Stratejik ortak...

17 Ocak 2003

***Bizim Irakla aramızda kavga yok. Ama Kuzey Irakta Kürt Devleti oluşumundan dolayı ABD ile aramızda her an gerginlik artabilir. ABDnin Ortadoğu politikası yarın sınırlarımızı zorlayablir. Düşünebiliyor musunuz? Diyarbakırda binlerce asker konuşlanmış. Üslerde yüzlerce Amerikan uçağı her an kalkışa hazır. Limanlarda topları kentlerimize çevrilmiş Amerikan zırhlıları. Ve Türk ordusu bu ahval ve şerait içinde ABDnin itiraz ettiği bir konuda kendi çıkarını korumak üzere harekete geçebilecek. Mümkün mü? Olacak iş mi?Manzarayı artık görelim; Iraktan önce Türkiye işgale uğruyor... İnternet kanalı Times Online "Türkiyenin ikna edilmesiyle savaşın birinci bölümü sonuçlanmış olacak" diye yazıyor. Doğruyu söylüyor. Üsler, limanlar, havaalanları görücüye çıktı. Amerikalı tosunlar limanlardan liman, alanlardan alan beğeniyor. Yakında silahlarını, cephanelerini, uçaklarını, gemilerini getirip üslerimize, limanlarımıza, alanlarımıza yerleşecekler. İstanbulun Kadıköy yakasındaki Kurtköy Havaalanı bile askeri üs oluyor. Dolayısıyla İstanbul bile saldırı hedefi... Görünen o ki, bu yıl Kurban Bayramını George Bush ve Blair de idrak edecek... Haldun Ertem Gazetelerde iki günde bir "Sahte

Yazının Devamı

Stratejik ortak...

17 Ocak 2003


<#comment> Üsler, limanlar, havaalanları görücüye çıktı. Amerikalı tosunlar limanlardan liman, alanlardan alan beğeniyor. Yakında silahlarını, cephanelerini, uçaklarını, gemilerini getirip üslerimize, limanlarımıza, alanlarımıza yerleşecekler. İstanbul’un Kadıköy yakasındaki Kurtköy Havaalanı bile askeri üs oluyor. Dolayısıyla İstanbul bile saldırı hedefi...
***
Bizim Irak’la aramızda kavga yok. Ama Kuzey Irak’ta Kürt Devleti oluşumundan dolayı ABD ile aramızda her an gerginlik artabilir. ABD’nin Ortadoğu politikası yarın sınırlarımızı zorlayablir.
Düşünebiliyor musunuz?
Diyarbakır’da binlerce asker konuşlanmış. Üslerde yüzlerce Amerikan uçağı her an kalkışa hazır. Limanlarda topları kentlerimize çevrilmiş Amerikan zırhlıları.
Ve Türk ordusu bu ahval ve şerait içinde ABD’nin itiraz ettiği bir konuda kendi çıkarını korumak üzere harekete geçebilecek. Mümkün mü? Olacak iş mi?

Yazının Devamı

Paranın gözü...

16 Ocak 2003


<#comment> TUSİAD hükümetin ABD’ye destek olmasını istiyor... Yani ABD ne isterse vereceğiz.. Havaalanları, limanlar... 80 bin asker için Diyarbakır’da üs...
Bunun bir savaş değil katliam olacağını... Bu katliamda en az 500 bin çocuğun öleceğini... ABD’nin Irak’ı düzeltme bahanesiyle Ortadoğu’ya yerleşeceğini.. Irak’ın bölüneceğini... Bu bölünmenin Türkiye’yi bölünme tehlikesine sürükleyeceğini... Bütün bunları bile bile TÜSİAD’ın "işöleri hatırına ABD’ye ve savaşa evet diyeceğiz. ABD’ nin isteklerini geciktirmeyeceğiz. Geciktirmeyeceğiz ki alabileceğimizin en iyisini alalım!
TÜSİAD neden en önde savaşıyor bu uğurda derseniz...
O da malum...
Çünkü gelecek savaş tazminatı elbette Güneydoğu’da esas zararı görecek gariban kamyonculara ya da Akdeniz’de sinek avlayacak otelcilere gitmeyecek...
Gelecek kaynakları özel sektörün babaları kullanacak...

