Büyükanıt'ın konuşması (1) Askerin açık mesajı

8 Nisan 2007

Dünya gözü Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın 16 Mart günü Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmanın tam metnini, başından sonuna kaç kişi okudu acaba? Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin son kalesinin de düşmek üzere olduğuna inanan ve bunu önlemek için tüm umutlarını askere bağlamış olanların; ya da her fırsatta askeri eleştirenlerin kaçı okudu bu konuşmayı ve üzerinde düşündü? Ben Org. Büyükanıt'ın bu konuşmada dile getirdiği görüşlerin, kendi kişisel görüşlerini yansıtmanın ötesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesinin dünyaya ve Türkiye'ye nasıl baktığının, günümüzdeki gelişmeleri nasıl algıladığının ve önümüzdeki dönemde neler yapabileceğinin ipuçlarını verdiğini düşünüyorum.Org. Büyükanıt'ın TSK'nın komuta kademesini oluşturacak olan subaylara hitaben yaptığı konuşmanın ilk dikkat çeken özelliği, dünyadaki değişimi ve bunun yol açtığı karmaşık süreçleri dikkate almanın önemini vurgulaması. Günümüzün süreçlerini yalnızca doğrusal düşünme ile algılamanın mümkün olmadığını belirten Büyükanıt genç subaylara, değişim ve gelişim yolundaki yeniliklerden korkmamalarını öğütleyerek şöyle diyor: "Bilgi çağı, dünün durağanlığından yarının dinamizmine hazır

Yazının Devamı

Ekonomik büyümenin büyüsü

4 Nisan 2007

Dünya gözü Türkiye ekonomisi tüm bu kriterlere göre hayli başarılı bir performans sergilemiş son beş yılda. Ekonominin toplam büyüklüğünü gösteren GSYİH sabit fiyatlarla % 42, dolar değeriyle % 174 büyümüş. Büyüme 20 çeyrektir kesintisiz sürüyor. Bu sürecin sonunda Türkiye ekonomisi 400 milyar dolarlık bir büyüklüğe erişmiş. Ayrıca dış ticarette de çarpıcı artışlar yaşanmış, rekorlar kırılmış.Bu olumlu tablonun ortaya çıkmasında dünyadaki gelişmelerin, Türkiye gibi ülkelere büyük miktarda dış kaynak akmasının da önemli rolü oldu kuşkusuz. Ayrıca büyümenin her kesime yansımadığını ve dış açık riskinin arttığını iddia etmek de mümkün ama kim ne derse desin, dış dünya her şeyden önce büyüme rakamlarına bakıyor, Türkiye'yi buna göre değerlendiriyor. Ekonominiz hızlı büyüyorsa dünya size olumlu gözle bakıyor. Büyümeniz süreklilik kazanmış görünüyorsa olumlu puanlarınız daha da artıyor. Bu büyüme süreci sonucunda ekonominizin toplam büyüklüğü hatırda kalacak bir eşiği aşmışsa bunun için de ek puan alıyorsunuz. Hindistan'daki Müslümanların durumuyla ilgili ilginç bir yazı okudum 31 Mart tarihli Financial Times (FT) gazetesinde. Kapsamlı bir araştırmaya dayanan bu inceleme yazısında

Yazının Devamı

Üstün zekâlıları yönetmenin sırları

3 Nisan 2007

Dünya gözü Yeni ürünler geliştirmek için yılda 4 milyar dolar harcayan İsviçre'nin ilaç devi Roche'un CEO'su Franz Humer şöyle diyor: "Bugünün dünyasında rekabet üstünlüğü sağlamak için, üstün zekâlı insanların zevk alarak çalışacağı ortamı yaratmak zorundasınız. Bu bir avuç insanın sahip olduğu fikir, bilgi ve beceri, sizin onlar için yaptığınız harcamayı defalarca katlayacak bir değer yaratmalarına olanak veriyor." Ancak üstün zekâlılarla çalışmak, onları yönetmek hiç de kolay bir şey değil. Çünkü hiç de sıradan olmayan bu kişilerin bazı temel özellikleri var. Prof. Rob Goffee ve Prof. Gareth Jones, Harvard Business Review dergisinin Mart 2007 sayısında yayımlanan "Üstün Zekâlı İnsanları Yönetmek" başlıklı yazıyı hazırlarken, önde gelen 100 şirketin üst düzey yöneticileriyle görüşerek üstün zekâlı elemanların yedi temel özelliğini belirlemiş. Üstün zekâlılarla çalışmak ve onları "idare etmek" için bu yedi özelliği bilmek gerekiyor.1- Üstün zekâlılar kendi yeteneklerinin ve değerlerinin farkındadır, sizin onlara ihtiyacınız olduğunu çok iyi bilirler.2- Çalışacakları yerde verimli olmalarını sağlayacak ortamın ve ödüllendirme düzeninin bulunmasını beklerler.3- Hiyerarşiden

