<#comment>#comment> SSK’da 1992 yılından bu yana tıbbi malzeme alımında yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle Ankara DGM tarafından "Neşter Operasyonu" başlatıldı.
Aslında SSK sorunu Neşter Operasyonu’nun ötesinde derin bir sorun... Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer’in SSK’daki müzmin hastalıklara değinen raporundan birkaç satır verelim:
"... SSK hızla çökertilmektedir. Reel olarak 1988’de 100 olan toplam yatırımları 1998’de 76.8’e düşmüştür. Oysa ki bu dönemde SSK gelirleri reel olarak iki kat artmıştır. Aynı dönemde kapsadığı nüfus iki katına çıkarak 32.7 milyona ulaşmıştır. Toplumun yarısını kapsayan SSK’da ülkemizdeki hekim ve hemşirelerin yalnızca yüzde 10’u istihdam edilmektedir. (2000 yılı itibariyle toplam 88.465 hekimin yalnızca 8.112’si, 71.344 hemşirenin ise 8.489’u SSK’da çalışmaktadır)... Tüm olumsuz koşullara rağmen SSK’nın böylesine düşük maliyetlerle hizmet sunmaya devam edebilmesi çarpıcıdır. Zaman zaman tasfiye konuşulmaktadır. SSK’nın tasfiyesinin yol açacağı en önemli sorun, alımlarda toplu pazarlık gücünün yitirilmesi ve kurum içinde hizmet üretiminin sona ermesi nedeniyle sağlık maliyetinin 3 - 4 kat artacak olmasıdır. Bu durum ulus ötesi şirketlerin
<#comment>#comment> Seçim öncesi televizyon programlarında ekonomiyi nasıl düzlüğe çıkartacakları sorulduğunda Recep Tayyip Erdoğan:
- Öncelikle güven ortamı sağlayarak, diye yanıt veriyordu...
Güven ortamı nasıl sağlanırdı? Elbet mazisi temiz, şaibesiz, sabıkasız, güven veren isimlerin hükümet koltuklarına oturtulmasıyla...
Ne var ki tersi oldu...
Hükümete çoğunlukla kimliği ve kişiliği tartışılır isimler atandı.
Enerji, Ulaştırma gibi yatırımcı bakanlıkların başındaki isimlerin belirgin özelliği Belediye döneminden Tayyip Erdoğan’ın mutemet adamı olmaları.
<#comment>#comment>Ne silah denetçilerinin raporu... Ne dünya insanlarının protestosu.. Ne BM ilkeleri.. Ne Papa’nın barış çağrısı.. ABD hiçbirini umursamıyor. Irak’a saldıracak... Saddam’ı devirip Irak’ta üslenecek. Dünya petrolüne hâkim olacak... Avrupa, Rusya, Çin ve Japonya mızıklanırlarsa olay dünya savaşına kadar uzanacak. Strateji uzmanları böyle diyor.
Peki Türkiye ne yapacak? En büyük zorluk şu ki... Silah denetçileri raporlarını 26 Ocak’ta verecekse de BM’nin karar alması şubat sonunu bulacak. ABD’nin ise acelesi var. BM’nin kararını beklemeksizin bizi savaşa sürüklemeye çalışacak... Önümüzde çok zor günler var...
Bir düşmandan kurtulmanın en iyi yolu, onu kendine dost etmektir.
4. Henry Hürriyet’in manşetinde iştah açan Musul - Kerkük haberini görünce yine o öyküyü anımsadık... Time dergisinde yıllar önce Afrika’dan Amerika’ya köle olarak getirilmiş adam anlatıyordu...
- Cape Town’da limanda bir arkadaşımla oynuyorduk. Amerikalı denizciler bizi gemiye davet ettiler. Orada bize börek ikram ettiler. Beğendiğimizi görünce bunların Amerika’da ağaçta yetiştiğini söylediler. Arkadaşımla Amerika’ya gidip gitmemeyi tartıştık. Güverteye çıktığımızda
<#comment>#comment>Erzurumludan aşk çeşitlemeleri...
Dur ben Kerem olim sen Aslı
Sonumuz ele bitsin yaslı
Nostaljik aşk neyse oni yaşıyah
Ele sevah ki gara sevda olah
Araplara benziyah gapkara olah
<#comment>#comment>Okurumuz bir reklamdan esinlenmiş, olası bir savaştan sonra yazacaklarını savaştan önce yazmış. Okuyalım:
Üç kuruşa tamah edip, savaşa girdiniz.
