Sezer’e övgü

3 Mayıs 2002


<#comment>İktidar ortakları Cumhurbaşkanı’yla daha ilk günden... Necdet Sezer liderlerin keyfine değil hukuka uyacağını belli ettiği andan itibaren kavga etmeye başladı. Her fırsatta da Cumhurbaşkanı’na saldırıyorlar. O yüzden İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen’in sözleri haber niteliği taşıyor. Cumhurbaşkanı Sezer’e Karadeniz’de refakat eden Yücelen, önceki gün Gazeteciler Cemiyeti yöneticilerini kabulünde izlenimlerini anlatırken dedi ki:
- Önceki yılarda Özal ve Demirel ile de gezilere katıldım... Alkışlayan kalabalıkların niteliğini iyi bilirim. Karadeniz’de Sezer’i alkışlayan kalabalıklar çok büyük ve çok içtendi. Siyasi liderleri kıskandıracak bir tablo gördük. Ayrıca Sayın Sezer’in Gürcistan ve Azerbaycan liderleriyle görüşürken uyguladığı ince diplomasi de takdire şayandı.

Beyin ve güzellik doğanın eseridir, karakter kendinizin eseri...


Yazının Devamı

TRTnin halleri!

2 Mayıs 2002

"Eskiden yöneticilerimiz ya parasını doğrudan kurumun kasasından öderler ya da reklam karşılığı giyim mağazalarıyla anlaşırlar, biz sunucu ve spikerler de ekrana çıkarken buralardan alınan giysileri giyerdik. Bu yıl yeni bir uygulama başlatıldı. Geçen gün bir yöneticimiz bizleri topladı, giyim işinize artık biz karışmıyoruz, bundan böyle mağazaları siz dolaşacak, kendi sponsorlarınızı kendiniz bulacaksınız, dedi. Önce şaka yapıyor zannettik, meğerse ciddiymiş. Düşünebiliyor musunuz, milyonların tanıdığı bir spiker ya da sunucu mağaza mağaza dolaşacak, kendine sponsor bulmaya çalışacak. Kimi kabul görecek kimi kapı dışarı edilecek... Tabii ki pek çok arkadaşımız buna yanaşmadı. Kabul edenlerin ise zaman zaman tatsız durumlarla karşılaştığını, refüze edildiklerini duyuyoruz. Böyle bir şey dünyanın neresinde görülmüş. Yöneticilerimizin bizi bu duruma düşürmeye ne hakları var? İhtiyaç fazlası en az 5000 kişi çalıştıran TRTnin spikerine giydirecek elbise alamayacak duruma düşmesi çok ilginç değil mi? Dostumuz TRTde spiker... Dün telefonda anlattığı olaya gelince... Bu iktidar hırsızı, katili, caniyi affeder. Yalnızca kendisine oy verenleri affetmez. Meclis Başkanı Ömer İzgi, "Bütün

Yazının Devamı

TRT’nin halleri!

2 Mayıs 2002


<#comment>Dostumuz TRT’de spiker... Dün telefonda anlattığı olaya gelince...
"Eskiden yöneticilerimiz ya parasını doğrudan kurumun kasasından öderler ya da reklam karşılığı giyim mağazalarıyla anlaşırlar, biz sunucu ve spikerler de ekrana çıkarken buralardan alınan giysileri giyerdik. Bu yıl yeni bir uygulama başlatıldı. Geçen gün bir yöneticimiz bizleri topladı, giyim işinize artık biz karışmıyoruz, bundan böyle mağazaları siz dolaşacak, kendi sponsorlarınızı kendiniz bulacaksınız, dedi. Önce şaka yapıyor zannettik, meğerse ciddiymiş. Düşünebiliyor musunuz, milyonların tanıdığı bir spiker ya da sunucu mağaza mağaza dolaşacak, kendine sponsor bulmaya çalışacak. Kimi kabul görecek kimi kapı dışarı edilecek... Tabii ki pek çok arkadaşımız buna yanaşmadı. Kabul edenlerin ise zaman zaman tatsız durumlarla karşılaştığını, refüze edildiklerini duyuyoruz. Böyle bir şey dünyanın neresinde görülmüş. Yöneticilerimizin bizi bu duruma düşürmeye ne hakları var?
İhtiyaç fazlası en az 5000 kişi çalıştıran TRT’nin spikerine giydirecek elbise alamayacak duruma düşmesi çok ilginç değil mi?

