İncirlik sancısı

19 Kasım 1997

Melih AŞIK

Birleşik Arap Emirlikleri'nin en popüler gazetesi olan "El Khaleej" de yayınlanan aşağıdaki karikatürü, Dubai'deki dostumuz Ali Eskiocak göndermiş. Karikatürde Mesut Yılmaz Amerikan uçaklarını sırtında taşıyor... Kolayca anlaşılacağı gibi, Araplar bu çizgilerle İncirlik'le ilgili rahatsızlıklarını dile getiriyor...
Okurumuz Eskiocak yolladığı notta;
- Arap dünyası aleyhimizde çok büyük propaganda yapıyor, diyor, lütfen büyüklerimiz bunu biraz dikkate alsın, Arapları ihmal etmesin...Karikatür boşa basmıyor aslında... Türkiye'nin Körfez olayındaki hüzün verici durumunu gösteriyor...
ABD'nin Irak'a direkt müdahalesine, Irak'tan en büyük tehdidi gören Kuveyt bile bugün açıkça karşı çıkıyor. Clinton, İngiltere dışında hiçbir ülkeden açık destek bulamıyor. Gelin görün ki, son Körfez krizinden 20 milyar dolar zararla çıkmış olup yeni bir krizden en büyük zararı görecek olan Türkiye bu konudaki itirazını açıkça ve yüksek sesle dile getiremiyor. İncirlik'i kullandırmayacağını açıklayamıyor. Çünkü kendi çıkarı doğrultusunda davranacak gücü yok... Her konuda eli ABD'ye mahkum. Atatürk Türkiye'sini o yüzden artık yarı ABD uydusu Araplar bile alaya alıyor... Ankara'nın Washington'a

Yazının Devamı

Sükutu hayalet

18 Kasım 1997

Melih AŞIK

Van Valisi ve Vanspor Kulüp Başkanı Abdülkadir Sarı pazar günkü olaylı maçtan sonra Tansuvari konuştu:
- Sükutu hayalete uğradım...Kamuoyu da Vali'nin şahsıyla ilgili olarak aynı duygular içinde. Sayın Vali geçen hafta Fenerbahçe maçından sonra:
- Hakemlerin bu tavırları devam ederse ben de Valilik vasfımı bir kenara bırakır seyirciyi sahaya dökerim, demişti...
Dediği oldu. Faydası olmadı. Muhtemelen cezalar gelecek... Vanspor'un ikinci küme yolculuğu hızlanacak.
Hakemlere gelince...
Hakem müessesesi iki yıl önce Ahmet Güvener'in başkanlığında en parlak dönemini yaşıyordu. Bir kulüp başkanı ortaya çıktı "hakemleri himayeme alıyorum" diye onları baskı altına aldı. Hakem müessesesi iki yıl içinde çöktü... O kulüp başkanının artık hakemlerden şikayeti yok. Diğer bütün takımların var. Kulüplerin ve seyircinin hakemlere, hakemlerin de kendilerine güveni kalmayınca doğru - yanlış her düdük itirazlara ve giderek isyanlara yol açıyor. Futbolun tadı tuzu kaçmış bulunuyor. Bakalım daha neler olacak?

Yazının Devamı

Telekom'a devam...

16 Kasım 1997

Melih AŞIK

Telekom'daki trilyonluk yolsuzlukla ilgili, Kamu - Sen Genel Başkanı Resul Akay'la söyleşimizin ikinci ve son bölümünü sunuyoruz;
-Şimdiye kadar anlattıklarınızdan Posta İdaresi ve Telekom yöneticilerinin bazı firmalara, bu arada da kendilerine köşeyi döndürdükleri anlaşılıyor. Bu iddialarınızı güçlendirecek başkaca bilgi - belge veya emareler var mı?- Mahkemenin bu kişilere yurtdışına çıkış yasağı koyması ve sanıkların mal varlıklarındaki aşırı artışın nedenlerini bir türlü açıklayamamaları bir tarafa... Duruşmalar sırasında gözlenen bir ilginç olay daha var ki, bu da çok şeyi açıklıyor. Her duruşmada salonun kapısını tutmuş, foto muhabirlerinin ve kameramanların görüntü almasını engellemeye çalışan tipler görüyoruz. Birkaç kez de tartıştığımız bu kişilerin kimler olduğunu araştırdık, bu yolsuzluk olayında köşeyi dönmüş firmaların adamları olduğunu gördük.
- Öyle anlaşılıyor ki, skandalın sanıkları bayağı zor durumda...- Maalesef pek de zor durumda değiller. Çünkü yapılan tüm bu yolsuzluklar zaman aşımına uğramış. Dolayısıyla sanıklar yolsuzluktan, devleti trilyonlarca lira zarara sokmaktan değil, mal varlıklarındaki bu akıl almaz artışın sebeplerini açıklayamamaktan,

Yazının Devamı

Talih gülemedi...