Din kardeşlerinizi arkadan vurarak,
Petrol hırsızlarının işini kolaylaştırdınız.
Komşunuzun, evinin barkının yerlebir
edilmesine çanak tuttunuz, ne ki, nafile savaşın ateşinden kendiniz de kurtulamadınız:
<#comment>#comment>Turizm Gazetesi Editörü Fehmi Köfteoğlu gönderdiği notta haber veriyor:
- Kumarhane lobisi Abdullah Gül’ün sözlerinden cesaret aldı, kumarhanelerin açılması için lobi başladı...
Kumarhanelerin yeniden açılabileceğinin ilk işaretini Başbakan Abdullah Gül, 19 Kasım’da Kanal D’de katıldığı Teke Tek Programında vermiş, bu konuda Turizm Bakanlığı’nda bir çalışma yürüttüklerini söylemişti...
28 Aralık 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde "Başbakan Abdullah Gül’ün kapatılan kumarhane sahiplerinin talebi üzerine konuyu incelemeye aldığı" belirtiliyordu.
Turgut Özal döneminde açılan kumarhaneler 1998’de 28 Şubat sürecinde kapatılmıştı... Neden?
Kumarhaneler raporunda belirtildiği gibi:
<#comment>#comment>Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü’ne vekâleten Murat Beybalta’nın getirilmiş olmasının sebebi, bu arkadaşımızın diğerlerine göre daha kıdemli müdür yardımcısı olmasıdır...
Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü’ne imam kökenli Murat Beybalta’nın atanma gerekçesini geçen gün Meclis kürsüsünde bu sözlerle açıklamıştı.
Yani ortada "imam kayırma" gibi bir durum yoktu ve atama "kıdem" ölçüsü dikkate alınarak yapılmıştı.
Şimdi de gelelim CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı’nın sözlerine:
"Bakan Mumcu, Meclis kürsüsünden - haydi yalan demiyeyim - resmen yanlış konuştu. İmam kökenli Murat Beybalta asla "en kıdemli" kişi değildir. Bu şahsın toplam hizmet süresi 27 yıldır. Eğer ölçü olarak hizmet süresi dikkate alınmışsa, 39 yıllık süresi olan Haydar Dikmen niye atanmadı. Yok, ölçü meslek kıdemi ise, 17 yıl 10 ay 11 gün hizmet süresi olan Sabri İşgör dururken, yöneticilikte hizmet süresi 15 yıl 3 ay 11 gün olan Murat Beybalta niye atandı? Ben bu rakamları Erkan Mumcu’nun başında bulunduğu bakanlıktan aldım. Aksini iddia ediyorsa hodri meydan, diyorum..."
Not: Sayın Mumcu’nun yanıtı varsa yayınlamak üzere bekliyoruz...
<#comment>#comment>NTV’nin Berlin muhabiri Fulya Canşen arkadaşımız ne yazmış okuyalım:
"Birkaç gün önce Mısır’daydım. Bir hafta boyunca Nil üzerinde yolculuk yaptık. Lüksor’dan Assuan’a gidip geri döndük. Yolda pek çok yerde durup Mısır medeniyetinin kalıntılarını keşfettik. İri yapılı kocaman göbeği olan kel bir rehberimiz vardı; Ahmed... Alman kadınlarının değişik, tabii ekzotik bulduğu için bayıldığı bir Afrikalı erkek... Arkeoloji ve Mısır dili edebiyatını Alman üniversitesinde okuduğu icin ağzı iyi laf yapıyor, herkesle cüssesine uymayan bir kibarlıkta flört ediyordu. İstediğini alamayan Alman hatunlar, göbeğiyle kelini, o da yetmezse ülkesindeki geri kalmışlığı ön plana çıkartarak onu rencide etmeyi denediler. Fakat başaramadılar.
Çünkü Ahmed her olumsuzluğa "bununla gurur duyuyorum" yanıtını verdi.
Ahmed göbegiyle gurur duyuyor,
Ahmed keliyle gurur duyuyor,
Ahmed tarihiyle gurur duyuyor,