SEVGiLiLER GÜNÜ’NDE YALNIZLAR EĞLENDi!

18 Şubat 2012


Sevgililer Günü’nü salakça bulduğumu ve kutlamayı reddettiğimi söylemiştim dostlar. Hayatımda ilk defa bu manasız gün için plan yaptım ve kankaları toplayıp Akaretler’deki Kaf:f’ta ‘Yalnızlar Günü Arabesk Gecesi’ne gittim. Kaf:f kelimenin tam anlamıyla ‘yıkılıyordu’ o gece. Hem eski aşklarımızı anıp bunalım yaptık, hem de çok eğlendik. Sadece bizim grup değil, herkes aynı şekilde...
İşletmeci Mehmet Davran’ı ‘gece hayatının altın çocuğu’ ilan ediyorum, ne zaman ne konsept yapacağını çok iyi biliyor ve hangi mekanı işletirse orası dolup taşıyor. ‘Arabesk gecesi’nin çok sevildiğini görünce “Bundan sonra salı akşamları bu konsepti yapacağım” dedi, umarım uygular çünkü ‘süper’ bir Sevgililer Günü eğlencesi oldu. (Tabii yalnızlar için)
Kaf:f’tan sonraki durağımız Arnavutköy Level’da Mert Davran sahnedeydi. Level’ın yıllardır değişmeyen ve kemikleşmiş bir hayran kitlesi olan başarılı solisti Murat Pirpiri’nin dışında mekanı doldurmayı başaran başka şarkıcı görmedim bugüne kadar ama Mert iyi repertuar, sahne ışığıyla işi çözmüş. Valla ben bu Sevgililer Günü’nde yalnızlar için değil çiftler için üzüldüm! Zira biz eğlendik onlar romantizm ve kırmızı güller arasında sıkıntıdan

Yazının Devamı

AL PACINO iÇiN KAÇIRMAYIN!

15 Şubat 2012

Oynadığı her rolle dünyayı büyüleyen bir oyuncunun, ciddi rollerdeki başarısından sonra bir komedide kahkahalarla güldürebilmesi sinema tarihine geçecek kadar müthiş

Tabii ki bunu söylemek ‘Adam Sandler’ın aktörlüğünü küçümsemek’ anlamına gelmiyor. Ama Al Pacino’yla da kim yarışabilir kardeşim. ‘Baba’ filmindeki rolünde, Marlon Brando kadar unutulmaz bir performans sergileyerek Oscar alan, daha sonra oynadığı her rolle dünyayı büyüleyen bir efsane bu adam...
Adam Sandler’ın aynı anda ‘biri kız olan ikiz kardeşler’ rolünü üstlendiği ‘Jack and Jill’ filmi, tümüyle hoş bir komedi ama Al Pacino’nun ciddi rollerdeki başarısından sonra bir komedide kahkahalarla güldürebilmesi, her jesti ve mimiğiyle, doğallığıyla yine sivrilmesi de gerçekten sinema tarihine geçecek kadar müthiş.
Hele filmin sonundaki o ‘reklam filmi’ sahnesi... İnanın bana sadece bu sahnede ‘bir aktörün nasıl devleştiğini’ görmek için bile bu film kaçmaz, gülerken gözleriniz sanat gücünün etkisinden de yaşarıyor. İzleyin, bana hak vereceksiniz, bence Al Pacino bu rolüyle bir Oscar daha alabilirdi.

Yeni eğlencem ‘The Game’
Millet cumartesi akşamı toplanır, gecelere akar. Biz bir grup kafa arkadaş “Ne

Yazının Devamı

GENÇLER “TATiL YAPALIM” DERKEN ÖLÜYOR!

11 Şubat 2012

Tatil için gittiği Uludağ’da ‘alınmayan tedbirler’ yüzünden hayatını kaybeden Ümit Özgen gibi daha kaç kişinin ölmesini bekliyorsunuz?

Bilkent öğrencisi Ümit Özgen’in 2009’da Uludağ’da donarak ölmesi hâlâ dün gibi aklımda. O gün ben de dağdaydım, her şeyden habersiz bir grup arkadaş Arto’yu dinlemeye gitmiştik. Kötü haberi alınca Arto çok yerinde bir karar vererek, kulübü dolduran gençlere dönüp “Bir arkadaşınızı kaybettik, bu şekilde eğlenceye devam edemeyiz” demiş ve sahneden inmişti.
O anda kalabalığın bir bölümünden gelen “Hayıııır söylemeye devam et” itirazları karşısında girdiğim şoku unutamıyorum. Elimde olsa topunu tekme tokat döverdim. Bazı şımarık gençlerin ‘vurdumduymaz ve çevrelerindeki hiçbir olayı önemsemeyen’ halleri beni çileden çıkarıyor. (Anne babalarına selam gönderiyorum!)

