Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Görev yaptığım Türkiye Büyükelçiliğinde Türk bayrağı dalgalanıyordu. Türk toprağından Türkiyeye geldim, demiş.Cuma namazını Sakaryada kılacağını Yavuz Donata açıklamış.Türk, Bayrak, Kuran, Namaz, Toprak, Vatan, Millet, Sakarya...Bunlar klasik sağ politikanın klasik motifleri... Bayrağı, ezanı, Kuranı tehlikedeymiş gibi gösterip sonra sahip çıkıyormuş gibi yaparak halkı hassas yerinden avlamak. Oyu halktan alıp hizmeti para babasına sunmak.Menderes, Demirel, Özal, Çiller, Yılmaz çizgisi de tam buydu...Ülkeye ve halka gerçekten hizmet etmeye niyetli isimlerin siyasete halktan yana somut programlar, ilkeler, kadrolarla girmesi beklenmez mi?Yeni slogan, yeni söylem, yeni bakışlar, yeni çözümler sahibi olan bir lider, vitrinine Kuran yerine bunları koymaz mı? Sayın Bayarın dağarcığında yeni ne var? Onu görmek için sabırsızlanıyoruz... Sağın ve demokrasinin yeni umudu M.Ali Bayar yurda ayak bastı. Siyasetin yeni ve uygar yüzlere ihtiyacı var. Bayar o umutla bekleniyordu. Kendisine havaalanında bayrağa sarılı Kuranı Kerim armağan edilmiş. Sayın Bayar, Kuranı defalarca öpmüş. Sizin için ithal diyorlar, sorusuna: İftira eşekarısına benzer, onu ilk vuruşta öldüremeyecekseniz, hiç dokunmamak daha iyidir. Formula O zaman ortada mesele kalmıyor... Türkiye, Formula 1 yarışlarının yapıldığı 17 ülkeden biri olmak için çaba gösteriyor. Bu girişimi destekliyoruz. Ancak Formula bahanesiyle sigara reklam yasağının delinmesine karşıyız. Otomobil Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğlu aradı... Kendilerinin de sigara reklam yasağının delinmesine karşı olduklarını anlattı. TBMMye verilmiş "Formula 1in reklam yasağı dışında tutulması" yolundaki teklifin geri çekilmesi için teklifi veren Hayati Korkmazdan söz aldıklarını bildirdi. Sistem naapsın..? Asla... Fransada bu sistemin yürümesinin sırrı siyasi ahlakın ve Cumhuriyetçi geleneğin yerleşik olmasında... Uygulamada ırkçı, faşist, nazist, İslamcı, Katolik, dinci, entegrist partilerle işbirliği yapmamak şeklinde somutlanıyor. Bizde böyle kaygılar yok. İktidar olmak için şeytanla bile ittifak yapılabilir. 1974te Ecevitin yaptığı gibi, sosyal demokrat bir parti tutar iktidar uğruna dinci partiyi siyaseten meşrulaştırır... Bacı laiklerin oylarını alıp tutar Erbakanla Refahyolu kurar...Elinden tutup büyüttükleri dev Tayyip Erdoğanlar doğurup iktidara oynamaya başlayınca bu defa apışır kalırlar.Le Pen, 1986da Fransa Meclisine 35 milletvekili sokmuştu... O dönem iktidara gelen sağ partiler Le Peni koalisyona almadıkları gibi seçim sistemini değiştirip bir sonraki seçimde 35ini birden dışarı attılar. Siyasi partiler demokratsa demokrasiye zararlı olanı dışlar. Eğer partiler birer menfaat ve avanta çetesiyse... Sonuç bizdeki gibi olur... İlke, onur, demokrasi inancı, dürüstlük yoksa ülkeyi hiçbir sistem kurtaramaz... İki turlu seçim sistemi Meclisin gündemine geliyormuş şimdi. Bizde ne işe yarar iki turlu sistem? Evet dağınıklığı bir miktar önler, parçalanmışlıktan yararlanarak az oyla iktidara geleni durdurur. Ama Fransadaki gibi demokrasiye aykırı partileri demokrasiden ayıklar mı? Capon... "Geçen sene danışmanlık aldığımız Amerikan firması çalışanlarından biri de Tom adında bir Tayvanlıydı. Bu arkadaş kuru temizlemeye bir elbise bırakıyor, adını söylüyor, not ettiklerini sanıyor, ertesi gün elbisesini alınca üzerindeki isim etiketinde şu ibareyi görüyor: "CAPON" Koreliyi, Japonu, Vietnamlıyı birbirine karıştırma faslından bir öyküyü de Koçbanktan Uğur Yılmazer yazmış... Böcek olmayı kabullenenler, ezilince şikâyet etmemelidirler. m.asik@milliyet.com.tr