‘Yılın Enleri’ ödül töreninden ilham alarak ‘Hayalet’in Enleri’ diye bir liste hazırladım. Bakın neleri seçtim...
Galatasaray Üniversitesi’nde bu yıl altıncısı düzenlenen ‘Yılın Enleri’ ödül töreninde ‘Yılın En İyi Dizisi’ ‘Kuzey Güney’ seçildi. Aynı zamanda ‘En İyi Erkek Dizi Oyuncusu’ da seçilen Kıvanç Tatlı(m)tuğ, dizinin ödülünü Rıza Kocaoğlu’yla birlikte aldı. “Acaba bana göre yılın dizisi hangisi?” diye düşünmeye başladım (‘Kuzey Güney’in yanına ‘Fatmagül’ü ekledim!) ve sonra bu gazla ben de bir ‘Hayalet’in enleri’ listesi yapmaya karar verdim!
Beni en çok güldüren olay: Magazinciler fotoğrafını çekerken bir vatandaşın “Niye bu izdiham? Alt tarafı Cem Yılmaz” tepkisine Cem Yılmaz’ın verdiği, “Üst tarafı da” cevabı.
En komik film: ‘İyi Olan Kazansın/This is War’. Reese Witherspoon’un iki süper hoş adamla oynadığı filmi geçen gün size de tavsiye ettim. Gerçekten çok eğlenceli! Bu arada filmin başrolündeki iki yakışıklıyı paylaşamadığımız için kardeşim Kuki’yle ufak çapta bir ‘iyi olan kazansın’ savaşına girdik!
En komik magazin olayı: Gülben Ergen’in ‘şahdamarım mısın?’ mesajı. Daha çok taze olmasına rağmen ‘şahdamarım’ lafı lügatımıza girdi. Geçen gün ‘sen
Beren Saat bugüne kadar sevgilileriyle görünmeyi tercih etmezken neden Cem Yılmaz’ın düğününe bütün kameraların üzerine döneceğini bile bile erkek arkadaşıyla el ele gitti? Beren’in kafasında ne değişti?
Az önce izlediğim bir magazin programında Arto; “Kenan çapkın da Beren çok mu uslu” diyordu. Beren Saat uslu mu yaramaz mı bilemeyiz ama bir gerçek var ki o da yıllardır kendini magazinden saklayan Beren Saat’in şu andaki özel hayatıyla kendini magazin dünyasının tam ortasına bırakmış olduğudur. Üstelik ‘erkek tarafından’ sık sık yapılan açıklamalar da cabası!
Kenan Doğulu’yla birlikte olmaya başladığı gibi magazin dünyasında Beren’in özel hayatı ‘sakız gibi çekiştirilmeye’ başlandı. Merak ediyorum şimdi, madem şu anki gibi ‘gündemin ortasında olmaya itirazı yoktu da‘; o zaman bugüne kadar neden hep kaçtı, hep gizemli ve özelini kendine saklayan kadını oynadı. Magazin muhabirlerinin sorularına cevap vermek yerine gülümseyerek sessiz kaldı ve hakkında konuşulmasına yol açacak ilişkilerden uzak durdu?
Beren kabuk değiştiriyor
Neden sevgilileriyle görünmeyi tercih etmezken Cem Yılmaz’ın düğününe bütün kameraların üzerine döneceğini bile bile erkek arkadaşıyla el ele
Nihat Doğan; sen Müjdat Gezen gibi bir dev sanatçının adını anarken bile yüz kere düşüneceksin! Şimdiye kadarki saçmalıklarına güldük geçtik diye iyice zıvanadan çıktın! Gezen’in bu ülkeye kattıklarını saymaya senin ömrün yetmez!
“Nihat Doğan’ı ciddiye alıyor musunuz?” diye sorsam hep bir ağızdan vereceğiniz cevabı adım gibi biliyorum! Ama kendini fazlasıyla ciddiye alan ve önemli bir ‘sanatçı’ sanan o haliyle, yaptığı birbirinden garip açıklamalarla ve tavırlarıyla bugüne kadar hepimizi çok eğlendirdiği de bir gerçek, Ajdar’ın bir başka versiyonu...
