ŞAŞIRMAK LÜKS OLDU!

21 Temmuz 2018

Kardeşim Kuki’yle sosyal medyadaki paylaşımların ve gündemdeki olayların gıybetini yapma geleneğimiz olduğunu daha önce de söylemiştim. İnsanın her şeyi en hissettiği şekliyle, sonsuz bir güvenle paylaşabildiği bir kardeşi olması dünyanın en büyük şansı kanımca! Son günlerde gerek magazin, gerekse ünsüzler dünyasında inanılması güç, asap bozucu, psikolojileri cinnete sürükleyici olaylar bombardıman şeklinde üzerimize yağıyor ya malum...

Kuki’nin benimle paylaştığı bir güncel konuya, “Diyecek tek kelime dahi bulamıyorum, bütün bu gördüklerimiz, duyduklarımız karşısında salaklaştım” dedim. Cevabı içinde bulunduğumuz dönemi özetler gibiydi: “Artık bir şeye şaşırmak lüks oldu!” Hakikaten aynen öyle oldu farkında mısınız? Kötü haberlere alıştık ve şaşırma duygularımızı kaybediyoruz giderek! Yazık...

Alaçatı’nın keyifli adresleri...

Yine de ben bugün yüzümü güneşe dönüp güzel şeylerden bahsetmek istiyorum! Çeşme’ye gideceklere tavsiyelerimden mesela... Geçtiğimiz hafta yaptığım dolu dolu Alaçatı turunda ilk kez gittiğim ve aklımda yer eden mekanlar var.

9 Buçuk Restaurant&Lounge, kapısından girdiğim anda büyüledi beni. Taş duvarlarla çevrili avlusunda insana kendini süper hissettiren bir

Yazının Devamı

SAPIKLARIN CEZASINI MAĞDUR YAKINLARI MI KESSİN?

14 Temmuz 2018

Çocuklara cinsel tacizle, kaybolduktan sonra ölü bulunan masum çocuklarımızla ilgili haberlerin ardı arkası kesilmediği gibi, ‘Çocuğa cinsel istismara beraat’ haberleri de art arda geliyor. Dayanmak iyice imkansızlaştı! Sapıkların, suçluların en ağır ve en caydırıcı cezalarla engellenmediği bir ortamda sürekli acı haberler alıyor olmamız hiç şaşırtıcı değil. Adı üstünde sapık bunlar, korkmadıkça devam edecekler.

Bizler bu korkunç haberleri görünce bile sinirlerimiz harap oluyor, günlerce, haftalarca kendimize gelemiyoruz, hele son dönemde iyice delirme noktasındayız. Peki ya küçücük bedenleriyle bizim duymaya bile dayanamadığımız kabusları yaşayan masum ve savunmasız çocuklar? Hayatlarının daha en başında dünyası başına yıkılan, toprağın altına giren melekler... Düşündükçe aklım başımdan gidiyor, dünyanın adaletsizliğinden, her türlü kötülüğün en iğrenç şekilde yaşandığı bu çağdan nefret ediyorum!

Ankara’da bir baba, küçücük çocuğunu taciz eden adamı yakaladığında cinnet getirip cinsel organından defalarca bıçakladı ve gidip emniyete teslim oldu. Haberi gördüğümde, “Şimdi bu babaya kim kızabilir?” diye düşündüm. Sapığı yakalatsa, beraat edecek ve el kol sallayarak yeni kurbanlara

Yazının Devamı

HERKESİN AĞZI ÇİÇEK AÇIYOR YA!

11 Temmuz 2018

Milletin saldıracak yer aradığı, empatinin unutulduğu, birçoklarının ağzından lağım akıttığı bir dönemdeyiz! Ve bu dönemin en büyük mağdurları da göz önündeki isimler oluyor. Birkaç gündür kısacık bir video eşliğinde, “Kemal Doğulu sahnede sinir krizi geçirdi, izleyicilere küfür etti, sahneyi terk etti...” minvalinde anlık bir durumu abarttıkça, abartan haberler var her yerde...

Bir açığını yakaladığı anda önüne gelene saydıran ‘seri kin kusma makineleri’ne de gün doğdu tabii! Hepsinin ağzı çiçek açıyor, hiç kimse asla küfür etmiyor ya malum! Karalama kampanyasına dahil olmadan önce biri de demiyor ki, “Bunca yıldır tek kötü laf ettiğini duymadığımız bu adam neden bunu yaşadı?”

Doğulu’nun ne kadar dikkatli, saygılı ve sabırlı bir adam olduğunun en yakın şahitlerinden biri olarak konuşuyorum... Öncelikle şunu belirteyim; arkadaş ortamında dahi küfürlü konuşmaz Kemal, hele de sevenlerinin karşısında ayrıca özen gösterir. O kadar sakin bir tiptir ki, bazen olaylar karşısındaki sonsuz sükunetine sinirlenirim. Siz düşünün artık sınırları nasıl zorlanmış!

Bir DJ’in performans yapabilmesi için gerekli olan ‘DJ setup’ı o gün sahneye çıktığı mekanda yok. Üstelik çalacağı şarkıları seçmek

Yazının Devamı

FALADDİN’E EN ÇOK ‘AŞK’ SORULUYOR!

7 Temmuz 2018

Sırtını kimseye dayamadan, hazır aile işinin başına kurulmadan, sıfırdan; kendi zekası, yeteneği ve azmiyle başarı kazanan kişileri birer ilham kaynağı olarak gördüğüm için köşemde onlardan heyecanla bahsediyorum. Akıllı telefonların en popüler uygulamalarının arasında olup, ödüller alan ‘Binnaz’ ve ‘Faladdin’in kurucusu Sertaç Taşdelen’in başarı yolculuğu vardı önceki yazımda... Annesinin adını taşıyan ‘Binnaz’la başladığımız hikayesinden, ünü ülke sınırlarını aşan ‘Faladdin’e geçiyoruz şimdi... 500 yorumcunun günde ortalama bin 500 fal baktığı ‘Binnaz’ın başarısından sonra Taşdelen ile mühendis ortağı Kaya Diker, ‘Bu işi dünya çapında milyonlarca kişiye açıp, global bir Türk başarısı haline nasıl getiririz?’ diye düşünüyorlar.

Ama milyonlara ulaşmak için sistemde yüz binlerce fal yorumcusu olmalı, bu da mümkün değil! Bunun üzerine bir yapay zeka yaratıyorlar ve ortaya ‘Faladdin’ çıkıyor! Projenin yüzü de fotoğrafta gördüğünüz gibi Sertaç Taşdelen oluyor. Ha bu arada kendisi de çok iyi fal bakıyormuş, bana da baksaydı iyiydi ama fal havasında değildi o gün! Hay şansıma!... Hiç reklam yapmadıkları halde, kulaktan kulağa yayılarak tam 10 milyon kişi telefonuna indiriyor uygulamayı.

Yazının Devamı

FALINDA ZİRVE ÇIKMIŞ!

4 Temmuz 2018

“İyi ki yollarımız kesişti” dediğim iki harika insanla tanıştım geçtiğimiz pazar... Bayılarak okuduğum ‘Daha Çok Görüşeceğiz’ kitabının yazarı Şevin Ballıktaş’la, kitabı vesilesiyle Instagram üzerinden konuşmaya başlamıştık. Baktık ki sohbetler akıp gidiyor, “Biz en iyisi buluşalım” dedik! Sanki 100 yıldır tanışan arkadaşlar gibi hissettik görüştüğümüzde, enerjilerin tutması dedikleri...

Sonra Şevin’in kitabında da bahsettiği dostu Sertaç Taşdelen’le bir araya geldik. Sosyal medyada üçümüzün bir fotoğrafını paylaştım, baktım Sertaç’ı tanımayan yok. “Faladdin’in kurucusu değil mi o?” diye mesaj yağdı. Gazeteci damarım tuttu tabi, akıllı telefonların en popüler uygulamaları arasındaki ‘Binnaz’ ile ‘Faladdin’in hikayesini kurucusuna sordum da sordum.

Taşdelen, Bilkent İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra Dubai Ernst&Young’da çalışmaya başlamış. Devamını şöyle anlattı: “İyi kazançlı bir kariyerim, güzel hayatım vardı. Fakat kurumsal dünyadan memnun değildim. Özgür bir girişimci olup, bir yandan da dünyayı gezme hayali kuruyordum. ‘Bari hava değişikliği olsun’ diye Singapur’daki ofise başvurdum.

Dubai’deki veda yemeğimde kahve içerken kız arkadaşlarım, ‘Annen Binnaz Abla bize fal

Yazının Devamı

AŞKIN IZDIRABI!

30 Haziran 2018

Ayaklarımızı yerden kesip göklere çıkartan aşkın; yeri gelince de yaşattığı ızdıraptan bahsetmiyorum. Bizim aşka yaşattığımız ızdıraptan bahsediyorum! Aşk kelimesinin içinin boşaltılmasından, anlamının yerle bir edilmesinden...
Bakıyorum da; 3-4 günlük görüşmelerin, hoşlaşmaların ya da amiyane tabirle
takılmaların adı ‘aşk’ oldu!

