Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


TUSİAD hükümetin ABD’ye destek olmasını istiyor... Yani ABD ne isterse vereceğiz.. Havaalanları, limanlar... 80 bin asker için Diyarbakır’da üs...
Bunun bir savaş değil katliam olacağını... Bu katliamda en az 500 bin çocuğun öleceğini... ABD’nin Irak’ı düzeltme bahanesiyle Ortadoğu’ya yerleşeceğini.. Irak’ın bölüneceğini... Bu bölünmenin Türkiye’yi bölünme tehlikesine sürükleyeceğini... Bütün bunları bile bile TÜSİAD’ın "işöleri hatırına ABD’ye ve savaşa evet diyeceğiz. ABD’ nin isteklerini geciktirmeyeceğiz. Geciktirmeyeceğiz ki alabileceğimizin en iyisini alalım!
TÜSİAD neden en önde savaşıyor bu uğurda derseniz...
O da malum...
Çünkü gelecek savaş tazminatı elbette Güneydoğu’da esas zararı görecek gariban kamyonculara ya da Akdeniz’de sinek avlayacak otelcilere gitmeyecek...
Gelecek kaynakları özel sektörün babaları kullanacak...
Güzel sektör bir süre nefes alacak...
Amerika askeri ülkenin üslerine limanlarına girmiş de bir daha çıkmamış... Türkiye bölünme tehlikesiyle baş başa kalmış... Bir üçüncü dünya savaşının kıvılcımları çakılmış... Bunlar bizim özel sektörün ufkunun ötesindeki işler.
Irak’ta yüz binlerce çocuğun ölmesi de öyle.. Bizim TÜSİAD büyükleri akşamları eve döndüklerinde çocuklarını okşayıp sevsin yeter ki... Gerisi hikâye...

Topluma lüzumsuz bilgiler verirseniz lüzumsuz bir kalabalık oluşur.
Erich Fromm

Almanya Kara Ses’i Türkiye’ye gönderecekmiş. Biz de misilleme olarak Tatlıses’i gönderelim ...
Akif Kökçe

Eski ABD Büyükelçisi Parris "Savaşa girmezseniz Beyaz Saray’ın telefonları meşgul çalar" demiş. Ah keşke o hattı tamamen kesebilsek.
Haldun Ertem

Geçtiğimiz cumartesi akşamı Ankara’da bir lokantada Deniz Baykal, İnal Batu, Onur Öymen ve eski ABD Ankara Büyükelçisi Mark Parris sohbeti koyulaştırıyor...
Ankara’da Amerikan şirketleri adına lobi faaliyetleri yürütmekte olan Mark Parris, yemeğin daha başında bizimkilere dönüp;
- Ben Türk yemeklerini çok severim, diyor, Amerika’da yemeklerinizi çok özlüyorum... Uyanık yabancıların bu klasik numarasını bilen İnal Batu, hınzır bir yüz ifadesiyle araya giriyor:
- Sayın Büyükelçi New York’ta çok güzel Türk lokantaları var, oralara uğruyor musunuz?
Mark Parris, "gidiyorum" dese, belki arkasından, "hangilerine" sorusu gelecek.. Hemen konuyu değiştiriyor...

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan aynı tonda konuşuyorlar... İkisi de hükümeti "kararsızlık" la suçluyor. Oysa hükümet, diğer konulara göre, Irak konusunda daha kararlı... Birleşmiş Milletler kararı olmaksızın savaşa başvurulmaması yönünde bir tavrı (en azından şimdilik) sürdürüyor. ABD’nin baskılarına karış direniyor.
"Hükümet kararsız" diyenler ABD lehine karar çıkmasını isteyenler.
***
Deniz Baykal parti grubunda şöyle konuşuyor:
- Sakın ha Türkiye’yi Irak’ta bir savaşa bulaştırmayın. Türkiye Irak’taki maceranın tarafı haline gelmemelidir...
Nedir bunlar? Yuvarlak laflar...
Ne Irak Türkiye’ye savaş açıyor, ne Türkiye Irak’a...
Hükümet’i sıkıştıran acil mesele başka...
ABD’nin üs ve limanları istemesi... Diyarbakır’a 80 bin asker indirme talebi.
Başbakan Gül iki hafta önce CHP lideri Deniz Baykal’la bir görüşme yaparak ABD’nin bu taleplerini kendisine iletti. 80 bin asker indirme talebi konusunda onun görüşünü istedi. Baykal ise daha sonra yaptığı basın toplantısında bu konuda Gül’e görüş bildirmediğini açıkladı.
Oysa CHP’den beklenen bu konuda görüş açıklaması, ABD’nin taleplerine karşı çıkarak hükümetin elini rahatlatmasıdır...
Atatürk’ün partisinin ABD’nin üs ve limanlara yerleşmesine karşı bir çift lafı yok mu?

Güçlüden yana olmak insanı kaypak ve dönek yapar. Güçlüden yana olan kişi güç merkezi değiştikçe fırıldak gibi döner.
Uğur Mumcu