Ümit öldüğüyle kaldı!
Konumuza dönersek, Ümit bir anda bastıran siste yönünü şaşırmış ve kaybolmuştu. Kurtarma ekipleri kendisine kaybolduktan tam ‘11’ saat sonra ulaştı (şaka gibi!) ve Ümit ne yazık ki kurtarılamadı. Daha sonra ‘ekiplerin ihmali, ilkyardım müdahalesinin yapılmaması’ gibi konular tartışılsa da hepsi unutuldu gitti. Gencecik Ümit hayatını kaybettiğiyle kaldı.
O

Yazının Devamı

VEFASIZLIK BiZiM iŞiMiZ!

8 Şubat 2012

Türkiye’de son yıllarda bir vefasızlıktır, bir ‘kolay unutuverme’dir gidiyor.. “Sanat dünyası çok vefasız” diyorlar ya, sadece sanat dünyası değil, artık bizim dünyamız ‘toptan’ vefasız


Baykal Kent

Türk tiyatrosunun emektar oyuncularından Baykal Kent’in vefatının ardından ‘sanat dünyasındaki vefasızlıktan’ yakınan bir arkadaşının yaptığı açıklama şöyle: “Baykal’la bir yerde otururken Selami Şahin geldi, onu görünce Baykal ayağa kalkıp seslendi ve el salladı. Ancak Selami Şahin sadece uzaktan bir baktı ve selam vermeden yürüyüp gitti.”
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Selami Şahin’i çok yakından olmamakla birlikte tanıyan bir Hayalet olarak, onun böyle bir şeyi bilinçli yapacağını pek düşünemem. Bulunduğu ortamda tanıdığı tanımadığı herkese aynı içtenlikle davrandığını, figüranına, çay servisi yapanına kadar herkesle sohbet edip ayrılırken de herkesle tek tek el sıkışıp vedalaştığını gözlerimle gördüm.
Ama öte yanda Türkiye’de son yıllarda bir vefasızlıktır, bir ‘kolay unutuverme’dir gidiyor.. “Sanat dünyası çok vefasız” diyorlar ya, sadece sanat dünyası değil, artık bizim dünyamız ‘toptan’ vefasız.. Başarılı, zengin, şöhretli, güçlü, yani bir şekilde iyi ve

Yazının Devamı

KÜRK YASAK DA ÇANTA NEDEN DEĞiL?

4 Şubat 2012

Kışın dondurucu soğukları tüm ülkeyi etkisi altına aldı ya, her kış geldiğinde olduğu gibi ‘gerçek kürk’ giyenlere de dergi ve gazete köşelerinden veryansın başladı. Gün geçmiyor ki bir kürklü fotoğrafın yanında ‘hayvan hakları’ndan, ‘kürkü için öldürülen’ hayvanlardan ve bunu teşvik etmekten söz edilmesin

İyi, güzel, hoş, ben de bir hayvanseverim, üstelik en baba hayvanseverden daha çok koştururum onlar için, bu nedenle kürk giyilmesine ben de karşı çıkarım doğal olarak... Ama öte yandan hep dilimin ucunda ama yazamadım bir türlü; bu ‘kürk giyene’ kızan ve tefe koyanlar ellerindeki çantalara, ayaklarındaki ayakkabılara hiç bakıyorlar mı acaba? Gözleri ilişiyor mu hiç?

Sentetik kullanın!
Çoğu Louis Vuitton, Gucci, Dior gibi ünlü markaların veya herhangi bir markanın deri çantalarını, ayakkabılarını, cüzdanlarını keyifle (ve hatta ünlü markaysa gururla) kullanıyorlar... Arabalarında yumuşak deri koltuklara kuruluyorlar... Peki bunlar neden yapılıyor, ‘hayvan derisi’nden değil mi?
Hepsi ‘hayvanların derisi yüzülerek’ yapılıyor ve aslında bu tam bir vahşet şeklinde ortaya çıkıyor. Para kazanmak için hayvanlara toplu katliam yapılarak... Haydi bakalım, şimdi ben o ‘kürk’

Yazının Devamı

BiLMEM KAÇINCI EVLiLiKTE KINA GECESi OLUR MU?