Ya da ne bileyim en yakın arkadaşın eski sevgilisine/eşine yan gözle bakmak dahi olmazdı eskiden, şimdilerde arkadaşın eski sevgilisi kola takılıp, gerine gerine dolaşılıyor, yılların paylaşıldığı dostlar bir çırpıda siliniveriyor. Oh ne güzel! Sadece aşk değil, dostluk kavramının da canına okudular. İsim anmak istemiyorum ama bahsettiklerimin ünlü örneklerini son günlerde izlemekteyiz. Artık şaşırmıyoruz da farkında mısınız? Alıştırıldık çarpık ilişkilere, aşkın, arkadaşlığın çektiği ızdıraba!

Geçenlerde Milliyet Cadde röportajında Senem Aydın; ‘İstanbullu Gelin’ dizisi oyuncusu Ebru Şahin’e aşka bakışını sormuş. “Ne yazık ki günümüzde ilişkiler samimiyetsizlik üzerine kurulu. ‘Bu olmazsa, sıradaki’ şeklinde... Genelde aşk değil, strateji kazanıyor. Gerçek aşkın, o sade tanımının unutulduğunu düşünüyorum. Ben kararlarımı hislerime göre veriyorum” diye

Yazının Devamı

TURİSTLERİN CEZAEVİ SANDIĞI OTELLER!..

27 Haziran 2018

Geçtiğimiz günlerde Londra’dan tatile gelen İngiliz arkadaşlarımızla Bodrum’daydık. Arabayla giderken oranın simgesi az katlı, begonvillerle süslü beyaz evleri gördükçe hayranlıklarını dile getiriyorlardı ki; Gündoğan’da boydan boya tek parça inşa edilmiş, yüksek camlarında demir parmaklıkları andıran sevimsiz tasarımların olduğu bir otelin önüne geldik. Yapıldığı günden beri Bodrum’un büyüsünü bozan, görüntü kirliliğinde 10 numara yapılardan bu da!

İngilizlerden biri şok içinde, “Aah burası nedir, hapishane falan mı?” diye sordu! Ve bunu ciddi sordu, şaka değil! Bizim evin tam karşı kıyısına yapılmakta olan sonsuz çirkinlikteki dev binayı da havaalanına benzettiler! Çirkinliği yetmezmiş gibi bir türlü bitirmiyorlar da, Gündoğanlılar olarak birkaç yazdır koca bir inşaat görüntüsüne bakıyoruz.

Ve İngilizler, “Bir yabancının Türkiye’yi beğenmemesi mümkün değil, burası tam bir cennet ama Bodrum’un otantik dokusunu bozan çirkin yapılaşmalara çok üzüldük” dediler. Düşünün, yabancılar üzülüyor ama Türkler maşallah elimizdeki cennetin rezilini çıkarmak konusunda üzüntü bir yana, yarış halindeler!

Elimizde cennet var, kıymetini bilen yok!

Yabancı dostlarımız benim çok sevdiğim Yalıkavak Pal

Yazının Devamı

BÜYÜLEYİCİ BİR LONDRA ‘RÜYA’SI...

23 Haziran 2018

Geçtiğimiz hafta sonu Londra’da başarı kazanan Türk restoranlarından bahsetmiş, “Görmeniz gereken mekan tavsiyelerimin devamı gelecek” demiştim. Kısa zaman önce Mayfair’de açılan ve kendisine seçilen ismi her detayında yaşatan ‘Rüya London’dan bahsedeceğim.

Hani bazı yerler vardır, kapısından girdiğiniz anda bambaşka bir dünyada gibi olursunuz ya... İşte Rüya öyle, büyüleyici atmosferiyle sizi hemen etkisi altına alıyor. D.ream Group bünyesinde, ‘Rüya’ konseptini Dubai’den sonra Londra’ya taşıyan Umut Özkanca; çocukluğundan beri Anadolu mutfağını Fransız, Japon ve İtalyan
mutfaklarıyla aynı popülerlik seviyesine getirmeyi hayal ediyormuş.

Özkanca’nın bir an bile oturmadan, bütün akşam misafirleriyle ve mekanın her ayrıntısıyla ilgilenişini izlerken, büyük başarıların tesadüf olmadığını düşündüm. Türk mutfağının tadına doyulmaz lezzetlerini son derece havalı sunumlar eşliğinde ikram eden Rüya’da, yemeğin ardından eğlence, bar kısmında DJ müziğiyle devam ediyor. Bu arada müzisyenler de enstrümanlarıyla masaların arasında dolaşarak, DJ’e canlı eşlik ediyor. Yemekler ve eğlence ne kadar iyiyse, dekorasyon da öyle... Mekanın genel atmosferi ayrı, Türk hamamı şeklinde dizayn edilen

Yazının Devamı