Yazının Devamı

Keyif Vakfı...

15 Ocak 2003


<#comment> Karabük’te yaşayan Tacettin Korkut’a nüfus kayıt örneği lazım oldu. Karabük Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne başvurdu. Ailesinin nüfusu başka ilde olduğu için kendisinden 5 milyon TL faks ücreti istendi. Mecburen kabul etti. Fakat memur faks çekmedi; internetten nüfus kaydını buldu ve kopyasını verdi. 5 milyonun makbuzu olarak da üzerinde "Nüfus Hizmetlerini Güçlendirme Vakfı, İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi İşletmesi" yazılı bir satış fişi uzattı. Tacettin Bey alınan ücrete itiraz etti. Valiliğe başvurdu. Bir sonuç alamadı.
Tacettin Bey gönderdiği notta diyor ki:
- Vatandaşların devlet dairesinde vakfa para ödemeden iş gördürmesi mümkün değil. Zengin ettiğimiz bu vakıfların hangi amaçla kurulduğunu, gelirlerinin kimler için harcandığını ise bilmiyoruz. Bu vakıfların gereğince denetlendiğini de sanmıyorum. Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’nün inşaatla, ticaretle ve sanayi işletmesiyle ne ilgisi vardır. Bu vergiler bal gibi birilerinin keyfi için kullanılmaktadır. Örneğin geçenlerde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 500 milyarlık Mercedes vakıf gelirinden alınmıştı. Fakir fukaradan zorla alınan paralarla birileri keyif çatıyor. Özeti bu...

Vergi vermeyeni

Yazının Devamı

YÖK deyince...

14 Ocak 2003


<#comment> Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Doğu Nebioğlu ve Prof. Serpil Nebioğlu’nun gönderdikleri mektup, YÖK’ü eleştirmekte zamanlama hatası yapan saf öğretim üyeleriyle ilgili... Okuyalım:
"Bizler de ilk kurulduğu günden beri, YÖK ve uygulamalarının yanlışlığını ve eksik yönlerini eleştiregeldik. Ancak bugün gelinen noktada yapılmak istenen, YÖK ve üniversitelerin daha demokratik, daha özerk ve daha çağdaş birer yapıya kavuşturulması yerine, bu ideal hedeflerin arkasına ustaca gizlenilerek, üniversiteleri tam anlamıyla AKP iktidarının kontrolüne almak ve daha sonra da kendilerine uygun kadrolaşma sağlayarak üniversiteleri "medreseleştirmekötir.
Üniversite sistemini irdelerken, özellikle de biz üniversite öğretim üyelerinin, özenle altını çizmesi gereken nokta şudur; YÖK ve mevcut üniversite düzeninin değişmesi ve gerçek anlamda çağdaş bir üniversite yapısının tesisi hepimizin özlemidir. Ancak bu özlemin gerçekleşmesi yolunda atılacak adımlar, şu sıra gündeme gelen ve arkasında karanlık ve farklı düşünceleri barındıran politik adımlarla asla bir araya gelmeyecek ve gelmesine de bizlerce izin verilmeyecektir."

Ruhunda gökkuşağı yoktur eğer

Yazının Devamı

Öfke tatlı da...

