Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bursaspor takımı geçen hafta Malatyaspor deplasmanına gitmişti. Hikâyesini aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı da olan Bursaspor Kulübü Başkanı Erdoğan Bilenser’ den dinliyoruz:
- Havaalanından otele kadar 20 dakikalık yolculuk boyunca otobüsümüz taşlandı, camları kırıldı. Oyuncularımızı uyutmamak için gece sabaha kadar otelin önünde davullar çalındı, megafonla anonslar yapıldı.
- Gelelim maç gününe...
- Soyunma odamızın çok tuhaf koktuğunu fark ettik. Daha sonra anladık ki, birileri, önceden gelerek içeriye zehirli tarım ilacı sıkmış. Enjektörle bu havadan örnek aldık, laboratuvarda tahlil ettireceğiz. Soyunma odalarının bulunduğu koridorda, birtakım kişiler futbolcularımıza odunlarla saldırdı. Ömer, Okan ve Moshoeu feci şekilde dayak yediler.
- Ve maç başladı...
- Ben maçı Şeref Tribünü’nde, Vali beyin yakınında bir yerde izliyordum. Malatyaspor beraberlik golünü atınca bana ve takımıma küfürler edilmeye, üzerime maytaplar, birtakım cisimler yağmaya başladı. İş arkadan tekmelenmeme kadar vardı... Maç bitiminde bütün bu olanlardan şikâyet edince Vali beyin bana yanıtı aynen şu oldu: "Her statta olur böyle şeyler Sayın Başkan."
Sonuç: Diğer manzaraları da katarsanız. Galiba ülkede futbol bitti inkıtalar oynanıyor...

Hangi kuyruğa girerseniz girin, diğeri daha hızlı ilerler.


Le Pen, ikinci tura bir gün kala bombayı patlatmış:
- Beni seçerseniz Almanya ve İtalya’yı derhal topraklarımıza katarak, Fransa’yı dünyanın en büyük ve en güçlü ülkesi yapacağım.
- Yaaa!.. Peki, bunu nasıl gerçekleştireceksiniz?
- Çok kolay... Çünkü o iki ülke zaten bana miras kaldı; biri Hitler’den, diğeri de Mussolini’den!...


Okurumuz Devrim Özdemir, dünkü sütunda "Vietnamlı" yazısını okuyunca, Japonya’ya tatile giden bir yakınının anlattıklarını anımsamış...
Bir bayram tatilinde Tokyo’ya giden Türk turist heyeti, aceleyle tarihi yerleri gezmiş. Peşinden koşar adım alışveriş merkezine gidilmiş. Orada başka Türk kafileler de var. Gezinti sırasında kafileler birbirine karışmaya başlamış. Dağılanları toplamak imkânsız hale gelmiş. Sonunda Japon tur rehperi isyan etmiş:
- Lütfen toplu halde kalın, zaten hepiniz birbirinize benziyorsunuz, kim hangi kafileden anlayamıyoruz!

Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş gönderdiği kısa açıklamada diyor ki:
- Kamu harcamalarında yolsuzluk sorununun en çok gündemde olduğu günümüzde yolsuzlukla mücadelede en önemli kamu organı olan Sayıştay’a bir yıla yakın süredir Başkan seçiminin yapılamamasını ülke çıkarları açısından sakıncalı buluyoruz. Bu konuda koalisyonu oluşturan partileri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni göreve çağırıyoruz...
Sayıştay Başkanlığı geçen yıl haziran ayında Prof. Kamil Mutluer’in emekli olması sonucu boşalmıştı. Başkanlık için 29 aday başvurdu. Bu adaylar Meclis Bütçe Plan Komisyonu tarafından 3’e indirilecek, TBMM Genel Kurulu bu üç aday arasından birini Başkan seçecek... Ancak iktidar partileri aralarında anlaşıp bir aday saptayamadığı için başkanlık aylardır sürüncemede...
İşin sürüncemede kalması bir bakıma iktidarın yolsuzluklar konusundaki hassasiyet derecesini de gösteriyor...
Sayıştay Başkanlığı’na şu anda 6’ncı Daire Başkanı Necip Pekçevik vekalet ediyor.
TBMM Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş olayın bir başka kritik yanına işaret ediyor:
- Biri hariç Sayıştay’ın tüm daire başkanları yakında emekli oluyor... Başkanlığa vekalet edecek daire başkanı da bulunamayabilir. Hükümet bu konuyu 15 - 20 gün içinde mutlaka çözmelidir...
Devlet hizmeti partizanlıktan önce gelse tüm bu konular beş dakikada çözülür. Ama tersi olduğu için işler hep sürüncemede...

Hamburgerci McDonald’s Türkiye’de küçülme kararı almış.
Türkiye’de mideler küçüldü tabii...