15 Kasım 1997

Melih AŞIK

Konuşurken çok inandırıcı olabilen, teatral yeteneklere sahip bir kişilikti Gülay Aslıtürk... Bu haliyle 4 yıl boyunca kendisiyle ilgili pek çok söylentiyi halının altına süpürmeyi becerdi. Ancak yaptığı evliliği aynı halının altına gizleyemedi. Evlendiği kişi Turgut Özal döneminde hayali ihracattan büyük paralar vurmuş, ancak sabırla alçak profil vererek kendini unutturmayı başarmış bir isimdi. Evlilikle birlikte halıların altındaki tozlar ortaya savruldu. Medya maziyi yakaladı... Mutlu bir evlilik mutsuz sonun başlangıcı oldu. Gülay Aslıtürk gitti (veya kaçtı) ama mesele bitti mi? Gülay Hanım'ı son aylarda çok yakından izleyen CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çaltı bakınız ne diyor:
"ANAP, Aslıtürk'ün bugüne kadar işlediği bütün suçlardan, usulsüzlük ve hukuk dışı uygulamalarından birinci derecede sorumludur...Mesut Yılmaz'ın yakın akrabası olan Şişli ANAP İlçe Başkanı'na ve bütün ANAP yöneticilerine sormak istiyoruz:- Kaçak inşaatlardan toplanan paralarla ANAP Şişli İlçe Binası satın alınırken neredeydiniz?..- Çağlayan'dan Kasımpaşa'ya inen otoban üzeri 3100 metrekare arsa, 13 milyar gibi komik bir rakam karşılığında ANAP'lı Mustafa Duran'a satılırken neredeydiniz?..-

Yazının Devamı

Çek bir `pişkeş...'

14 Kasım 1997

Melih AŞIK

"...İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, 4 trilyonluk arsayı Kombassan'a 300 milyar liraya peşkeş çekti...""...Kamu kuruluşları özelleştirme adı altında peşkeş çekiliyor..." vs...
"Peşkeş" sözcüğü bugünlerde sıkça ağza alınır oldu... Genellikle devletin malını bedavadan başkasına sunma anlamında kullanılıyor...
Peki bu sözcük nereden geliyor?
Profesör Ahmet Mumcu sorumuza yanıt verme nezaketinde bulunuyor:
- Peşkeş, Farsça "pişkeş" sözcüğünden geliyor... Ve "hediye" anlamı taşıyor... Peşkeş; Osmanlı kamu hukukunda üst düzeyde bir devlet memuruna verilen "yasal hediye" dir, "rüşvet" değildir... Sözgelimi.. bir büyük vezir, bir adamın işini hallettiğinde buna karşılık "pişkeş" alır.. Bu yasaldır ve belli hadleri vardır. Bunun üstü "rüşvet"e girer...
- Peşkeş neden yasallaşmış?..- Osmanlı devletinde yeniçeriler dışında hiç bir memur, maaş almazdı... Devlet onlara bir "tımar", yani bir toprak parçası verirdi. Yaşadığı sürece onun gelirinden yararlanırdı. Ama toprağın ekilip biçilmesi, ürünün satılması süreci içinde sürekli bir para akışı sağlamıyordu. İşte bu sürekliliğin olmayışı nedeniyle pişkeş "yasallık" kazandı...

Yazının Devamı

Etme Hamidiye...

