Bilgi Üniversitesi, internet üzerinde
"yüksek lisans" eğitimine başlıyor. İlk aşamada 300 öğrenciyle
"işletme" (MBA) yüksek lisans programı başlatılacak... Okula gitmek yok. Yollarda vakit harcamak yok... Üniversite mezunu kişi evinde veya işyerinde bilgisayar üzerinde dersleri izleyecek, sadece finallerde okula giderek
"master" derecesi elde edebilecek... Programı YÖK onaylamış. Okula devam eden öğrenciyle internet üzerinden mezun olan öğrenciye aynı statüyü tanımış.
      Konuyla ilgili meraklı sorular önceki gün Bilgi Üniversitesi'nde yanıtlandı:
     Â
- Bu tarz eğitimle "sınıf"
taki katılım ve başarı oranını yakalamak mümkün mü?
     Â- Sınıf ortamından daha yoÄŸun bir etkileÅŸim ve baÅŸarı amaçlandı. Öğrenciler 50'ÅŸer kiÅŸilik sanal sınıflarda birbirleriyle ve hocalarla iletiÅŸim imkanı bulacak. Bu tarz eÄŸitimin bir avantajı da, ders notlarını sürekli güncelleÅŸtirebilme olanağı...
     Â
- Öğrencinin başarı düzeyi nasıl saptanacak?      - Yüzde 50 oranında internetteki egzersiz ve projelerle.. Yüzde 50 de dönem sonları üniversitede
"yüzyüze" yapılacak finallerde..
      - Öğrenci internet başında
"kopya" çekerse?
      -
"Gerçek başarı"yı saptayabilmek için şöyle bir önlem alındı: Başarı notunun yüzde 50'sini getirecek olan
"yüzyüze" finalde
"yüzde 70" başarı gerekiyor.
     Â
- Katılım ücreti ne? Katılacak erkek öğrenci askerliği tecil ettirebilecek mi?       - 3 dönemlik tüm öğrenimin bedeli 10 bin 800 dolar. Diğer lisans üstü programlardan hiç farkı olmadığı için askerlik tecili de mümkün.
      Bu tür programlar Avrupa ve ABD'de mevcut. Bilgi Üniversitesi Türkiye'de bir "ilk"i gerçekleştiriyor.
Basın da kovar...
      Yerli ya da yabancı, değişmiyor... Türkiye'de veya bir başka ülkede farketmiyor... Bir teknik direktör eğer işinden ayrıldıysa bizim spor sayfalarında başlık şöyle atılıyor:
     Â
"Falanca teknik direktör kovuldu!"      Son olarak...
Arif'in takımı Real Sociedad'ın teknik direktörü
Javier Clemente de kovulmuÅŸ!
      Spor basınımız nedense teknik direktör söz konusu olunca derhal vahşileşiyor. Onu kovdurmaktan özel bir zevk alıyor!
      Gelelim bir meslek anısına...
      50'li yıllar... Fransa'da okumuş, birkaç dil bilen kültürlü delikanlı gazeteciliğe merak sarmış... Ankara'ya dönüşünde Rüzgarlı Sokak'ta bir gazetede işe başlamış... Ancak patron ne para veriyor, ne çalışanlara insan gibi muamele ediyor.. Aradan bir ay geçmiş geçmemiş... Kafasını atan delikanlı istifa mektubunu yazıp patronun odasına damlamış:
     Â
- Bu kağıt ne?       - İstifa mektubu efendim, görevimden istifa ediyorum.
      Patron ilk kez karşılaştığı bu durum karşısında şaşkına dönmüş... Gürlemiş:
     Â
- Neee! İstifa ha! Ben kovmadan, kendi kendine (!) istifa ha! Kovdum lan seni! İttir git şimdi bakayım karşımdan! Kampüs yağması
      Bursa Uludağ Üniversitesi kampüsü içine Holiday İnn Oteli.. Konya Üniversitesine Hilton Oteli... Eskişehir Osmangazi Üniversitesi kampüsüne Carrefour... Üniversite kampüslerinde bir rant furyasıdır gidiyor...
      Bir mektup da Eskişehir Anadolu Üniversitesinden geliyor...
      Mektubu kaleme alan öğretim üyesi T.B diyor ki:
      - Bizim Yunus Emre Kampüsüne de Migros mağazası açıldı. Ruhsatı var mı? Bu izin karşılığında Üniversite ne gibi kazanç sağlıyor? Bu sorular yerel basında sık sık soruldu. Ancak cevap alınamadı...
      Kamu arazisi özel şirketlerin hizmetine sunuluyor.. Ancak arazinin hangi koşullarda sunulduğu konusunda halka bilgi verilmiyor...
      YÖK Başkanı
Kemal Gürüz'e soralım...
     Â
- Neyi gizliyorsunuz? Niye gizliyorsunuz?Yazar farkı
      Cumhuriyet yazarı
Deniz Som otobüs durağında Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Nail Güreli ile karşılaşmış... Yağmur çiseliyormuş.
Deniz sormuÅŸ:
     Â
- N'oluyor Nail abi...      - Hiç, demiş
Nail Abi, kimileri villalarda oturup yatlara lüks ciplere binsin diye bizim gibiler de durakta belediye otobüsü bekliyor...
      Bu kadar...
Cihan Demirci'den LAFORÄ°ZMA
      Af beklentisi gerginliğe dönüştü...
      "Kader" kurbanlarının arasına "Amca" kurbanları da eklenir mi dersiniz?..
Åžans karesi
      İzmir'e bölgesel yayın yapan Kanal 1 televizyonunda "Şans Karesi" programını izleyen okurumuz aktarıyor:
      "Canlı yayına telefonla Balçova'dan katılan
Sema Yıldız isimli yarışmacı soruyu bilince bir hediye zarfı seçtirildi. Sunucu sordu.
      - Kilonuz nasıl?
      Yarışmacı yanıtladı:
      - Çok zayıfım.
      Sunucu biraz durakladı ve armağanı müjdeledi:
      - Pırıltı Zayıflama Merkezi'nden 1 haftalık zayıflama kürü kazandınız..."
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr