Gözler neyi görür, neyi özler

28 Nisan 2012

OZANKÖY
Birkaç gece önce idi. Yatak odasının ışığını kapattım ve o anda dünya kapkaranlık oldu. Sanki ışığı kapamamıştım da kör olmuştum. Normalde, ışık sönük olduğunda, sokak lambasından gelen şavk odayı biraz aydınlatır. Hiçbir şey görmüyordum.
İçimde küçük bir panik kıpırdandı. Bir yere çarpmamaya çalışarak, yavaş yavaş bahçe penceresine yürüdüm ve dışarı baktım. Ağaçların siluetini hayal meyal seçebiliyordum. Rahatladım.
Tesadüfen, düğmeye dokunduğum an, bölgede elektrikler kesilmiş olmalıydı. Gökyüzü kapalı ve aysız olduğu için oda karanlığa bürünmüştü. Yatağa girdim ve düşündüm. Ya gerçekten kör olmuş olsaydım? Yaşamaya devam edebilir miydim?
Gözler en mucizevi, en esrarengiz uzvumuzdur.
İnsanın kendi vücudunda dokunamayacağı tek yer gözleridir.
Bu da çok gizemlidir: Devamlı güneşe bakamayacağınız gibi sürekli birisinin gözlerine de bakamazsınız.

Yazının Devamı

Seks manyaklarına kötü haber

27 Nisan 2012

Eğer seks manyağı iseniz yakında hasta sayılabilirsiniz. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin hazırlamakta olduğu Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nın (kısa adıyla DSM) elden geçirilmiş yeni sayısı gelecek yıl yayımlanacak.
Yeni baskıda, diğerlerinde olmayan bazı insanlık halleri hastalık olarak görülecek.
Aşırı seks düşkünlüğü veya DSM editörlerinin verdiği adla Hiperseksüel Bozukluk, büyük bir olasılıkla bunlardan biri olacak.
Eğer:
(1) En az altı ay, alışılmadık yoğunlukta cinsel arzu duymuşsanız veya,
(2) Stres veya can sıkıntısına tepki olarak seks yapmaya haddinden fazla zaman harcamışsanız ve bunu,
(3) Sosyal hayatınıza ve işinize müdahale etmesine rağmen ve,

Yazının Devamı

Bir Kıbrıslı Türk’ün Tanrı’ya yakarışı

26 Nisan 2012

GİRNE

Kıbrıslı Türk olmanın hem çok hoş hem çok korkunç yönleri var. Hoş olan -ki yazının konusu bu değil- dünya çapında sayısı birkaç yüz bini geçmeyen, kendine has bir hayat görüşü, dili, espri algılaması, yemekleri, gelenekleri olan bir topluma ait olmaktır. Akdeniz’in en güzel yerlerinden birinde yaşamak, temiz bir hava solumak, yaz kış altın bir güneşte ısınmaktır.

Korkunç olan yeteneksiz, ufuksuz, kokuşmuş bir siyasi sistemin esiri olmaktır. Dar kafalı, hırsız, cahil, iş bilmez politikacılar yüzünden nesli tükenmek üzere bir canlı türü haline gelmektir. Yaşam alanlarını, doğasını kaybetmektir.

KKTC’de, forslu bir veya birkaç bakana veya milletvekiline kıyak yapan devletin elinden istediği toprak parçasını kopartıp üzerine istediğini inşa edebilir.

Gizli saklı olmasına da gerek yok. Kaynağı belli olmayan servet sahibi politikacılar cennetidir KKTC.

Son örnek kimliği, bilançosu, statüsü, ilişkileri ve amacı şeffaf olmayan bir İsviçre şirketine adanın en güzel ve bakir yerlerinden biri olan Büyükkonuk yakınlarında 36 adet dev tanktan oluşan bir tank çiftliği kurması için arazi tahsis edilmesidir.

Türkiye olsa Göçek’e muadil bir yer, dersem belki daha iyi anlaşılır.

Yazının Devamı

Biz burada, siz orada

25 Nisan 2012

Lefkoşa

Geçen cuma, Lefkoşa’nın Rum tarafında oturan bir arkadaşımın adresine, adıma, taahhütlü posta ihbarı geldi. Ledra Sokağı’na bakan surun üzerindeki postaneye gittim.

Kâğıdı bankodaki Rum’a verdim. Homurdanarak gitti ve elinde küçük bir paketle geri döndü.

“Kimliğinizi görebilir miyim?”

Kıbrıs Türk kimliğini çıkartıp verdim.

“Bunu kabul etmeyiz,” dedi. “Başka bir kimliğiniz yok mu? Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği?”

Başka kimlik yok, dedim.

“O zaman paketi size veremem.”