Bugünse işler çığrından çıkmış durumda! Zira Türkiye’nin en büyük sanatçılarından olan ve varını yoğunu yeni sanatçılar yetiştirmeye harcayıp, hayatını eğitime adayan, onlarca okul, sanat merkezi, huzurevi açan Müjdat Gezen için söyledikleri bende tellerin kopmasına sebep oldu! İnanın onun utanmadan söylediklerini ben size aktarmaya utanıyorum!
Cahil cesaretinden çok öte!
“Adam 50 yıldır darbukayla ayı oynatmaktan başka şey yapmamış. Ne verdiniz bu insanlara? Ölüp gittiğinizde ne söyleyecekler? Bu insanlar sizi neyle anacak? Güzel ayı oynatarak bu milleti oynatıp sistem tarafından kendilerinden olduğu için büyük sanatçı
Şarkıcı Yonca Evcimik, “İmkan verilse Madonna gibi olurdum” diyor. Onun bu açıklamasınakatılıyorum çünkü Türkiye’de sanatçılar sahipsiz
Yonca Evcimik ‘Abone’ şarkısı ve danslarıyla hayatımıza girdiğinde arkadaşlarla toplanıp, onun taytlarını, takılarını, kostümlerini taklit ederek ‘Abone dansı’ yapmak en büyük eğlencemizdi. Türk popunu dansla tanıştırdı, kendine has şarkıları, büyük dans grubu ve başarılı koreografileriyle bir döneme damgasını vurdu. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen şimdi internetten kliplerini açıp izleseniz hepsi sanki ‘yeni çekilmiş gibi’ modern ve Avrupayi. İşte Türk popunun bu önemli figürü demiş ki: “Beni Madonna’nın sahnesine koyun onu hiç aratmam.”
Aynı imkanlar bizde olsa
Bu cümleyi, röportajın başlığında görünce eminim gülenler bile oldu. Oysa söylediklerinde onu çok haklı buluyorum. “Madonna’ya verilen imkan bize verilse her şey farklı olurdu, ekibiyle bir ay çalışayım fark göremezsiniz” diyor. Gerçekten de Türkiye’de şarkıcıların işi çok zor. Şu anda birkaç ‘star mertebesine erişmiş’ sanatçı hariç, müzik şirketleri sanatçıların yanında durmuyor. Sıfır destek ve maddi zorluklarla herkes kendi yağıyla kavrulmaya, hayatını koyduğu
Geçmişten günümüze aklınıza gelen bütün Türkçe pop hitlerin çalındığı ‘Sess’e girdiğinizde çıkmak istemiyorsunuz. Gittiğim gece DJ Can Parlak şarkılarıyla resmen Sess’i yerinden oynattı
Ben eğlenirken Türkçe müzik duymak istiyorum arkadaş, çok şükür son dönemde ardı ardına Türkçe çalan kulüpler açılıyor. Aralık ayında Nişantaşı’nda kapılarını açan ‘Sess’e ancak Şubat’ta ayak bastım.
Bir kere basınca orada kalıyor zaten ayak, hiç çıkmak istemiyor! Geçmişten günümüze aklınıza gelen bütün Türkçe pop hitlerini dinledikçe bir coşuyor ki millet sormayın gitsin! Ben gittiğimde DJ Can Parlak çalıyordu ve seçtiği şarkılarla resmen Sess’i yerinden oynattı. Salı geceleriyse yine ‘coşturma garantili’ bir isim, Serhan Sokulgan DJ kabininde oluyor.
Levent Dörter yükselişte
Sess’in hemen karşısındaki Melon 24’te perşembe akşamları genç popçu Levent Dörter sahnede. Oraya da gittim tabii! Hangi radyoyu açsam ‘Aşka Saygımdan’ şarkısıyla karşıma çıkan Dörter’in sahnesi de şarkıları kadar keyifli ve eğlenceli.
Bunu da göreceğim varmış!
Geçenlerde katıldığım doğum günü partisinde, doğum günü kızının sevgilisi ona bir sürpriz hazırlamıştı ki, ancak ‘milyonda bir erkek’ yapar! Müzik,
İstanbul’un keyfini turistler bizden çok çıkarıyor. Biz hep aynı yerlerde takılıp kalıyoruz. Arkadaşlarla karar verdik artık her hafta İstanbul’da hiç gitmediğimiz bir mekan keşfedeceğiz
Uzunca bir süre ev-iş-spor üçgeninde yaşayan Hayalet’iniz bu kez son derece sosyal bir hafta sonuyla karşınızda arkadaşlar. Eee yaşadıklarımı gördüklerimi de sizle paylaşmasam olmaz tabii! Cuma akşamı Pera Palas’ın birkaç adım ilerisindeki ‘Da Vittoria’ restorana gittik birkaç arkadaş.