13 Kasım 1997

Melih AŞIK

Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe geçen 10 Kasım'da diyor ki:
- İçim kan ağlaya ağlaya törenlere katıldım. Hak düzeni gelinceye kadar bu törenlere mecburen katılacağız...Konuşmasından dolayı 1 yıl hapis cezasına çarptırılıyor.
Bu yıl 10 Kasım'da diyor ki:
- Atatürk'ün en büyük hatırası Cumhuriyet'tir. Ömrümde Atatürk aleyhinde hiç konuşmadım. Konuşanları da kınarım.. Ayıp bulurum...Başkan'ın bir yıl arayla söylediklerine bakıp;
- Ne vals be!.. demeye kalmıyor...
Bu defa 10 Kasım töreninde vals yaparken fotoğrafları yayınlanıyor...
Necmettin Erbakan'dan Şevket Kazan'a pek çok RP yöneticisinin tavrı da aynı. Biraz sıkıştılar mı, son Kanal 7 olayında olduğu gibi, hangi yalana sığınacaklarını bilemiyorlar. Fırdöndü gibi dönüyorlar.

Yazının Devamı

İstifa nedeni!..

12 Kasım 1997

Melih AŞIK

DSP'den istifa ederek CHP'ye geçen İzmir milletvekili Veli Aksoy'a dün Meclis kulisinde arkadaşımız sordu:
- Partinizden niye istifa ettiniz Sayın Aksoy?- Valla, o kadar çok sebep var ki.. hangi birini anlatayım...
Veli Aksoy, "İki tanesini anlatın, yeter" yanıtını alınca anlatmaya başladı:
- Birgün, kuliste oturuyordum ki, Hüsamettin Özkan yanıma geldi, "Yahu sen ne yapmışsın?" diye sordu. "Ne yapmışım ki?.." diye karşılık verince, "Sen" dedi, "geçen gün Genel Kurul salonunda Deniz Baykal'ın konuşmasını alkışlamışsın. Bir DSP'li nasıl olur da bir CHP'liyi alkışlar?.." Kendisine Sayın Baykal'ı sözkonusu o konuşmasında laiklik üzerinde çok güzel şeyler söylediği için alkışladığımı anlattım. Beni, "İnşallah bu olayı Bülent Bey'le Rahşan Hanım duymazlar" diyerek tehdit etti... Bir başka gün bütçe üzerinde DSP adına konuşmak istediğimi söylemek üzere Hüsamettin Özkan'a gittim. Çünkü kendisi Grup Başkan Vekilimizdi. Bana, "Arkadaş, sen yine hata yapmaya devam ediyorsun" dedi. Hatamın ne olduğunu sordum; "Kuliste sık sık CHP'li milletvekilleriyle oturup sohbet ediyorsun, bu hareketin genç milletvekilleri için kötü örnek teşkil ediyor" yanıtını verdi. Bu olaydan birkaç gün

Yazının Devamı

Tarih üçkağıdı

11 Kasım 1997

Melih AŞIK

İnternet'te "Osmanlı İmparatorluğu" bahsini açıp bu konuya ilişkin dosya başlıklarını gözden geçirirken görüyoruz ki... Bu bölgede en çok "Ermeni Soykırımı"na ilişkin dosya vardır. Birileri "Osmanlı" bahsini Ermeni soykırımıyla doldurmuştur. Bu dosyalardan birini açıyoruz. Karşımıza şu cümle çıkıyor:
"La genocide Armenien est une premiere etape vers la turquification de l' Anatolie et la creation d'un etat national Turc dont l'accomplissement sera l'oevre de Mustafa Kemal..."Tercümesi:
"Ermeni soykırımı, Anadolu'nun Türkleştirilmesi ve Türk Milli Devleti yaratmaya yönelik bir ilk adım olup tamamlanması Mustafa Kemal'in eseri olacaktır..."Hinoğlu hinler Osmanlı dönemini ilgilendiren bir olayı zoraki yorumla Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Mustafa Kemal'e bağlamış, bugüne uzanan bir düşmanlığa malzeme yaratmışlardır. Belli ki genç Ermeni nesli bu tür zorlama düşmanlıkla besleniyor. Kinlendiriliyor...
Aynı oyun İslamcı kesim üzerinde de oynanıyor. Saptırma bir tarih yorumuyla; Osmanlı İmparatorluğu çok parlak bir durumdaymış da, Atatürk bu imparatorluğu yıkmış, yerine Batılıların keyfi doğrultusunda laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş, havası yaratılıyor. Gençlere böyle bir

Yazının Devamı