<#comment>#comment>Paris’te yaşayan gazeteci dostumuzla telefonda cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuşurken lise öğrencisi çocukları içeriden bizi gırgıra alıyor;
- Baba Melih Amca’ya şunu sorsana, bunu sorsana diye birtakım bilmeceler sıralıyor... Biz bilemedikçe basıyorlar kahkahayı yenisine geçiyorlar... Şimdi o bilmeceleri sizlere aktaralım, hep beraber neşemizi bulalım...
- Eyfel Kulesi’nden düşen adamın saçları yere 5 dakika sonra ulaşmış, neden?
- Çünkü saç dökülmesini yavaşlatan şampuan kullanıyormuş...
- En bulaşıcı hastalık aşktır, neden?
- Çünkü iki kişiyi aynı anda yatağa düşürür...
- Fransada Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanan iki turlu sistemin aynen genel seçimlerde de uygulandığını sanıyoruz. Yanlış... Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura en çok oy alan iki aday kalıyor. Milletvekili seçiminde ise seçim bölgesine kayıtlı seçmenlerin yüzde 12.5 kadar oy alan her aday ikinci tura kalabilir. Bu sayı 3 de olabilir, 5 de olabilir. Sistem küçük partilere parlamento şansı veriyor... Ama Le Pen gibi demokrasi düşmanlarının dışlanmasına olanak tanıyor. Fransadaki seçimden alınacak "en önemli dersi" ise görmezden geliyoruz... Bu da sosyalist Jospinin kaybedince çekilmesidir... Fransa cumhurbaşkanlığı seçimi birden "ders alma" güdülerimizi tetikledi. Ne var ki bilgi yanlış olunca çıkarılan ders de ters oluyor. Siyasetçi Ercan Karakaş bir "yanlış ders"e dikkati çekiyor: Samimi olmayı vaat edebilirim, tarafsız olmayı asla. Fransa kültürü Geçen çarşamba gecesi CNBC - e kanalında "Seremoni" adlı bir film izledik. Ünlü yönetmen Claude Chabrolün bu filminde bir burjuva ailesine hizmetçi olarak alınan Sophienin "okuma yazma bilmemesi" çoğu kişiye çok şaşırtıcı geldi. Oysa eser gerçek bir olaydan yola çıkmıştı. Fransada okuma yazma bilmeyenlerin (illetre) oranı ne
<#comment>#comment>Fransa cumhurbaşkanlığı seçimi birden "ders alma" güdülerimizi tetikledi. Ne var ki bilgi yanlış olunca çıkarılan ders de ters oluyor. Siyasetçi Ercan Karakaş bir "yanlış ders"e dikkati çekiyor:
- Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanan iki turlu sistemin aynen genel seçimlerde de uygulandığını sanıyoruz. Yanlış...
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura en çok oy alan iki aday kalıyor.
Milletvekili seçiminde ise seçim bölgesine kayıtlı seçmenlerin yüzde 12.5 kadar oy alan her aday ikinci tura kalabilir. Bu sayı 3 de olabilir, 5 de olabilir. Sistem küçük partilere parlamento şansı veriyor... Ama Le Pen gibi demokrasi düşmanlarının dışlanmasına olanak tanıyor.
Fransa’daki seçimden alınacak "en önemli dersi" ise görmezden geliyoruz... Bu da sosyalist Jospin’in kaybedince çekilmesidir...
- Görev yaptığım Türkiye Büyükelçiliğinde Türk bayrağı dalgalanıyordu. Türk toprağından Türkiyeye geldim, demiş.Cuma namazını Sakaryada kılacağını Yavuz Donata açıklamış.Türk, Bayrak, Kuran, Namaz, Toprak, Vatan, Millet, Sakarya...Bunlar klasik sağ politikanın klasik motifleri... Bayrağı, ezanı, Kuranı tehlikedeymiş gibi gösterip sonra sahip çıkıyormuş gibi yaparak halkı hassas yerinden avlamak. Oyu halktan alıp hizmeti para babasına sunmak.Menderes, Demirel, Özal, Çiller, Yılmaz çizgisi de tam buydu...Ülkeye ve halka gerçekten hizmet etmeye niyetli isimlerin siyasete halktan yana somut programlar, ilkeler, kadrolarla girmesi beklenmez mi?Yeni slogan, yeni söylem, yeni bakışlar, yeni çözümler sahibi olan bir lider, vitrinine Kuran yerine bunları koymaz mı? Sayın Bayarın dağarcığında yeni ne var? Onu görmek için sabırsızlanıyoruz... Sağın ve demokrasinin yeni umudu M.Ali Bayar yurda ayak bastı. Siyasetin yeni ve uygar yüzlere ihtiyacı var. Bayar o umutla bekleniyordu. Kendisine havaalanında bayrağa sarılı Kuranı Kerim armağan edilmiş. Sayın Bayar, Kuranı defalarca öpmüş. Sizin için ithal diyorlar, sorusuna: İftira eşekarısına benzer, onu ilk vuruşta öldüremeyecekseniz, hiç
<#comment>#comment>Sağın ve demokrasinin yeni umudu M.Ali Bayar yurda ayak bastı. Siyasetin yeni ve uygar yüzlere ihtiyacı var. Bayar o umutla bekleniyordu. Kendisine havaalanında bayrağa sarılı Kuranı Kerim armağan edilmiş. Sayın Bayar, Kur’an’ı defalarca öpmüş. Sizin için ithal diyorlar, sorusuna:
- Görev yaptığım Türkiye Büyükelçiliği’nde Türk bayrağı dalgalanıyordu. Türk toprağından Türkiye’ye geldim, demiş.