Yazının Devamı

Citibank Başkanı'ndan ciddi uyarı

2 Nisan 2007

Dünya gözü Bu soruları sık sık soruyorum kendime. Yaşanan gelişmelere bakıp kaygı verici sinyaller aldığımda da hemen bu tür sorular geliyor aklıma ve yeni bir uyarı yazısı yazmadan önce durup bir düşünüyorum. Acaba diyorum, biz küresel finans sistemindeki yeni yapıyı, yeni ilişkileri anlayamadığımız için mi gereksiz yere telaşa kapılıp uyarı yapma noktasına geliyoruz?Tam ben bunları düşünürken, yıllardan beri bu piyasaların içinde yoğrulmuş, fevkalade deneyimli biri çıkıp öyle bir uyarı mesajı veriyor ki ben de dayanamayıp yeni bir uyarı yazısı yazmak zorunda kalıyorum. Finansal piyasalarda ciddi bir sarsıntı ya da "düzeltme" yaşanacağını söylemenin, aşırı iyimserliğe karşı uyarı mesajları vermenin bir anlamı kaldı mı? Piyasalar bu uyarılara aldırmadan bildiğini okumaya devam ederken uyarı mesajları vermeye devam etmenin gereği var mı? William Rhodes yıllardan beri tanıdığım, çok deneyimli bir bankacı. 1980'lerin başında yaşanan Meksika krizinden beri, "Yükselen Pazar" diye nitelenen ülkelerdeki gelişmelerle yakından ilgilenen Rhodes halen Citigroup Başkan Yardımcısı ve Citibank'ın Başkanı. Hangi konuda, ne zaman mesaj verileceğini çok iyi bilen Rhodes, 29 Mart tarihli Financial

Yazının Devamı

Kesici'den Kıyıklık'a, Bağcılar'dan Çankaya'ya

1 Nisan 2007

Dünya gözü Kesici, toplantıda yaptığı konuşmada "katılımcı demokrasi"den söz etti, "ülkesever" ve "halksever" olmanın önemini vurguladı ve önümüzdeki iki ayın tahmin edilenden çok daha önemli olaylara sahne olacağını iddia etti ama olabilecekler konusunda hiçbir ipucu vermedi. Ben kendi hesabıma yeni bir şey öğrenmeden ayrıldım Kesici'nin davetinden.Aynı günün akşamında, Bağcılar Belediyesi'nin, ilçe bazında gerçekleştirdiği "Hane Halkı Araştırması"nı basına sunmak üzere düzenlediği daha düşük katılımlı yemekte öğrendiklerim ise, ilginç olduğu kadar düşündürücüydü. Kendi internet sitesini (www.ilhankesici.org) hizmete açan İlhan Kesici medyadaki dostları için kahvaltılı bir toplantı düzenledi geçen hafta. İnsan ilişkilerine önem veren, hal hatır soran, samimi, güler yüzlü bir siyasetçi Kesici. Belki biraz da bu nedenle ilgi hayli fazlaydı davetine. Bağcılar Belediyesi'nin "Hane Halkı Araştırması" ilçede bulunan 162 bin dolayındaki meskun konutun 152 bininden elde edilen verileri kapsıyor. Alan çalışması 2006'da yapılan araştırmaya göre: 740 bin nüfuslu ilçede yaşayanların yaş ortalaması 27.4, nüfusun % 69'u 35,

