Milletin saldıracak yer aradığı, empatinin unutulduğu, birçoklarının ağzından lağım akıttığı bir dönemdeyiz! Ve bu dönemin en büyük mağdurları da göz önündeki isimler oluyor. Birkaç gündür kısacık bir video eşliğinde, “Kemal Doğulu sahnede sinir krizi geçirdi, izleyicilere küfür etti, sahneyi terk etti...” minvalinde anlık bir durumu abarttıkça, abartan haberler var her yerde...
Bir açığını yakaladığı anda önüne gelene saydıran ‘seri kin kusma makineleri’ne de gün doğdu tabii! Hepsinin ağzı çiçek açıyor, hiç kimse asla küfür etmiyor ya malum! Karalama kampanyasına dahil olmadan önce biri de demiyor ki, “Bunca yıldır tek kötü laf ettiğini duymadığımız bu adam neden bunu yaşadı?”
Doğulu’nun ne kadar dikkatli, saygılı ve sabırlı bir adam olduğunun en yakın şahitlerinden biri olarak konuşuyorum... Öncelikle şunu belirteyim; arkadaş ortamında dahi küfürlü konuşmaz Kemal, hele de sevenlerinin karşısında ayrıca özen gösterir. O kadar sakin bir tiptir ki, bazen olaylar karşısındaki sonsuz sükunetine sinirlenirim. Siz düşünün artık sınırları nasıl zorlanmış!
Bir DJ’in performans yapabilmesi için gerekli olan ‘DJ setup’ı o gün sahneye çıktığı mekanda yok. Üstelik çalacağı şarkıları seçmek için bilgisayarın başında durabileceği bir alan da... Mecburen Doğulu, mekanın DJ’ine şarkıları söylüyor, mekan DJ’i de çalıyor. Daha doğrusu çalması lazım! Oysa o, “Bu şarkıdan sonra bu çalınmaz, o parçanın matematiği öbürüne uymaz” diye Doğulu’nun işine karışmakla meşgul! Sahne Kemal Doğulu’nun, insanlar onun müziğini dinlemeye gelmiş, seçtiği şarkılar çalınmalı, değil mi?
Bunca yıldır bu işin hakkını vermiş ki, hâlâ gittiği her yerde insanlar kapılardan taşıyor, çıktığı mekanları her seferinde hınca hınç dolduruyor. Sürekli işini öğretir gibi tavır takınılmasına nereye kadar dayanabilir insan?
Leke sürmek kolay olmamalı
Son olarak mekanın DJ’i bilmem kaçıncı sefer, “Bu şarkı olmaz” deyip, kulaklığını da fırlatınca Doğulu’nun videoya yansıyan anlık tepkisi geliyor.
Küfürü savunuyor değilim ama bu kadar sabır sınanmasına birçoğumuz benzer tepkiler verebilirdik. Sonrasında hemen seyircilerine dönüyor, onlarla şakalaşıyor ve büyük bir coşku eşliğinde performansına devam ediyor. Zaten sevenlerine öyle can uzatır ki, yorgun argın indiği her sahneden sonra saatlerce isteyen herkesle fotoğraf çektirir, tek tek ilgilenir. Seyircisine saygısızlık etmesi, sahneyi terk etmesi ya da kriz geçirmesi söz konusu değil anlayacağınız.
Sahneye çıktığı mekan bile onun lehine açıklama yapmışken, çocukluğundan itibaren nefes almadan çalışarak, tırnaklarıyla kazıyarak şu anda bulunduğu noktaya gelen Kemal Doğulu’ya haksızlık edilmesine suskun kalmam imkansız. Yaşananların perde arkasını düşünmeden, “Hepimiz insanız, hepimizin patladığı bir an olabilir” demeden, koca bir ömür verdiği başarılı kariyerine leke sürmek bu kadar kolay olmamalı!