Yazının Devamı

Beyaz irislere bir böcek musallat oldu

21 Nisan 2012

Kırmızı siyah bir böcek. Çömelip bakınca iki tip olduğunu görüyorum. Birinin sırtında, yukarıdan aşağıya üç çizgi var: Kırmızı, siyah, kırmızı.
Diğeri, kırmızı siyah kare ve üçgenlerden bir desen taşıyor. Doğanın ressamlığı ve kusursuz zevki her zaman hayranlık uyandırıyor. Her bir yaratık daha güzel olamayacak kadar güzel.
Bahçede ilk defa rastlıyorum bu böceklere.
Herhalde içlerinden biri keşfe çıktı, buralardan geçerken irisleri gördü, tadına baktı, ve bağırmaya başladı: Koşun, koşun, iyi kalpli bir amca iris ekti, zehir de kullanmıyor, koşun, ziyafet var!
Tomurcukların suyunu emiyorlar. Açılan çiçeklerin içine doluşup solduruncaya kadar yiyorlar. Çiçeğin kusursuz güzelliğini bozuyorlar.
Bu da benim hoşuma gitmiyor.
Dün onları ellerimle temizlemeye çalışırken irislere gerilmiş örümcek ağları gördüm. Ağlardan birinde siyah kırmızı iki böcek debeleniyordu. Birinin üzerinde küçük bir örümcek vardı.

Yazının Devamı

Enerji Bakanlığı’ndan hata dolu bir not

20 Nisan 2012

Dünkü yazımda Çin’de ne Üçüncü Nesil faal reaktör var ne de ihraç edecek ileri reaktör teknolojisi diye yazdım.
Enerji Bakanlığı tersini iddia ediyor.
Bakanlıktan aldığım imzasız ve kaynaksız bir nota(*) göre Çin iki Üçüncü Nesil nükleer reaktör modeline sahip: CAP-1400 ve ACPR-1000.
Bu modellerin “Fikri mülkiyet hakları tamamen Çin’e aittir ve güvenlik açısından uluslararası standartları tamamen karşılamaktadır. 2013 yılına kadar yerli ve dış pazarda ACPR-1000’lerin kurulumuna başlanacağı öngörülmektedir.”
Araştırmalarım daha değişik bir resim ortaya koydu:
CAP 1400 bu ay başında temeli atılan bir tesiste teste tabi tutulacak, Westinghouse’un AP 1000 tasarımından esinlenmiş bir modeldir. Test sonuçları gelecek yıl alınacak. Çin’de ilk CAP 1400 inşaatı bundan sonra başlayacak.
ACPR-1000 ise Fransız AREVA’dan satın alan bir reaktör modelin Çinlileştirilmiş şeklidir. CAP-1400 üzerinde yapılan çalışmaların da gelecek yıl içinde tamamlanması bekleniyor.

Yazının Devamı

Nükleer Çin’de olsa gidip alınız, varsa tabii

19 Nisan 2012

Çin’den yeni dönen Enerji Bakanı Taner Yıldız nükleer santral satın alma konusunda müzakere başlatmak üzere Pekin’e bir heyet yolluyor.
Bakanlıktan aldığım bilgiye göre Müsteşar Metin Kilci başkanlığında bir heyet 21 Nisan’da beş günlük bir ziyaret için Çin başkentine uçacak. Kilci’nin en önemli gündem maddesi Sinop’ta kurulması planlanan ikinci nükleer santral.
Taner’e göre Çin’in üçüncü nesil denenmiş ve yapılmış santralları var. Finansman koşulları uygun olursa, yani Çin proje için gerekli paranın tamamını kendi kaynaklarından sağlarsa, bu iş olabilir.
Buraya kadar her şey açık. Bundan sonra muamma başlıyor. Çin’de bol para olduğu, finansman konusunda bir sorun olmayacağı kesin. Ama Çin’de ne üçüncü nesil reaktör var ne de ihraç edecek üçüncü nesil reaktör teknolojisi.
Ne oluyor?
Çin nükleer enerjide dünyanın en aktif ülkelerinden biridir.(*) On dört nükleer santrala sahiptir, yapım halinde 25 santralı var.
Bittiklerinde dünyanın en modern santralları arasında yer alacak, planlama aşamasında, birçok projesi var.

Yazının Devamı

Ortadoğu’da başrolü bize vermezler

18 Nisan 2012

Bir devletin savaş ilan edebilmesi bir liselinin kız arkadaşını yemeğe davet etmesine benzer: Cebinde para lazım.
Türkiye Suriye’ye savaş ilan edemez çünkü ekonomisi böyle bir macerayı finanse edecek güce sahip değil.
Türk askerleri hududu geçer, ekonomi kısa sürede tepetaklak olur. On yıldır büyük gayretlerle sağlanan ilerleme, denge ve kredibilite zayıflar. 2001 krizinden önceki yüksek enflasyon, yüksek bütçe açığı, dengesiz döviz, popülist harcamalar günlerine geri dönülür.
Buna ek, eskiden olmayan bir tehlike var: Hükümetin daha da otoriterleşmesi.
Türkiye tek başına hududu geçip Esad’ı yola getiremez.
Güç lafta değil ekonomidedir. Ekonomi, her ne kadar geçtiğimiz on yılda usturuplu bir biçimde büyüdü ise de, kırılgan olmaya devam ediyor.
Türkiye büyümesini finanse edecek iç tasarrufa sahip değil. Yüksek faizi cazibe olarak kullanarak dışarında kredi sağlamak durumunda. Bu krediler kısa vadelidir ve ilk gürültü patırtıda, arkasında bir kriz bırakarak, kaçma eğilimine girecektir. Bu konuda acı deneyimlerimiz var.

Yazının Devamı