Yazının Devamı

Erdoğan'ın göz ardı edemeyeceği bir uyarı

28 Mart 2007

Dünya gözü Dünya iş çevrelerinin ve uluslararası piyasalara yön verenlerin dikkatle izlediği yayın organlarından biri olan Financial Times'ın (FT) önceki günkü sayısında yer alan ve gazetenin görüşünü yansıtan, başyazı niteliğindeki değerlendirme, benim özetlemeye çalıştığım görüşü, tam bir açıklıkla ve gerekçeleriyle birlikte ortaya koydu. Bence çok önemli ve ayrıntılı olarak ele alınması gereken bir değerlendirme bu. Uluslararası finans piyasalarının Türkiye'deki siyasi gelişmelerle ilgili olarak yaptığı değerlendirmeyi, 25 Şubat'ta bu köşede yer alan yazıda şöyle özetlemiştim: "Piyasaların baz senaryosuna, yani gerçekleşme olasılığı en yüksek görülen senaryosuna göre, Başbakan Erdoğan Çankaya'ya çıkmayacak, partisinin başında bir seçim zaferi daha kazanıp Başbakan olarak Türkiye'yi beş yıl daha yönetecek." FT'nin başyazısı Erdoğan'a bir çağrı aslında: "Cumhurbaşkanlığı hevesine hayır deyin Bay Erdoğan" deniyor yazının başlığında. Yazının daha ilk paragrafında yapılan değerlendirme de net bir uyarı niteliğinde: "Eğer Erdoğan cumhurbaşkanı olursa bu hem partisi için, hem de ülkesi için talihsiz bir geri dönüş anlamına gelecektir. Bu karar Türkiye'nin gelecekteki yönünü

Yazının Devamı

İnek yerine deve sütüyle beslenmeye ne dersiniz?

26 Mart 2007

Dünya gözü Bu kişi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile SETBİR'in (Et ve Süt Sanayicileri ve Üreticileri Birliği) ortaklaşa düzenlediği "Et ve Süt Sektöründe Küresel Vizyon" toplantısına katılan, Birleşik Arap Emirlikleri Süt Federasyonu Başkanı Dr. Ahmed El Tigani idi.Modern yöntemlerle süt üreten bir firmanın kurucusu ve sahibi olan Dr. El Tigani'yi bu öneriyi yapmaya iten neden, süt veren ineklerin çok fazla su tüketmesi ve suyun da ülkesinde kıt kaynak olması. Dr. El Tigani'ye göre develerin su tüketimi ineklerin onda biri kadarmış ve bu nedenle inek sütü yerine deve sütü kullanma fikri ortaya atılmış. "Bunu deneyen var mı?", diye soruyorum. "Evet", diyor Dr. El Tigani, "400 deveyle bu işe girişen bir firma var." İnek sütü yerine deve sütüyle beslenme önerisini duyduğumda ilk tepki olarak, "haydi canım sende" yerine "yok deve" demek geldi içimden. Oysa öneriyi ortaya atan kişi gayet ciddiydi ve bunun uygulanabilir bir öneri olduğunu savunuyordu. İlk anda insana fantezi gibi gelen bu önerinin üzerinde durmamın nedeni, günümüzün dünyasında, tarım sektörünün de farklı arayışlara, yeni fikirlere, inovasyona yönelmek zorunda olduğunu vurgulamak. Cumartesi günkü uluslararası

Yazının Devamı

Dünden yarına, Avrupa'nın önemi

25 Mart 2007

Dünya gözü Gençlik yıllarımda İspanya'da Franko'nun ve Portekiz'de Salazar'ın diktatörlük rejimleri sürüyor, Yunanistan'da askeri cuntalar gidip geliyordu. Geçen akşam, 1984 yılında Demokratik Almanya'da geçen olayları konu alan Başkalarının Hayatı filmini ürpererek izlerken, çok değil, yirmi küsur yıl önce Avrupa'nın bir bölümünün, hâlâ Kafka'nın romanlarını anımsatan bir ortamda yaşamaya devam ettiğini hatırladım. Avrupa'nın savaşın tahribatını onarıp yeniden kalkınmasının ve refaha kavuşmasının kolay olmayacağını düşünenler hayli fazlaydı 1950'lerde. Öğrenci olarak Hitler Almanyası'nda yaşamış olan annem müthiş bir savaş karşıtıydı. Biraz da onun etkisiyle, benim çocukluğum ve gençliğim, 2. Dünya Savaşı'nın dehşet verici öykülerini dinleyerek, o dönemle ilgili filmleri izleyerek geçti. Tarih kitapları da Avrupa'nın yüzyıllar boyunca kanlı ve acımasız savaşlara sahne olduğunu yazıyordu. Benim gibi, bütün bunları hatırlayanların, Avrupa'nın bugün gelmiş olduğu noktayı küçümsemesi olanaksız. Temelleri tam 50 yıl önce imzalanan Roma Anlaşması ile atılmış olan Avrupa Birliği'nin (AB) bugün varmış olduğu nokta da şaşırtıcı. Savaşmayı bırakıp büyük Alman

Yazının Devamı