PuCCa’nın ikinci günlüğünü bazen katıla katıla dakikalarca gülerek, bazen aklıma yaşadığım kötü anıları getirdiği için ağlayarak ama her yeni sayfada onu kendime daha da yakın hissederek okudum
Onunla ‘tek ortak yanımızın’ aynı gazetede yazmak olduğunu sanıyordum. İkinci kitabı ‘Ve Geri Kalan Her şey’i az önce bitirip içinde kendime dair milyonlarca detay bulana kadar... Kitabın sonundaki “Eski sevgililerime ithafen... Allah hepinizin belasını versin...” notuna defalarca gülüp içimin yağları eriyerek bakana, kendi yaşadıklarımın intikamını onun satırlarıyla almışım gibi ona büyük bir sevgi duyana kadar.
PuCCa’nın blogu bir fenomene dönüştüğünde, ilk kitabı ‘Küçük Aptalın Büyük Dünyası’yla ortalığı inlettiğinde, Twitter’da çok ünlü isimler kadar takipçisi olduğunda onu henüz hiç okumamıştım. Bende popüler olan şeylere karşı bir önyargı var, sürüyü takip etmeye başkaldırı babında! İkinci kitabı karşıma çıktığındaysa merakıma daha fazla direnmedim, aldım. Bir tek geceleri okumaya vaktim olduğu için, kaç gecedir uyku yüzü görmedim yeminle.
PuCCa’nın ikinci günlüğünü bazen katıla katıla dakikalarca gülerek, bazen aklıma yaşadığım kötü anıları getirdiği için ağlayarak ama her
‘Kadın istismarı ve çocuklarla gençlerin gelişimine zarar verme’ gerekçesiyle kanallara uyarı cezası verene kadar bu ülkedeki gerçek ‘kadın ve çocuk istismarlarına, aile içi şiddete’ bir çözüm getirsinler
RTÜK altı sanatçının ‘pornografik(!) kliplerini’ yayınlayan kanallara uyarı cezası verince hepsini pür dikkat izledim nerede bu ‘gençliği yoldan çıkaracak pornografik görüntüler’ diye.
* Murat Boz’un ‘Geri Dönüş Olsa’ klibinde uzaktan çekilmiş bir öpüşme sahnesi var. Şarkının sözleriyle bütünleşince o kadar duygusal ve romantik bir sahne ki burada porno unsuru gören gözlere inanamadım!
Gerçi Boz’u üzerine çuval giydirip tek başına çekseniz yine kadınlara pornografik gelir ama ona da yapacak bir şey yok, adam inanılmaz seksi, Allah’ın takdiri! O zaman Boz’u toptan yasaklamak lazım geliyor!
* Ziynet Sali’nin ‘Bize Yeter’inde kamerayla cilveleştiği sahneye pornografik demek komik olur zira ‘kameraya oynamak ve cilve yapmak’ şov işinin en önemli parçasıdır! Haa o sahneler yabancı bir klipten araklama olduğu için uyarı veriyorlarsa ona diyecek bir şey yok tabii. Artık bu kötü alışkanlığı iyice abarttılar çünkü!
* Bengü dekolteyi dozunda kullanan sanatçılardan biri. ‘Saat
‘Yaklaştıkça’ oyununda Nilperi Şahinkaya’nın ağlama sahneleri bence striptiz sahnelerinin önüne geçer, o kadar iyi yani. Murat Han’sa gerçekten sahnede en az sinemadaki başarıyı göstereceğini kanıtlıyor
Arkadaşlar inan olsun giderken iyi bir oyun bekliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum doğrusu. Tiyatro İstanbul ve Gencay Gürün her zaman ‘izlenecek’ oyun çıkarır ve giderek daha da popüler hale geldi o başka, ama ben bu oyundaki sanatçıların ‘tiyatro performansını’ merak ediyordum asıl. Zira özellikle ikisi, Murat Han ve Nilperi Şahinkaya merak edilmeyecek gibi değil. Murat Han’ı sadece sinemada (birazcık da dizide) izledim ki; Zülfü Livaneli’nin ‘Mutluluk’ filminde çok başarılıydı, sonunda Altın Portakal’ı da kaptı zaten. Nilperi Şahinkaya’yıysa ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisinin ‘Mesude’si olarak biliyorum, yeni ve genç bir oyuncu olmasına rağmen başarılı.
