şubeye
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, televizyonda “Türkiye’ye tehdit var ise güç kullanımını da destekleriz” dedi.
Cümle tek başına dikkat çekici ama başı sorunlu bir paragrafın son cümlesi bu.
HDP, Libya’ya kadar gidip, Türkiye’yi “düşman” ilan eden Hafter’in ekibiyle görüştü ya, Sancar “Bunlar Türkiye’nin değil, iktidarın politikaları” diyerek savundu ziyareti. Oysa Türkiye, Libya ile anlaşma imzalayarak Atina’nın Doğu Akdeniz’i Yunan Gölü haline getirme çabasını boşa çıkarmıştı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, ömrünün büyük bir kısmını hukuk üzerine çalışarak bir bilim insanı olduğuna göre soruları en iyi bildiği yerden sormakta fayda var.
Yunanistan, Ege ve Doğu Akdeniz’e dair iddialarını Japonya ya da Endonezya gibi takımada devleti olduğu iddiasına dayandırıyor. Oysa Yunanistan’ın bir ana karası var ve uluslararası hukuka göre kıta devletlerinin en dışta bulunan adaları birleştiren hattan değil ana karadan itibaren çizilmesi gerekir. Bir
Almanya 2021’de 9 milyar 350 milyon euro’luk, 2022’de de 8 milyar 350 milyon euro’luk silah ihracatı yaptı. 2021 yılında Türkiye, Almanya’dan sadece 11 milyon 101 bin 197 euro’luk silah ithal edebildi.
Almanya Başbakanı’nın Madrid’deki NATO Zirvesi’nde tüm dünyanın gözlerinin içine bakarak “Türkiye’ye ambargo yok” demesine rağmen ortaya çıkan rakamlar bunlar.
Müttefikler birbirine silah ambargosu uygular mı sorusuna geçmeden önce Almanya’nın Mısır’a ve Suudi Arabistan’a silah satışına da bakmak lazım. Berlin, Suudi Arabistan’a, sözde ambargo uygularken, 2020’de Güney Kore ve Fransa üzerinden yine Riyad’a silah satışı yapmıştı.
El altından Suudi Arabistan’a silah satışı yapan Almanya’nın, Türkiye’nin Suudi Arabistan, Azerbaycan ve Katar’a Fırtına obüsü ihracatına engel olmak için MTU motoru vermediğini de hatırlatmam lazım.
Gelelim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı törenle hizmete alınan 6 adet Fırtına 2 obüsünün hikâyesine.
Fırtına
2003 yılında Galatasaray dergisi oldukça ilginç bir haber yaptı: Habere göre, 1912 yılında Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Sami Yen ile Fenerbahçe Başkanı Hulusi Bey aralarında bir anlaşma imzalayarak işgal döneminde yabancılara karşı birlikte hareket etmeye karar vermişler.
O tarihte İstanbul işgal altında değildi, bu işin soslanmış tarafı. Fakat Galatasaray ve Fenerbahçe’nin azınlık takımlarına karşı iş birliği anlaşması yaptıkları doğru.
1911-1912 sezonuna katılmayan Galatasaray, ligdeki tek Türk takımı olan Fenerbahçe’nin Strugglers Rum takımına karşı oynayacağı maç öncesinde üç futbolcusunu Fenerbahçe’ye verebileceğini açıkladı, Fenerbahçe bu teklifi kabul etmedi. Başta bahsettiğim anlaşma bu olaydan sonra geldi.
Fenerbahçe ve Galatasaray, yabancılara karşı güçlü bir Türk takımı oluşturmak için, beyaz üzerine göğüs kısmında kırmızı yıldız olan bir forma altında birlikte hareket etmeye karar verdiler. Savaş yıllarının ardından Galatasaray ve Fenerbahçe karması yabancı takımlara karşı birlikte sahaya