12 Ocak 2003


<#comment> Şu günlerde YÖK’e kızgın cumhuriyetçi ve laik hocalar AKP iktidarıyla ahenkli şekilde YÖK’ü topa tutuyorlar. Aklımıza İran’ın son günleri geliyor. Humeyniciler ile demokratlar Şah’ı devirmek için işbirliği yapmıştı; Şah devrilince Humeyni’nin ilk işi demokratları temizlemek oldu...
YÖK’e hepimiz kızgınız. Ama insan birlikte yola çıktığı kişilerin neyin peşinde olduğunu da bir sorgulamaz mı? Bu iktidar bilimsel ve çağdaş bir üniversite peşinde mi? Tersi niyetler içinde mi? YÖK mü daha tehlikeli, AKP’nin eğitimi geriye döndürmeye yönelik niyet ve projeleri mi?
İnsanın hangi amaca omuz verdiğini görmesi bu kadar zor mudur laik hocam?
***
Haftanın olayı malum... Genelkurmay’ın Basın Kokteyli.. Ve komutanların siyasete uyarıları... Evet askerin demokrasiye müdahalesi doğru değildir.
İyi ama Türkiye’de işleyen bir demokrasi var mı?

Yazının Devamı

ILS üzerine...

11 Ocak 2003


<#comment> Diyarbakır kazasıyla ilgili olarak havacılığı iyi bilen dostlardan mesajlar aldık... Elektronik mühendisi Hüseyin Savcı, Etimesgut Havaalanı’na Thales firması adına ILS cihazı yerleştirmekte olduklarını ve fiyatının 1 milyon dolar değil sadece 327 bin dolar olduğunu bildirdi.
Sivil havacılıkta uzman iki isim... Korhan Abay ve Doç. Sümer Yamaner birbirine çok benzer iki not gönderdiler. Özetlersek:
"Medya kaza sebebi olarak ILS cihazı yokluğunu diline doladı... Oysa kule ve kokpit konuşmalarıyla, uçuş bilgilerini içeren veriler deşifre edilip değerlendirilmeden, tüm iddialar birer varsayımdan öte değer ifade etmez. Uzmanlarımızın(!) kazanın nedeni olarak ilan ettikleri ILS cihazı, oldukça pahalı bir sistem olup Avrupa’nın birçok sivil havaalanlarında bile yoktur. Mesela yaz aylarında milyonlarca turistin indiği Mikonos, Santorini, Midilli gibi havaalanlarında yoktur. Günlük iniş kalkış sayısı 8 olan Diyarbakır için büyük lükstür. Kurallara tam uyulduğu takdirde VOR yaklaşması da NDB yaklaşması ILS kadar güvenlidir... Kesin tespit için soruşturma sonucu beklenmelidir.

Güç süreklidir ama gücün kazandığı zaferlerin ömrü çok kısa olur.
Abraham

Yazının Devamı

Gel de çıldırma!

10 Ocak 2003


<#comment> CHP Hatay Milletvekili, emekli büyükelçi İnal Batu geçen gün kuliste arkadaşlarına dert yanıyordu;
- Sıradan, sade kişileri bir yana bırakın...Uzman geçinen birtakım insanlar bile AB, Kıbrıs gibi konularda konuşurken zaman zaman gerçeklerle hiç ilgisi - alakası olmayan öyle laflar ediyorlar ki çıldırmamak elde değil. Örneğin geçen gün televizyonda, benim de yakından tanıdığım emekli bir büyükelçi aynen şöyle dedi; AB, kendi bünyesine dışarıdan sorun ithal etmek istemiyor, bunun için tabii ki Türkiye’ye de önce Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimiyle arasında olan sorunları çöz, üye olmaya ondan sonra kalk diyecek...
Hayretle gördüm ki, programın konuklarından hiçbiri bu arkadaşa, peki o zaman Yunanistan’la Kıbrıs Rum kesimi AB’ye nasıl üye oldu? Bizim onlarla olan sorunumuz AB üyeliğimize engel de, onların bizimle olan sorunları niye engel değil diye sormadı.

Anıtları taşlar değil, yapılan işler meydana getirir.
MotleyaSellerin sürüklediği insanları, aynı sulara kapılmış insanlar değil, selin dışında kalabilmiş insanlar kurtarabilir.

Yazının Devamı