Melih AŞIK
"...İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan,
4 trilyonluk arsayı Kombassan'a 300 milyar liraya peşkeş çekti..."
"...Kamu kuruluşları özelleştirme adı altında peşkeş çekiliyor..." vs...
"Peşkeş" sözcüğü bugünlerde sıkça ağza alınır oldu... Genellikle devletin malını bedavadan başkasına sunma anlamında kullanılıyor...
Peki bu sözcük nereden geliyor?
Profesör
Ahmet Mumcu sorumuza yanıt verme nezaketinde bulunuyor:
- Peşkeş, Farsça
"pişkeş" sözcüğünden geliyor... Ve
"hediye" anlamı taşıyor... Peşkeş; Osmanlı kamu hukukunda üst düzeyde bir devlet memuruna verilen "yasal hediye" dir, "rüşvet" değildir... Sözgelimi.. bir büyük vezir, bir adamın işini hallettiğinde buna karşılık "pişkeş" alır.. Bu yasaldır ve belli hadleri vardır. Bunun üstü "rüşvet"e girer...
- Peşkeş neden yasallaşmış?..
- Osmanlı devletinde yeniçeriler dışında hiç bir memur, maaş almazdı... Devlet onlara bir
"tımar", yani bir toprak parçası verirdi. Yaşadığı sürece onun gelirinden yararlanırdı. Ama toprağın ekilip biçilmesi, ürünün satılması süreci içinde sürekli bir para akışı sağlamıyordu. İşte bu sürekliliğin olmayışı nedeniyle pişkeş
"yasallık" kazandı...
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Rahmi Koç'un;
"Gerekirse bir yıl kar etmeyiz" şeklindeki sözlerinin yanlış anlaşıldığını Holding'in Başkanvekili
Suna Kıraç gibi yetkili isimler ısrarla tekrarlıyor. Profesör
Türkel Minibaş gibi iktisatçılar özel sektörün kar maksimizasyonuna dönük çalışmak zorunda bulunduğunu, aksinin eşyanın tabiatına aykırı olduğunu hatırlatıyor.
Bülent Eczacıbaşı gibi işadamları
"Piyasa ekonomisinde kimsenin zarar etmeye hakkı olmadığını" vurguluyor.
Bütün bunlara rağmen konu hala tartışılıyor.
Bu konuda Profesör
Esfender Korkmaz'ın verdiği bir örnek var ki.. Galiba pratik olarak meseleyi en açık biçimde ortaya bu örnek koyuyor. Prof.
Korkmaz diyor ki:
- Diyelim ki Koç Holding fiyat arttırmadı. Arçelik, buzdolabı fiyatını sabit tuttu. Arçelik, diğer buzdolaplarına oranla daha ucuz kaldığı için talep artacak, kuyruk oluşacak, bayiler bu markayı el altından diğer buzdolaplarıyla aynı fiyata satacaktır...
Sanırız bu açıklama tartışmaya noktayı koyuyor... Ezcümle... Enflasyon özel sektörün gönlünden kopan fedakarlıkla çözülmez... Her kesimin fedakarlığını hükümet politikası belirler. O kesimler bu politikaya uymaya zorlanır.
Hükümetin tutarlı bir anti - enflasyonist politikasının olmayışı tuhaf arayışlar ve abes tartışmalara yol açıyor. Mesele sanırız bundan ibaret...
Fotoğrafı görünce gözlerimize inanamadık... İzmir deyince ilk akla gelen güzellik olan Kordonboyu'nu toprakla doldurmuşlar... İzmir'i iptal etmişler... Her İzmirli'nin imbat rüzgarını soluduğu, akşam vakti dinlendiği, ilk gençlik heyecanlarını yaşadığı, sevgilisiyle birlikte kenti paylaştığı, hayallerini palmiyelerle süslediği Kordonboyu yokolmuş... Peki bu nasıl olmuş?..
Bu kent cinayetine engel olmak için soylu bir çaba vermiş olan
"İzmir Çevre Hareketi" avukatlarından
Senih Özay:
- Belediye Başkanı Burhan Özfatura
hukuku hiçe sayarak, mimarların, şehir plancılarının ve İzmir'i sevenlerin seslerine kulaklarını tıkayarak 7 - 8 ay içinde gerçekleştirdi bu işi, diyor...
Şehir Plancıları, Mimarlar Odası, çevre örgütleri karşı çıkmış bu akıl almaz hoyratlığa... Ama
Yaşar Kemal'e
"kıçıkırık roman yazarı" diyecek kadar edebiyattan, sanattan ve dünyadan habersiz bir adamın elinden kurtaramamışlar Kordon'u... Her belediyede Başkan'la uzlaşıp avanta paylaşımına katılan muhalefet partilerinin Meclis üyeleri İzmir'de de aynı tavrı göstermiş.. Pasif kalmışlar... Basın da gereken duyarlığı göstermemiş... Hatta basın içinden bu cinayete arka çıkan kimi yazarlar da Özfatura'ya destek olmuş. Elbirliğiyle cinayeti işlemişler:
- Özfatura'
nın en büyük destekçisi Süleyman Demirel
oldu, diyor Senih Özay;
Cumhurbaşkanı bu projeye açıkça destek verdi. Çeşme - İzmir otoyolunu inşa eden Bayındır Holding, Körfez'i içten kateden bir otoyol öngörüyordu. Demirel,
bu projeyi sanıyoruz içli dışlı olduğu Bayındır Holding'in etkisiyle destekledi...
Peki Kordonboyu'nda hayatlarının güzel günlerini yaşamış olan İzmir halkı kentin yeşil gözleri toprakla doldurulurken ne tepki göstermiş?
- Halk daha fazla destek verebilirdi, diyor
Senih Özay; ama umduğumuz ölçüde bir halk hareketi oluşmadı...
Bu arada garip bir durum doğmuş... Kordon'da doldurulan bölümün ön ve arka kısmı SİT alanı ilan edildiği için otoyol projesinin önü ve arkası kesilmiş. Doldurulan bölüm, doldurulduğuyla kalmış... Şimdi ne olacak, Kimse bilmiyor... Avukat
Senih Özay:
- Mücadeleye devam ediyoruz, diyor,
sonunda Özfatura'
yı o toprakları tırnaklarıyla kazıp geri taşımak zorunda bırakacağız...
İzmir'i savunan şehircileri, mimarları, avukatları, çevrecileri kutluyoruz... Bu cinayete tepki göstermeyen duyarsız İzmirlilere ise herhalde çocukları, torunları birşeyler söyleyecektir...
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr