- Havaalanından otele kadar 20 dakikalık yolculuk boyunca otobüsümüz taşlandı, camları kırıldı. Oyuncularımızı uyutmamak için gece sabaha kadar otelin önünde davullar çalındı, megafonla anonslar yapıldı.- Gelelim maç gününe...- Soyunma odamızın çok tuhaf koktuğunu fark ettik. Daha sonra anladık ki, birileri, önceden gelerek içeriye zehirli tarım ilacı sıkmış. Enjektörle bu havadan örnek aldık, laboratuvarda tahlil ettireceğiz. Soyunma odalarının bulunduğu koridorda, birtakım kişiler futbolcularımıza odunlarla saldırdı. Ömer, Okan ve Moshoeu feci şekilde dayak yediler.- Ve maç başladı...- Ben maçı Şeref Tribününde, Vali beyin yakınında bir yerde izliyordum. Malatyaspor beraberlik golünü atınca bana ve takımıma küfürler edilmeye, üzerime maytaplar, birtakım cisimler yağmaya başladı. İş arkadan tekmelenmeme kadar vardı... Maç bitiminde bütün bu olanlardan şikâyet edince Vali beyin bana yanıtı aynen şu oldu: "Her statta olur böyle şeyler Sayın Başkan." Sonuç: Diğer manzaraları da katarsanız. Galiba ülkede futbol bitti inkıtalar oynanıyor... Bursaspor takımı geçen hafta Malatyaspor deplasmanına gitmişti. Hikâyesini aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı da olan Bursaspor Kulübü Başkanı Erdoğan Bilenser den dinliyoruz: Hangi kuyruğa girerseniz girin, diğeri daha hızlı ilerler. Günün fıkrası... - Beni seçerseniz Almanya ve İtalyayı derhal topraklarımıza katarak, Fransayı dünyanın en büyük ve en güçlü ülkesi yapacağım.- Yaaa!.. Peki, bunu nasıl gerçekleştireceksiniz?- Çok kolay... Çünkü o iki ülke zaten bana miras kaldı; biri Hitlerden, diğeri de Mussoliniden!... Le Pen, ikinci tura bir gün kala bombayı patlatmış: Vietnamlı ve Japon... Bir bayram tatilinde Tokyoya giden Türk turist heyeti, aceleyle tarihi yerleri gezmiş. Peşinden koşar adım alışveriş merkezine gidilmiş. Orada başka Türk kafileler de var. Gezinti sırasında kafileler birbirine karışmaya başlamış. Dağılanları toplamak imkânsız hale gelmiş. Sonunda Japon tur rehperi isyan etmiş:- Lütfen toplu halde kalın, zaten hepiniz birbirinize benziyorsunuz, kim hangi kafileden anlayamıyoruz! Okurumuz Devrim Özdemir, dünkü sütunda "Vietnamlı" yazısını okuyunca, Japonyaya tatile giden bir yakınının anlattıklarını anımsamış... Sayıştay başı! - Kamu harcamalarında yolsuzluk sorununun en çok gündemde olduğu günümüzde yolsuzlukla mücadelede en önemli kamu organı olan Sayıştaya bir yıla yakın süredir Başkan seçiminin yapılamamasını ülke çıkarları açısından sakıncalı buluyoruz. Bu konuda koalisyonu oluşturan partileri ve Türkiye Büyük Millet Meclisini göreve çağırıyoruz... Sayıştay Başkanlığı geçen yıl haziran ayında Prof. Kamil Mutluerin emekli olması sonucu boşalmıştı. Başkanlık için 29 aday başvurdu. Bu adaylar Meclis Bütçe Plan Komisyonu tarafından 3e indirilecek, TBMM Genel Kurulu bu üç aday arasından birini Başkan seçecek... Ancak iktidar partileri aralarında anlaşıp bir aday saptayamadığı için başkanlık aylardır sürüncemede...İşin sürüncemede kalması bir bakıma iktidarın yolsuzluklar konusundaki hassasiyet derecesini de gösteriyor...Sayıştay Başkanlığına şu anda 6ncı Daire Başkanı Necip Pekçevik vekalet ediyor. TBMM Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş olayın bir başka kritik yanına işaret ediyor:- Biri hariç Sayıştayın tüm daire başkanları yakında emekli oluyor... Başkanlığa vekalet edecek daire başkanı da bulunamayabilir. Hükümet bu konuyu 15 - 20 gün içinde mutlaka çözmelidir...Devlet hizmeti partizanlıktan önce gelse tüm bu konular beş dakikada çözülür. Ama tersi olduğu için işler hep sürüncemede... Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş gönderdiği kısa açıklamada diyor ki: Hamburgerci McDonalds Türkiyede küçülme kararı almış. Türkiyede mideler küçüldü tabii... m.asik@milliyet.com.tr