Bu iktidar hırsızı, katili, caniyi affeder.
Yalnızca kendisine oy verenleri

Yazının Devamı

Cüneytin vedası

1 Mayıs 2002

Adeta bir veda konuşması:"... Şimdi bizim neye ihtiyacımız var, biliyor musunuz arkadaşlar? Biz eskiden bu vatanı çok severdik. Biz eskiden bu ülke için canımızı verirdik. Şimdi şu sınır kapılarını aç, AB desin ki; "gel buraya"... Amerika desin ki; "gel buraya...", Türkiyenin yarısı boşalacak. Bize bu vatanı tekrar sevdirecek, bize tekrar bu vatan uğruna ölümü göze almamızı sağlayacak siyasetçiye ihtiyaç var. Bizim, iktidar olduğunda kocasının, oğlunun şaklabanlıklarını izleyeceğimiz, onu oradan nasıl götürürüm, bunu buradan nasıl götürürüm... Yalılardı, tesislerdi, zenginliklerdi, suiistimallerdi, bizim bunu tekrar yaşamaya ne ihtiyacımız var, ne halimiz, ne moralimiz var. Bu ülkeyi tekrar bize sevdirin... Benim siyasetçilere sözlerim buradan bunlar. Bu ülkeyi bize tekrar sevdirin..."Sevgili Cüneyt Canver, bu ülkeyi ona ve bizlere sevdirecek siyasetçileri göremeden gitti, bakalım geride kalanlar görebilecek mi? * Törenle dün toprağa verdiğimiz sevgili Cüneyt Canverin, 15 gün kadar önce Adanadaki Metro TVde yaptığı konuşmanın bir bölümünü aşağıda bulacaksınız... Göz göze bakan iki insan birbirinin gözlerini değil bakışlarını görür. Robert Bresson SDHP bu ay doğuyor... - O

Yazının Devamı

Cüneyt’in vedası

1 Mayıs 2002


<#comment>Törenle dün toprağa verdiğimiz sevgili Cüneyt Canver’in, 15 gün kadar önce Adana’daki Metro TV’de yaptığı konuşmanın bir bölümünü aşağıda bulacaksınız...
Adeta bir veda konuşması:
"... Şimdi bizim neye ihtiyacımız var, biliyor musunuz arkadaşlar? Biz eskiden bu vatanı çok severdik. Biz eskiden bu ülke için canımızı verirdik. Şimdi şu sınır kapılarını aç, AB desin ki; "gel buraya"... Amerika desin ki; "gel buraya...", Türkiye’nin yarısı boşalacak. Bize bu vatanı tekrar sevdirecek, bize tekrar bu vatan uğruna ölümü göze almamızı sağlayacak siyasetçiye ihtiyaç var. Bizim, iktidar olduğunda kocasının, oğlunun şaklabanlıklarını izleyeceğimiz, onu oradan nasıl götürürüm, bunu buradan nasıl götürürüm... Yalılardı, tesislerdi, zenginliklerdi, suiistimallerdi, bizim bunu tekrar yaşamaya ne ihtiyacımız var, ne halimiz, ne moralimiz var. Bu ülkeyi tekrar bize sevdirin... Benim siyasetçilere sözlerim buradan bunlar. Bu ülkeyi bize tekrar sevdirin..."
Sevgili Cüneyt Canver, bu ülkeyi ona ve bizlere sevdirecek siyasetçileri göremeden gitti, bakalım geride kalanlar görebilecek mi?