1 Şubat 2012

Bir bakıyorsun boşanmış, bir sonraki karede tekrar evlenmiş, hop hop, daldan dala zıplıyor. Hele defalarca evlenip her seferinde ‘gelinlik giyenler’ tam komedi. Oldu olacak ‘kırmızı kuşağı’ da takın da tam olsun

Eski jenerasyonlarda sürüsüne bereket ‘ömür boyu evlilik’ var. Geçmiş kuşaklar “Evet” dedikleri eşlerini gerçek anlamda ‘hayat arkadaşı’ olarak benimsemiş ve ‘evlilik kurumunu’ ciddiye almışlar.
Bir de şimdiye bakın... Her Allah’ın günü yeni ‘boşanma haberleri’ duyuyoruz. Peki vaziyet neden böyle?
* “Evlen gitsin” kafası: Günümüzde evlilik ‘çocuk oyuncağı’ maşallah! Millet şıp diye evleniyor. Birbirini tanımak, enine boyuna düşünüp karar vermek, ‘aile kurma’yı ciddi bir mesele olarak görmek... Bunları koyduysan bul!
* Kazak değiştirir gibi!: Bazı tipler ‘zırt pırt’ eş değiştiriyor. Bir bakıyorsun boşanmış, bir sonraki karede tekrar evlenmiş, yine boşanmış, bir daha evlenmiş, hop hop, daldan dala zıplıyor. Hele defalarca evlenip her seferinde kına gecesi yapanlar, ‘gelinlik giyenler’ tam komedi! Oldu olacak ‘kırmızı kuşağı’ da takın her defasında!

Yüzükteki keramet ve metres starlar!
* “Evliden uzak durayım” yok!: Bir kısım ahlak yoksunları son yıllarda ‘evli

Yazının Devamı

ŞU ‘ORHAN PAMUK’ MEVZUU

28 Ocak 2012

Karolin Fişekçi’nin ‘Orhan Pamuk’la yaşadığı aşkın detaylarını’ konuşup durması gazete köşelerinden düş-müyor. İnsanın ‘şöhret için bir ünlüyü kullanması’, ülkemizde rastlanan ve işe de yarayan bir durum

Millet işle güçle kendini yormuyor artık, iyi malzeme olacak bir ünlüyü alıyorsun, elinden tutup çıkıyorsun, “Kavga ettiler, ayrıldılar, o onu dedi, bu bunu dedi” diye 3-5 kere haber oldun mu yırttın demektir! Hemen o dakika gelsin teklifler, sistem bu!

İhtar yerine teşekkür!
Yalnız... Konuyu yazanların hiç değinmediği, akıllarına gelmeyen bir nokta var, Hayalet’iniz olarak ben değinmeden geçemeyeceğim.
Kendisi de itiraf etmeli ki (eminim düşünmüştür) Karolin Fişekçi’nin bır bır konuşmasının Orhan Pamuk’a müthiş bir yararı olmadı değil. ‘Ermeni iddialarının inkarını suç sayan yasa tasarısı’ Fransa’da kabul edilip Türkiye-Fransa arasında büyük krize neden olurken, normal şartlarda Pamuk da bu konuda; ‘Türkiye aleyhindeki açıklamalarıyla’ hatırlanacak, daha önce topladığı tepkiler tekrarlanacaktı.
Ama bu pek kızılan Karolin Fişekçi tam zamanında Pamuk’la ilgili öyle bir gündem yarattı ki, sözde ‘soykırımı inkar yasası’nı Pamuk’a sormak ya da onun Ermeni olaylarıyla

Yazının Devamı

CEM YILMAZ EVLENiYOR DiYE DEPRESYONDAYIM!

25 Ocak 2012

Bu olay, erkeklerin tüm emekleri ve yaşanmışlığı bir kalemde nasıl silip yollarına devam edebildiğini bir kez daha gösterdi

Cem Yılmaz’ın evlilik meselesi beni bilinçaltımda ciddi bir depresyona sürükledi dostlar! “Sana n’oluyor adama mı aşıksın?” diyeceksiniz. Alakası yok. Geçen gece ‘rüyamda’, Cem Yılmaz’ın en yakın kankası rolündeydim! Aramızdaki konuşmanın özeti şöyleydi: “Bak Cemo, Cansu sana senelerini verdi, kızcağızın nasıl yıkılacağını düşünebiliyor musun? Nasıl oldu da bunca zaman büyük aşk yaşadığın kadından vazgeçtiğin anda başkasına aşık olabildin? Aklım almıyor..”

Arkadaşı olması kötü
Şimdi ortada evliliğe giden bir ilişki yaşandığından kimseye söyleyecek bir şey düşmez tabii ama Cansu Dere’nin hayal kırıklığını düşünmekten kendimi alamıyorum. Bir de gelin hanımla arkadaşlarmış! Bir insan için ‘yıkımın yıkımı’ bu işte!
Benim de hayatımda büyük yeri olan bir aşkım var, adını taşıdığım dövmeyi ayrıldıktan sonra dahi sildirmeyi düşünmedim, o dövme bana ‘aşk’ın gerçekten var olduğunu hatırlatıyor. Bir arada olsak da olmasak da, hayatlarımıza başkaları girse de benim için unutulmaz olan tek kıymetli adam her zaman odur. Çat diye, hem de bir arkadaşımla

Yazının Devamı