“Bakalım tiyatroda aynı performansa sahipler mi?” diyerek, gayet de eleştirel gözle bakmaya niyetli olarak gittim. Ve alkışlar! İkisi de iyi ki bu teklifi kabul etmişler, süper doğal, süper yetenekli tiyatrocularmış. Nilperi’nin ağlama sahneleri bence striptiz sahnelerinin önüne geçer, o kadar iyi yani. Murat Han’sa
Etrafta hâlâ ‘Nuri Alço karakterini’ aratmayan manyaklar var. Herkes yediğine içtiğine dikkat etsin! Bu anne milleti bize en absürd gelen konularda bile eninde sonunda haklı çıkıyor. En iyisi ananızı dinleyin!
Gece gezmelerine başladığım ilk günden beri annemin arkamdan sıraladığı cümle dizisi hiç değişmedi. “Kızım yanında kimler olduğuna dikkat et, tanımadığın kişilerle aynı grupta bulunma, maazallah içkine bir şey atarlar!” Bu sözler size de tanıdık geliyor mu? Annemin bu dediklerine hep güler “Nuri Alço’nun gazoz dönemi bitti artık, devir değişti. Ne içkisi, ne hapı?” diye hafife alırdım. Ama Allah şahidim olsun ki bir arkadaşımın başına gelenlerden sonra annemin en ‘gerçekleşmesi imkansız’ bulduğum cümlesini bile kulağıma küpe yapacağım.
Arkadaşım İstanbul’un en popüler kulüplerinden birinde arkadaşlarıyla eğlenirken; gruba ‘tanımadığı biri’ katılıyor ve yaklaşıp kendisiyle muhabbet etmeye çalışıyor. Devamını aynen şöyle anlattı: “Çocuğa yüz vermedim, orada sadece bir kadeh içki içtim ve o içkiden sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde ertesi gün olmuştu, evimdeydim ve bir çok eşyam çalınmıştı.”
Annenin sözünü dinle!
Arkadaşım işin peşini bırakmadı,
Bakın iyi müzisyen denilince akla gelen isimlerden olan Murat Evgin ne diyor... “İnsanlar para kazanmanın yolunun sansasyondan geçtiğine inanıyor. Ünlü olmaktan kafayı sıyırmış olanlar akla hayale gelmeyecek şeyler yapıyorlar. Artık efendi adamlar işsiz kalıyor.”
Sansasyonlarla, polemiklerle, her tür rezaletle hiç tanınmıyorken bir anda gündeme oturan, iş ve para sahibi olan, asıl başarıyı ve şöhreti hak edenleri bu şekilde sollayıp geçenleri ben de yazılarımda zaman zaman didikliyorum. (Bunda tabii bu ucuz yöntemleri benimseyip onları parlatanların da büyük rolü var.) Haliyle Murat Evgin’e hak vermemek mümkün değil!
Evgin’in söyledikleri aklıma genç bir şarkıcı arkadaşıma verilen tavsiyeleri getirdi. “Sadece şarkılarınla bir yere gelemezsin, mutlaka magazine malzeme vermelisin” diyenlere şaşırıyordu ama bunu diyenler de haklı çıktı, maalesef “sansasyonsuz kimseye iş yok” artık!
‘BİR KADIN BİR ERKEĞİN’ EN GERÇEK HALİ..
Kanatları kopasıca Victoria Secret melekleri, Ece Gürsel’in dövmeleri, İvana Sert’in dans şovu, Aşkın Nur Yengi’nin kendine güveni ve daha fazlası...
* Şahin Irmak’a “Dizi yapmayı düşünüyor musunuz?” diye sormuşlar. Bence o değil yapımcılar düşünsün! Ne kadar başarılı bir oyuncu olduğunu ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’da fazlasıyla gösterdi. Ekipteki diğer isimler de aynı şekilde... Hatta keşke birkaç sene daha devam etseydi program; tekrarlarını bile izlemeye doyum olmuyor. Şahin Irmak bir süre komedi oynamak istemiyormuş. Dramada onu hiç izlemedik, merakım fena uyandı doğrusu!
* Cengiz Semercioğlu çok doğru söylemiş; bu Victoria’s Secret melekleri yılbaşı gecemizin canına okuyor! 12’ye giresim gelmiyor anasını satayım; biliyorum ki yine herkes tutturacak defileyi izlemek için! Ben şahsen bu sene yeni yıla bu ‘kanatları kopasıca’ meleklerle girmemek için savaştım, kanalı değiştirdim, ekranın önüne gerilerek kendimi siper ettim, izlemek isteyen çoğunluktan çok tepki aldım ama umurumda değil!
Eurovision işi hâlâ muamma!
* TRT Eurovision için ortada dolaşan isimlerle değil başka birileriyle görüşüyormuş. Eh hacker tutup anketlerde kendini liste başı gösterenlere iyi cevap
* Herkesi dost sanma, kazığı yersin sonra... Herkes senin kadar iyi niyetli olmayabilir, insanlara temkinli yaklaşmazsan elinde kazığınla tek kare kalırsın!
* Ne kadar duygusuzsan o kadar güçlüsün! Duygusallığa ve kırılganlığa yer yok artık. Kalbin nasır tuttukça ve vurdum- duymaz oldukça güçlenirsin.
* İlahi adalet fazla bekletmez! Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmıyor arkadaşlar. Sana kötülük yapana verilecek en büyük ceza ‘Allah’a havale etmek’tir.
* Tükürdüğünü yalamaktansa dilini tutmak daha iyidir! Anlık gazlarla ağzına geleni söylemek, insanı daha sonra pişman ediyor. İçinden saydırmak en iyisi!
* Şans çalışana güler... Fırsatlar evde otururken ayağına gelmez. Herkes kendi şansını emeğiyle yaratır.
* Aşk, film sahnelerinden ibarettir. Ne yazık ki bunun gerçek olduğuna kalıbımı basıyorum! Sen büyük bir aşk yaşadığını zannederken, karşındaki çoğu zaman egosunu tatmin etmekle meşguldür!
Bize ne, kime ne adamın geçmişindeki kasetinden, özelinden. Biz sanatıyla, yeteneğiyle ilgileniyoruz ve adam zirveye çıkmış, bu ne kıskançlıktır, ne kindir! Bu dedikoducu tiplerin evine çekilip battaniyesini dizine örteceği gün ne zaman gelecek?
Daha yeni yazdım ama tekrar yazılmayacak gibi değil. Genç ve başarılı bir oyuncuya yapılanlar mide bulandıracak kıvama geldi! “Yok buzdağının altında ne varmış da, Erkan Özerman’ın elinde Kıvanç’ın bantları varmış da birilerine gösterilmiş de, zamanı gelince magazin dünyası sarsılacakmış da.” Hay o buzdağları kafanıza düşsün!
Bize ne, kime ne adamın geçmişindeki kasetinden, özelinden. Biz sanatıyla, yeteneğiyle ilgileniyoruz ve adam zirveye çıkmış, bu ne kıskançlıktır, ne kindir! Bu dedikoducu tiplerin evine çekilip battaniyesini dizine örteceği gün ne zaman gelecek? Bu kafalara artık geçit vermeyeceğiz anlasınlar!
Beğenmedİm...
* Yıllar önce Tarkan röportaj sırasında “Çişim geldi” dedi diye kıyamet kopmuştu! Oysa şimdi millet çiş yaparken fotoğrafını yayınlıyor! Doğuş’un çişini yaparken çektirip Twitter’a koyduğu fotoğraf ar damarının çatladığının resmi belgesidir! İşlerini yapmak yerine bu şekilde saçma sapan ortaya