*Göz göze bakan iki insan birbirinin gözlerini değil bakışlarını

Yazının Devamı

Hiç umulmayan

30 Nisan 2002

12 Eylül sonrası yeniden kurulan parlamentonun en genç üyesiydi Cüneyt... Fikri Sağlar ve Ali İhsan Elginle birlikte kabına sığmaz bir üçlü oluşturmuşlardı. Kâh Güneydoğuda bir faili meçhulün soruşturmasında... Kâh bir yolsuzluk önergesiyle TBMM kürsüsünde... Meclise adeta milletvekilliği dersi vermişlerdi.SHPden ANAPa geçişini çok eleştirmiştik... Sonraları kendisi de beğenmedi yaptığını... Her zaman ANAPın da SHPnin de solunda oldu. Laikliğin, hukukun, demokrasinin ön sıradaki savunucuları arasında yer aldı. Varlığıyla insana yaşama sevinci aşılayan bu dostumuzu çok özleyeceğiz... Nur içinde yatsın... Yakınlarının, sevenlerinin, eşi Oya ve iki sevgili delikanlının başı sağ olsun... Hiç umulmayan anda, en umulmadık kişi ayrıldı aramızdan... Cüneyt Canveri ani bir beyin kanaması sonucu kaybettik... Avukat, milletvekili, köşe yazarı, televizyoncu, radyo yorumcusu... On marifetine ilaveten kıvrak bir zekâ, müthiş espri gücü... Dinmez bir yaşama coşkusu... Son olarak iki hafta kadar önce Çiçek Barda görüşmüştük. Sami Çölgeçen, fazla kilo aldığını, kendisine dikkat etmesi gerektiğini söylemişti. Bir zamanlar TBMMnin en genç üyesi diye anılan bu delikanlı artık 50sine gelmişti. Zaman

Yazının Devamı

Hiç umulmayan

30 Nisan 2002


<#comment>Hiç umulmayan anda, en umulmadık kişi ayrıldı aramızdan... Cüneyt Canver’i ani bir beyin kanaması sonucu kaybettik... Avukat, milletvekili, köşe yazarı, televizyoncu, radyo yorumcusu... On marifetine ilaveten kıvrak bir zekâ, müthiş espri gücü... Dinmez bir yaşama coşkusu... Son olarak iki hafta kadar önce Çiçek Bar’da görüşmüştük. Sami Çölgeçen, fazla kilo aldığını, kendisine dikkat etmesi gerektiğini söylemişti. Bir zamanlar TBMM’nin en genç üyesi diye anılan bu delikanlı artık 50’sine gelmişti. Zaman ne çabuk geçiyor diye konuştuk.
12 Eylül sonrası yeniden kurulan parlamentonun en genç üyesiydi Cüneyt... Fikri Sağlar ve Ali İhsan Elgin’le birlikte kabına sığmaz bir üçlü oluşturmuşlardı. Kâh Güneydoğu’da bir faili meçhulün soruşturmasında... Kâh bir yolsuzluk önergesiyle TBMM kürsüsünde... Meclis’e adeta milletvekilliği dersi vermişlerdi.
SHP’den ANAP’a geçişini çok eleştirmiştik... Sonraları kendisi de beğenmedi yaptığını... Her zaman ANAP’ın da SHP’nin de solunda oldu. Laikliğin, hukukun, demokrasinin ön sıradaki savunucuları arasında yer aldı.
Varlığıyla insana yaşama sevinci aşılayan bu dostumuzu çok özleyeceğiz... Nur içinde yatsın...

Yazının Devamı

Muziplikler...

28 Nisan 2002

- Baba Melih Amcaya şunu sorsana, bunu sorsana diye birtakım bilmeceler sıralıyor... Biz bilemedikçe basıyorlar kahkahayı yenisine geçiyorlar... Şimdi o bilmeceleri sizlere aktaralım, hep beraber neşemizi bulalım...- Eyfel Kulesinden düşen adamın saçları yere 5 dakika sonra ulaşmış, neden?- Çünkü saç dökülmesini yavaşlatan şampuan kullanıyormuş...- En bulaşıcı hastalık aşktır, neden?- Çünkü iki kişiyi aynı anda yatağa düşürür...- Magandalar neden altın kolye takarlar?- Tıraş olurken sınırı tayin etmek için...- Bir ev kadınına nasıl daha çok özgürlük verebilirsiniz?- Mutfağı genişleterek...- Genç, güzel, zengin ve akıllı kadınla evlenmek için ne yapmalı?- 4 kere evlenmeli.- Fransada Adalet Bakanlığına neden bir kadın bakan tayin edilmiş?- Çünkü bakanlıkta yerler parkeymiş çok çabuk kirleniyormuş... Pariste yaşayan gazeteci dostumuzla telefonda cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuşurken lise öğrencisi çocukları içeriden bizi gırgıra alıyor; Yemeğin tuzu azsa şeker hiçbir şeye yaramaz. Günün fıkrası - Sizin için bir şey

Yazının Devamı