Cuma namazını Sakarya’da kılacağını Yavuz Donat’a açıklamış.
Türk, Bayrak, Kur’an, Namaz, Toprak, Vatan, Millet, Sakarya...
Bunlar klasik sağ politikanın klasik motifleri... Bayrağı, ezanı, Kuran’ı tehlikedeymiş gibi gösterip sonra sahip çıkıyormuş gibi yaparak halkı hassas yerinden avlamak. Oyu halktan alıp hizmeti para babasına sunmak.
Menderes, Demirel, Özal, Çiller, Yılmaz çizgisi de tam buydu...
- Havaalanından otele kadar 20 dakikalık yolculuk boyunca otobüsümüz taşlandı, camları kırıldı. Oyuncularımızı uyutmamak için gece sabaha kadar otelin önünde davullar çalındı, megafonla anonslar yapıldı.- Gelelim maç gününe...- Soyunma odamızın çok tuhaf koktuğunu fark ettik. Daha sonra anladık ki, birileri, önceden gelerek içeriye zehirli tarım ilacı sıkmış. Enjektörle bu havadan örnek aldık, laboratuvarda tahlil ettireceğiz. Soyunma odalarının bulunduğu koridorda, birtakım kişiler futbolcularımıza odunlarla saldırdı. Ömer, Okan ve Moshoeu feci şekilde dayak yediler.- Ve maç başladı...- Ben maçı Şeref Tribününde, Vali beyin yakınında bir yerde izliyordum. Malatyaspor beraberlik golünü atınca bana ve takımıma küfürler edilmeye, üzerime maytaplar, birtakım cisimler yağmaya başladı. İş arkadan tekmelenmeme kadar vardı... Maç bitiminde bütün bu olanlardan şikâyet edince Vali beyin bana yanıtı aynen şu oldu: "Her statta olur böyle şeyler Sayın Başkan." Sonuç: Diğer manzaraları da katarsanız. Galiba ülkede futbol bitti inkıtalar oynanıyor... Bursaspor takımı geçen hafta Malatyaspor deplasmanına gitmişti. Hikâyesini aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı da olan Bursaspor Kulübü
<#comment>#comment>Bursaspor takımı geçen hafta Malatyaspor deplasmanına gitmişti. Hikâyesini aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı da olan Bursaspor Kulübü Başkanı Erdoğan Bilenser’ den dinliyoruz:
- Havaalanından otele kadar 20 dakikalık yolculuk boyunca otobüsümüz taşlandı, camları kırıldı. Oyuncularımızı uyutmamak için gece sabaha kadar otelin önünde davullar çalındı, megafonla anonslar yapıldı.
- Gelelim maç gününe...
- Soyunma odamızın çok tuhaf koktuğunu fark ettik. Daha sonra anladık ki, birileri, önceden gelerek içeriye zehirli tarım ilacı sıkmış. Enjektörle bu havadan örnek aldık, laboratuvarda tahlil ettireceğiz. Soyunma odalarının bulunduğu koridorda, birtakım kişiler futbolcularımıza odunlarla saldırdı. Ömer, Okan ve Moshoeu feci şekilde dayak yediler.
- Ve maç başladı...
- Ben maçı Şeref Tribünü’nde, Vali beyin yakınında bir yerde izliyordum. Malatyaspor beraberlik golünü atınca bana ve takımıma küfürler edilmeye, üzerime maytaplar, birtakım cisimler yağmaya başladı. İş arkadan tekmelenmeme kadar vardı... Maç bitiminde bütün bu olanlardan şikâyet edince Vali beyin bana yanıtı aynen şu oldu: "Her statta olur böyle şeyler Sayın Başkan."
- Sana ne yapabilirim Ali Çavuş, diye sormuş, benden ne istersin?- Daha ne isteyim Paşam, demiş Ali Çavuş, Cumhuriyeti kurdunuz. Siz Cumhurbaşkanı oldunuz, ben de Güllüceye muhtar oldum. Bundan daha büyük ne olabilir...Mustafa Kemal yanındaki yavere verdiği talimatla Ali Çavuşu Ankarada yapılacak 10uncu yıl törenlerine davet etmiş. Çankayada konuk etmiş. Misafirlerine de şöyle tanıtırmış:- Ali Çavuş benim emir çavuşum. İşte hayatımda benden hiçbir şey istemeyen tek adam. Ondan başka herkes benden bir şey istedi. Ama o hiçbir şey...Bu hoş öyküyü Arif Keskiner, "Çiçek Gibi" adlı kitabında anlatıyor. Askerliğini Güllüce köyünde öğretmen olarak yapan Arif, Ali Çavuşu tanıma mutluluğuna da erişmiş. Ali Çavuş Kurtuluş Savaşında Mustafa Kemalin emir çavuşluğunu yapmış. Savaştan sonra köyü Güllüceye dönmüş. Çifte çubuğa karışmış. 1932 yılında Atatürkün Bursaya Merinos fabrikasının temelini atmaya geleceğini duyan Ali Çavuş, kalkmış Paşasını görmek için Bursaya yollanmış... Fabrika sahasını çevreleyen askerler geçit vermemiş. İtiş kakış, bağırış çağırış derken olay Mustafa Kemalin dikkatini çekmiş. Bırakın gelsin, demiş. Ali Çavuş çıkmış Atanın karşısına. Mustafa Kemal birden tanımış Ali