Ortak aldığımız kararla her hafta İstanbul’da hiç gitmediğimiz bir restoranı keşfedeceğiz. Şu güzel ve zengin İstanbul’umuzun keyfini turistler bizden çok çıkarıyor valla, biz de hep aynı yerlerde takılıp kalıyoruz. İlk durağımız ‘Da Vittoria’ oldu böylece. Tam bir sevimli İtalyan restoranı, yemekler güzel, servis iyi, cam kenarına denk geldinizse sokağı seyretmek harika...
Çıkınca hemen karşısındaki ‘Good Mood’a girdik. Yemek servisleri de varmış ama biz gittiğimizde bar mood’una geçmişti. Ufak ama çok keyifli bir mekan, kalabalık ama sıkış tepiş değil, yabancı pop çalıyor, kokteylleri denemelisiniz. “Biraz takılır eve döneriz, derken bir anda eski günlerimizi yad etmeye başladık. Gece
Henüz onları yan yana görmedik ama bence çok uyumlu bir çift oldular. Yeni gündemimiz ‘Beren ve Kenan aşkı’ herkese hayırlı olsun!
Açıkçası Beren Saat ve Kenan Doğulu’nun birlikte olduğu haberleri ilk çıktığında ben bu aşka hiç ihtimal vermemiştim. Özel hayatını her zaman gözlerden uzak ve sessiz sedasız yaşamayı tercih eden, sadece işiyle anılmayı seven, attığı adımlara dikkat eden Beren Saat’in kendini ‘magazinin odak noktası durumuna getirecek bir ilişki’ yaşamaktan uzak tutacağını düşündüm. Ama aşk bu işte, ne zaman, kime aşık olacağınızı seçemiyorsunuz!
Henüz onları yan yana görmedik ama bence çok uyumlu bir çift oldular. Zira Türk popunun en büyük yıldızlarından Kenan Doğulu da bunca yıldır aşklarını hep ‘kendine özel’ yaşamayı ve birçoğunun aksine özel hayatını ‘reklam malzemesi’ olarak kullanmamayı seçmiş bir sanatçı. İkisi de mütevazı ve tatlı, ikisi de çok başarılı, ikisi de çok seviliyor, ikisi de mutlu olmayı hak ediyor... Eee, daha ne olsun, ‘tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş’ diye buna derim! Çok kısa zamandır birlikte olmalarına rağmen ‘evlenecekler’ dedikoduları başladı. İçime doğuyor, valla bence de evlenecekler. Yeni gündemimiz ‘Beren ve Kenan aşkı’
Yeni bir yaşa başlamak çok heyecanlı ve hayaller kurup, dilekler tutup, mumlar üfleyerek girilmeli. Bu arada genelde pek haz etmediğim Facebook ve Twitter da doğum günümde pek bir hoşuma gidiyor!
Gözlerimi açtığımda odam balonlar, çiçekler, hediyeler ve en önemlisi annem, babam ve kardeşim Kuki’nin benim için yazdığı doğum günü kartlarıyla doluydu. Bundan daha güzel bir ‘yeni yaşa uyanış’ olabilir mi? Biz ailecek birbirimizin doğum günlerine çok önem veririz. Doğum günü olan kişi diğerleri tarafından gün boyunca şımarıklığın zirvesine çıkarılır, yeni yaşına mutlu girmesi için elden gelen yapılır. En sevdiğim özelliklerimizden biri bu!
Bizim aksimize etrafımda doğum gününü hiç kutlamayan, pasta kesip dilek dilemeyi bile istemeyen arkadaşlarım var. İşte bunu hiç anlamıyorum. Yeni bir yaşa başlamak çok heyecanlı ve hayaller kurup, dilekler tutup, mumlar üfleyerek girilmeli. Bu arada genelde pek haz etmediğim Facebook ve Twitter da doğum günümde pek bir hoşuma gidiyor! Bütün bir gün boyunca hiç durmadan kutlama ve sevgi mesajları almak ayaklarımı yerden kesti.
Akaretler Corvus’ta harika bir yemek
Akşam ailem ve yakınlarımla doğum günü yemeğine gittik. Akaretler’deki